"Bu çalışmada, felsefe tarihlerinde görmek istediğim üç özelliği gerçekleştirmeye uğraştım: Anlaşılırlık, tamlık ve güncellik.
Önce anlaşılır olması için özen gösterdim. Tablolar, çizelgeler hep bu amaca yönelik. Bir de tam olsun istedim. Zamanda ve uzayda bir eksiği kalmasın. Eski Yunan'dan günümüze kadar Batı Felsefesi'ni olduğu gibi, ilk kaynaklardan günümüze dek Doğu Felsefesi'ni de içersin istedim. Bir de güncel olsun. Çoğunlukla yapıldığı gibi getirip getirip günümüzden elli yıl öncesinde bırakmasın.
Doğru biridir. Yanlış sonsuzdur. Yanlışın sonu gelmez. Bitirmeye ömer yetmez.
Kendin olamazsan başkası veya hiçbir şey olursun.
Düştüğün yerde sana ait olanı bulursan daha yükseklere çıkarsın.
Ben'i kendin kabul ettiğinde kötülüğün kölesi olursun.
Öz'ünü kendin kabul ettiğinde kâinatın efendisi olursun.
Güneşin dünyamızı aydınlattığı gibi öz'ün ışığı da yolumuzu aydınlatacaktır.
? Aklı doğru kullanma
? Derin düşünme
? Doğruya ulaşma
? Kendin olma
? Gizli düşmanı yenme
?Gerçek gücü kullanma ve pek çok ins
"Her Şey Bitmek İçin Başlar", Cicero'nun eserlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. "Ruh, gülmeyle yenilenir." "İnsan aklın yoldaşıdır." "Keşke, yanlışları bulabildiğim gibi doğruları da kolayca kanıtlayabilsem!"
Temelleri Antikçağda atılan Ortaçağ düşüncesi, yaygın kanaatin aksine felsefe tarihinde bir fetret devrini temsil etmez. Bununla beraber, bu çağda üretilmiş düşüncenin temelinde dini kaygılar olduğu için, Ortaçağ felsefesinde baskın bir dini karakter vardır. Ortaçağ düşüncesinde önemli roller oynamış İslâm filozoflarının inşâ ve ihyâ ettiği hikmet sadece yaşadıkları çağa tesir etmemiş, insanlığın ortak tefekkür mirasına göz ardı edemeyeceğimiz bir katkı sağlamış, Batı düşünce ve kültürünün ufkunu genişletmi
Felsefe en genel ifadesiyle; bir kültürün bilinci olarak betimlenir. Cumhuriyet Döneminde Türkiye'de Felsefe adlı bu eser, okuyucusunu Türkiye'de felsefenin kuruluşuna tanıklık etmeye ve bunun üzerine bir bilinç geliştirmeye davet ediyor. Esrede, felsefenin ilişkili olduğu disiplinler, düşünce mahfilleri, dergiler, kurumlar ve örnek düşünürler inceleniyor. Felsefenin Türkiye'de kurumsallaşması; çeşitli tema ve problemlerinin ön plana alınarak algılanmasıyla ve farklı felsefi ekoller üzerinden oluşmuştur. Bu
Elinizdeki kitapta şu soruların cevabı tartışılmıştır:
Felsefe yapmanın bir tek tarzı mı vardır yoksa kültüre, kişiye, çağa ve sosyal durumlara göre değişen felsefe yapma tarzları var mıdır?
Bir kıta Avrupası felsefesinden, bir Amerikan felsefesinden veya Fransız felsefesinden söz edilebiliyor da neden bir Türkiye veya Anadolu felsefesinden söz edilemiyor?
Felsefe gelenekleri ve felsefe akımları dikkate alındığında bunlardan bazılarına 'felsefe' bazılarına 'felsefe değil' demek mümkün müdür?
Türkiye'deki
Descartes'ın özne ile nesne arasındaki o derin uçurumu ortaya koyduğu günden bu yana felsefe çok yol kat etti; ancak ardından gelen ve bu ikiliğe yanıt vermeyi amaçlayan tüm düşünürler aslında uçurumun sandığımızdan çok daha derin olduğunu gözler önüne serdiler. İşte, Roger Scruton bu esaslı çalışmasında Descartes'ın düşünsel zeminini oluşturan entelektüel ortamı betimleyerek başlıyor yolculuğa ve ardından Spinoza, Kant, Hegel, Marx, Frege ve Wittgenstein gibi isimlerin anlaşılması güç gibi görünen düşüncel
Osmanlıda felsefe olup olmadığı tartışılmaktadır. Varsa bu felsefenin ne tür bir felsefe olduğu sorgulanmaktadır.
Osmanlıda felsefenin varlığı, özellikle Darulfünun-la birlikte, kurumsal olarak akademik ortamdaki varlığı açıktır. Ancak bu dönem yüzyıl olarak yirminci yüzyılın ilk yarısıdır. Bu çalışma ise Yirminci yüzyıl öncesine, On dokuzuncu Yüzyıla odaklanmakta, On dokuzuncu yüzyıl Osmanlıda Felsefeyi ele almaktadır.Çalışmanın temel hareket noktasını Mehmet Arif Bey ve felsefesi oluşturmaktadır. Başka b
Modern Dünyaya Yön Veren 50 Düşünür insanlığın dünyayı daha doğru bir bakışla görmesini sağlayan önemli filozofları bir arada sunarak, düşünce tarihinin bütünlüklü bir haritasını çıkarıyor.
Kantı kavramak, yirminci yüzyıl Sovyet sosyalizminin Hegel ve Marxtan gelen düşünce çizgisini takip etmek, Varoluşçuluğun nasıl farklı biçimlerde tezahür ettiğini görmek ya da Foucault, Lacan ve Derridanın fikirlerindeki kilit noktalara tekrar tekrar bakmak isteyen okurlar için bir başucu kitabı...
Modern Dünyaya Yön
İnsanın bilgiyi üretmesinin, kendisini ve dış dünyayı yeniden yorumlamasının yani felsefenin, özleri günümüz düşünce sistemlerini etkileyerek ama etkilenerek de yaşayagelen metinleri, hiç bir yerde olmadığı kadar çok yaşadığımız coğrafyada üretilmiştir. Urfa Akademisi, Harran Okulu, Nusaybin Akademisi, Efes Tapınağı, hepsi bu coğrafyanın bizden önceki
kuşaklarının felsefe okullarıdır. Tek başına, "aynı suda iki kere yıkanılmaz" sözünün Efes doğumlu Heraklit'ten Hegel'e taşınması; Engels'te ise "diyalektik"
Ernst von Aster'e göre; felsefede derinleşmek isteyen, felsefe tarihi ile uğraşmak zorundadır. "FELSEFE TARİH" siz FELSEFE OLMAZ. Felsefe tarihi, bir takım olayları, bir takım hayat hikayelerini, bir takım görüşleri artarda sıralamak değildir. Felsefe tarihi, felsefe problematiğinin gelişmesini gösterir ve bu gelişmenin mantıksal düzenini kavrar. Bunun içindir ki, FELSEFE TARİHİNİN KENDİSİ DE BİR FELSEFE DİSİPLİNİDİR. Felsefe tarihi bize, felsefenin ne olduğunu, insan bilinç ve kültürünün gelişmesinde felse
Bu topraklarda bizim mensup olduğumuz kültür nasıl bir nazarî düşünce tecrübesi yaşamıştır? Bu kültüre mensup insanlar ne düşünüyorlardı, nasıl düşünüyorlardı, niçin düşünüyorlardı? Başka bir deyişle, ne tür soru ve sorunlara sahiplerdi; dertleri ne idi; bu sorunları, dertleri nasıl kavramsallaştırıyorlardı; hangi yöntemleri kullanıyorlardı ve çözümlerini üretirken ne tür bir kendilik bilincinin içinde hareket ediyorlardı? Muhtelif zamanlarda kaleme alınmış altı makaleden oluşan bu kitap işte bu soruların y
1930 doğumlu Heinz Kimmerle emekli felsefe profesörüdür. Görevinin son beş yılında Rotterdam Erasmus Üniversitesi Kültürlerarası Felsefenin Temelleri Vakıf Kürsüsü başkanlığını yaptı. O zamandan bu yana araştırmalarının ağırlık merkezini, Afrika felsefesi özelinde kültürlerarası felsefe oluşturmakta.
Hegeli okumak basit bir girişim değildir ve onun kültürlerarası okunuşu ise özel güçlükler içerir. Hegelin Avrupa dışı kültürler ve felsefeleri hakkındaki iyi bilinen çarpık ifadeleri kültürlerarası bir Hegel o
Uğur DİNÇ
- Doğal Hukuka Semantik Temellendirme
- Michael S. Moore' un Doğal Hukuk Kuramı
- Michael S. Moore' un Doğal Hukukçu Yorum Kuramı
İÇİNDEKİLER
TAKDİM V
TEŞEKKÜR Xİ
İÇİNDEKİLER XIII
KISALTMALAR XV
GİRİŞ 1
DOĞAL HUKUKA SEMANTİK TEMELLENDİRME
GENEL OLARAK DOĞAL HUKUKUN ONTOLOJİSİ 9
SEMANTİK DOĞAL HUKUK 22
Problem: Hukukun Hakikati 22
Hukukî Belirlilik 24
Hukukî Objektiflik 50
Çözüm: Nedensel Gönderge Kuramı 60
Semantik Doğal Hukukçular: Moore, Brink, Stavrop
Eğer gerçeklik, bilgi, bilim, nesnellik kavramlarını doğrulayabiliyorsak, eğer
insanın bilme yetisinin bilme kavramına uygun olduğunu doğrulayabiliyorsak,
Platonun öğrencisi ve Büyük İskenderin öğretmeni olan Aristotelesin (İÖ 384
322), Sokrates ve Platon ile birlikte, bilim dediğimiz saltık bir değeri sonsuza
dek insanlığa kazandırdığını doğrulamada güçlük çekmeyiz. Aristoteles, tıpkı
Platon ve Sokrates gibi, sıradan doğal usun bile hayranlığını kazanmış, felsefesinden
ondaki değerin tam tersini anlayan sk
René Descartes 1596'da Touraine'de doğdu. 1604'de babası tarafından La Flèche kolejine gönderildi. Henry IV tarafından kurulan Kolej İsa Toplumunun Babaları [Jesuitler] tarafından yönetiliyordu. ... Descartes geleneksel eğitimine karşı daha sonra oldukça sert bir eleştiri yöneltti ve daha bir öğrenciyken ona öğretilenlerden (matematik dışında) büyük hoşnutsuzluk duydu. ... Paris'teki yaşamın ilgisini dağıttığını gördü, ve 1628'de Hollanda'ya çekilerek 1649'a dek orada kaldı. ... Traité du monde başlıklı çal
Dinin geri dönüşü günümüz felsefesinin başat temalarından biri, belki de birincisi haline geldi, ama felsefe bir din savaşının hükmettiği bir siyasal gerçekliğin abartılı bir yankısından öte pek bir şey sunmuyor bize. Seküler dönem yerini bir şekilde siyasal eylemin doğrudan doğruya metafizik çatışmanın ürünü olduğu yeni bir döneme bırakmış görünüyor. İşte Critchley'in bu kitabı "bir tür sekülarizmi mi savunmalıyız, yoksa teizme dönüşü sükunetle kabul mü etmeliyiz yoksa bir üçüncü yol var mı?" sorusuna ce
Yaşamın günlük ayrıntılarında yer alan gizemlere, sahnenin
gerisindeki güçlerin varlığına ilk ne zaman inanıldı? Dünyanın
yaratılması hakkında akıl yürütmeye ilk ne zaman başlandı ve
bunlar hangi terimlerle dile getirildi? Doğa "olguları"nın ötesine,
spekülasyona, ruhsallığa, "merak etmeye" ne zaman geçildi? Bu inançlar ve akıl yürütmeler ne zaman Yunanların "felsefe" adını verdikleri disiplin içinde kökleşmeye başladı? Antik dünyanın sayısız tanrı ve tanrıçası nasıl tek bir Tanrı haline geldi? "Ötemizde" o
Bu kitap Aba Barb'ın Fransızca kaleme aldığı Felsefe Tarihi'nin bir bölümüdür. Eseri Fransızcadan Türkçeye çeviren Bohur İsrail'dir. Bizim sadeleştirerek yayımladığımız bölüm kitabın "205-294" sayfaları arasıdır. Kitabın tam adı: Bohur İsrail, Tarih-i Felsefe (Tercüme eden: Bohur İsrail), Matbaa-i Amire, İstanbul- 1331/1915. Kitaba Filozof Rıza Tevfik "Bazı İzahat-ı Lâzıme" başlığıyla bir yazı yazmıştır. Filozof Rıza Tevfik sultanî/liselerde okutulmak üzere nasıl bir felsefe kitabı ve felsefe tarihi istediğ
Bu cilt, Thalesten Aristotelese altı kitaplık bir Yunan felsefesi tarihinin ilk kitabı. Cambridge Üniversitesinin ısmarladığı diziyi W. K. C. Guthrie yaklaşık yirmi yılda tamamladı. Dizinin bu ilk kitabında, yazar gayet kapsamlı ama bir o kadar duru bir anlatımla Thalesten başlayarak Miletos Okulunu ve ilk Pythagorasçılığı ele alıyor; Alkmaion ve Ksenophanes gibi -pek de ünlü olmayan- iki ilginç düşünüre değindikten sonra, en az ikisi kadar karanlık bir düşünürle sözü bağlıyor: Ephesoslu Herakleitos.
Toplam 85 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.