Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15
Sosyal sermaye çalışmalarıyla daha belirgin hale gelen güven kavramı, bazen onun bir alt dalı gibi görülürken, bazen de bizzat sosyal sermayenin kendisi veya onun fonksiyonu gibi algılanmıştır. Ancak bilim insanları artık zamanını güvenin ne olduğunu tesbite ayırmaktan öte, toplumsal ölçekte güvenin nasıl artırılacağı üzerine kafa yormaya başlamışlardır. Bu itibarla güven çalışmaları ekonomide, politikada ve yönetim biliminde verimi artırmaya yönelik çalışmaların yanında güven düzeyi yüksek bir topluma ulaş
Tükendi
İnsanlık tarihine bir göz atıldığında, insanın şu ya da bu şekilde bir din ile ilişki içinde olduğu görülür. Bu ilişki, bazen inanarak, bazen reddederek, bazen ilgi duyarak, bazen nefret ederek vs. sürüp gitmektedir. Ama inkâr edilemez bir gerçek var ki o da insanın dinden tamamen habersiz olmadığı ya da olamadığıdır. Dolayısıyla din, insanın hayatını çeşitli şekillerde etkileyen, yok sayılamaz, yaygın ve etkili bir sitemdir. İnsanın inanç ve uygulamaları ise içinde yaşadığı toplumu ve kültürü etkilemektedi
Tükendi
Fas Adâlet ve İhsan Cemaati lideri Abdüsselâm Yâsin 1928'de Fas/Merakeş'te doğdu. Erken yaşta Kur'ân-ı Kerim'i ezberledi. Arap dili ve din ilimlerini öğrendi. Önemli idari görevlerde bulundu. Eğitim Bakanlığı'na bağlı yetiştirme kurumlarında yöneticilik yaptı. Uluslararası pedagoji ve eğitim kongrelerinde Fas'ı temsil etti. Yabancı dil öğren-imi ve farklı fikir ve felsefe akımları ve ideolojiler hakkında geniş ma-lumat edinmeye ilgi duydu. Fas'taki Kadirî şeyhlerinden Haj Abbas el-Bucişî'nin sohbetinde ve m
Tükendi
Bu kitapta bugün bilinen en basit en ilkel dini ve onun esaslarını keşfetmek ve çözümlemek hedeflenmiştir. Bir dini sistem şu iki koşulu yerine getirdiğinde onun gözlemlenebilir en ilkel din olduğu söylenebilir: Birincisi bu dini sistemin organizasyonlarının basitliği başka hiçbir toplumda bulunmayan bir şekilde olması; ikincisi bu dini sistemin kendisinden önceki başka herhangi bir dinden herhangi bir unsur alınmaksızın açıklanabilir olmasıdır.
Samimi bir özeleştiri ile, eğitim görmüş görmemiş, aklı başında her insan kendisine şu soruları sormalıdır: Acaba ben bu bozulma ve kirlenmenin neresindeyim? Doğanın bozulmasında doğrudan veya dolaylı olarak bir katkım var mıdır, yok mudur? Doğa bozulurken ben ne yaptım? Doğanın korunup kollanmasına yardımcı mı oldum, yoksa doğayı bozanlara seyirci mi kaldım? Özelde bütün eğitimciler, genelde ise toplum eğitimiyle yükümlü olan bütün aydınlar, aydınlık kafalılar bu soruları kendilerine sormalıdırlar. Bizi bu
Müslümanların yaşama geçirdikleri din, onların dinden anladıklarıdır. Bu anlayışa temel olması gereken Kur'an'ın, Müslüman toplumların kâhir ekseriyetince maalesef ilk sırada referans olarak alınmadığı da bir realitedir. Kültürlerin, tevillerin ve dinî külliyatın şekillendirdiği halkın dininin, Kur'an'a götürülerek onun süzgecinden geçirilmesi; inanç ve amel yönünden tevhide ulaşılmasını ve Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği İslam'a yeniden dönülmesini sağlayacaktır. Bu eser, içeriğinde değinilen konularla, Müs
Tükendi
O, dünyanın en büyük sırlarından biri olarak kabul edildi. Birçok kral, din adamı ve hazine avcısı binlerce yıl o'nun izini sürdüler. Kuran-ı Kerim'de ve Hadislerde onun hakkında deliller sunuldu. O'nun içinde gerçek Tevrat, Hz. Musa ve ailesine ait emanetlerin olduğu iddia edildi. Ahir zaman geldi ve ahir zamana ait tüm hadislerin ve ayetlerin şifreleri çözülmeye başladı. Çözülen şifrelerin en büyük delili ise "Tabut-u Sekine" yani Kutsal Tabut idi. Peki kutsal tabut neredeydi? İşte bu kitap Kutsal Tuva
Yaşadığımız çağda fikir akımlarının önünde, hemen hemen sınır kalmamıştır. Türkiye'mizde yaygın olan bâtıl mezhepler ve bid'atlardan, ehl-i sünnet inançlarından uzaklara sapan mezhepsizlik ve Vahhâbilik cereyanlarından her yaş ve her seviyedeki insanımız, özellikle öğrenim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimiz, bunların propagandasına mâruzdurlar. İnsana, var olan, var olabilecek olan her yanlışı öğretmek, ondan sakınma ve kaçınma yolları göstermek mümkün değildir. O halde yapılması gereken şey ona doğr
XIX. Yüzyılın İkinci Yarısına kadar Ermeniler/Ermeni Kilisesi denildiğinde, genelde hep Ermeni Milleti ve Gregoryen Monofizit Ermeni Kilisesi anlaşılmıştır. Ancak bu yüzyıldan sonra Gregoryen Ermeniler dışında Katolik Ermeni Kilisesi ve Protestan Ermeni Kilisesi ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiyedeki resmi ve etkin Protestanlığın, Ermeniler ile başlaması ve Ermenilerin Protestanlığın Anadoluya girişinin temel vasıtası olması; günümüz Türkiyesindeki Protestan Ermenilerin bilinmesi zaruretini ortaya çıkarmış
Tükendi
Dinî başa çıkma kavramıyla bireyin, problem çözme, stres yaratan durumlara ve olaylara anlam yükleme, uyum sağlama ve onların üstesinden gelme konusunda inanç, ibâdet, duâ, tevbe, bilgi, tutum, davranış vb. unsurlarıyla, dinin yardım ve desteğine müracaat etmesi kastedilir. Cezaevinde mahkûm olarak yaşamak durumunda olan bireyin, anlamlandırmakta güçlük çektiği olaylar ve kendisini derinden sarsabilecek nitelikte pek çok sorunla karşı karşıya olduğu; dolayısıyla bir anlam çerçevesine ve başa çıkma vasıtası
Tükendi
Türk milliyetçiliği kapsamında yer alıp Türk kültürlü halklar veya Türk kültür coğrafyası tanımlamalarına katılmayanlara da bir görüşü temsil ettikleri için doğal olarak saygılı davranılması gerektiğine inanıyoruz. Onların hassasiyetleri Türk milleti ile Türk halkının özdeş olduğunu, Türk kültürlü halklar tanımlamasının çok sayıda halklığa mesaj olduğu, çok halklılık halkları, halkların bu halklar için farklı mensubiyetlerden hareketle mücadelelerini meşrulaştıracağı kanaatin-dedirler. Buradan hareketle kar
Tükendi
"Biz dini, -hatta dünyayı- bir bakış açısı aracılığının dışında anlayamayız ve göreceğimiz şey, kaçınılmaz olarak bizim kendi özel bakış açımızın bir sonucu olacaktır. Din hakkındaki farklılıklarımız, bağlam ve perspektiften kaynaklanan bu temel farklılıkların sonuçlarıdır. Bu yüzden bu yapıt, bir başka din görüşü ya da teorisi değildir; ancak bakış açıları ve merceklerin böyle bir konuyu açıklarken bizahiti oynadığı rolleri durup iyice düşünmenin ve onların farkında olmanın gerekli ve yararlı olduğunu öner
Dinler tarihine bakıldığında, her dinin kısmen de olsa şiddetle ilişkisinin bulunduğu görülür. Dinlerin, şiddet olayları içinde doğup geliştikleri yadsınamaz. Bazı dinlerde, bu şiddet olayları, daha sonraki dönemlerde kutsallaştırılmıştır. Dinler Kavga Aracı Mıdır? sorusuna odaklanan bu kitapta tek tanrılı dinlerin kuruluşları ve tarihsel gelişme içerisinde izledikleri seyir önemli bir yer tutuyor. Necdet Tuna, günümüzde din merkezli çatışmalar ve yaşanan trajedileri de incelediği kitabında, din savaşları o
Tükendi
Elinizdeki bu kitap asırlar önce sergilenmiş çok yüksek bir hoşgörü belgesidir.Ne yazık ki insanlık yirmi birinci yüzyılda henüz bu hoşgörünün eşiğine bile gelememiştir.Hoşgörü ve tahammül kavramları bugünün yoğun çıkarcılığı altında adeta kaybolmuştur. Milattan sonra sekizinci asırda Abbasi halifesi Mehdi ile Nesturi patriki I.Timataus(Timoteos) el Cailik arasında dini bir muhavere cereyan etmiştir.Önce Tabiat-ı İlahiye´den ve Onun Ezeliyet´inden bahsederken,Halife Mehdi tarafından sorulan sorular ve bu s
Tükendi
Tanrı düşüncesine dair bakış açımın "ilkel tek tanrıcılık teorisi" kadar "evrimci teori"den de ne kadar ırak olduğu açıktır. Evrimci teoriye göre tek tanrıcılık, çok sayıda ve çok az farklı ruhların çokluğu inancıyla başlayan, ilahın birliği düşüncesine doğru bir seri azalmayla ortaya çıkan ideolojik, tedrici bir gelişmenin sonucu olarak takdim edilir. Bu, tek tanrıcılığın oluşumuna yönelik entelektüalist bir bakış tarzıdır. Ben bu konumu, daha az entelektüel ve haklı olarak da, çok daha dini bir bakışa sah
Tükendi
Bu kitap yıllar süren araştırmalardan sonra meydana getirilmiş bir kanaatler bütünüdür. Daha doğrusu bu kitap bir tefsir değildir. Biz sadece düşüncemizi izah edebilmek için ayet meallerinden örnekler verdik. Bu durumun Kur'anı şahsi görüşümüzle tefsir etmek anlamına gelmediği aşikardır. Hz. adem'in ilk insan olduğunu kabullenmek her halükarda insanlığın kardeş evliliğinden çoğaldığına inanmayı gerektirir. Oysa Kur'anda ilk insanın Hz. Adem olduğu ile ilgili bir ifade yoktur. Hakeza insanın ruhlar alemindek
Tükendi
Kur'ân, muhatabının zihnine ve yüreğine seslenen bir kitap olduğu gibi, hayatın her aşaması ve alanı için de sözü olan, dolayısıyla ona müdahil olması için de gönderilen bir kitaptır. Ancak o yüzlerce yıldır inananlarının hafızasında ve duvarlardaki süslü kaplar içinde mahkûmdur. Ama insanlık ona her günkünden daha muhtaçtır. Artık onun, evlerin duvarlarındaki süslü çantalar içinden çıkarılarak, kendisine inananların kalplerini te'lif etmesinin, onların ufuklarını açmasının, inanmayanların kalplerini yumuşa
Çocuklarımız ve gençlerimize "Dinimizin Temel Bilgilerini" öğretmenin en kolay ve en zevkli yolu şuan elinizde. Okuyarak öğrenecekler , testlerle birbirini test edip yarışacaklar ve bulmacalarla da öğrenmenin eğlencesini ve zevkini yaşayacaklar. Haydi anne ve babalar iş başına!... Kendinizi "Dinimizin Temel Bilgileri"ni bilen bir evlattan ve çocuğunuzu da keyifle öğrenmekten mahrum etmeyin.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15