Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48
Hayatı monoton şekilde geçen, tıp öğrencisi Nihal; arkadaşlarının onu zorla götürdüğü kafede, ilk defa gördüğü yakışıklı bir adamdan aniden hoşlanmıştır. Deniz, sekiz senelik bir ilişkiden büyük bir yıkımla çıkmıştır. Hayatımın aşkı dediği kadın tarafından düğünlerine yakın bir zamanda aldatıldığını öğrendiğinde, ruhu karanlığa gömülmüştür. En büyük tutkusu olan mesleğini bile yerine getirmek istememektedir. Hayat ikisine bambaşka bir oyun oynamıştır. Bir imza belki de ikisinin hayatını değiştirecekti. Mas
Tükendi
Aşk, derin bir heyecan hali, uçsuz bucaksız bir sevgi seli, inanılması güç bir bağlılık hissidir. Fakat aynı oranla acıdır da. Mutlu ettiği kadar tatlı; mutsuz ettiği kadar yakıcı bir acı. Çünkü her aşk mutlu etmez. Her aşk güzel gitmez. Güzel gidebilmesi, mutlu edebilmesi için yedi milyar insanın yaşadığı bu mavi gezegende, en iyiyi bulabilmek lazım. Seni tüm kalbiyle sevecek olanı ve senin tüm kalbinle sevecek olduğunu... Zor gibi duruyor, değil mi? Evet, zor. Fakat imkânsız değil. Çünkü kırıp dökerek, in
Tükendi
Su beyazdı siyah bir dünyada. Kemal ise siyahtı beyaz bir dünyada. Bir gün bu siyah ve beyaz dünya yanyana geldi. Siyah erkek beyaz dünyaya, beyaz kızsa siyah dünyaya düşüverdi gökten. Anlayamadılar nerde olduklarını önce. Etraflarına bakındılar. Birbirlerini gördüler. Korkarak yanaştılar birbirlerine. Siyah erkek elini uzattı beyaz kızın dünyasına. Ama kızın dünyası siyahtı. Siyah erkeğin eli kayboldu o dünyada. Hemen geri çekti. Bu sefer beyaz kız denedi, elini uzattı erkeğin dünyasına. Ama onun da eli ka
Tükendi
Seni ne kadar sevdiğimi mi merak ediyorsun? O zaman yağmur yağdığında yere düşen damlaları tutmaya çalış. Tutabildiklerin senin sevgin, tutamadıklarınsa benim sevgimdir! Hadi uyandır beni... Gördüklerim zamansız bir düş mü yoksa? Hadi git... Uzaklaş... Gerçekten yokluğuna inanmalıyım. Her bulduğum yerde seni kaybetmekten çok yoruldum... Dokun düşlerime... Hayallerime... Sevgime... Herşeyime... Sokaklar düşlerimi kirletirken, yok ederken içime saklan ve hep orada kal... Her nefes alışımda seni hissetmeliyim.
Tükendi
"Yüzüme dikkatlice bakıp; küçük sırrını fark edip, fark etmediğimi görmeye çalıştı. Ben, duygularımı gizlemekte hiçbir zaman iyi olmamıştım. Bıkkınca bileğini uzattı. Görmüş olmamı umursamıyor gibi davranıyordu ama öyle olmadığını anlayabiliyordum. Bileğinin iç kısmını döndürünce karşılaştığım manzara tahmin ettiğimden de kötüydü. Derin kesikler iyileşmesine rağmen pembe bozuk çıkıntılar halinde sıralanmıştı. Yüreğimin sıkıştığını hissettim. Benim, yüzüne bakınca bile içimin titrediği serserim neler yapmışt
Tükendi
Clara, dünyanın en mutlukadınıolmalıydı. Birkaçhaftaiçindesevdiğiadamlaevlenecekti. O, bedenen, kalbenveruhenbağımlıolduğukişiydi. Ancak Alexander'ın babası, Clara'yısınıfsalolarakreddetmekteydi. Clara tümyaşadıklarından sonra Alexander'ın hâlâondangizlediğisırlarıolduğunuveonutakipettirdiğiniöğrenir. Clara, Alexander'a güvenebilir mi? Onaduyduğuaşk, bağımsızlığınıvekendiyaşamını, kraliyeteviiçinfedaedecekkadargüçlümüdür?
Esila Soykan için her şey annesinin ölümü ile başladı. Sıradan olması gereken bir öğle yemeği, ne kadar tehlikeli olabilirdi? Veya yeni gittiğiniz bir okulda, bir anda nasıl karşınızda bir mafya bulabilirdiniz? Yeni arkadaşlıklar, yeni heyecanlar ve yeni aşklar... Egolu, çekirgeli, kirli beyazlı, gamzeli, tehlikeli ve bela bir mafya grubu ile arkadaş olmak aklının ucundan bile geçmezken, içlerinden birine aşık olan mafyanın, okyanus gözlüsünün hikayesi... Bir aşk ancak bu kadar tehlikeli olabilirdi. "Sana i
Tükendi
İntikam için yola çıkanlar ölmeyi, öldürmeyi, kaybetmeyi ve kaybolmayı göze alabilirler. Peki ya âşık olmayı? Elif, yaşadığı korkunç olaydan sonra hayatını değiştirmeye çalışırken hiç aklına gelmeyen bir sürprizle karşılaşıyor. Demir gibi soğuk ve karanlık bu genç adamın kokusu ona unutmak istediği şeyleri hatırlatırken, gözleri yeni bir dünyanın kapısına açılıyor. Hayatın, acılardan sonra mutlulukları da getirebileceğini kulağınıza fısıldayacak bu hikâyeyle sizin de ümitleriniz yeşerecek.
Tükendi
İtiraf ediyorum şair falan değilim; gözlerinden kopya çektim. Şimdiye kadar okuduğum en güzel şiir kitabıydı gözlerin. Kitaplarda yazan şiirler; gözlerindeki kadar güzel değiller. Gül dalında güzel olduğu gibi şiirler de gözlerinde güzeller. Şimdi kime okutuyorsun, cennetin süsü dediğim şiirleri? Ya da okuyabiliyor mu benim gibi? Kim bilir belki de tek gördüğü sadece gözlerinin rengi! Ancak yüreği ile okuyabilir; sözcüksüz dilin görünmeyen harflerini; ama okuma yazma bilmez herkesin yüreği! Gözlerdeki duygu
Tükendi
Genç avukat Lily, Ed ile evlendiğinde yepyeni bir başlangıç yapmaya, yaşamının karanlık dönemine ait sırları geride bırakmaya kararlıydı. Ancak tam da o günlerde hayatında ilk kez bir cinayet davasının savunmasını almak zorunda kaldı ve Joe ile tanıştı. Anlayamadığı bir şekilde kendini bu hüküm giymiş katil zanlısına yakın hissediyor, neler olacağını kestiremiyordu. Aynı günlerde Lily'nin hayatına giren biri daha vardı. Yan komşusunun küçük kızı Carla. Henüz dokuz yaşında olmasına rağmen Carla'nın da bildiğ
Tükendi
"Ne yazık ki aşkın hakkı, hukuku yoktu. Adaleti, şirazesi, terazisi yoktu. Kimi kibrit çöpü kadar kısa yanıp sönerken, kimi bir ömür sürüyordu. Birbirine benzemiyordu hiçbiri. Kimi büyük tutkular ve delice arzularla sarsıyordu insanı... Kızıl bir ateşin damgasını vuruyordu değdiği yere. Kimi kalbe huzur estiren, uyumlu, olgun bir melteme benziyordu. Yorgun ömrün son huzur durağı oluyordu." ──── Hayatını, çocukluk ve gençlik yıllarına damga vuran bir aşkın gölgesinde sürdüren siyasetçi Berhan Dağlıca ile o
Tükendi
MASALLARDA, KIZLARI SADECE BEYAZ ATLI PRENS UYANDIRIR. MANHATTAN'DA İSE GERÇEKLER... Şükran Günü gelip çattı. Carlyle üçüzleri New York'un soğuğundan kaçıp tropik iklime sığınmayı dört gözle bekliyor. Üstüne üstlük arkadaşlarını da bu maceraya ortak edebilecekler. Ve elbette bu tatili ısıtacak tek şey güneş değil. Ben tahmin hakkımı ateşli havuz başı sohbetlerinden yana kullanıyorum. Aman güneş kremlerinizi ihmal etmeyin... Yoksa yanarsınız, benden söylemesi. Beni sevdiğini biliyorsun ❤ dedikoducu kız
İşte birini sevmek tam da böyleydi. Birinin yasını tutmak. Karadeliğe benziyordu. Biraz da sonsuzluğa. Matematik dehası Gottie H. Oppenheimer zaman kaybetmektedir. Hem de ciddi anlamda. Sıkıcı sahil kasabasında hayat iyice zorlaşınca, bir anda oluşan tuhaf boşluklarla zaman akışı kaybolur ve Gottie solucan delikleriyle geçmişe gider: Büyükbabası Grey'in öldüğü yaza. Grey'in cenazesinde elini bile tutmayan Jason'a âşık olduğu öğleden sonraya. Çocukluk arkadaşı Thomas'ın taşınıp gittiği, onu elinde bir y
Tükendi
Bir süre düşünceli bir şekilde cep telefonunu elinde tuttu. Bugün bir adım atacaktı. Sonrasında olayların gelişimine göre nasıl davranacağını belirleyecekti. Adamın güzel gözlerini düşününce içinde bir kıpırtı hissetti. Acaba yaptığı yanlış mıydı? Remziye'nin sözünü dinleyip bu adamın peşini bırakmalı mıydı? Mantığı ‘Evet gittiğin yol, yol değil. Bırak adamın peşini, adam terörist veya değil sana ne' derken; duyguları ‘hayır pes etme bir karar verdin adamın maskesini düşürmek için bunu yapman gerekli, sonun
Tükendi
Güçlü Sancaktar Ailesinin ağabeyi Mehmet Sancaktar'ın aşka giden hikâyesinde yaşananların hızına yetişemeyecek, temponun hiç düşmediği bu kitapta adrenaline ve aşka doyacaksınız.Kurallarından ödün vermeyen kararlı bir insanın kişiliğine vetüm yöneticilik vasıflarına sahip olan Mehmet Sancaktar'ın hayatındaki her şeybir düzenin parçasıydı. Ta ki işi ve sorumluluklarından oluşan hayatına ansızın giren Komiser Esmer, ona bildiği her şeyi unutturana kadar. Huysuz, rahat ve biraz da dağınık olan Komiser Esmer'i
Tükendi
Geçmişi, nedenini hatırlayamadığı bir kimsesizlikle şekillenen Ömer, yıllarca uzaklaştırıldığı eve çağırıldığında kendini nikâh masasında bulur. Ama genç adamın ne burada kalmaya ne de çocuk yaştaki karısıyla evliliğe devam etmeye niyeti vardır. Balım, annesinin ölümünden sonra kendini zorla, hiç tanımadığı bir adamla evlendirilirken bulur. Genç kız, bundan sonra onu kolay bir hayatın beklemediğini biliyordur. Tıpkı onu bu konakta, daha bir günlük evliyken bırakıp giden kocasını kolay kolay affetmeyeceğini
Tatyana, Amerika'da yeni bir hayat kurmak için savaşın yerle bir ettiği Leningrad'dan kaçtığında on sekiz yaşında, hamile ve duldur. Ancak geçmişin hayaletleri ve acı hatıralar peşini bırakmamıştır. Kızıl Ordu subayı Alexander Belov'un hâlâ hayatta olduğu ve ona ihtiyaç duyduğu düşüncesi ona işkence etmektedir. Okyanusların ve kıtaların ötesinde, Sovyetler Birliği'nde Alexander idam edilmenin kıyısından dönmüş ve savaşta gözden çıkarılmış askerlerden oluşan bir birliğin başına verilmiştir. Ancak Alexander
Tükendi
İnsomnia hastası bir adamla , uyurgezer bir kadının yollarının aşkla kesişmesi... Bazen hayatta açıklayamadığımız olayların olduğu ve bir gücün hayatımıza nasıl yön verdiğini gösteriyor"Fısılda".Umudun,fantastik hayatta da, gerçek hayatta da tek ilaç olduğunu anımsatırken "Fısıltılara kulak ver!" diyor adeta. "Biri oturuyor yanıma birden.Şeker kokulu,ufak tefek,dünya güzeli bir kadın bu. Bir an nefessiz kalıyorum.Acaba kalkıp yandaki boş banka mı gitsem? Sihir sesini duyuyorum birden. Unut diye fısıldamış
Tükendi
Memleketinden binlerce kilometre uzağa savrulmuş Moğol bir genç kız... Sanal dünyanın bulanık sularında dolaşmaktan yorgun düşmüş bir delikanlı... Gerlee, bedenini ve zihnini sarsan ve ruhuna acı veren, bütün hayallerini suya düşürmekle tehdit eden korkuları eşliğinde, nereye gittiğini bilmeden hızlı adımlarla yürüyordu. Acılı ve zorlu yolculuğunda bitkin düşmüştü. "Hayat internetten indirdiğimiz karmaşık bir oyun değilse nedir?" diye soran Alihan okulu ve ailesi arasında sıkışıp kalmıştı. Bilgisayar oyu
Franz Kafka, Prag'da bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenská'dan öykülerini Çekçe'ye çevirmesini ister. Kafka ile Milena'nın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milena'ya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olacaktır. Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplara örülmüş bir aşk romanıdır. Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek deyiş yerindeyse bir rom
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48