Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4
Terry Eagleton'ın hem hayatını hem de düşüncelerinin gelişim seyrini gözler önüne seren bu söyleşi, sadece edebiyat kuramıyla değil kültürle, düşünce tarihiyle, sosyoloji ve Marksizmle ilgilenenlerin de dikkatini çekecek derinlikte tartışmalar barındırıyor. Eleştirmenin Görevi, siyasetten edebiyata, etikten estetiğe, Terry Eagleton'ın üzerinde durduğu hemen hemen tüm alanlarda, fikirleriyle deneyimlerinin birbirini nasıl beslediğini gösteriyor. Bir edebiyat eleştirmeni ama aynı zamanda siyasi bir figür ola
Tükendi
"İnsanlık, tarihin hiçbir döneminde bu kadar kuşatılmamış, özgürlüğü bu kadar elinden alınmamıştı. Başta medya teknolojileriyle kesintisiz olarak ses, yazı, resim ve hareketli görüntülerin bombardımanı altındayız. Bu bombardımanın etkisiyle özgür olmadığımızın, algılarımızın düzenlendiğinin ve belirlenen sınırlar içinde yaşadığımızın ayırdında değiliz. Orwell'ın kehanetinin gerçekleşmesi bir yana, Houxley'in Cesur Yeni Dünyası'nda yaşıyoruz. Her şeyi şova, alınıp satılan metaya dönüştürerek kendi bedenlerim
"Bu kitap, göz alan, merak uyandıran ve hayran bırakan bir enginlikte bilgiyle dolu." -Helene Cixios Sayfalarını "Başlangıç" ile açan ve "Son" ile bitiren bu kitap; bilinen unsurlardan ("karakter", "anlatı", "yazar") biraz daha alışılmadık olan unsurlara ("sırlar", "haz", "hayaletler") uzanan çeşitli konuları barındırıyor. Bennett ve Royle, soyut "izm" kavramlarına bel bağlamak yerine, karmaşık fikirleri doğrudan edebi eserlerle örneklendirerek onları başarılı bir biçimde izah ediyor. Böylece sözgelimi Ja
Tükendi
Edebiyatı ve sanatı bir üretim faaliyeti olarak gören yaklaşımınöncülerinden olan Pierre Macherey bu çalışmasında ideolojinin edebiyat alanında nasıl işlediğini göstermek üzere bir teorik çerçeve kurarken Tolstoy'dan Borges'e, Jules Verne'den Balzac'a, Defoe'dan Rousseau'ya farklı yazarlar ve eserler ışığında edebi üretimin temel sorunsallarını tartışıyor. Edebiyat eserini kendi nesnesinden mahrum bir söz ve hezeyan olarak kavrayan öznelci/izlenimci görüşe karşı eserin dolayımlayarak temsil ettiği ideolojik
Tükendi
Kitle katliamları "modernite"nin, hatta "demokrasi"nin ya da aksine "medeniyetin çöküşü"nün veya "barbarlığın geri dönüşü"nün doruğa ulaşmasının bir göstergesi midir? Bu katliamları işleyen kişiler "sıradan" mı yoksa "psikopat" olarak mı nitelendirebilirler? Holokost vakasının başlı başına tarihsel bir tekilliğe, eşsizliğe sahip olduğu ya da diğer soykırım örnekleriyle kıyaslanabilir olduğu söylenebilir mi? Elinizdeki kitap, yirminci yüzyılda meydana gelen yaklaşık yirmi adet kitlesel imha olayının analizi
Erkan Irmak, Eski Köye Yeni Roman'da bir dönem boyunca Türkiye'de etkili olmuş "köy romanı" türünün tarihini, kökenini ve sonunu ele alıyor. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e köy ve köylüye bakışın biçimlenişi ve dolayısıyla köyde geçen ya da köy temalı romanlarla köy romanlarının arasındaki türsel farka odaklanıyor. Bunu aynı zamanda kuramsal bir meseleye, romanın ne olduğu ve köy romanlarının nasıl tanımlanabileceği sorusuna ayırarak ayrıntılandırıyor. Roman türünün diğer edebi türlerden nasıl ayırt edilebileceğin
Tükendi
Türk edebiyatında eleştiri, en sıkışık alanlardan biridir. Gazete ve dergilerde yazan eleştirmenler kavram kullanmaya uzak durup yüzeysel iddialarla oyalanırken akademi öznel değerlendirme yapmaktan çekinir. Gerçi, 1990'ların eşiğinde akademi, önceki dönemlere göre kendini epeyce geliştirdi, yeniliklere daha cesur bakma yeteneği kazandı. Artık akademide yeni dönem şairleri hakkında da kapsamlı makaleler yazılıyor, tezler yapılıyor. Edebiyat dünyasında ise farklı bir gelişme gözleniyor. Eleştirmenlerin çoğu,
Tükendi
Eleştirinin sınırları var mıdır? Edebiyat teorisi ve eleştirisi alanında dünya çapında bir şöhrete sahip olan Rita Felski, Eleştirinin Sınırları başlıklı kitabında eleştirinin sınırlarını sorguluyor. Ancak bunu yaparken kendi deyimiyle eleştiriyi eleştirmeyi değil, yeniden betimlemeyi amaçlıyor. Eleştiri faaliyetine yeni bir bakış açısı öneren ve savunduğu tezleri sağlam argümanlarla destekleyen Felski, bu çalışmasıyla sadece eleştirinin değil modern düşüncenin ve kültürün sınırlarını da sorguluyor. Bu a
Dünyada suçun tarihi, Kabil'in Habil'i öldürmesi yani ilk insan kanının toprağa bulaşması ile başlar. Bütün bir uygarlık tarihi boyunca; çıkar kavgaları, kin, nefret, ötekini aşağılamak, etnik öfkeler, aşağılamalar ve sair sebeplerle insanlar, insanlara düşman olmaya ve toprağı kanla sulamaya inatla devam etmişlerdir. Dolayısıyla cinayet, katil, mağdur, suç, suçlu, vicdan ve ceza mekanizması, yargı sisteminin işleyişi ve hükmü, adalet gibi temel insanlık sorunları, bütün büyük sanatçıların ilgisini çekmişti
Tükendi
Gil Anidjar, Kan: Bir Hristiyanlık Eleştirisi'nde edebiyattan felsefeye, antropolojiden mitolojiye, teolojiden siyasete, tıptan hukuka uzanan bir "kan" okuması yaparak, Batı Hristiyanlığı'nın kendi kanını nasıl farklılaştırdığını inceliyor. Batı'nın seküler teslisi olan ulusun, devletin ve sermayenin damarlarında akan kanın peşine düşen Anidjar, okura idrak etmek için okumaktan fazlasını gerektiren, üzerine düşünüle­cek bir eleştiri sunuyor. Kitap, Şimdiye kadar Batı'nın farklı uzmanlık alanlarının da yard
İnsanın hakikat arayışı, belki de yeryüzünde hayat bulduğu ilk andan itibaren başlamıştır. Bu arayış bir düşünce yoğunluğunu, bu yoğunluk ise üzerinden geçmek için derli toplu bir metni gerektirir. Binlerce yıllık hakikat arayışı serüveninin sonucu olarak, şiir, roman, öykü, deneme vs alanlarda ortaya eserler koymuştur insanoğlu. Bu arayış esnasında doğu ve batı kültürleri arasında farklı yaklaşım ve dil kullanımı da ortaya çıkmıştır. İsmail Süphandağı, bu eserinde Doğu ve Batı'nın hakikat arayışında ortaya
Tükendi
"Noam Chomsky'nin dünyaya yaptığı belli başlı katkılardan birini seçmem istenseydi, o güzel, pırıltılı "özgürlük" sözcüğünün ardında var olan çirkin, manipülatif, acımasız evrenin maskesini düşürdüğü gerçeğini seçerdim. O bunu akılcı ve ampirik biçimde yaptı. Onun çözümlemesi amansız ve şaşmazdır. Dosyasını oluştururken sıraladığı bulgular yığını muazzamdır. Aslında dehşet vericidir. Chomsky'nin yönteminin başlangıç önermesi ideolojik değil, yoğun biçimde siyasidir. Araştırmasına bir anarşistin iktidara ola
Yunus Emre'nin yukarıdaki mısralarında ifadesini bulan söze dair kültürümüzde şiirler yazılmış, vecizeler ve atasözleri söylenmiştir." Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır" diyerek insanları halimane davranmak gerektiğini belirten veya "Bin düşün, bir söyle " tavsiyesiyle "Öfkeyle kalkıp zararla oturma"mızı engelleyen atasözlerimiz çoktur. Bilindiği gibi atasözünün en temel özelliği söyleyenin belli olmamasıdır.Yani bir kişi tarafından söylenen veciz bir sözken sözlü edebiyatın olduğu dönemde zamanla söyley
Tükendi
Elinizde bulunan kitap, üzerinde çalışılan hikâye, roman, şiir ve deneme türündeki eserlerin satırları arasında saklı kodları, metni yalnızca kendinde arama yöntemiyle ve yorumbilimsel, kuramsal ve poetik izleklerden yürüyerek çözmeyi; içlerindeki büyük resmi yine estetik yorumlarla okurlara sunmayı amaçlamıştır. İrdelenen her metin, tema, kurgu, anlatım dili, kanonik kimlik gibi öne çıkan yanlarıyla değerlendirilmiş, bununla birlikte, kitabın salt teknik bilgiler veren bir yöntembilim denemesi olmam
Tükendi
Yunan yazmalarını karanlığa gömen ilahiler silindi; yeni bir yönetimin ışıltısı dünyaya saçıldı; cismani güçler yeni bir yaşam gücüyle hız kazandığında ve gözler, geleneklerden daha net görmeye başlayıp zihinler kendinden gizleneni kavramaya başladığında ortaçağcılığın buhranlı denizinden sevinç dolu yeniyetmeliğin tüm görkemiyle insanoğlunun özgür ruhu yükseldi. Tarihsel Eleştirinin Doğuşu, bugün hâlâ hayranlıkla okuduğumuz Oscar Wilde'nin bir gençlik çalışması... Wilde, Tukididis, Polibios gibi Yunan ta
Tükendi
Bazı hikayeler yalnızca okumak içindir. Okursunuz sonra arkanıza yaslanıp içinizde bıraktığı duyguyu tadar ve kalkarsınız. Ama "Cam Duvarlar" böyle değil. Okuduktan sonra birine anlatabileceğiniz, anlatmak için can atacağınız hikayelerle dolu. Ama kitabın asıl ilginç yanı, vakıa hikayelerinden hiç beklenmeyen bir derinlik taşıması. Bulanık, helezonik ve başladığı yere asla dönemeyen cümleler yok. Aksine sade, akıcı, berrak bir dil ve bazen gülümseten bir üslubu var. Olaylar, kahramanlar sayfalardan fırlaya
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 313 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4