Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7
".....Tek tesellîm, ümîdim ve daha doğrusu temennim, orada veya hayatının geçeceği her (anda), etrafına müfid olmandır. Bu dileğimi belki çok söyledim, çok tekrarladım. Fakat bilerek söylüyor, isteyerek tekrarlıyorum. Ömrümce de söyleyip tesbih etmek isterim. Zîra yaşamadan gaye ve maksat, bence hizmet ve himmettir. (Muhit kısır, insanlar taş gibi..) demek, asla bir mazeret olamaz. Sırasında kayaların üstünde bile ot, hatta ağaç biter."
Tükendi
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yakıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sora insanı. Acıya beklemedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında löseminden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu. Bu kit
İlk dört kitabı burada sunulan ve aslen on kitaptan oluşan Mektuplar (Epistulae), Genç Plinius'tan günümüze kalan iki eserden biri olma özelliğini taşır. Söz konusu diğer eseri, konsüllüğe atanması vesilesiyle İmparator Traianus huzurunda yaptığı ve Panegyricus olarak yazıya dökülmüş olan uzun övgü konuşmasıdır. Kayda değer çalışmalar olduğu tahmin edilen diğer söylevleri ise elimize ulaşmamıştır. Genellikle gayrıresmî bir havada, hoşsohbet bir üslupla ve coşkun bir ruh haliyle yazılmış olan bu mektuplar,
Tükendi
Rus ordusunda görevli Gürcü bir general olan Giorgi Kazbegi, 1874 yılı baharında, günlüklerinde "Türkiye Gürcistanı" olarak nitelendirdiği, bugün Artvin ve çevresinde yer alan pek çok bölgeyi ziyaret etmiş; üç ay boyunca, kimi zaman yaya kimi zaman at sırtında dolaştığı bu bölgelere dair izlenimlerini gezi notları şeklinde kaleme almıştır. Kazbegi, müthiş bir doğa bilgisi ve gözlem yeteneğiyle yazıya aktardığı; dönemin günlük yaşantısıyla ve çarpıcı toplumsal olaylarıyla iç içe geçen bu yolculuğuna, sayfala
Tükendi
Tezer Özlü'yü çocuk yaşta tanıyan Ferit Edgü, zaman içinde dostu, (zaman zaman) dert ortağı ve yayıncısı olmuştur. Bu kitapta, bu iki yakın dostun, İstanbul/Paris/Ankara ekseninde (çoğu Tezer'in hastalığının depreştiği zor günlerde) birbirlerine yazdığı mektuplar yer alıyor. Yazmayı bir varoluş sorunu olarak gören iki yazarın yayımlamayı hiçbir zaman düşünmedikleri bu mektuplarda, özellikle Tezer Özlü'nün Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk kitaplarından tanıdığımız çırılçıplak dünyasıyla k
Eski İzmir'den geriye kalanlar... Çok yönlü kültür insanı Tekin Özertem'in imzasını taşıyan Geride Kalan, Delidolu'nun "Tanıklık" temalı kurmaca dışı eserler koleksiyonun ilk kitabı. 50'li, 60'lı ve 70'li yılların İzmir'ine, bilhassa da kentin sanatsal üretkenliğine ve çokkültürlü toplum yaşantısına tanıklık ettiren kitap, İzmir'i çok daha yakından tanımamızı sağlıyor. Geçmiş üzerinden bugünün İzmir'ini de düşünmemize olanak veren ve bu yönüyle kent belleğine katkıda bulunan Geride Kalan, ünlü Gagin Yoku
Bu kitabın yazarı uzun yıllardır cezaevinde bulunan Mehmet Ali Besun o çok zor koşullarda ve büyük bir emekle, her kelimesini inci gibi işleyerek, kırk yıl önce yaşanan sosyal ve siyasal bir tarihi öğrenmemiz ve unutmamamız için yazmış ve önümüze koymuştur. Bu kitaba ilgi göstermek geçmişimize göstereceğimiz ilginin ifadesi olacaktır. Halkımızın, geleceği ören insanlarına ve onların yarattığı değer ve ürünlere ilgi göstermek konusunda cömert olduğunu biliyor ve buna inanıyorum.
Tükendi
Bu kitabı, şahitliğe hazırlık için yazıyorum. Yazdıklarım; daha önce atalarımın ve sadık yoldaşlarımın dökülen kanıyla kutsal hale gelmiş bir fikrin tanıklığıdır. Bir şeyin değerini onunla neler yapabileceğiniz değil, onun için neleri feda edebileceğiniz belirler. Özgürlük, kendimiz, milletimiz ve ülkemiz için tam bir sorumluluk kabul etmemiz anlamına geliyor. Özgürlük, bizi başkalarından ayıran mesafeyi muhafaza etmek demektir. Özgürlük, zorluklardan, güçlüklerden, mahrumiyetten ve ölümden artık korkmamak
Saklı kalmış âlimlerimizi ve mütefekkirlerimizi keşfederek onların birikimlerinden istifade etmek toplumsal ihya ve ıslah çabaları açısından son derece önemli. Uzun bir ilim yolculuğuna çıkan merhum Fikri Tuna, heyecanını ve coşkusunu ömrü hayatı boyunca korudu. Şam'dan Lübnan'a, Mısır'dan Cezayir'e uzanan seyahatleri ulvi ilim yolculuğuyla ilgili. Fikri Tuna aynı zamanda çağdaş İslam düşüncesini ve İslam âleminin ahvalini yakından takip eden iyi bir müdekkik. İlmin "İslam'ı asrın idrakine söyletmek" manası
Franz Babinger'in "Sırplı devşirme" diye andığı Ostravica'lı Konstantin Mihail Konstantinovic, Üsküp'ün batısında yer alan NovoBrdo'nun fethi sırasında devşirilir. Onun Türk Kroniği (KronikaTurecka) adıyla Çekçe ve Bir Yeniçerinin Hatıratı (PamietnikiJanczara) adıyla Lehçe neşredilen eseri döneme dair pek çok gelişmeyi anlaşılır ve sade bir üslupla ele alabilen nadir çalışmalardandır. Kitap, Türklerin dini ve yaşamları, Osmanlı devletinin sosyal ve askeri yapısı hakkında çok kıymetli bilgiler sunar. Bilhass
Tıp doktoru, anestezi uzmanı, halk sağlığı doktoru ama önce insan.. Hekim olan, olmayan ama sosyal medya mecrasına azıcık girmiş olan bir kişi Ali Özyurt ismini duymuş, onun paylaşımları ile, özellikle şiir paylaşımları ile büyük olasılıkla karşılaşmıştır; çünkü Ali Özyurt bir sosyal medya fenomenidir, binlerce takipçisi vardır. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli bilim insanı, psikiyatrist Dr Engin Gençtan'ın "İnsan Olmak" isimli kitabının ilk basımının önsözü şu ifade ile başlar: "İnsan var olduğu günden
Tükendi
Vakittir, dedim... Gördüğüm, geçirdiğim, yaşadığım, yaşattığım ne varsa yazmalıyım artık, dedim ve elinizdeki kitap çıktı ortaya... Mesleğim diş tabipliği; uzun yıllar, mesleğimle müziği yan yana yürüttüm ve adeta iliklerime işleyen Anadolu ezgilerinden de hiç ayrı düşmedim. Ruhunun sesini dinlemekten vazgeçmeyenlerden olan Rus yazar Anton Çehov'un meşhur sözünü anmak isterim burada: "Mesleğim olan doktorluk karım, yazarlık metresimdir; ama son yıllarda karımı göremez oldum!" Dünyamız, yeryüzüne değmemden
Avusturyalı yazar Joseph Roth (1894–1939), "gazetecilik" yıllarında kaleme alıp ilk defa 1927'de yayımlanan kitabı, Yahudiler Yollarda'nın önsözünde şöyle seslenir: "Bu kitabın beklentisi alkışlar ve övgüler değil!" Zira dönemin Avrupa'sını derinden etkileyen bir "göç" olgusu üzerinedir yazdıkları. Roth, bu sıradışı kitabında 1. Dünya Savaşı'ndan önceki ve sonraki yıllarda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerine "göç etmek" zorunda kalan ve gittikleri yerlerde kendi cemaatlerince b
Tükendi
"İçeri girenler, ölenler, sağ kalanlar, sağ kaldığına üzülenler, gençliklerini faşizmin hapishanelerinde geçirenler, içeri girmeyenler, işkence görenler, işkencede konuşanlar, konuşmayanlar, mülteci olanlar... (...) Son yok. Son da Hayri gibi kayıp. Nasıl olsun ki? Hayri yok, devrim yok... Kayıpları aramaya devam ediyoruz. Geçmişe ağlamak fayda vermez. Biliyorum... Ama Hayri ve onun gibi devrimciler yaşasaydı burası başka bir ülke olurdu, bunu da biliyorum." Resmî belleğe şiddetli bir politik kutuplaşmanın
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7