Türk sözlüğü, bağımsızlık ve başını dik tutmak anlamını da içerir. Tarihteki tüm Türk devletleri bağımsızdı. Başka bir hegemonyayı kabul etmediler. Osmanlının başlangıçta acıyıp lütuf olsun diye verdiği kapitülasyonlar (Yabancılara tanınan ayrıcalıklar) zamanla esarete dönüşüp yıkım getirdi. Tarihimizi çok iyi inceleyen büyük Atatürk, ulusumuza en önemli şart olarak Tam Bağımsızlığı emretmiştir. Atatürkün bağımsızlıkla ilgili öğüt ve emirleri ciltler doldurur. Atatürk Avrupa uygarlığından yanardı. Onun İnk

Bu kitap, masanın iki tarafında da bulunmuş olan yazarın son iki yıl içinde yayınlanmış olduğu yazı ve makalelerinden oluşmuştur. Türkiye´nin AB ile çok önemli bir bütünleşmeye gittiği bir ortamda konuyu aktüel boyutları ile inceleyen eserlerin yeterince yazılmamış olmasıve bu konuda kaynak eksikliği hissedildiği için bu yayın gerçekleştirilmiştir.

Türkiye, yarım asırdır AB kapısında üyelik için bekliyor. 2008 Mayısında 50. yaş gününü kutlayan AB, bugün vatandaşlarına siyasi istikrar ve ekonomik refah getiren 27 üyeli önemli bir aktör haline geldi. Devlet politikası olarak benimsenen ve bugünlerde modasını yitiren bu macera inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Bu kitapta; TÜRKİYE AB ÜYESİ OLACAK MI? AB, BİZ ÜYE OLUNCAYA KADAR DAĞILACAK MI? TÜRKİYE'NİN AB'NDEN BAŞKA ALTERNATİFİ YOK MU? gibi sıkça sorulan sorulara tarafların olası kazanç ve kayıpları ile o

Avrupa Birliği, II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından başlayan bir sürecin ürünü. Teknik ve liberal kapitalizmin kökünden sarstığı bir dünyada yaşlı kıtanın tahkim etmeye çalıştığı bir mevzi. Ne var ki, yaşanan gelişmeler, Avrupa Birliği fikrinin tüm veçheleriyle tartışıldığı ihtilaflı bir görünüm sunuyor. Bu çalışma, Avrupa Birliği’nin evrimindeki farklı aşamaları, birliği var eden hukuki enstrümanları, iktisadi ve siyasi hedefleri, yapıyı oluşturan etnik ve ulusal sınırları genel bir çerçevede değerlendirme

Dünya 20´nci yüzyılın sonunda başlayan ve halen devam eden hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu süreç içinde Soğuk Savaş sona ermiş, küreselleşme olgusu insanları, toplumları, şirketleri, kurumları ve devletleri derinden etkilemeye başlamış, değişen güç dengelerine uygun olarak yeni dünya düzeninin temelleri atılmaya başlanmıştır. İletişim ve bilişim sahalarında yaşanan teknolojik gelişmeler, üretimin örgütlenmesinde ve ticaretin yapısında büyük değişiklikler meydana getirmektedir. Ticaret, sermaye har

AB-Türkiye ilişkilerinin böylesine spesifik ve göreli olarak az incelenmiş bir boyutunda, mütevazı hacmine rağmen içerdiği oldukça kapsamlı bilgilendirme-tartışma ve sunulan kapsamlı kaynakça ile birlikte, Kitabın sadece kamu yönetimi akademik çevresi için değil, seçilmiş ve atanmış kamu görevlileri için de faydalı olacağı düşünülmektedir.

İleri demokratik ülkeler olarak kabul edilen AB ülkeleri Birlik düzeyinde gerek içerde gerekse dışarıda demokrasiye yönelik tartışmalarla iç içedir. Bu kitapla Birlik düzeyinde AB'ye ilişkin demokrasi sorunlarının nedenlerini öğrenirken, bu sorunun çözümünün 28 üyeli bir Birlik için ne derece zor olduğunu görme imkânı bulacaksınız. Ayrıca Avrupa halklarının AB'ye ilişkin görüş analizlerinde bilinenin aksine farklı bakış açılarına sahip olduklarını göreceksiniz. Bu çerçevede AB ve Türkiye üyelik sürecini çok

Bu kitabın temel amacı Avrupa Birliği'nin tarihçesini, kurumlarını, faaliyetlerini ve Türkiye ile ilişkilerini genel bir bakış açısı ile değerlendirerek okuyucuyu bilgilendirmektir. Böylelikle Avrupa Birliği'nin ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir.

Misyonerlikte Papazlığa kadar yükselmiş ilker Çınar* "Örgütlenmemiz için rahipler ABD´den gelirdi. Hedef kitlemiz Doğulu Kürtler ve Alevi kökenli Türkmenlerdi!" *Yeniçağ Gazetesi, 24 Nisan 2007 "... Türk devleti milli şuurun yüksek, Türk kültürünün hakim olduğu dönemlerde güçlü olmuş, bu değerlerden uzaklaşıldığı dönemlerde ise zayıflayarak güç kaybetmiş ya da yıkılmıştır. Türkiye´nin üniter yapısına yönelik tehditlerin arttığı günümüzde de sorun, Cumhuriyetin kuruluş amacını doğuran ve Cumhuriyetin kuruluş

Bu çalışmada eşitlik kavramı üzerinde durulmuş ve eşitlik ilkesinin İş Hukukundaki yeri Avrupa Birliği ve Türk İş Hukukundaki uygulamasıyla somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Çalışmada eşitlik ilkesi üç bölüm altında etraflıca ele alınmıştır. İlk bölüm; Eşitlik İlkesi ile İlgili Kavramsal Çerçeve başlığı altında eşitlik kavramı ve kavramla adalet, ahlak, özgürlük ve siyaset ilişkilerinin yanı sıra uluslar arası belgelerde eşitlik ilkesinin incelemesi yapılmıştır. İkinci bölümde Avrupa Birliği İş Hukukunda Eşi

İMF ile parasının yönetimi elinden alınıp borç batağına düşürülen, Özelleştirme ile tüm yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, ekonomik kaleleri ele geçirilen, Gümrük Birliği ile dış ticaret yönetim ve denetimi devralınan Türk ulusunun, artık sıra Ulusal Egemenliğini elinden almaya gelmişti. İşte bu son aşamayı tamamlamak, yani tabuta son çiviyi de çakmak üzere, Türkiye AB´ye üye olma sürecine sokuldu. Bu süreçte Türkiye bölünüp parçalanacak ve sonunda Ulusal Egemenlik Brüksel´e teslim edilecekti. Türkiye´nin

Akid Dışı Borç İlişkileri Uygulanacak Hukuk Avrupa Birliği Bünyesinde Hazırlanan Roma II Tüzük Çalışmaları MÖHUK Tasarısı (Ön Kapak) İnsanlığın var olduğu zamandan günümüze, en fazla ilişki ve etkileşim içinde olduğu bilim dallarından biri hukuktur. Yabancılık unsuru taşıyan insan ilişkileri devletler hukukunun uğraş alanını oluşturmaktadır. Bu ilişkilerin özel boyutta ele alınması ise devletler özel hukukunun uygulama alanını belirlemektedir. İnsan ilişkilerinin sınır ötesi boyutlara taşınması, yabancılı

Türkiye- AB ilişkilerini farklı açılardan yorumlayan on bölüm altında toplamda yirmi yedi makalenin yer aldığı bu eser, Türkiye’de konu ile ilgilenen tüm çevrelerin takdirini alacaktır. Çünkü yazıların tamamı özgün ve Türkiye- AB ilişkilerine farklı açılardan ışık tutacak niteliktedir. Kitaptaki bölümler; giriş dersleri, ekonomi dersleri I-II, politika dersleri I-II, eğitim dersleri, teknoloji dersleri, Atatürk ve küreselleşme dersleri ve sonuç dersleri başlıklarından oluşmaktadır. Türkiye’nin, alanlarında

Bu eser, bu sürece bir nebze de olsa katkı sağlamak amacıyla hazırlandı. Eserde Avrupa Birliği nin kuruluşu, genişlemesi, organları, temel politikaları, tam üyelik müzakereleri ve Türkiye nin AB ile ilişkileri ana hatlarıyla ele alınmaktadır. Eser; bu haliyle Avrupa Birliğini kuşbakışı tanıtmayı amaçlamakta ve ilgi duyanlara yeni kapılar aralamaktadır. Eserin sonunda Avrupa Birliği hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin başvuru yapacakları yerler ve Avrupa Kurumlarının adresleri ve internet siteleri

- Avrupa Birliği Kurucu Antlaşması - Avrupa Topluluğu Kurucu Antlaşması - Avrupa Toplulukları Adalet Divanı Statüsü - Amsterdam ve Nice Konferansları - Nihai Senetlerinde Benimsenen - Protokoller ve Bildiriler - AB'nin genişlemesine ilişkin protokol - Adalet divanı statüsü ile ilgili protokol - Denizaşırı ülke ve topraklar - Amstredam'da kabul edilen nihai senet'te benimsenen protokoller - Avrupa güvenlik ve savunma politikası'na ilişkin bildiri...

Neo liberal saldırınının, militarizmin güçlü bir sekide devam ettiği; emekçilerin henüz savunma konumunda olduğu ve dünya ölçeğinde toplumsal hareketlerin bir dizi ülkede sendikal ve siyasal temsilinin zayıf olduğu; yeni yeşermekle olan toplumsal direnişlerin devrimci sosyalist bilince henüz karşılık düşmediği bir ortamda IV. Enternasyonal'in 15 Dünya Kongresi şubat 2003 tarihinde gerçekleşti. Kongre, Dünya durumu, kaptilast küreselleşmeye karşı direnişler; IV. Enternasyşonal'in görevleri gibi siyasal metin

AB üzerine notlarda AB’nin tarihsel perspektif içindeki gelişimi, diğer ülkelerle ilişkileri, EURO ve AGܒlerin yanı sıra Türkiye başlığı altında; ekonomik, mali ve politik gelişmeler çizgisinde karşılıklı ilişkilere yer verilmiştir. Çalışma, “Küresel Bir Aktör Olarak Avrupa Birliği” ve “Küreselleşme Sürecinde Türkiye- AB İlişkileri” başlıklı bölümlerden oluşan iki ana kısma ayrılmıştır. Bu kısımlar altında yukarıda bahsedilenin yanında Avrupa birliği; genişleme süreci, politik iş birliği, Rusya ilişkileri,

Avrupa Birliği; karmaşık, uzun soluklu ve özel bir bölgesel bütünleşmedir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında altı Avrupa devletinin başlattığı işbirliği, günümüzde federasyona giden yirmi beş devletli bir birliğe dönüşmektedir. Yapıtaşlarını, "demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti" kavramlarının oluşturduğu bu süreçte AB, yeni bir uluslararası güç merkezi olmaya adaydır. AB devletlerinin biraraya gelerek hem ekonomik ve siyasal sistemlerini birbirlerine göre yeniden düzenlemeleri, hem de birlikte yeni sist