Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Felsefî anlamda insanı kendine has bütünlüğü içinde kavramaya çalışan makale, mülâkat ve bildirilerden oluşan bu kitap, Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un daha önce "Ekzistans ve Felsefe Üzerine Görüşler" adıyla yayınlanmış olan çalışmasının genişletilmiş ve gözden geçirilmiş ikinci baskısıdır. Bu kitapta "varoluş" da "felsefe" de, bugün adına, bugünün problemleri açısından yeniden değerlendiriliyor ve Prof. Dr. Kenan Gürsoy'un yorumuyla yeniden anlam kazanıyor. Felsefenin kadim problemlerinin incelendiği bu eserde
Tükendi
Benlik, kişinin doğuştan getirdiği bir öz değil, bir imkandır. Bazen yitip gider gündelik meşgaleler arasında farkında bile olmadan, bazen böyle bir sorunun olduğu hatırlanmaz bile. Bazen ben'i olmak vebalı olmak gibi tehlikeli görülür, bazen üç beş kuruş kaybetmekten daha az dikkat çeker yitip gitmesi. Oysa benlik haline gelmek, varoluşun en yüce ereği (telos)'dir. Kişi kendi benini varoluşun olasılıkları arasından seçer, özgür irade ve eylemleri ile kendi benliğini oluşturur. Varoluşun sürekliliği
Tükendi
Din felsefesinin; yakin, delil, fayda ışığında varoluşsal inanç sorunlarını tartışırken, bu süreçte aldığı yolu derinleştirmesi, yüklendiği rolü etkinleştirmesi, seslendirdiği kali açık etmesi, takındığı hali temsil etmesi, sahip olduğu dili örnek biçimde kullanması, beslendiği gölü kendine yakın tutması, akıp gittiği seli iyi deneyimlemesi, tattığı balı yakından tattırması ve kokusunu aldığı gülü gerektiği ölçüde herkese koklatması gerekir.
Varoluşçuluğun babası olarak anılan Kierkegaard felsefesini inanç ve bilgi, düşünce ve gerçek üzerine kurmuştur. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak adlı bu derlemede, Kierkegaard felsefesinin özünü oluşturan bütün kavramlara dair parçalar bulacak, büyük filozofun ölüm, din, korku gibi konulardaki düşüncelerini okuyacaksınız. Tanrı'ya İhtiyaç Duymak, Kierkegaard'un bütün kitaplarından yapılmış bir derleme olması açısından, Søren Kierkegaard'un felsefesine giriş niteliğinde bir eserdir.
Tükendi
Varlık ve Hiçlik, hiç şüphesiz Jean-Paul Sartreın başyapıtıdır. Sadece Fransız felsefesi açısından değil genel olarak felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsil eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç şüphesiz daha uzun yıllar korumaya devam edecektir. Çünkü, insan, ilk defa bu yapıtta, özgür olmaya mahkum edilmiştir... İyi okumalar!
Varoluşçuluk nedir? Bugüne değin çeşitli yanıtlar verilmiş bir sorudur bu. Sözgelişi, Weil'e göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounier'ye göre umutsuzluk, Hamelin'e göre bunaltı, Banfi'ye göre kötümserlik, Wahl'e göre başkaldırış, Marcel'e göre özgürlük, Lukács'a göre idealizm, Benda'ya göre usdışılık, Foulqué'ye göre saçmalık felsefesidir. Bir dönem, slogancı gençliğin peygamberi ve ?varoluşçu papası' sayılan J.-P. Sartre'a göreyse, varoluş, insanda, ama yalnız insanda, özden önce gelir. Bu demektir ki insa
Tükendi
Descartes, Tanrı'nın varlığını ve insan ruhu ile bedeninin birbirinden ayrı olduğunu kanıtlamaya çalışır Metafizik Üzerine Düşünceler'de. Döneminin bilimlerine sağlam bir temel oluşturma kaygısıyla inzivaya çekilip kendini toplumdan soyutlayan bir düşünürün içsel yolculuğunu anlatır. Descartes, eserinin başından sonuna kadar sistemli bir kuşku yöntemiyle hareket eder. Başka bir deyişle doğru olarak bildiği ne varsa hepsini bir kenara atıp tüm önyargılarından ve temelsiz inançlarından arınarak yol alır. Bir
Friedrich Wilhelm Nietzsche 15 Ekim 1844 ? 25 Ağustos 1900) Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır. Nietzsche´nin kilit fikirlerini Apollon-Dionysos ikiliği, perspektivizm, Güç İstenci, "Tanrının ölümü", Üstinsan ve bengi dönüş oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli
Tükendi
Kierkegaard, 1849 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı: "Öldüğümde Korku ve Titreme bana ölümsüz yazar olma şanını kazandırmaya yetecektir: O benden sonra okunacak ve yabancı dillere çevrilecektir. Okuyucu kitaptaki coşkulu anlatımla kendinden geçecektir." Bu özel öngörü büyük oranda doğrulandı, Kierkegaard'ın 1843 yılında Johannes de Silentio takma adıyla yayımladığı Korku ve Titreme, en çok okunan ve en çok bilinen kitaplarından biri oldu. Kierkegaard, İbrahim'e oğlu İshak'ı kurban etme emri verildiğinde,
Tükendi
Kendinioldukça ??akıllı'' sananinsanlararasındayaşıyoruz. Bundandahabüyükbirtehlike var mı? Yırtıkolsa da kendielbiselerinigiy. Onlar sana aittir. Mal kaygısı, sıkıntılarınanasıdır. Düşle, gerçekarasındaki tek fark; yazılışbiçimleridir. Rakiplerinizikabalıketmedenyenecekolursanız, sanatın en görkemliolanınıicraetmişolursunuz. Hayallerinizianlatmayın. Onun da hırsızı var.
Tükendi
İslami modelin hayatın butun boyutlarını şekillendirebileceğine dair; inancımızı, bilincimizi ve irademizi kaybettiğimiz gunden bu yana, tarihsel - siyasal - ekonomik - kulturel gerçekliği, bugunun gerçekliğini biz muslumanlar uretmiyoruz, oluşturmuyoruz. Bugunun gerçekliğini Anglo-Amerikan Oryantalist dunya uretiyor, şekillendiriyor, yönetiyor ve biz muslumanlara dayatıyor. Bizler, bizlere dayatılan bu gerçeklik doğrultusunda hareket ediyor, duşunuyor, uretiyor, örgutleniyor, hizmet ediyor ve yaşıyoruz. Ke
Tükendi
İlk basımını 1992'de yaptığımız Tarihsel Bunalım ve İnsan'ın üçüncü basımı. "Kavşak noktasındaki adamdır" Ortega y Gasset: XIX. yüzyıl ile XX. yüzyılın, geleneksel İspanyol kültürü ile çağdaş Avrupa kültürünün, basın dünyasıyla akademik ortamın, felsefeyle politikanın, Krallık'la Cumhuriyet'in, Dikta'yla Demokrasi'nin, İç Savaş'la Dünya Savaşı'nın, bireyin kültürel konumunu belirleyen ve zenginleştiren çeşitli ve çelişkili tarihsel toplumsal yönelişlerin kavşağında gelişmiştir kişiliği... . Böylesine olağa
Tükendi
Franz Kafka, Eylül 1917 ve Nisan 1918 tarihleri arasında, Zürau'daki kız kardeşinin evinde 8 ay geçirirken bir yandan veremle boğuşuyordu. Garip bir şekilde bu hastalık yaşamı, evliliği, ailesi, bir erkeğin durumu ve pişmanlıkları hakkında felsefî kırıntılar halinde yazılar yazmasını mümkün kıldı. Bu aforizmalar 1924'te ölümünden sonra ufak değişikliklerle birlikte birçok kez farklı adlarla basıldı. Şans eseri Roberto Calasso, Kafka'nın iki defterinin aslını Oxford Bodledian Kütüphanesi'nde buldu. Bu defter
...Düşünür ile şair, gerçek' ile kurgu' arasında süregiden, Platon'un başlatarak yeni bir ufuk açtığı arketipik tartışmada taraf tutmak mıdır bu Platon'un, insanların kentinde İyi'nin ahlaki ve siyasal otoritesini bozmasınlar diye, yalancılar'ı ve pandomimcileri sürgün etme kararını geçersiz kılmak mıdır Iris Murdoch'ın yapıtlarının ve sanki onun kişiliğinin de merkezinde, Platon'un sürgüncülüğü ve bunun epistemolojik olarak ima ettiği şeyler vardır hep. Bunlar onun romanlarını ve felsefesini zindeleştirir.
Tükendi
Var olan her şey bilgidir. Diğer canlılar yaşamalarına yetecek bilgilerle dünyaya gelirler. İnsan ise bilgisiz doğar. Bilgilenmek için yalnızca bilme olanakları vardır. Bu yolda ihtiyacı olan bilgiyi kendisi yapmak, kendisi kurmak, kendi yaptığına göre yaşamak, kendisini denetlemek ve bilgilerini kendisi geliştirmek zorundadır. İnsan ne kadar bilirse, o kadar ve o düzeyde yaşayacaktır. İlk bakışta olumsuz gibi görünen bu insanlık durumu ahlakın, devletin, bilimin, sanatın, dinin yapıcı-yaratıcı yaşamanın, ö
Tükendi
"Olmak ya da olmamak" Shakespeare'in bu ünlü sözleri varoluş filozoflarında sahici varoluş ya da sahici olmayan varoluş kavramlan içinde ele alınarak, gerçek içeriğine kavuştu. Bu çalışmanın amacı, varoluş felsefesini ve filozoflarını tanıtmaktır. 20. yy'ın en önemli felsefi akımlarından biri olan varoluşçuluk, çağın insan sorununu ele alan bir felsefedir. Özellikle iki Dünya savaşının yıkımını gören ve içinde yaşayan düşünürler, insan varlığının nasıl bir varlık olduğunu sorguladilar. Bu nedenle olması ger
Vigilius Haufniensis, bildiğimiz ismiyle Søren Kierkegaard, kaygıyı bir uçurumun sınırında durduğumuzda hissettiğimiz baş dönmesine benzetir. Adımını uçurumun belirsizliğine doğru atmanın ya da atmamanın kararını verebilecek olmak ve tüm olasılıkların bir an için önümüzde serili olması hali insanda bu baş dönmesini meydana getirir. Benzer şekilde kaygı, olanaklar arasında seçim yapmanın sorumluluğunun bireye ait olduğu her durumda ortaya çıkan baş dönmesidir. Uçurumun kenarından aşağıya bakıp başı dönen bir
Tükendi
Bir gün Bengü çıktı sahneye. Bakışını, işlevini kaybetmiş bir sistemin dışına taşırarak eylemini başlattı. Çocuğu anlamanın evreni anlamakla eş değerde olduğunu gösterdi. Dikkatleri "Tohum"a, "Başlangıç"a, "İlk adım"a çevirdi. Bir rüya projeyi anlattı. Varoluş yasasıydı sunduğu. Amaç yeniden doğuşuydu insanın.
Bizi başkalarından ayırt eden, sıradan bir varlık olmadığımızı gösteren bir durum olan kişilik insana özgü ayırıcı bir hal olarak kabul edilmektedir. Bu anlamı sebebiyle de daha çok psikoloji ve sosyoloji ile ilişkilendirdiğimiz kişi ve kişilik kavramı felsefede insan probleminin içinde önemli bir yer işgal etmektedir. Felsefede 'kişi olmak' deyimi kişiliği merkeze alan düşünce hareketinin temel kavramıdır. Kişi olmak insan olmaktan ayrı ve farklı bir duruma işaret etmektedir. Kişilik insanın sahip olduğu o
Tükendi
Bir gün Bengü çıktı sahneye. Bakışını, işlevini kaybetmiş bir sistemin dışına taşırarak eylemini başlattı. Çocuğu anlamanın evreni anlamakla eş değerde olduğunu gösterdi. Dikkatleri Tohuma, Başlangıça, İlk adıma çevirdi. Bir rüya projeyi anlattı. Varoluş yasasıydı sunduğu. Amaç yeniden doğuşuydu insanın.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 41 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1