Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 760-780 / Aktif Sayfa : 39
Hem Kur'an'ın kelime hazinesinde hem de İslâmî düşüncede yer alan en önemli kavramlardan biri hiç şüphesiz sûredir. Kur'an'da kelime, birden fazla kullanılmakta ve diğer birçok kavramla ilişkili olmakla birlikte genel anlamda Kur'an'ın bölümlerini ifade etmesi açısından İslâm ümmetinin Kur'an Kur'an tasavvurunun bir parçasını oluşturur. Öyleyse sûre kavramını incelemek onun hem Kur'an'daki semantik alanının belirlenmesinde hem de nüzûl sonrası süreçte nasıl ele alınıp tanımlandığına yönelik katkı sağlayıcı
Ebu Manur el-Matürîdi(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelamı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefi fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Matüridi, Te'vîlat'ında, sahabe, tabiin ve tebe-i tabiin neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadi mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhi mezheplere, özellikle Şafii fıkhına ilişkin bilg
Bu kitap, son asrın ulemâsından sayılan Ebu'l Hasen Alî Nedvî'nin [rahimehullâh] 30 yıl içerisinde kaleme alıp aslında dört cilt şeklinde yayınladığı ancak daha sonra tek ciltte toplanan Kasasu'n Nebiyyîn (َ 4َص) eserinin üzerine yapılmış Temrînu't Tâlibîn bi Kasasi'n Nebiyyîn («َ 4ِ 4َ) adlı bir çalışmadır. Bu çalışmada metin içerisinde geçen zor kelimeler sayfanın üst kısmında tercüme edilip belli aralıklarla okuyucunun çalışıp metin üzerinde tatbik edebileceği çoğunlukla nahiv olmak üzere bazı Arapça dil
Tam adı Katrü'n-nedâ ve bellü's-sadâ olan eser temel gramer kurallarını özlü ifadelerle anlatan bir giriş niteliğindedir. Eserde benzer konular birleştirilmiş, farklı görüşler ve hatalı bulunan fikirlerle tercih edilen görüşler kısaca belirtilmiştir. İbn Usfûr el- İşbîlî'nin Şerhu Cümeli'z-Zeccâcî'si, Ebû Ali el-Fârisî'nin el-Halebiyyât'ı, Zemahşerî'nin el-Keşşâf'ı ile el-Ünmûzec'i eserin belli başlı kaynakları arasında sayılabilir. Müellif yer yer Sîbeveyhi, Ahfeş el-Evsat, Ferrâ, Ali b. Hamza el-Kisâî, İb
Kırâât ilmi, Kur'an-ı Kerim'deki kelimelerin nasıl okunacağını ve râvîlerine nispet etmek suretiyle bu kelimeler üzerindeki farklı okunuşları konu edinen ilimdir. Kırâât ilminin amacı, mütevatir ve meşhur kırââtleri öğrenme, muhafaza etme ve okuyabilme melekesi kazanmaktır. Bu ilim sayesinde Kur'an-ı Kerim'in kelimeleri, telaffuz hususunda hatadan, tahrif ve tağyirden korunur ve kırâât imamlarının kırââtleri birbirinden ayırt edilir. Aşere kâideleri adını taşıyan bu çalışma, İstanbul tarîkinin Kastamonulu A
Ebü'l-İhlâs Hasen b. Ammâr b. Alî eş-Şürünbülâlî el-Vefâî el-Mısrî (ö. 1069/1659)'in Nûrü'l-îzâh ve necâtü'l-ervâh isimli eseri üzerine yazdığı "İmdâdü'l-fettâh" şerhinin ihtisarıdır. Nûrü'l-îzâh, tahâretle namaz ve oruç ibadetlerine dair olup müellifin önsözde kaydettiği üzere eserde mezhepte ehl-i tercih sayılan âlimlerin sahihliğini kesin bir şekilde belirttiği görüşler esas alınmıştır. Fıkha yeni başlayanların kolayca anlayabilecekleri bir üslûpla kaleme alınan bu özlü eserde hükümlerin dayandığı delill
Bu kitap, son asrın ulemâsından sayılan Ebu'l Hasen Alî Nedvî'nin [rahimehullâh] 30 yıl içerisinde kaleme alıp aslında dört cilt şeklinde yayınladığı ancak daha sonra tek ciltte toplanan Kasasu'n Nebiyyîn (َ ) adlı bir çalışmadır. Arapça dilini geliştirmenin yanı sıra peygamberler tarihini öğrenmeye katki sağlıyan ibtidai bir eserdir.
Hak, hayatın devamını ve anlamını desteklemede; bireysel erdemlerin ve toplumsal huzurun inşa edilmesinde, ortalama insan seviyesinin yükseltilmesinde, refahın sağlanmasında gerekli olan bilime, tekniğe ve toplumsal ilişkilerdeki ilerlemeye imkân sağlayan önemli bir varlık, bilgi, değer ve estetik ilkesidir. Hak, varlık ilkesi olarak gerçekliğe, bilgi ilkesi olarak doğruluğa, değer ilkesi olarak adalete, estetik ilkesi olarak güzelliğe delâlet etmektedir. Hak kavramının delâlet ettiği bu manalar, onun dinî
Bugün vicdanlarımızın derinliklerinde en saygın yere oturtulan bir peygamber algısı ile karşı karşıyayız... Yüreklerde yaşayan Nebi'nin yaşam ilkeleri hayatımızda nedense yürürlüğe bir türlü girmiyor... O (sav)'nun prensipleri ile pratiğimiz arasındaki çatlaklık gün geçtikçe genişliyor... Çünkü O'nu uzlete ittik, hayata inmiyor... Üzülerek ifade etmek durumundayız; doğuştan birçok Müslüman, Hz. Peygamberin hayata bakışından bihaber, seküler dünyanın rotasında yol almaktadır... Peygamberle arasına giren popü
İmâm Nevevî, ana sütü kıvâmındaki Riyazü's-Sâlihîn ve el-Ezkâr gibi eserleriyle yedi asırdan beri İslâm ümmetini mânen besleyen, Kâtip Çelebi'nin ifadesiyle ''Allah'ın sırlarından bir sır olan'' pek değerli bir âlimdir. Et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti'l-Kur'ân adlı bu eseriyle de Kur'ân-ı Kerîm'e dokunmanın, onu okumanın, hatmetmenin ve öğrenip öğretmenin usûl ve âdâbını Ümmet-i Muhammed'e öğretmektedir.
"Kelam ilmi, İslam'ın varlık ve hayat görüşünü ortaya koyarak diğer İslam ilimlerine temel ve öncü olur." (Akideden Kelama, s. 40) Eser, zengin bir akademik literatür kullanılarak hazırlanmış olup alanında önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Kitabın farklı özelliklerinden biri de tartışma konularının serencamına yer verilmesidir. Kimi temel tartışma konularının nasıl doğduğu ve geliştiği, karşıt görüşlerinin tartışma sürecinde ne gibi etkileşimler olduğu açıklanmıştır. Kelam ilminin gelişim aşamaları üzer
Tükendi
Asrının şâhidi mazlum ve mücâhid Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi'nin 4 ciltlik Mevkıfu'l Akl isimli eseri dışında bütün kitap, risale ve makalelerini ihtiva eden 3 ciltlik külliyâtın elinizdeki bu ilk cildinde merhum müellifin 9 çalışması yer almaktadır. Bu ciltte yer alan eserler sırasıyla: 1) Hilâfetin Esasları (İslâm'da Hilâfet-i Kübrâ yani Hilâfet-i Muazzama-i İslâmiye) 2) Hilâfet ve Ümmet Nimetini İnkar Edene Reddiye 3) Türk'ün Başına Gelen Şapka Meselesi 4) Kemalistlerin Din Düşmanlığı (Hezeyan To
Tükendi
"Şimdi Müslümanların ilerlemesi için tekrar idealistlerin hâkim olması, İslam'da yeni bir hareketin başlaması, İslam'ı yeni zamana göre yeniden anlama ve yoruma tabi tutma zorunluluğu doğdu. İslam'ı evrensel kabul eden, onun her zaman idealistlerin hâkimiyetinde olmasını kabullenmek zorundadır. Böyle düşünmeyen kimseler İslam'ın her zaman geçerliliğini kabul etmemiş olurlar. İnanç, fiilî durum ve vakıa ile uyum halinde olursa gerçekleşme imkânı bulur."
Tükendi
Esmâ-i hüsnâ insana, Allah'ı kendi ilâhî kelâmından bilme, tanıma ve anlamayı sağlaması; sağlam, sahih ve tevhîde dayalı bir ulûhiyyet tasavvuruna ulaştırması; kişiye O'nun isimleriyle ahlâklanmayı öğretmesi, O'nu kendisine lâyık şekilde anıp zikretmeyi öğreterek mü'mine iç huzûru duyurması gibi bakımlardan bütün inananlara sunulmuş çok önemli bir imkândır. Bir mü'minin, Yüce Rabbi'ne karşı olan sorumluluklarını: "O'na iman etmek, O'nu tenzîh ve takdîs etmek, her zaman O'nu zikretmek, duâ ve ibâdetle O'na y
Ben de sizin gibi bir beşerim ancak bana vahyolunur." (Kehf, 18/110, Fussilet, 41/6) âyet-i kerîmesinin hükmünce husûle gelmiş olan "şemâil" türü, asırlar boyu Türk-İslam kültürü ve edebiyatı için en önemli kaynaklardan biri olagelmiştir. Peygamber Efendimizin (sav) daha ziyade beşerî özelliklerini, dünya hayatında vaz ve takip ettiği Sünnet-i Seniyye'yi bir örneklik teşkil edecek şekilde aktarmak üzerine gelişen bu türün en şümullü ve kâmil örneklerinden birini eş-Şemâilü'n Nebeviyye'siyle nesir yoluyla ak
Kitâbü't-Tevhîd, genelde İslam düşüncesi ve özelde Müslüman nüfusun büyük çoğunluğunu temsil eden Hanefî-Mâtürîdî gelenek içerisinde kaleme alınmış kurucu bir metindir. Sünnî kelâm ekolünün öncülerinden biri olan Ebû Mansûr el-Mâtürîdî tarafından kaleme alınan bu eser, Ehl-i Sünnet düşüncesini sistematik bir yapı halinde ortaya koymakla beraber dönemin din ve düşünce ekollerine karşı derin ve kapsamlı bir eleştiriyi de barındırmaktadır. İmam Mâtürîdî'nin bu eserdeki temel gayesi, İslam dünyasına ciddi orand
Küresel bir köye dönüşmüş günümüz dünyasında cereyan eden sosyal, siyasî ve dinî hadiselerin özünü anlayabilmek için, çeşitli içtihad farklarıyla ya da toplumsal eğilimler neticesinde ortaya çıkmış fırkaları ele alırken günümüze kadar çeşitli değişikliklere uğrayarak gelen alt grupları da inceleyen bir Mezhepler Tarihi okuması yapmak gerekir. Son dönemlerde Müslüman halkların yaşadığı coğrafyalarda gelişen olaylar, günümüzden mezheplerin oluşum süreçlerine uzanan bir incelemeyi zorunlu kılmaktadır. Bu yönde
TİYO'nun "Türkçe'den İslâm'a Giriş" serisinin yirmi dördüncü kitabı olan yazımızı geri almak için neşrettiğimiz "Sınıf Bilinci" mecmuamızın RAMAZAN nüshası çıktı. Sınıf Bilinci Ramazan nüshası Ramazan-ı Şerif'in bir gelenek, bir kültür mirası olarak algılanması karşısında hem şeklen hem de mahiyeti itibariyle pür itikadi ve dolayısıyla siyasi bir mevzi alarak neşr olunuyor. Çünkü tarih bize, Türklerin vatan sahibi olmasının, Kuran-ı Kerim'in nazil olmasının insanlık bakımımdan öneminden ayrı düşünülemeyeci
Adı, çağları ve mezhepleri aşan el-Keşşâf adlı tefsiriyle özdeşleşen Zemahşerî (ö. 538/1144), Muʻtezile'nin son kalesi olan Hârezm'in en önde gelen Mu‘tezilî âlimlerindendir. Kelâma ilişkin bilinen tek eseri olan el-Minhâc, Mu‘tezilî düşünceyi büyük bir açıklık ve özlülükle ortaya koyan bir akāid metnidir. Zemahşerî, el-Minhâc'da seleflerinin fikirlerini derlemek ve karşılıklı argümanlara da yer vermek suretiyle, Mu‘tezile'nin 6/12. yüzyıldaki gündemini veciz bir şekilde ortaya koymaktadır. İsminden anlaşıl
Tükendi
Türkiye'de 1970'lerde başlayıp İran Devrimi ve Afgan Cihadı süreçlerinde yoğunlaşan İslami siyasi hareket metodu tartışmaları, genellikle Seyyid Kutub'un Yoldaki İşaretler'de söyledikleri etrafında yürütülmekteydi. İhvân-ı Müslimîn'den gelen itirazî cevaplar ile Kutub'un metodik "rabbânî hareket" teorisi üzerine özellikle Mısır ve Suriye'de yapılan düşünsel ve pratik eklemeler tartışma alanını zenginleştirdi. Elinizdeki bu çalışmada Mehmet Ali Büyükkara, eski hararetini kaybetmiş olsa da Türkiye'de ve İslam
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 760-780 / Aktif Sayfa : 39