Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15
Labirentler, dünyanın her yerindeki kayadan yerlerde, mozaiklerde, çimlerde bulunabilir ve görünüşe göre çok eski zamanlardaki büyücülerce biliniyorlardı. Geleneksel tasarımlarda arayıcılara hiçbir seçenek verilmezdi. Basitçe, yol, belli bir şekilde arayıcıyı merkeze yönlendirirdi. Fakat bu ne anlama geliyor? Gerçekten bir labirentte kaybolabilir misiniz? Gremlinlerin bununla ne ilgisi var? Ve Minotaurların? Elinizde küçük grafikli kitap, bu müthiş konuda. Görsel girişi , bitişi ve aralarındaki şeritlerle h
Tükendi
Tırnaktan biraz büyük Kelt sikkeleri, Kelt sanatının en zengin kaynaklarından biridir, ancak çok az insanın varlıklarından haberdardır. Bir başka dünyadaymış gibi olan tasarımları; sihirli canavarların, tılsımların, duridlerin ve ruhani rehberlerin unutulmuş zamanlarını uyandırırlar. Bu olağanüstü cep ciltte, kendi türünün ilki, Kelt sikke sanatçısı ve araştırmacısı Simon Lilly, erken Avrupa sanatınının müzelerde ve özel koleksiyonlardaki gizli dünyasını ortaya çıkarıyor. Yazarın yüzlerce orijinal çizimi il
Tükendi
Bir şey hem açıkça görülebilir hem de olmayabilir mi? Dolaysız ve sahici gerçekliği deneyimlemek mümkün mü? Emin misiniz? Bu enfes ve bilgilendirici kitapta Phoebe McNaughton illüzyon tarafından gözün nasıl kandırılıp şaşırtılabileceğini, beynin nasıl afallatılabileceğini ve hepimizin içindeki düşünürün nasıl kışkırtılabileceğini açıklayarak bizi sanatsal peerspektifin tarihinde bir yolculuğa çıkarıyor.
Tükendi
Giyimimiz, hayata, olaylara karşı duruşumuz, ses tonumuz, hitabet şeklimiz, beden dilimiz, seçtiğimiz kelimeler, masa adabı, yemek yeme şeklimiz, hatta hangi yemeği sipariş ettiğimiz, kurumsal duruşumuz, kartvizitimizi nasıl sunduğumuz, zamanı nasıl yönettiğimiz, ast-üst ilişkisi, makam odası yönetimi, hediye seçimi ve takdimi, kısacası toplumsal ilişkilerde kullandığımız iletişim kaynaklarındaki incelikler, profesyonel başarı söz konusu olduğunda eğitimin ve deneyimin de önüne geçen önemli bir etkendir. Ay
Tükendi
Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi ve tiyatro eleştirmeni Özlem Hemiş, bu sıradışı kitapta Çin, Hint, Orta Asya alt-kıtalarından İran, Bizans ve Osmanlı'ya uzanan geniş bir coğrafya üzerinde dolaşarak, okurlarını, bakış ve temsil meselesine dair bir düşünce seyrine davet ediyor. Hemiş'in bu geniş düşünce atlasına yayılan araştırmaları, kelimelerin ardına yüzyılların birikimini saklayan medeniyetler arasındaki bilişsel yakınlıkları da, mesafeleri de görünür kılıyor. Uzakdoğu'dan Yakındoğu'ya, Aristoteles't
Tükendi
Elinizdeki kitap şair ve patron arasındaki ilişkiyi ontik ve epistemik yönüyle ele almayı deniyor. İnalcık klasikleşen "Has Bağçede Ayş u Tarab" ile "Şair ve Patron" eserlerinde bu ilgiyi bir tür sanat ekonomisi etrafında izah ediyor. Weberyen bir okumayla İnalcık patrimonyal sistemlerde sanatın gelişimini hamilik sistemi etrafında 'işret meclisleri' ve 'adab' geleneği üzerinden açık ediyor. Çalışma İnalcık'ın okumalarını olumlama ve değerlendirme eğilimindedir
Dergâh Yayınları ve Ara Güler Müzesi Yayınları, Ahmet Hamdi Tanpınar ile Ara Güler’i, bir tarihin entelektüel hafızası ile bu tarihin görsel kayıt ustasını ‘Aynı Rüyanın İçinde’ birleştiren yeni kitabını gururla sunuyor.Aynı Rüyanın İçinde bu rüyanın izleyicisi olmayı hayal edenler için, gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir İstanbul hikâyesi anlatıyor. Rüya, bir İstanbul rüyası.Kitabımızın konseptini, iki ustanın rüyasını ortak kılan birinin dilsel ötekininse görsel rüya simgelerinin ardına düşmek belirledi
Tükendi
İslam öncesi Türk sanatı üzerine hazırlanmış en kapsamlı eserlerden olan Erken Devir Türk Sanatı Orta ve İç Asya'dan Balkanlar'a kadar uzanan geniş coğrafyada varlığını sürdürmüş birçok Türk kültürünün derin bir arkeolojisini okuyucuyla buluşturuyor. Bu sanatın, filizlendiği birçok coğrafyada Hunlar, Göktürkler, Uygurlarla süregelen anahattını ve Peçenekier, Hazarlar, Akhunlar, Kırgızlar, Oğuzlar başta olmak üzere birçok kültürle birlikte nasıl farklılaştığını, hangi sanatlarla ne kadar etkileşime girdiğini
Tükendi
Sözleri, müziği, orkestra düzenlemeleri Yalçın Tura tarafından yazılmış olan “Sevmek Nedir?” Melodramı 1993 yılı sonunda Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Tiyatroları için Türk Bestecilerinden Müzikaller istenmesi üzerine kısa sürede yazıldı. Eser 1994 yılı başlarında teslim edildi, fakat dönemin siyasi istikrarsızlıklarının etkisinde kalınarak, daha sonra da anlaşılması güç çeşitli nedenlerle, günümüze kadar bütünüyle bir tiyatro ya da opera sahnesinde temsil edilemedi.“Sevmek Nedir?”den seçilen bazı şark
Tükendi
"Sinemanın bana uzak anlamlarda tartışıldığı bir dünyada Rüya Sineması yorumunu önemserim ve de samimi bulurum. İnsanların sinema üzerine tartışılabilir de olsa saf ve çıkarsız yorumlar yapması beni her zaman sevindirir. Sadık Yalsızuçanlar'ın Rüya Sineması kitabında Said Nursi'nin bir sözü bu çerçevede beni etkiledi." Zeki Demirkubuz "Yalsızuçanlar heyecanla eğildiği konuda kendi geleneğimizden olduğu kadar dünya sinemasının mistik-metafizik yönelişlerinden de yararlanmaya çalışıyor." Mustafa Kutlu "Sinema
Modern uygarlıkta, ölmüş kültürlerde, büyük toplumsal oluşumlarda, en küçük kabile ıletişimlerinde, kısacası gelmiş geçmiş bütün dillerde bana yer ayırmamış, benimle ilgili sözcük ve deyimi bulunmayan bir tek dile rastlayamazsınız! Bunu, bensiz bir hayat olamayacağının bütün insan toplulukları tarafından onaylanması olarak düşünebilirsiniz! Evrenin oluş mantığında da varım. Evrenin sürekli büyüme halinde olması bunun kanıtlarından yalnız biridir. Yaşamın en az nefes kadar hayati bir unsuruyum. İnsanın ne
Tükendi
İnsanoğlunun hakikat arayışının ya da bir hakikat inşası çabasının gereği olarak gelişen semboller dünyasının izdüşümü olarak sanat tarihi; bir yönüyle, kutsalın tezahürünün tarihidir. Bu açıdan bakıldığında sanat da aslında aşkın olana, kutsal olana karşı geliştirilen karşı konulamaz ilginin, merakın ve korkunun yansıması olmuştur on binlerce yıl boyunca... Kutsal ve sanat ilişkisine yönelik fenomolojik bir deneme olan bu çalışma; tanrılardan, krallardan, bakirelerden, ritüellerden ve mabetlerden bahsetme
Tükendi
Oxford Üniversitesinde verdiği edebiyat derslerinin yanı sıra, genel okura hitap eden kitap ve yazılarıyla tanınan İngiliz kültür eleştirmeni John Carey, Sanat Neye Yarar? kitabıyla ilk defa Türkiye'deki okurlarla buluşuyor. Düşündürücü, nüktedan ve sivri dilli içeriğiyle, yayımlandığı yıl İngiltere'nin entelektüel yaşamında tartışmalara yol açan Sanat Neye Yarar? sanat, edebiyat eleştirisi ve antropoloji gibi alanları harmanlıyor ve sanatın işlev(ler)i konusuna eleştirel bir katkı sunuyor. Üst-kültür ve ki
Tükendi
Geniþletilmiþ ve geliþtirilmiþ yeni basým... Sanatın Öyküsü, bugüne kadar yayımlanmıþ sanat kitapları arasında en tanınmıþ olanlarından biridir. Bilinen ilk maðara resimlerinden, günümüzün deneysel sanatlarına kadar geniþ bir dönemi ele alan önemli bir baþlangıç kitabı olarak, yayımlandıðı günden beri rakipsizdir. Prof. Gombrich, sanat alanındaki derin bilgisini, sanat çalıþmalarına duyduðu sevgi ile birleþtirip aktarabilen gerçek bir usta olarak kabul edilmektedir. Sanatın Öyküsü'nün dünya çapında kazandıð
Tükendi
Prof. Dr. Özdemir Nutku tiyatro alanında ülkemizde pek çok ilki gerçekleştirmiş birisidir. Georg August Üniversitesi'nde başlayan tiyatro eğitimini büyük bir coşkuyla tiyatronun her alanında sürdürmüş ve binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Ülkemizde tiyatronun yerleşmesine katkıda bulunan Sahne Bilgisi'nin temel özelliği uygulamaya dönük olmasıdır. Sahne estetiğini ve tekniğini teorik arka planlarıyla mükemmelen birleştirir ve bunu usta yazar ve yönetmenlerden verdiği örneklerle zenginleştirir. Tam bir el kit
Tükendi
Taş devrinden bu yana insanoğlunun bir parçası olagelmiş tiyatro, ister Ege kıyılarındaki bir antik tiyatroda, ister ortaçağın ilkel, arabalı sahnelerinde sergilensin, her çağda insanoğluna yaşamındaki o eksik parçayı verebilmiş, dönemine ayna tutmayı başarabilmiştir. Elinizdeki kitap da, bu sürekli yeniden doğan ölümsüz sanatı keşfetmede bir kılavuz olmayı amaçlıyor. Özdemir Nutku'nun tiyatronun temel bilgilerine ilişkin konuları yalın, ama dizgesel bir biçimde topladığı Dram Sanatı öğrenciler, amatörler,
Tükendi
Adolf Loos'un yazılarından oluşan "Süsleme ve Cürüm" yayımlandı... Adolf Loos'un farklı konulardaki 48 yazısını içeren "Süsleme ve Cürüm", Erdem Ceylan'ın çevirisi, giriş yazısı ve editoryal notlarıyla yayımlandı. Aykut Köksal'ın genel yayın yönetmenliğinde etkinlik gösteren Arketon Yayınları'nın üçüncü kitabı olan "Süsleme ve Cürüm"de yazılar sekiz ana başlıkta toplanıyor: Zanaat, Kültür, Sanat, Moda, Mobilya, Malzeme, Üslup ve Mimarlık. "Süsleme ve Cürüm"de bir araya getirilen yazılar, Loos'un 1921 tarih
Camillo Sitte (1843-1903), Avusturyalı mimar ve sanat tarihçisi. Sanat İlkelerine Göre Kent İnşa Etmek ("Der Städtebau nach seinen künstlerischen Grundsätzen") 1889 yılında yayınlanmasından itibaren Avusturya ve Almanya başta olmak üzere kent konusundaki tartışmaların odak noktası olmuştur. Sanayi devriminin etkisiyle ortaya çıkan kentsel çevrenin çirkinliğinden kaçınabilir miyiz? Toplumlarımızın yaşadığı büyük alt-üst oluşların ortasında çağdaş bir güzellik, güzel bir kent ortamı oluşturabilir miyiz? Es
Tükendi
Ömer Yıldırım'ın tiyatro insanlarıyla yaptığı bu görüşmelerde ülkemizde tiyatro sanatının gerçek durumunun ne olduğu ve daha başarılı bir duruma gelmesi için neler yapılması gerektiği konusu değişik açılardan irdelenerek aydınlatılmaya çalışılıyor. Görüşülen sanatçıların sorulara verdikleri yanıtları okudukça önümüzde her biri farklı ve özgün yöntemlerle kendini ayırt eden okulların kapıları açılıyor. Yale Tiyatro Okulu, Actor's Studio, Royal Academy of Dramatic Art gibi batılı ülkelerdeki eğitim kurumlarıy
Tükendi
1902'de Rainer Maria Rilke, ünlü heykeltıraş Auguste Rodin'le ilgili kısa bir kitap yazmak için Paris'e gitti. O zamanlar Rodin altmışlarında, saygı duyulan, tanınmış bir sanatçıydı, Rilke'yse yirmilerinde, tanınmamış bir şair. Rilke de, Rodin de başarılı birer sanatçı olarak kurumlara, geleneklere, hatta bazen tarihe karşı çıkmak zorundaydı. En büyük yürek acılarını atlatmak için yaratma arzularını kullanmayı öğrenmeleri gerekiyordu. Hayat ve sanat dengesini kurmalıydılar. Tam da bu yüzden Rilke, Rodin'e
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15