Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 89 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Her tarihi olayın cereyan ettiği bir mekan vardır. Her medeniyet, bir zemin üzerinde kurulur. Zeminin doğal şartları, üzerinde kurulan medeniyetinyayılıp genişlemesinde veya dağılıp yok olmasında en önemli rolü oynar. İklimi elverişli, toprakları verimli, akarsuları bol, yeraltı kaynakları son derece zengin bir coğraf sahada kurulan herhangi bir siyasi teşekkülün gelişip serpileceği muhakkaktır. Başka bir tabirle, coğrafi faktörler, olumlu yada olumsuz yönden tarihi olayları etkilemektedir. İşte, coğrafi f
Tükendi
Harita konusu sadece coğrafyacıların görmesi gereken bir alan değildir. Çünkü mekânla ilgili çalışma yapan bütün bilim dalları bir şekilde harita yapar veya haritaya ihtiyaç duyar. Bir biyolog, bir bitki türü çalışırken, bu bitkinin mekânda nerelerde yetiştiğini harita yardımıyla görebilir ve gösterebilir. Bir tarihçi, anlattığı uygarlığın nerede ve nasıl bir mekânda devlet kurduğunu, önemli bir savaşın cereyan ettiği arazinin durumunu vb. konuları sadece haritalar yardımıyla görebilir ve gösterebilir. Yine
Jeopolitik Tanımlar, Teoriler ve Değişimler Klasik jeopolitik kavramı, ilk dönem jeopolitik görüşleri içermektedir. Jeopolitik ilk defa 1899 yılında İsveçli Rudolf Kjellen tarafından kullanılmıştır. Ancak daha öncesinde 1887 yılında Halfrod Mackinder bu kavramı belirtmemiş olsa da aslında ortaya attığı "Kara Hâkimiyet Teorisi" tam da jeopolitik açıdan yapılmış bir çalışmadır. Jeopolitikte gerileme, 1945 yılından sonra başlamıştır. 1945`te Almanya`nın yenilgisi ve 1946`da Karl Haushofer`ın ölümü, Alman jeop
Tükendi
Geçmişte, coğrafya hep savaş ve fetihle ilişkilendirilmiş, neredeyse "askerlerin ihtiyacını karşılayan bilim" gibi görülmüştür. Keşifler döneminde coğrafyacılar sömürgeciliğin keşif kolu olarak çalışmıştır. Günümüzdeyse, siyasi coğrafya çok daha geniş bir kapsam ve anlam kazanmış, yaygınlaşmıştır. Uluslararası sorunların coğrafi temellerini anlamada siyasi coğrafyadan yararlanılırken, beşeri (ve ekonomik) coğrafyanın çok çeşitli konularına hatta her konusuna da önemli ölçüde siyasal bir bakış açısıyla yakla
Tükendi
Eratosthenes'den (MÖ 276-194) günümüze değin geçen binlerce yıllık süreçte, coğrafya kavramına birçok anlam yüklendi ve farklı biçimlerde tanımlandı. İlk çağlarda coğrafya bilimine atfedilen yerin tasvir edilmesi veya "betimsel coğrafya" yaklaşımı, giderek daha kapsamlı ve farklı anlamlar kazanmaya başladı. Orta ve Yeni Çağ'da iktidar(lar) adına çeşitli seyahatler ve araştırmalar yapan gezginlerin "keşfettikleri yerler" hakkındaki notları, başlıca coğrafya eserlerini oluştururken, yeryüzünün bilinmeyen veya
Tükendi
Ülkemize girişinden itibaren ilginç bir gelişim süreci yaşayan tarihi coğrafya, özellikle son 25-30 yıldır adından sıkça bahsedilir bir saha haline gelmiştir. Bu son dönemde, Türkiye'de yeni çalışılan bir saha durumundaki tarihi coğrafya, ne yazık ki bir çoklarınca yanlış anlaşılıp uygulanmaktadır. Aslında, tarihi coğrafya aynı tarihi sosyoloji, tarihi jeoloji, tarihi dilbilim vb. örneklerinde olduğu üzere, günümüzde ait olduğu bilimin yöntemlerini sadece geçmişe uygulayan bir alt disiplinidir. Yine t
?Efsanevi ajanların cirit attığı, caz müziğinin sürgündeki Beyaz Rusların, Avrupa'nın en hızlı gece kulüplerinden Maksim'in damga vurduğu ihtişamlı kentten bahsediyoruz... Agatha Christie'nin usul usul kitabını yazdığı, Ernest Hemingway'in ağır ağır vermutunu yudumladığı, Lev Troçki'nin ada vapurunda kuşkuyla etrafına baktığı bir şehirden... Yazarın deyişiyle ?İstanbul'un dünyayı taklit ettiği değil, bizzat ürettiği,' dünya sahnesinde bir yıldız gibi parladığı günlerden..." Yenal Bilici, Hürriyet Gazetesi
Tükendi
Yerleşme insanoğlunun dünyada oluşturduğu en büyük eseridir. İnsanın en temel ihtiyaçlarından birini oluşturan barınma, yerleşmeler vasıtasıyla karşılanır. Yaşanılan çevrenin doğal ve beşeri özellikleri, yerleşmelerin şekillenmesinde son derece önemli bir rol oynar. Yeryüzündeki doğal ve beşeri koşullar, yerleşmelerin özelliklerinde etkili olmaktadır. Temel üretim aracı durumundaki tarım ve hayvancılık gibi faaliyetlerin etkin olduğu kırsal yerleşmeler de bulundukları ortamın doğal, kültürel ve ekonomik öze
Tüm bir Antikçağ boyunca Akdeniz çukurunun ışığı, ilham kaynağı oldu Kartaca. Akdeniz havzasındaki bütün deniz ticaretine neredeyse tek başına hükmeden bu kudretli kent, İÖ II. yüzyılda Roma tarafından tarih sahnesinden silinene dek, bugün adeta iğneyle kuyu kazarak bulgulanabilen birbirinden değerli izler bıraktı. İÖ. IX. yüzyılda tarihte boy gösterdiği var sayılan Kartaca, bugün özellikle arkeolojik nitelikli birçok başat araştırmanın temel konusu. Elinizdeki çalışma, konunun bilinen en özellikli giriş me
Tükendi
Orta Asya denilen Türkistan coğrafyasının en doğusundan Anadolu'nun en batısına kadar binlerce kilometrelik yolları belki bin yıllık bir sürede dura-göçe kateden İğdirliler... Sürekli bölünerek, ayrı ayrı yönlere yürürken, kaderin kendilerine biçtiği ilâhi rolü oynamak için, insanlığa bir ışık olmak için yürüyen İğdirler... Birbirlerinden habersiz, aynı semt isimlerini yaşatan, aynı lakapları kullanan; âdetleri, gelenekleri aynı olan, hatta aynı simaları taşıyan İğdirliler... Bu mütevazi eserde Türk mille
Tükendi
"Kırsal alanların güzelliği büyüleyici ve eşsiz. İnsanlar dürüst, kibar ve yardıma hazırlar. Lord Byron şöyle demişti: 'Gerçek bir Türk ağasından ya da özel Müslüman beyefendisinden daha namuslu, arkadaş canlısı ve yüce gönüllü bir kişi daha yoktur.' Bu sularda bir tekne içinde, bütün kıyıları çok güzel ve her bir dağı, burnu, vadisi, şehri ve köyü eski günlerin parlak tarihi ile bağlantılı olduğundan çok ilgi çekici olan Karadeniz'i, Marmara Denizi'ni, Çanakkale Boğazı'nı ve Ege Denizi'ni gezmek İstanbul'd
Tükendi
Bu kitap, Türkiye üniversitelerinde coğrafya bölümlerinde öğretime başlayan öğrenciler ile coğrafya bilimiyle tanışmak isteyen üniversiteden ve dışarıdan her okuyucuya bir davettir. Burada özellikle çağrı, çağırma anlamına gelen davet kelimesi kullanılmış olup nedeni hem gerçek anlamda okuyucuyu coğrafyaya çağırmak hem de diğer coğrafyaya giriş kitaplarından farklı bir kitap olduğunu vurgulamaktır. Gerçekten de Türkiyede şimdiye kadar hazırlanan hiçbir coğrafya kitabında, burada ele alındığı gibi bir bakış
Bu kitabın konusunu oluşturan keşifler, aynı zamanda Avrupa'nın hikayesidir. Bu küçük kıtanın dünyayı yeniden şekillendirmesinin hikayesi. Avrupa tarihinde bu derece tutkuyla gerçekleşen yayılma faaliyeti pek az görülür. Yeni dünya düzeni ile sıkı sıkıya bağlı olan keşifler, insanın yeni yerleri bilmesi, ele geçirmesi ve sömürmesi ile gerçekleşen büyük bir ekonomik sistemin merkezinde durur. Bu nedenle, o dönemi bilmek, günümüz dünyasını anlamlandırmanın anahtarı gibidir. Bugünün, ekonomik, siyasi ve sosyal
Tükendi
Yayınevimiz, İslâm Coğrafyacılarının eserlerinden Ya'kûbî'nin Kitâbu'l-Buldân'ı ile İbn Hurdazbih'in el-Mesâlik ve'l-Memâlik adlı eserlerini ve Hudû- du'l-Âlem'i Nerşahi'nin Tarihi Buharası'nı Türkçeye kazandırdı. Kazvinî'nin Âsâru'l-Bilâd ve Ahbâru'l-İbâd' adlı eserinin analitik bir değerlendirmesini yayınladı. Bu seriden olmak üzere şimdi de İstahrî'nin Mesâ- liku'l-Memâlik adlı eserini okuyucunun takdirine sunuyor. 
Tükendi
İpek Yolu'nun Yolcuları, Uygarlıkların derin izler ve hatıralar bıraktığı dünyamızın uçsuz bucaksız sırlarına ve güzelliklerine insanoğlu geçmiş yıllarda "İpek Yolu" adını verdiği yollardan geçip gitmişti. Şimdi, büyük ölçüde canlandırılması istenmiş olmasına rağmen hayal olarak gönlümüzü süsleyen bu yollarda binlerce yıl deve kervanları, ticaret, kültür ve zenginlikler taşınmış, küçük dünyamıza çeşitlilik getirmişti. Şimdi o yolların yakınlarında çelik kanatlı uçakları, demir yolları, geniş asfalt yol
Günümüzde dünya ekosisteminin ortamla ilgili olan sorunları, hem çok çeşitli, hem de ekosistemdeki etki payları çok farklıdır. Özellikle, gelişmiş ülkelerin üzerinde fazlasıyla durdukları ortam ve onun sorunlarının incelenmesi, Türkiye için oldukça yenidir. Bu nedenle eserde, ekolojik ortam olarak Türkiye seçilmiş olup, atmosfer, su ve hava ekosistemleri ayrı ayrı incelenerek, sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Türkiye ortam sorunlarını farklı ekosistemlere göre neden-sonuç ve dağılış ilkesi çerçevesind
Batı dünyasına meydan okuyan, komşu ülkelerle sık sık politik restleşmeler yaşayan ama kendi ulusal çıkar ve değerleri konusunda son derece duyarlı ve ödünsüz olan Belarus, kendi iradesiyle çizdiği yolda ilerlerken kimilerince alkışlanmakta, kimilerince ise sert eleştirilere maruz kalmaktadır. Bu bağlamda "görecelik" ve "değişkenlik" Belarus'u okumada önemli ölçme araçları olarak sonuca etki etmektedir. Örneğin Washington açısından Belarus, NATO'nun doğuya ilerleyişini durduran inatçı bir engel iken, Moskov
Tükendi
Pontos Axeinos: Kara ya da kasvetli deniz... Karadeniz´in en eski Yunanca adı böyle. Çeşitli dillerdeki adları da anlam olarak aynı... Yunanca Maure Thalassa, Bulgarca ve Rusça Çerno More, Romence Marea Neagra, Ukraynaca Çorne More, Gürcüce Şavi Zğva. Asırlar boyu denizciler fırtınalı sularına açılmaktan korktukları, belki de derin sularının karanlığı yüzünden bu adlar verilmiş. Charles King, çeşitli dillerdeki kaynaklardan yararlanarak hazırladığı bu eserde, bizlere Karadeniz´i bütün yönleriyle anlatıyor.
Tükendi
Ankara'yı yazmak, görünen ve gösterilen bildik Ankara'nın ötesine geçerek şehrin binlerce yıllık özünü, ruhunu kavramak ve anlatmak... Pek çok Ankara kitabı var, fakat hiçbirinde şehrin ruhuna, manasına nüfuza teşebbüs dahi edilmemiş. Bu anlamda Ankara en fazla hakkı yenilmiş şehrimiz. Gerçek Ankara bir meçhuldür; bilmek isteyen de yoktur! Çünkü bilmek bizi yük altına sokar, sorumlu kılar. Cumhuriyetçiler onu yoktan var ettiklerini ilân ettiler, düpedüz yok saydılar; muarızları ise Cumhuriyetçilerin mabedsi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 89 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2