Küresel olsun, ulusal olsun, ya da yerel olsun, insanlığın karşı karşıya bulunduğu toplumsal, ekonomik ve siyasal sorunların çözümünde, bilinç düzeyi yüksek bireylerin varlığı kadar, örgütlü davranışta önem taşır. Her iki etmen birbirini bütünler. Çevre değerlerinin korunması ve geliştirilmesi, böyle bir gereksinmeyi bize en çok duyumsatan sorumluluk alanlarından biridir. Çünkü, çevreci akımlara ya da düşün hareketlerine öncülük etmek savıyla sahne alan aktörlerden birçoğunun, ya sağlam bir dünya görüşünden

Her gün daha fazla açığa çıkıyor: kapitalist kar hırsı çevreyi sürdürülemez kılarken, yalnızca insanlığın dışlanması değil, aynı zamanda yeryüzünün yıkımını da beraberinde getirmekte. Yıkım, bir bakıma kapitalizmin kontrol-dışı sonuçları olan hava, su ve toprağın geri-dönüşsüz boyutlarda kirlenmesinin yanı sıra, uzayın sömürgeleştirilmesi, canlıların genlerine biyoteknolojik müdahale gibi bilinçli uygulamalarla da gelmekte. Kral Marx’ın deyişiyle, “Tek bilim tanıyoruz, o da tarih bilimidir. Tarihin iki yüz

Çevre sorunlarının 1960'lı yıllara kadar birkaç ülke hariç, diğer ülkelerde fazla önemsenmemesi sonucu kirliliğe karşı önlemlerin alınması bir hayli gecikmiş ve çevre hızlı şekilde doğal dokusunu maalesef büyük ölçüde yitirmiştir. İlk sanayi ülkelerinin çevre sorunlarına diğer ülkelerden daha fazla ilgi gösterdiklerini ve bu konuda geçmişin tecrübelerinden dolayı daha duyarlı olduklarını görüyoruz. ...

Ülkemizde, özellikle üniversitelerin Biyoloji bölümleri ile bazı Ziraat Fakültelerinden, dağınık ve birbirleriyle ilintisi kurgulanmamış bir planda okutulan su canlıları ile ilgili dersler ve yapılan uygulamalar, 1981 yılında özellikle Su Ürünleri Yüksekokullarının faaliyete geçmesiyle daha planlı yürütülmeye başlanmış ve bu bağlamda, su ürünleri alanında, hem öğrenciye hem de uygulamaya yararlı olabilecek nitelikte ve nicelikte Türkçe kitap gereksinimi hızla artmaya başlamıştır.

"Ülkemiz açısından da son yıllarda önemi giderek daha iyi anlaşılan çevre gibi hassas bir konunun, çetişli üniversitelerimizden değerli akademisyenler tarafından tüm yönleriyle incelenmesi, bizlere geniş kapsamlı bir b ilgi hazinesi ve değerlendirebilme imkanı sunmaktadır. Değerli araştırmacıların kenid uzmanlık alanlarına uygun olarak çevre sorunlarına farkıl yaklaşımlarla eğilmeleri, konunun kompleks yapısının daha iyi anlaşılmasını sağladığına inanıyorum." -Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya ...

Postmodern Hesaplaşmalar, milenyumdan psikanalize, kuantum kuramından kaçıklık kuramına kadar bir dizi temayı işleyen bir seridir. Bu kitapların her biri çağdaş düşüncenin keskin ucunda uran anahtar bir fikri ele almakta ve yirmi birinci yüzyıl düşüncesinin temellerini atmış paradigmatik düşünür ve beyinlerin yaklaşımlarını anlaşılır bir dille ortaya koymaktadır. "Teknoloji gelişiyor, dil değişiyor, ses kırılıyor, kader bizi avucuna alıyor."

Coğrafyadan siyasal bilimlere, biyolojiden hukuka birçok bilim dalının ilgilendiği multidisipliner bir inceleme konusu olan çevre sorunları ile ilgili kitabımız, özellikle öğretmen adaylarının bu konudaki derslerinde kullanmaları için hazırlanmıştır. Bu kitaptan, coğrafya, sosyal bilgiler, Türkçe, biyoloji, sınıf öğretmeni olmak için öğrenimlerini sürdüren gençler, bu konuda ders veren öğretim elemanları ile tarım ve orman mühendisliği alanlarında yetişen öğrenciler yararlanabilir. Genel anlamda tüm dünyada

Ekolojik düşünce; doğayı müzeci, salt koruma yaklaşımlarına teslim etmek değildir. Toplumsal kalkınma ve gelişmenin uzun vadeli iktisadiliğini de garanti altına alan yeni bir bilim paradigmasıdır. Bu baplamda konuları üç büyük başlık altında ele alan eser Üniversitelerde kabul edilemeyen grüşleri toplum jürisi önüne sunmaktadır.

İnsan faaliyetleri ekolojik çevreyi ve biyolojik çeşitliliği ne şekilde tehdit ediyor? Küresel ısınma ekolojik felakete giden yolda ilk mi yoksa son adım mı? Dünyanın enerji ihtiyacını fosil yakıtların dışındaki alternatif kaynaklardan sağlamak mümkün mü? İhtiyaç ile açgözlülük arasındaki mesafe nerede yokoldu? En çok kirletenler en çok yalan söyleyenler değil im? Dünya iklimi konusunda verilen mücadele siyasi bir mücadeledir. Küresel iklim değişimi görmezden gelinemeyecek kadar hayatımızın içinde. Sanayile

Türkiye, kurak ve nemli bölgeler arasındaki coğrafi konumu, bu konuda jeolojik devirlerin en kısası fakat kanımca morfolojik bakımdan en etkilisi olan Pleistosen´de meydana gelen iklim değişiklikleri dolayısıyla uğradığı klimatik kuşak kaymaları, östatik seviye değişikliği, büyük bir kısmı Pleistosen´de oluşmuş çok çeşitli volkanik şekilleri ve düşey doğrultudaki binlerce metreyi geçen büyük seviye farkları nedeniyle gerçekten çok değişik ve çeşitli morfojenetik bölgelerin özelliklerini taşıyan bir mozaik o

Kitap, yer bilimlerinden biri olan hidroloji konusunda ana bilgileri vermek üzere hazırlanmıştır. Hidrolojik çevrimin tarifi ile başlayarak, bu çevrimin hidrolojik tasarım yapan mühendisler için gerekli olan önemli elemanlarını tek tek incelemekte ve bu elemanların ölçüm yöntemlerini ve analizlerini vermektedir. İlk on konu yüzey hidrolojisine ayrılmıştır. Bunlardan dokuzuncu konu bu seviyede hidroloji konuları için gerekli istatistik bilgisini kapsamaktadır. Yüzey hidrolojisiyle ilgili konuların tamamının

Ülkemizde henüz emekleme döneminde olan çevre hareketinin en büyük eksikliklerinden biri, konuyla ilgili bilgilerin genelde parçalanmış ve bölük pörçük bir biçimde meraklılara sunulmasıdır. Konuya geniş bir tarihsel açıdan yaklaşan Dünyanın Yeşil Tarihi: Çevre ve Uygarlıkların çöküşü, yerküremizdeki bütün insanlar için çok değerli bir kaynak kitap. Binlerce yılın ürünü olan üretim ve tüketim düzenlerimiz, kaynak kullanımı, yoksulluk ve refahın dağılımı gibi tüm insanları yakından ilgilendiren konular, çevr

Coğrafyadan siyasal bilimlere, biyolojiden hukuka birçok bilim dalının ilgilendiği multidisipliner bir inceleme konusu olan çevre sorunları ile ilgili kitabımız, özellikle öğretmen adayları için hazırlanmıştır. Bu kitaptan, coğrafya, sosyal bilgiler, Türkçe, biyoloji, sınıf öğretmeni olmak için öğrenimlerini sürdüren gençler, bu konuda ders veren öğretim elemanları ile tarım ve orman mühendisliği alanlarında yetişen öğrenciler yararlanabilir. Türkiyedeki çevre sorunlarının kapsamlı olarak ele alındığı ve in

Küresel iklim değişikliği geleceğimizi tehdit eden en büyük sorunlardan birisi olarak görülmektedir. İnsanoğlunun neden olduğu seragazı emisyonlarındaki artışın devam etmesi durumunda toplumların ve doğanın büyük ölçekli felaketlerle karşı karşıya olabileceği öngörülmektedir. Bu soruna yönelik uluslararası camiada alınabilecek önlemler, çözüm yöntemlerine yönelik tartışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir. İklim değişikliği, inceleme konusu olarak bilim adamları ve karar-vericilerin karşı karşıya ol

José Bové: Bu adam bıyık bırakmayı, pipoyu ve Rokfor peynirini seviyor; McDoları (Mc Donaldsları) OGMleri (Genetik bakımdan değişikliğe uğratılmış organizmaları) değil. Özgürleşmesini satın almaktansa, hapiste yatmayı yeğleyecek derecede özgürlüğün tadını çıkarıyor. Millaudaki McDonun sökülüp atılması, size, herkesin içinde kendini bulabileceği modern zamanların bir kahramanını sunuyor. José Bové, yine de, Asterikse benzeyen medyatik karikatürüne indirgenemez. Bu simgenin arkasında bir insan vardır: Birtakı

Yakın zamana dek, kendilerini "Yeşil" diye niteleyenlerin tekelinde görünen çevre problemi artık tüm dünyanın gündeminde. Yeşil´in, Yeşillerin yüzeysel ve Yaratıcı´dan kopuk anlayışlara terkedilemeyeceği açıkça anlaşılmış bulunmakta. Çevresizsiniz işte böyle bir endişeyle kaleme alınmış makelelerden oluşan özgün bir eser. Doğrudan doğruya yaşadığımız hayatın niceliği ve niteliği üzerine birşeyler söyleyen "aramızdan konuşan" kitabın en önemli meziyeti ezbere konuşmaması. Derin İslâm tefekkürünün ışığında çe

Küresel ısınma gezegenimizi tehdit ediyor. Aslında sorunu çözecek teknolojiye sahibiz ama karbona dayalı son derece güçlü şirketler ve neoliberal iktidarlar bu konuda hiçbir şey yapmıyor, yapmayacak. Dolayısıyla onlara karşı çıkabilecek tek gücü, yani dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu, insanlar ve gezegenimiz için değil sadece kâr için var olan kapitalizme karşı harekete geçirmeliyiz. Küresel Isınmayı Durduralım, Dünyayı Değiştirelim, küresel ısınmaya karşı mücadele ederken yoksulluğu da tarih haline getirm

Batılı sömürgeciler, sömürme amacıyla gittikleri toplumlara bir mikrobu aşıladılar. Bu mikrop, Amerika'da Kızılderililere verilen battaniyelerdeki kızamık mikrobu kadar sarî ve kültür söz konusu olduğunda bir o kadar da öldürücüydü. Bu mikrobun adı, Batılı ticaret anlayışı ve para ekonomisiydi. Kendi kendilerine yeter bir tarzda oluşmuş köyler, sömürgecilerin koyduğu vergileri ödeyebilmek için para edecek ürünler yetiştirmeye zorlandılar. Yeni yollar, dünya pazarının kollarını en ücra köylere kadar uzatıp b

Afet yönetimi, günümüze özgü yeni bir kavram ya da bir konu olmayıp, özellikle doğal afetler konusu insanlık tarihinin çok eski bir problemini oluşturmaktadır. Deprem, su baskını gibi doğal afetler ile mücadele edilmesi, insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip bulunmaktadır. Deprem gibi doğal afetlerin, yoğun insan yerleşimine sahip kentsel alanlarda olması durumunda, sonuçları daha büyük önem kazanmaktadır. Doğal afetlerin yol açtığı sonuçların, afete hazırlık düzeyine doğrudan bağlı olması, konunun k

Her Gelişme ve Büyümenin Bir Sınırı Vardır Doğaya verilen bunca öneme ve modern üretim teknolojilerine rağmen (ya da o yüzden) birçok ülkede insanların açlıktan ölmeleri, Çağdaş "yüksek güvenlik" tekniklerine rağmen (ya da o yüzden) Çernobil gibi felaketlerin ortaya çıkması veya trafik kazalarında görülen artışlar; Tarım alanlarında ve ormanlarda yapılan teknolojik çalışmalara rağmen (ya da o yüzden) dünyada sel felaketlerinin artması gibi birbirleri ile ilgisiz görünen olaylar, aslında aynı bütünün parçal