Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
Bu kitap, bütün Müslümanları yakından ilgilendiren varoluşsal bir mesele üzerindeki görüş ve eleştirileri paylaşmak amacıyla kaleme alınmıştır. Eser, bilimsel literatür taraması yanında, çeşitli yayınlardan da örnekler verilmek suretiyle zenginleştirilip güncel hâle getirilmiştir. Alternatif hadis metodolojisi, bağımsız bir usûl değil, genel metodolojinin bir parçasıdır; mezhebî bir usûl değil, İslam geleneğinin tamamını kuşatmayı amaçlayan bir usûldür; disiplinlerarası bir yaklaşıma dayanır; metodik şü
Tükendi
İlahi hitabın tabiatının ne olduğu" zorunlu ve önemli bir sorudur. Çünkü ilahi hitabın neliğine verilecek doğru cevap, onun modern çağın ihtiyaçlarına sağlıklı bir yöntem önerisinde bulunmasını sağlayacaktır. Günümüz İslam toplumlarının karşı karşıya bulunduğu kültürel, sosyal ve medeni tehdit, yedi asır veya daha fazla zaman önce, ümmetin karşı karşıya bulunduğu tehditten farklıdır. Eski ulema, Kur'an metniyle doğrudan veya dolaylı şekilde ilgisi bulunan her şeyi 'Kur'an ilimleri' başlığı altında bir ara
Tükendi
İnsanlar yaşamları içinde birçok şeye değer biçerler. Bir dine, bir gruba, siyasi bir partiye ya da bir futbol takımına bağlanmak şeklinde ortaya çıkar bu söz konusu değer. Ancak zamanla insanlar, değerleri ile yaşamları arasında tezat oluşturacak şeyler ile karşılaşırlar. Genellikle de, yapmak istedikleri şeylerin yanlış olmasını istemezler. Bu yüzden ya gerçeklerle yüzleşmekten kaçar ya da bu gerçeğe karşı koymaya çalışırlar. Kendini kandırma, işte bu aşamada devreye girer. Allaha ve Dine inandığını söyl
Tükendi
Prof. Dr. Yusuf Ziya Yörükân, Türk topluluklarını sadece sâlik oldukları din ve mezhepler bakımından değil, sosyal hayatları ve yerleşme düzenleri bakımından da inceleme konusu yapmış bir kişidir. Elinizdeki kitap, onun, Anadoluda ve diğer ülkelerde yaşayan Türk toplulukları üzerinde yaptığı ve Dârül-Fünun İlâhiyat Fakültesinde yaptığı Akvamı İslâmiyye Etnografyası araştırmaları çerçevesinde ve sonrasında gerçekleştirdiği çalışmaların bir ürünüdür. Ortaçağ Müslüman Coğrafyacılarından Seçmeler, Türklerin ya
İnsanlar, yaşamları içinde pek çok şeye değer biçerler. Bir dine, bir gruba, siyasi bir partiye ya da bir futbol takımına bağlanmak şeklinde ortaya çıkar söz konusu bu değer. Ancak zamanla insanlar, değerleri ile yaşamları arasında tezat oluşturacak şeyler ile karşılaşırlar. Genellikle de, yapmak istedikleri şeylerin yanlış olmasını istemezler. Bu yüzden ya gerçeklerle yüzleşmekten kaçar ya da bu gerçeğe karşı koymaya çalışırlar. Kendini kandırma, işte bu aşamada devreye girer. Allaha ve dine inandığını söy
Tükendi
Alt Dünya ve sakinleri, özellikle de Yakut mitolojisinde bilinmeyen Erlik hakkında önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunan Alekseyev'e göre, Sibirya Türklerinin bütün etnik grupları Alt Dünya'nın Orta Dünya'ya benzediğine inanmışlardır.Buna göre, Alt Dünya'da da dağlar ve nehirler bulunmaktaydı.Orada yaşayanların kendi evleri vardı; onlar da hayvancılıkla ve avcılıkla uğraşırlardı; hastalanırlar, sevinirlerdi vb. Ancak onların dünyası karanlıktı; şartları daha kötüydü ve orası insan için bilinmedik ve a
Tükendi
Bir hadîs-i kudsîde, Hazret-i İnsân'ın şânı hakkında, "Ben insanın sırrıyım, insan benim sırrımdır." buyuruluyor. Bu sır sahiplerini her cephesi ile tanımak, yine o sırra sahip olanlarca mümkün, tanıtmak ise imkânsız gibidir. Böylesine zor bir durum karşısında imdâdımıza elinizdeki kitap gibi eserler yetişmektedir. Hazret-i Mısrî'nin silsilesinden gelen Şeyh Mustafa Lûtfî Efendi hazretleri, pîrinin hayatının zâhirî kısmına âit bilgileri büyük bir titizlikle bir araya getirmiş, Hazret-i Mısrî'nin hatıraların
Tükendi
İmam Mâtürîdî, diğeri İmam Eşarî olmak üzere Ehl-i sünnet akaid ve düşüncesinin oluşumunda öncülük etmiş, iki manevî ve kanaat önderinden birisidir. Yaşadığı çağın kültürel verileri ekseninde, Müslümanların imanlarını kuvvetlendirmek ve mümini aydınlatmak yanında, İslam dini inanç esaslarına yönelik saldırı ve kuşkuları gidermek amacıyla çalışmalar yapmıştır. Mâtürîdî, kaleme aldığı ünlü tefsiri Tevîlâtül-Kuran ve Kitâbüt-Tevhîdde, bir taraftan inananların imanlarının tahkiki mertebeye yükselmesi yolunda ça
Eserlerini incelediğimiz İslam filozoflarına göre gerçek anlamda yetkin varlık Allahtır. Allah hem gerçek yetkin ve hem de diğer varlıklara yetkinlik veren varlıktır. Diğer taraftan insan, canlılar içinde akıl ve düşünce sahibi bir varlık olarak, hem diğer varlıklara göre en yetkin ve hem de yetkinliğe ulaşan ve bazı pratikler yaparak yetkinliğini artırabilen tek varlıktır. Bu artış insanın hem tavır ve davranışlarında ve hem de düşünce hayatında olmaktadır. İnsanın yetkinliği arttıkça davranışlarında belli
Yaşadığımız toplumun ve bu toplumdaki hakim inanış biçiminin ana ritüellerinden biri olan sünnetin tarihsel ve dinsel kökeninin ortaya konulduğu bu çalışmada, sünnet olgusu ve bu olgu temelinden ortaya çıkan algılar-inanışlar tartışılmaktadır. İşte bu tartışmanın karşımıza çıkardığı bazı sorular; Sünnet anaerkil Afrika kabilelerinde nasıl doğdu? Sümerlerde ne şekildeydi? Sünnet; insan kurban etme ritüelinin yumuşatılmış bir hali olarak organ kurban etme ritüeli midir? Mısır'a nasıl girdi? Tevrat'a nasıl yaz
Tükendi
Öteden beri beşerin temel sorunlarından biri insanı ta¬nımak olmuştur. İnsanoğlu, vasf (tanımlama) ve tavsiye olmak üzere iki açıdan ele alınmış ve bu iki mihvere göre ta¬nımlanmıştır. Vasf etmek adını taşıyan birinci eksende insanın mahiyeti, özellikleri ve bilfiil sıfatlarına tevec¬cüh edilir. Tavsiye açısından ise; insanın ne olması ge¬rektiği göz önünde bulundurulur. Diğer bir tabirle insa¬nın yeteneği, gücü ve insan oluşu dikkate alınarak insan-ı kâmilin tanımı yapılır. Her mektep (ekol) ve ideoloji in
Tükendi
Bu kitap, Marksın Din halkın afyonudur ve Feurbachın Tanrı bir projeksiyon/yansıtmadır sözlerinin doğru olmadığını, sosyoloji ve psikolojinin verilerle göstermeye çalışmakta; gerçek bir dünya birliğinin sağlanması isteniyorsa, bunun din olmaksızın mümkün olmayacağını bir iddia olarak ortaya atmaktadır.
Tükendi
Yüce Allah, Resulü Hz. Peygamber (s.a.v) i alemlere rahmet olarak göndermiştir. Allah Resulü sağlığında suret ve sireti ile ashabı başta olmak üzere bütün insanlara örnek olmuştur. Onun davranış ve sözleri ashabı için model olmuş, kendisini yakinen tanıyan Yahudi ve müşrikler de onun doğruluk ve dürüstlüğünü takdir etmişlerdir. Vefat ettikten sonra da tarihin her döneminde o bütün Müslümanlar için örnek ve hidayet rehberi olmuştur. Onun nurlu sünneti tarih boyunca başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanl
Tükendi
İlahıyatçı-Yazar Halit Bülbül'ün yoğun ilgi gören, Allahın İndirdiği ve İnsanların Uy-durduğu Din kitabından sonra YENİ Bir Ki-tap Daha:DİNDARLIK VE DİNCİLİK Dindar, Allahın dinine samimi olarak ina-nır. İnandığı gibi yaşar, yaşadığı gibi de inanır. Din üzerinden maddi çıkar, oy, bek-lemez. Dini sömürü aracı yapmaz. Dindar özüyle sözüyle namuslu ve haysiyetli, onurlu insandır. Dinci böyle değildir. Men-faati neyi gerektiriyorsa, dini o yönde kul-lanır. Dinci de samimiyet olmaz. Dinsiz inanmadığını açıkça sö
Tükendi
Bilindiği üzere şüphesiz insan hayatı son derece çeşitli yaşayışlarla örülmektedir. Dinî alandaki yaşayışlar da aynı zamanda bireyin dinsel tercübelerini oluşturur. İnsan bunlara, ya yaşayarak ya da başkalarının yaşayışlarını görerek şahit olur. Bunlar arasında din ile ilgili sorulara, şüphelere, düşüncelere veya fikrî tartışmalara rastlamak mümkündür. Aslında hayatı kim yaşarsa yaşasın o hayat sorunlarla, endişelerle, zihinsel, duygusal, fikirsel meşguliyetlerle doludur. Neticede öyle ya da böyle yaşanan b
Tükendi
Şairin Verâ-i perdede esrâr var, zuhur edecek dediği sırların birer birer ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Kendimizi ve bizi kuşatan evreni daha iyi anladıkça kesretten vahdete, kaostan düzene, indirgemecilikten bütüncüllüğe yöneliyoruz. Şüphesiz 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan İzafiyet ve Kuantum Teorisi, yüzyılların birikimiyle oluşturulan düşüncelerimizde radikal bir revizyonu öngörmektedir. Mantıksal pozitivizm yerine, antimantıksal pozitivizm, determinizm yerine indeterminizm, tümevarım yerine
Tükendi
Esterâbâdda Sünnî bir ailenin çocuğu olarak doğan Fazlullah-ı Hurûfînin, görmüş olduğu klasik medrese eğitimi sırasında, yöneldiği tasavvufi yol, onu, sonunda kendisinin katline kadar götürecek olan, bir fırka kurucusu haline getirmiştir. Bu süreçte, Fazlullahın hayatı, gördüğü rüyalardan hareketle kendine yüklediği üç misyon sayesinde üç ayrı döneme ayrılmıştır. O, görüşlerinin merkezine oturttuğu kelime-i ilahî kavramı sayesinde, büyük ölçüde etkilendiği vahdet-i vücud düşüncesinden hareketle yeni bir sis
İhlas dindeki en büyük rükündür. O, amellerin ve dürüst olmanın temelidir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim dünyadan ayrılırken ihlas üzerine, Allah (c.c.)a ortak koşmamış, namazını kılan, zekâtını veren kişi olarak ayrılırsa Allah (c.c.) bu kişiyi kendi rızasını elde etmiş olarak dünyadan ayırır. (İbn Mace) İhlas, kalpte bir nur olup insanı salih bir niyete, temiz bir vicdana, amelleri Allah (c.c.) için yapmaya, yaptığı tüm hayırlı işleri onun rızasını kazanmak için yapmaya götürür. Her kim de i
Bu kitap, Prof. Dr. Yusuf Ziya Yörükânın İslâm Dini ve Mezhepleri Tarihi adlı dört ciltlik eserinin dördüncü kitabını oluşturmaktadır. Akademik hayatına 1923 yılında, Sahn Medresesi Kısm-ı Âlîsinde Felsefe, Terbiye ve İçtimaiyat (sosyoloji) dersleri okutmakla başlamış bulunan Yusuf Ziya Yörükân, bu faaliyetine diğer yüksek öğrenim kurumlarında da devam etmiş; Mütehassisîn Medresesinde (Süleymaniye Medresesinde) Felsefe Tarihi, Dârül-Fünûn İlâhiyat Fakültesinde Hâl-i hazırda İslâm Mezhepleri ve Akvam-ı İsl
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 301 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13