Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Elimizdeki Kitap, Celâleddin Hârizmşah’ın vefatından yaklaşık on yıl sonra 639’da (1241), özel münşi (katibi) tarafından yazılmış, müellifin bizzat tanık olduğu, yaşadığı veya birinci derece tanıkların ağzından aktardığı olaylardır. İlk bölümlerinde istilâsından önce Moğolların durumundan, Otrar hadisesinin nasıl geliştiğinden, Harizmşahların içinde Terken Hatun ve diğer emirler arasında yaşanan kavgalardan; ardından Moğolların Maveraünnehir ve Horasan’daki yağma, katliam ve tahribatlarından, Hârizmşah Alâe
Aliya küçük yaşlarında kurmaya başlar dünyayı değiştirme hayallerini. Dünyayı değiştirmek için elbette sadece hayal kurmak yetmez, çalışmak da gerekir. Yıllar içinde gördüğü zulümler, adaletsizlikler Aliya’yı idealinden döndürmez. Dünyayı değiştiremese de halkıyla birlikte verdiği büyük savaş sonunda Bosna Hersek’in kaderini değiştirir. Bosna Hersek artık özgür bir ülkedir. Aliya da bu özgür ülkenin ilk cumhurbaşkanı olur. Bu kitapta şartlar ne kadar zor olursa olsun adaletten ve özgürlükten hiçbir zaman va
Bu kitap bir özyaşam öyküsü olmanın ötesinde, her anı karar aşaması olan, bir girişim ve başarı hikâyesidir. Yazar Ali Şahin; Eğer bir fikri zorlarsanız, hiçbir zaman işe yaramaz. Doğanın kurallarından biri de baskının ters etki yaratmasıdır. Eğer süreci zorlarsanız, geriye gider.Fikrinizin gelişmesine, büyümesine, kök salmasına ve kaynaklarını bulmasına izin vermelisiniz. Bu kitapta her satır yeni sayfaları aralarken bir dönüm noktası karşınıza çıkacak; zorun, çelişkilerin, imkânsızlıkların aslında nası
Delikanlım! İyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin... Belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin... Delikanlım! Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir. Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir. Delikanlım! Sen ki, ya bir köşebaşında kan sızarak kaşından gebereceksin ya da bir darağacında can vereceksin. İyi bak yıldızlara, onları göremezsin bir daha. Delikanlım! Belki beni anladın belki anlamadın. K
"Üzülme, kaybettiğin her şey başka bir surette bir gün mutlaka geri döner. Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin. Eriyen kar gibi ol, kendini kendinle yıka! Bırak sular durulsun , o zaman ay ve yıldızların yansımasını kendi varlığının aynasında göreceksin. Yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir. Sadece kalpten gökyüzüne dokunabilirsin. Sevenler en sonunda bir yerlerde buluşmazlar. Onlar en başından beri birbirlerinin içindedir. Kapı ardına kadar açıkken neden hapishanede kalırsın? Senin
Tükendi
Psikanaliz’in babası kabul edilen Sigmund Freud bu eserinde psikanaliz tarihçesine ışık tutup bir bilim olarak ayrılışına kadarki süreyi kendi katkıları doğrultusunda özetlemiştir. Psikanalizin sancılı doğum süreci, yeni bir dal olarak bilim çevrelerince dışlanışı ve başta Freud olmak üzere kendisiyle ilgilenenlerin yalnızlaştırılması bizzat Freud’un kaleminden anlatılmıştır. Psikanaliz kuramının dayandığı düşünceleri ve çalışmaları kendi hayatıyla paralel olarak aktarırken Freud, aynı zamanda hekimlik ve p
Tükendi
Batı geleneğinde hiciv genellikle çirkin, yanlış ve gülünç âdetlerin ve hadiselerin mahiyetini zarafet ve maharetle ortaya koymak olarak anlaşılmış ve böylece hiciv edebi bir tür olmanın yanında sosyal bir fonksiyon da yüklenmiştir. Doğu edebiyatında ise sosyal karakteri genellikle bulunmayan hiciv, daha ziyade gerçek kişilerin yerilmesine dayandığından şahsi kinlerin ortaya döküldüğü bir tür olarak görülür ve çok defa müstehcen ve küfürlü hicivler akla gelir. 19 yüzyılın sonuna doğru yayımlanan Türkçe anto
Tükendi
Isadora Duncan'ın bu biyografisi bize yüzyılımızın en etkileyici kadınlarından birinin hayatını, hiç okul görmeden dansa başlayışını, dünyanın her köşesinde büyük bir seyirci ve hayran kitlesi toplarken nasıl dansta kendine özgü bir stil geliştirip, doğanın ve bedenin özgürlüğünü başa aldığını anlatıyor...
Tükendi
Uçmak; masmavi gökyüzünde, özgürlüğe kavuşmak bembeyaz pamuktan bulutların gölgesinde… Kanatların bulutlara değmesi… Meydan okuma bir hikaye kitabındaki kahramanın pelerininde… Uçmak, minik bir çocukken kurulan en kutsal hayal belkide … Rüzgara ve yağmur damlalarına inat yükselebilmek en yukarıya ta ötelere göğe… Kuyruklu bir uçurtmaya meydan okuyabilmek. Kıpkırmızı bir balonla yaren olabilmek. Nitekim en büyük mucizedir uçmak…
Ahmet Necati Yeniel, nevi şahsına münhasır, duruşu, bakışı ve tavrı olan bir hocamızdır. Bir dava, bir ilim, bir maneviyat adamı, hepsinden önemlisi bir muallim ve mürebbidir. Konya İmam Hatip Okulu’nun ikinci dönem öğrencisi olmuş, Hacıveyiszâde Mustafa Efendi, Abdullah Ulubay ve Arif Etik gibi hocalardan ders okumuş; ilme olan merakı sebebiyle okul dersleriyle yetinmeyip sürekli farklı hocaların derslerine katılmış bir ilim sevdalısıdır. Bir ömür ilim aşkı hiç sönmeyen bir çerağ-dır. Necati Yeniel, ha
Genç Zodyak, kütüphaneyi ilgi duyduğu Japonca’ya çalışarak ve sosyalleşme alanı olarak kullanan biridir. Eski zamanın edebiyat filozoflarını ve alanında ün yapmış insanları bu zamanda yaşıyorlarmış gibi uyarlayarak kütüphanede sohbetler ile bizi bir yolculuğa çıkartır. Kütüphanenin Kıyısında, düşüncelerin özgür kaldığı sürükleyici bir otobiyografik romandır. Eserde birbirinden farklı ve özgün olaylara tanık olacak ve bu önemli adamlarımız ile sohbetlerine kahramanımız ile birlikte yaşayacaksınız. Bir solukt
Tükendi
Cemil Meriç, 21 yüzyıl Türkiyesinde kimliğinin hangi yönü öne çıkarsa çıksın, muhakkak ki Bu Ülke’nin en sayılan isimlerinden… Görmeyen gözleriyle kaleme aldırdığı on iki cilt telif, sekiz cilt tercüme eserle okur sayısı milyonları aşan Cemil Meriç; nasıl bir öğrenciydi, nasıl bir eşti, nasıl bir hocaydı, nasıl bir babaydı, nasıl bir dosttu, tek kelimeyle, nasıl bir insandı? İşte bu kitapta kırk yıl boyunca birbirinden hiç ayrılmayan bir baba ile kızının sevgi ve saygı dolu hayat hikâyesini okuyup dünya tar
Takdim’den Bir Anadolu insanının portesi “Sevgili Yahya Bozkuş, dedesi Mehmet Bozkuş’un (namıdiğer Dallo) anılarının da yer aldığı bu kitabı kaleme aldı. Bu kitapta, gençlere örnek olabilecek ve Anadolu’yu tanımalarını sağlayacak gerçek hikayeler mevcut. “Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez,”derdi İsmet İnönü Paşa. Bu kitap da yaşanmış hikayeler ve anıları günümüze taşıyarak gençlerimize kaynak oluşturuyor. Hikayelerin başkahramanlarından biri olan Mehmet Bozkuş yani Dallo’ya gelecek olursak (bizzat o
Tükendi
Sizlere beni ben yapan hayatımı, çocukluğumda ve yaşamım boyunca sıkıntısını çektiğim hastalıklarımı, yurt dışı maceralarımı, garsonluktan emlakçılığa oyunculuk öncesi çalıştığım işleri, ilk oyunculuk deneyimlerimi ve tanınmış bir oyuncu olduktan sonra kendi karakterimden taviz vermeden nasıl yaşamaya çalıştığımı anlatmak istiyorum. Anlatmak istiyorum çünkü hayatta hiçbir şey hayallerinizden önemli ve öncelikli değil. Yaşamımdan seçtiğim her bölümde belki sizler de hayatlarınızdan bir parça bulabilirsiniz.
Belh sultanıyken tacını tahtını terkedip dervişlik yoluna düşen, Veliler kervanının şanlı öncülerinden İbrahim Ethem Hazretlerinin hayatından sahneler…
Konfüçyüs, yaşamının son anına kadar insanlar arasında akıl, erdem ve adaletin hâkim olması için çalışmış bir “güzel ahlak” filozofudur. Sadece içinde yaşadığı Çin toplumu için değil, insanlığın mutluluğu için büyük bir özveriyle düşünceler üretmiş ve iyiliği yaymak için çaba göstermiş büyük bir bilgedir. Yaşadığı dönemden bugüne kadar geçen yirmi beş asır boyunca şöhretinden hiçbir şey yitirmemiştir. Çinli bilgenin yaşamı boyunca toplumda hâkim kılmak için çaba verdiği ahlak prensipleri ve sayısını çoğaltm
Kurnazdır Tanrı ..., Albert Einstein’ın tüm zamanların en eksiksiz bilimsel biyografisi olarak kabul edilir. Abraham Pais, Einstein’ı hayatının son yıllarında hem profesyonel hem de kişisel olarak tanıyan seçkin bir fizikçi ve tarihçiydi. Einstein’ı tanıdığı yıllara dair kişisel hatıraları ile bilimsel düşüncesinin gelişimini iç içe geçirmesi eserini benzersiz kılmıştır. Aynı zamanda Einstein’ın görelilik teorilerinin formülasyonunu, Brown hareketi üzerine yaptığı çalışmaları ve kuantum teorisine olan tepki
İstanbul’da Sirkeci’den başlayarak Cağaloğlu Yokuşu’nun sonuna dek uzanan cadde için “Bâbıâli”, “Bâbıâli Caddesi” yahut “Bâbıâli Yokuşu” tabirleri kullanılır ki bu cadde, asırlarca hükûmetin ve payitahtın kalbi olduğu kadar Türk edebiyat-matbuat hayatının da merkezi olmuştur. Bizim Caddeden Portreler, 1950 yılında Hafta mecmuasında, Refik Halid’den Abdullah Ziya Kozanoğlu ve Nihal Atsız’a, Peyami Safa’dan Faruk Nafiz ve Necip Fazıl’a, Reşat Nuri Güntekin’den Yakub Kadri ve Neyzen Tevfik’e, Ahmet Emin Y
Bu kitapta, unutulmuş şairlerimizden Ziya İlhan’ın, “Şair Portreleri” başlığıyla kaleme aldığı on dokuz portre yazısı bir araya getirilmiştir. Arif Nihat Asya, İdris Ahmet Pura, İsmail Safa Esgin, Hamit Salih Asyalı, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ceyhun Atuf Kansu, Behçet Kemal Çağlar, Hamit Macit Selekler, Haşim Nezihi Okay, Muvaffak Sami Onat, Baki Süha Ediboğlu, Kemal Kaplancalı, Suat Taşer, Yaşar Nabi Nayır, Vehbi Cem Aşkun ve Rıfat Ilgaz’ın portreleri 1941-44 yıl
“Bir Sezai Karakoç vardır... Kendi hâlinde alçakgönüllü bir insandır; ama alelâde bir insan değildir. Milletlerin tarihinde ancak beş yüz yılda, bin yılda bir tesadüf edilen ve bu mesut tesadüfle o milletlerin kültür ve sosyal hayatlarında büyük değişikliklere sebep olan bir sanat ve fikir adamıdır o. Bizim sanat ve düşünce hayatımızda Mevlâna ve Yunus’tan beri eşine benzerine rastlayamadığımız bir şair, bir mütefekkirdir.” (Ömer Öztürkmen)
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7