Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Kitap, insanlığın ilk varolduğu andan bugüne kadarki varolma biçimini M PROBLEMİ olarak tanımlayan; M PROBLEMİ'ni A TEOREMİ'yle çözümleyen; alternatif insan, alternatif bilgi, alternatif varlık ve alternatif varoluş biçimi olan "süresel varoluş"un ortaya konulması ve varlık âleminde yaşamaya başlamasının tüm insanlığa ilanıdır. M PROBLEMİ'ni A TEOREMİ'yle çözümleyen "alternatif varoluş" M PROBLEMİ ve "tek seçenekli bir evren modeli"nin sonucu olan insanlığı eski, yeni insanın alternatif varoluşunu "insanlık
Heidegger'in yanıtını aradığı Varlığın anlamı sorusu diğer tüm bilimlerin sorularından farklı bir karaktere sahip olup anlama ve yorumlamaya dayanan hermeneutik karakterli bir sorudur. Ancak Heidegger'de anlama ve yorumlama, hermeneutik gelenekteki diğer düşünürlerden farklı bir şekle bürünmüş olarak karşımıza çıkmaktadır. Heidegger, anlama fenomenini Varlık alanına kaydırarak, Varlığın anlaşılmasına dayanan bir ontolojik hermeneutik düşüncesi ortaya koyar. Bu yeni hermeneutik anlayışının merkezinde ise H
Varoluşu anlamlı kılan kadim sorular insan belleğini hiçbir zaman boş bırakmamıştır. İnsanı, dünya seyahatinde yalnız bırakmayan ve yalnızlık ve yalınkatlılıktan kurtaran nedir? İnsan ömür boyu neyin mücadelesini verir? Mutluluğun sırrı nedir? İnsan hayatında dostlukların ve anıların kıymetini bilen şanslı insanlar artıyor mu, yoksa eksiliyor mu? Hayat daha yaşanabilir ve daha güzel hale mi geliyor? Yoksa gölgeli koridorlar artıyor mu? İnsan hakikaten karmaşık bir rüya veya bilinmeyenler yumağı mıdır? İns
Tükendi
Quid ad aeternitatem? Unamuno felsefesi bu temel soruyla yola çıkar: İnsan kendi canına karşılık ne verebilir? Ebediyetin yanında ne ehemmiyet taşır? Bu sorunun cevabı, Unamuno için gün gibi aşikârdır, zira onun için ebediyet karşısında her şey teferruattır. Ölümsüzlüğü hayatının tam ortasına yerleştiren Unamunonun trajedisi, bu en hayati sorun üzerine zıt görüşler sunan aklının ve duygularının çelişmesinden doğar ve bu trajedi İspanyol filozofun bilinçsiz bir ölümsüzlükle yetinmemesinden, bu ölümsüzlüğe ki
Geçmişe baktığımızda, bugün ne kadar çok insanın kendi varoluş gerçekliğine uyandığını görmek mutluluk vericidir. Ancak ayrılık ve çatışma dolu kadim bir insanlık kültüründen gelen acı, korku ve öfke gibi duyguları deneyimlerken, bizler kendimizi ve diğer insanları nasıl koşulsuz biçimde sevebilir ve kalplerimiz içine nasıl girebiliriz? Can Arif, Varoluş Oyunu Serisinin bu ikinci kitabında, gerçeğin yolunda her birimizi usta birer varlık haline getirecek olan bilgi ve anlayışları bizimle paylaşırken, ruhsa
Tükendi
Kierkegaard'ın İbrahim ile İshak'ın öyküsünü diyalektik lirik bir dille yeniden yazdığı "Korku ve Titreme"si, felsefesinin özünü kavramak için biçilmiş kaftan. Kierkegaard'ın düşüncesinin temelini oluşturan, kendi içinde diyalektik bir sıra izleyen üç aşamalı varoluş anlayışını -etik, estetik ve dinsel varoluş aşamalarını- adım adım izleyip özümseyebileceğimiz bir felsefe metni bu. Kierkegaard için inan(ç) insanın mutlaka gerçekleştirmesi gereken bir varoluş ödevidir; çünkü ancak inan(ç) temelinde bireyin t
Düşülkenin Zaman Öte serisindeki ilk kitap olan Transdomim okurla buluşuyor Janset Karavinin 2 yılı aşkın süreyle İstanbul Beyoğlunda İstiklâl ve Kadıköyde Bahariye Caddeleriyle, Ankarada Yüksel Caddesi ve Kuğulu Parkta yaptığı pantomim performanslarında yaşadıkları, çarpıştığı insanlar ve insanlık hallerinden yola çıkarak, yaşamak ve varoluşla ilgili düşüncelerini, bu süreç içinde yazdığı, çeşitli dergilerde yayınlanmış şiirleriyle de desteklediği bir anı-anlatı Transdomim. Kitabın Önsözünden Alıntılanmışt
Tükendi
üm yaratımın doğası koşulsuz sevgidir ve sonsuzluğun çocukları olan bizler de tam olarak koşulsuz sevgiden yaratıldık. Bizler hepimiz, evrendeki varoluşu BİR kılan bu tek-özün ışığını yeniden hatırlamak ve paylaşmak için buradayız. Ancak evrensel sevgi yolunda ruhsal uyanış ve arayış sürecine başlarken, çoğumuz bunu başlatacak olan bir şeyin ortaya çıkmasına ihtiyaç duyarız. Bu bazen yaşamlarımızdaki travmatik bir olay olabileceği gibi, bazen de içine dönme vaktinin geldiğini hatırlatan basit bir işaret ya
Tükendi
Ömer Hayyam, Rubailerinde, dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, varoluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak
Tükendi
Kendi evreninden bize farklı bakış açıları sunan Nietzsche'nin ilk kitabı Tragedya'nın Doğuşu ya da Helenizm ve Pesimizin 1886'da yayımlandı. Tiyatronun kaynağı müzikle bağdaştıran Nietzsche bu kitabunda, Apollonculuğun batı düşüncesine nasıl egemen olduğunu ve Dionysasculuğun olası bir yeniden sunumu olarak Alman romantizminin nasıl Avrupa kültürünün kurtuluşu haline geldiğini vurgulamıştır.
iyi yaşamak insanın asıl ereğidir; fakat bu önce yaşamayı ve birlikte yaşamayı gerektirir. Aristoteles, Politika: 1280b 30-35. Bazı canlılar doğa ile yaşarlar (phsusis); bazıları alışkanlıklarla (ethos); fakat yalnızca insan logos ile yaşar; çünkü yalnızca insan logosa sahiptir. Aristoteles, Politika: 1332b3-5. Önemli olan bir ruha ya da akla sahip olarak yaşamak değil, önemli olan bir ruha ya da akla sahip olarak etkin yaşamaktır. Aristoteles, Prot
Tükendi
Bilimsel yönden evrim teorisi, hiçbir teorinin -bunun içine Einstein'ın görelilik teorisi de dahildir- yapamadığı etkiyi yapmış geniş kitlelere yayılmıştır. Fakat en önemlisi dini yönden neden olduğu tartışma boyutudur ki bu onun bilimsel yönünü arka plana itmiştir denilebilir. Hatta konu felsefi bir tartışmanın sınırlarını çoktan aşmıştır.
Martin Heidegger'in, varlık felsefesi yapma adına insandan yola çıkan felsefesi, çağdaş insani durumu betimleyen bir felsefedir. Bu çalışmada Heidegger'in teolojik kaygılar taşımadan yaptığı tespitlerin teolojik açıdan değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışmada, insanın "şeyler" dünyasında olmasından kaynaklanan, olgusallık, sonluluk, düşmüşlük, yabancılaşma, belirsizlik, güvensizlik, kaygı, umutsuzluk, hiçlik, anlamsızlık, evsizlik, kritersizlik, temelsizlik ve suçluluğun yol açtığı çatışma ve gerilimlere çözü
"Dünyanın gördüğümüz şey olduğu doğrudur, ama yine de ona bakmayı öğrenmek zorunda bırakılırız..." İnsan varlığı, doğumundan itibaren dünyayı ve şeyler arasında sahip olduğu yeri olduğu gibi görme yetisine sahiptir, ancak zaman ilerledikçe ona gördüklerinin gerçek olmadığı fikri dayatılır. Böylece insan, dünıyayı nasıl bakması gerektiğini öğrendikçe, aslında dünyadan ve kendisinden giderek uzaklaşır. Merleau-Ponty kısa yaşamını, yeniden kendi varlığımıza nasıl geri dönebileceğimizin sırrını bizlerle payla
19. yüzyılın çığır açıcı filozoflarından birisi olarak göze çarpan Soren Kierkegaard'ın varoluşçu felsefenin doğmasında büyük katkıları olmuştur. O eleştiri yağmuruna tuttuğu Hegel gibi büyük sistemci filozofların aksine her türlü sistem düşüncesinin karşısında olmuştur. Felsefesinin odak noktasını oluşturan insan probleminde o insanın hiçbir sistem içinde tanımlanamayan kategorize edilemeyen bir varlık olduğunu göstermeye çalışmıştır. Ona göre insan henüz varoluşunu tamamlamamış kaygısı umutsuzluğu ile var
Tükendi
Dinin en temel unsuru olan iman kavramının, bireyin hayatı ve davranışları üzerindeki etkileri, insanlık tarihi boyunca hakkında pek çok yorumun yapıldığı bir konudur. Bu bağlamda insanın ahlâkî olarak nitelendirilen fiilleri, onun inançları bağlamında ele alınmış ve birbirinden farklı değerlendirmeler ortaya konulmuştur. Bu durum genel anlamda insanın anlam arayışının en somut yansımasıdır. Bu kitap, özelde Batı dünyası genelde ise bütün insanlığı kuşatan, maddi unsurların öncelenmesini hedefl eyen salt ak
Tükendi
Kant ile başlayan süreçte bir zamanlar felsefenin gözbebeği ve kraliçesi olarak görülen metafizik nasıl ele alınmıştır? Felsefelerinde metafiziği eleştiren filozoflar, onu tamamen ret mi etmişlerdir, yoksa mahiyeti, kapsamı ve amacına bazı müdahalelerde bulunarak ona yeni bir rol mü biçmişlerdir? Eğer yeni bir rol biçmeden söz edilecekse metafiziğin felsefenin diğer alanları ile ilişkisi nasıl sağlanmıştır? Bu açıdan metafizik düşünce özelinde filozoflar arasında sürekliliği sağlayan veya farklılığa yol aç
üketimin medya ve popüler kültür aracılığıyla körüklenmesinin karşısında insanın özgürleşme bilinci yaşamsal bir değer olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelirli bütün bu değerlendirmeleri bir özgürleşme alanı olarak kentle ve yerel yönetimlerle ilişkili olarak da yapmaktadır. Ayrıcalıklı hiyerarşik yapının beslenmesi, mülkiyetçi temelde kentlerin inşa edilmesi yazara göre iktidarların kendi pazarlarını yaratmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Gelirli'nin özgürleşmeyi iktidar, liberal demokrasi ve küreselleşm
Tükendi
Asrımızda tesirlerini bütün felsefe âlemine hatta bütün düşünce dünyasına yayarak genişleten varoluş felsefesinin doğuşu geçen asrın başlanndadır. Hatta onun hazırlıklarını Pascal'da bulmak kabil oluyor. II. Cihan Harbi'nden sonra pek acayip anlayışlara yol açan bu felsefenin esası şudur: Eski Yunan'dan beri felsefe, hakikat olarak eşyanın özünü araştırıyordu. Öz. duyularla tanınmayan, bir oian, hiçbir zaman değişmediği halde, değişen ve duyularla tanınan bütün varlıkların esası olan ve onlan var kılan şeyd
Işığın Kaynağı Doğu dizisinin 5. Kitabı olarak, "Güzel Söz, Güzel Davranış, Güzel Eylem" alt başlığıyla Zerdüşt'ü siz değerli okurlarına sunuyor. İbrahim Ülger bu çalışmasında "herşey, karşıtı ile birlikte vardır" diyen Zerdüşt'ün kimliğine, Nietzche'nin eleştirisine yer verirken, evreni birlikte yaratan iki zıtlığın, Ahura Mazda ve Ahriman'ın eylemlerinden hareketle doğanın, insanın varoluş öyküsüsünün kaynaklarına dek uzakmaktadır. Işığın Kaynağı Doğu dizisi, gerçekte bir duruşun ve bu duruştan hareketle
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2