Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 85 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Fichte ve Schelling Alman İdealizmi olarak bilinen felsefi süreçte Kant ve Hegel arasında, Arı Usun Eleştirisini üreten kuşkucu ve Arı Usun Bilimini üreten ussalcı arasında dururlar. Bu düzeye dek, çabaları Hegelin çalışmasında noktalanan Alman idealistleri Kantın inanca yer açabilmek için bilgiyi bir yana atan sözde felsefesini bir yana atarlar. Kuşkuculuğun hangi markasını taşırsa taşısın tüm kötümser senaryonun tersine, Fichtenin ve Schellingin felsefeleri insanı onurlandırır, onun değerini doğrular, onu
Tükendi
20. yüzyılın bütününe baktığımızda felsefe çalışmalarının hiçbir yüzyılda olmadığı kadar renklilik taşıdığını görürüz. Gerçekten de bu yüzyıl, türlü felsefe anlayışları, yöntem arayışları, çeşitli okul ve akımlarıyla çok renkliliğe boğulmuş felsefe etkinliğine tanık olmuştur. Yine de bu çeşitliliğin arkasında birlik bulmak mümkün görünmektedir. Felsefe yapmanın devralınan tarzına konusu, yöntemi ve ortaya konun bilgilerine ve bilgi anlayışlarına ilişkin karşı çıkışlar ve yeni arayışlar,20. Yüzyılın bütünü
Tükendi
"Eğer kişi ussalcılığın hedefinin a priori ilkelerden bir dünya çıkarsamak, deneyiminden bağımsız olarak saltık bir dizge kurmak olduğunu varsaymak için nedenler görüyorsa, ussalcığa düşmanlığında bütünüyle haklıdır. Tüm düşünmenin amacı bulduğumuz biçimiyle deneyimi yorumlamaktır, onu a priori bir ilkeden uydurmak değil. Var olanı anlamamıza yardım edecek kuramlar, ve, eğer olanaklıysa, evrensel bir kuram arıyoruz; ve böyle kuramlar deneyimin temellerinde yatıyor olmalıdırlar, havada asılı olamazlar... "U
Tükendi
Aydınlanma ancak yaygın ve boğucu bir Boşinanç yaratabilen, daha doğrusu İnancı Boşinanca döndürebilen bir ekinsel iklimde doğabilirdi -inancını dünyasal putlardan gökyüzüne yükselten ve içinde duyuncun ussallığını olgunlaştırmakta olan bir süreçte değil. Bu yüzden Aydınlanma tipik bir Avrupa fenomenidir, çünkü tıpkı karşısavı olduğu Boşinanç gibi henüz yüreğin duyarlığından yoksun olan Aydınlanma da usun eşit ölçüde duyunçsuz belirişidir. Avrupa tarihte aralarında din ve felsefe de olmak üzere tüm birincil
Tükendi
Hobbes büyük İngiliz `felsefecisi`dir. Şu nedenlerle: 1. Avrupa`da düşünen her insanın despotizme başkaldırmaya başladığı bir dönemde, Kralların Saltık Yetkeciliğini savunmayı sürdürmüştür. 2. Yalnızca cisimsel/özdeksel şeylerin varlığını kabul ederek ve aynı zamanda Tanrının varlığını da kabul ederek, Tanrının da cisimsel olduğunu ileri sürmüştür. 3. Yine, insan ruhu da `doğal bir cisim` olduğuna göre, insan tutkularından doğan sonuçların irdelenişini, `törebilim` dediği şeyi, `fiziğin` bir alt dalı olara
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 85 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5