Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 188 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
In Turkey, it is obvious that there has been a huge academic gap in Syrian studies and scholars dealing with Syrian politics and foreign policy generally do not go over the pre-Baath period. The main objective of this book is to analyze a neglected period of Syrian foreign policy during the so-called pre-Baath period from 1946 to 1963 in a historical perspective. In the book, it is argued foreign policy behavior of Syrian politicians regardless of their class, ideology and political orientations depended on
Tükendi
Elinizdeki kitap, 1970li yıllardaki önemli siyasal olayların basındaki yansımalarını konu edinmiştir. Bu dönemde, bir askeri darbe yapılmıştır. Sağ iktidarlar baskındır. Sol muhalefet yükseliştedir. Bundan dolayı, iç ve dış egemen güçler tarafından özellikle bir solcu/devrimci kıyımı yaptırılmıştır. 1 Ocak 1970-31 Aralık 1979 arasını kapsayan bu döneme basın açısından bakıldığında ise teknik, habercilik, sahiplik, siyasal duruş bağlamında bir geçiş dönemi yaşandığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, akademik açıd
Tükendi
Ülkemizde, Türk düşünce dünyası ihmal edilmiş alanlardan birisidir. Özellikle bu alanda temel metinler üzerine yapılan incelemeler bulmak zordur. Elinizdeki çalışma, ihmal edilmiş olan bu alana katkı sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır. Çalışmamızda, Türk düşünce dünyasının ve siyasetname geleneğinin en temel metinlerinden biri olan Kutadgu Bilig, kamu yönetimi disiplinleri çerçevesinde, alanında doktora yapmış beş farklı isim tarafından değerlendirilmiştir. Kutadgu Bilig'de siyaset alanında; iktidar, meşru
Tükendi
Dünyada ulus-devletlerin büyük bir çoğunluğu türdeş, yekvücut bir etnik yapıya sahip değildir. Bu devletlerin hepsinde yurttaşlık ile ulusal kimlik arasındaki ilişkiler sürekli bir gerilime yolaçmakta, özellikle sosyalist sistemin dağılmasından sonra ortaya çıkan etnik çatışmaların yanısıra hemen her Avrupa ülkesinde görülen göçmen nüfusla birlikte yaşanan, kökenleri çok farklı gerilimler ve savaşlar bu sorunun çok değişik biçimler alarak devam ettiğini göstermektedir. Dr. Erhan Keleşoğlunun bu çalışması, b
Tükendi
Siyasal seçim dönemlerinde basın, siyasal partilerin, farklı sosyal sistemlere ilişkin sorun belirlemeleri ve çözüm önerileri üzerinde odaklanmakta ve siyasi partilerin yaklaşımlarını ağırlıklı olarak kendi yayın kimlikleri ve yayın politikaları perspektifinden haberleştirmekle birlikte yaşanılan siyasal seçim döneminin siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel ve uluslar arası gelişmelerinin etkin bir yansıtıcısı ve yeniden üreticisi olmaktadır. Basının sahip olduğu bu önemli işlev, İhsan Karlı tarafından
Tükendi
It is often suggested that all of the constituent groups of the Jewish Diaspora incorporated histories of persecutions and forced expulsions into their narratives of identity, even before the Holocaust and the foundation of the State of Israel in the 20th century. Is there indeed something unusual about the "homeland-diaspora paradigm" as the phenomenon finds its embodiment in the Jewish context? Or does the Jewish Diaspora constitute a paradigmatic case for Diaspora Studies in general? Being rendered state
Tükendi
Türk' ün Siyah Kitabı (Yunan Mezalimi) adıyle ilk defa 1966 yılında umumi efkara sunulmuş bulunan bu eserin muhtevasındaki acı gerçekler, derhal müthiş bir heyecan ve alaka uyandırmıştı. Çünkü, yıllardan beri unutulmuş ve üzerine çok defa resmi ellerce sünger çekilmiş bulunan bu Yunun sekavet ve mezalimini hatırlayıp ders ve ibret almanın tam zamanı idi. Gerçekten vaktiyle Anadolu' da icra edilen hailevi cinayetler ve tatbik mevkiine konulan korkunç imha programı kırk yıl sonra aynı düşman tarafından bu d
Tükendi
Devlet, hem son derece somut, elle tutulur ilişkiler toplamı, hem de soyut bir kavramdır. Meşru şiddet, vergi toplama, yargılama ve cezalandırma işlevleri devletin tekelindedir. Devlet milyonlarca insanın gözünde "hakem"dir; "baba"dır; "kamu düzeni"dir; gözleri bağlı adalet dağıtıcısıdır... Bir kutsallık hâlesidir. Bunlar devleti, ideolojik ve siyasal mücadelenin de kritik konusu ve alanı durumuna getiriyor. Devlet insan soyunun yarattığı en gelişmiş, en yetkin örgüttür; toplumun üzerine çıkan, sömürü, bas
Tükendi
1965te genel seçimler olmuş, ondan önce de 1961de her türlü özgürlükleri güvence altına alan yepyeni bir anayasa yapılmıştı. Daha sonra AP iktidarının başbakanı Süleyman Demirel, bu anayasanın bol geldiğini ve terziye gönderip sağını solunu kestirmek gerektiğini meydanlarda, kamuoyu önünde açıkça söylemiştir. 1960 ihtilâlinden sonra gelen hürriyet ortamında yetişmiş toplum katmanları bu anayasanın bu şekilde değerlendirilmesi ve fiilen de önünün kesilmesi çalışmalarını hiçbir biçimde onaylamıyordu. Bu da t
Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasay-dım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik top-lumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak, cezanın yalnızca cezaevlerinde çürütülenlere değil, onların ailelerine ve aslında toplumun tamamına da kesilmiş olduğunu, kısacası bir mahpusluk hali-nin dışarıda k
Tükendi
Siyasal uzlaşma ne zaman kabul edilebilir? Ve ne zaman, temelden kokuşmuş, sonu nereye varırsa varsın asla kabul etmememiz gereken bir şeydir? Peki ya kokuşmuş uzlaşma siyaseten gerekliyse? Uzlaşma büyük bir siyasal erdemdir, özellikle de barış uğrunaysa. Fakat Avishai Margalit'in ileri sürdüğü gibi, kabul edilebilir uzlaşmanın barış için bile ahlaki sınırları vardır. Ama işte nedir bu sınırlar? Uzlaşmayla sağlanmış barış hangi noktada adaletsiz olur? Şaşırtıcı derecede az dikkat çekmiş hayati önemdeki soru
Erbil Tuşalp Eylül İmparatorluğu adını veriyor 12 Eylülün yarattığı insanlık dışı rejime. İnsanı, insanlığı yok etme hedefini vurgulamak istercesine. O dönemi anlatan diğer yapıtlarında olduğu gibi bütün çıplaklığıyla anlatıyor yaşananları. Yine hatırlatıyor onca yasağı, halkı bunaltan baskıları, haksızlıkları, hukuksuzlukları, yakılan kitapları ve dönemin başka pek çok gerçeğini. Hatırlatıyor, ama daha önemlisi, unutturmuyor. Öte yandan, elinizdeki kitap, bugün içinde yaşadığımız AKP faşizmi ile Eylül İmpa
Tükendi
Dünya düzeninde yaşanan her krizin ardından kapitalist sistemin sonuna gelindiğine yönelik tartışmalar ortaya çıkmıştır. Gelenek 2008 yılında başlayan küresel krizin ardından da bozulmamış, bu kriz, o kriz misorusu akıllara gelmiştir. Yine süreçte bir taraftan neoliberal kapitalizmin çözüleceği yönünde saptamalar yapılırken, diğer taraftan ABD hegemonyasının görünür gerileyişine ve yeni güç dengelerinin nasıl biçimleneceğine yönelik görüşler ileri sürülmektedir. Söz konusu dönemde bir taraftan G-20 ülkeler
Tükendi
Elinizdeki kitap, 27 Mayıs askeri darbesine giden yolda Demokrat Parti'nin izini sürüyor. Seçmen desteğine ve Meclis çoğunluğuna sahip bir siyasal partinin iktidardan düşme korkusuyla yasaları, demokrasinin gereklerini, parlamenter kural ve gelenekleri bir yana bırakarak; önce küçük, daha sonra büyük ve hızlanan adımlarla bir baskı rejimi kurmaya yönelişini somut kanıtlarıyla okuyacaksınız. Ayşe Asker, TBMM zabıtları, Yassıada'da kurulan Yüksek Adalet Divanı'nın duruşma tutanakları ve dönemin basın-yayın or
Kemalizmin ve Türkçülüğün önde gelen ideologlarından Yusuf Akçura bu eserinde, Türkçülük akımının Tanzimat'tan İkinci Meşrutiyet'e kadar geçirdiği bütün aşamaları tahlil etmektedir. Akçura, Türk Ocakları'nın himayesi altında 1928 yılında İstanbul'da yayımlanan Türk Yılı adlı yıllığın hem yayımcısı hem de başyazarıydı. Kaleme aldığı "Türkçülüğün Tarihi", bu yıllıkta 287-455. sayfalar arasında, eski harflerle yer alır. Kaynak Yayınları, Yusuf Akçura'nın bu eserini, Türk Yılı'ndaki metni esas alarak, diğer iki
Tükendi
''Biz cumhuriyet tarihimizin en zorlu döneminde görev yaptık. 12 Eylül, Özal, PKK, Körfez Savaşları, faili meçhul cinayetler, Çiller, Ağar, terör ve kaçakçılık, köy ve karakol baskınları, şehitler, göçler, 28 Şubat, 27 Nisan, Erdoğan gibi ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini etkilemiş olan süreçlerin tam ortasında yaşadık... Bu kitabı yakın tarihimizin karanlıklarını aydınlatabilmek için yazıyorum sizlere; ne bir romandır ne de anı, sade bir yaşam. Yönetim gücünü elinde tutanlara her satırının bir ışık o
Tükendi
19 Eylül 1930 tarihli Milliyet Gazetesi'nde, temsili Ağrı Dağı ve üzerinde bir mezar taşına; ''Muhayyel Kürdistan burada metfundur'' (Hayali Kürdistan burada gömülüdür.) yazılı olduğu bir karikatür yayınlanıyor. Milliyet Gazetesi'ni; Siirt Milletvekili Mahmut Soydan (1883-1936) çıkarıyor. Gazete, 11 Şubat 1926'da İstanbul'da yayına başlamış. Gazete, Mustafa Kemal'in izniyle ve teşvikiyle kurulmuş. 1935'de Tan adını almış. Sahibi de Ali Rıza Karacan olmuş. Kürdlerin ve Kürdistan'ın bölünmesi, parçalanması ve
Tükendi
İSRAİL´İN ŞİFRESİ İsrail´in Filistin´i yok etme planları Gazze´de Filistinlilere Yaşatılan İnsanlık Dramı Tevrat´ta Yehova´nın ahid aldığı; Petrollü Topraklar (Oily Iands), Sulu Topraklar (Watery Lands), Kutsal Topraklar (Holly Lands) Ülkesi Neresi? İsrail´in Tevrat´a göre sınırları: "Güneyde tüm Sina Yarımadası ve buna ek olarak Kuzey Mısır´ın Kahire´ye kadar uzanın parçası; doğuda Ürdün´ün tamamı ve Suudi Arabistan´ın kuzey bölgesi; Kuveyt´in tümü ve Irak´ın çok büyük bir bölümü; kuzeyde Lübnan´ın ve Su
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 188 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5