Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
08/12/1965 İstanbul doğumlu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim fakültesi iş idaresi 1991 mezunu. Yazmaya olan ilgisi Orta okul sıralarında başlar. İş hayatı içinde amatörce dergi ve gazetelere köşe yazarlığı ve röportaj yaparak güvenini artırır. İlk hikayesini 2009 yılında yazarak bir yayınevi ile paylaşılan hikayesi yayınlanmaz. 2019 yılında wattpad ile tanışarak hikayelerini paylaşmaya başlar. VENEDİKLİ NİKOLA PAŞA BALKANLARDAN ESEN RÜZGAR BENİM DİANA'M YENİ DÜNYA Sizin ile paylaşmak istediği hi
Tükendi
Hicri 362’de Harezm’in merkezi olan Kas’ta dünyaya gelen Ebu Reyhan-i Birunî, tüm hayatını bilgiye ve bilmediği şeyleri öğrenmeye adamış, dünyada bilim sahasına ilk keşif ve buluşlarla ışık tutmuş, fıkıh bilginidir. Parlak zekâsı sebebiyle daha küçük yaşta dikkati çeken Muhammed’in bir gün, ileride hocası olacak Ebu Nasır ile yolları kesişir ve Muhammed, artık Ebu Reyhan olarak anılacağı o şanlı yolculuğa ilk adımını atar. Benim bu kadar gümüşe ihtiyacım yok. Bir ömür kıt kanaat geçindim, bu yaştan sonra da
Tükendi
Kastamonu’nun köylerinden birinde doğmuş bir Anadolu çocuğunun zorlukları aşarak zirvelere nasıl tırmandığını bütün safhalarıyla öğrenebilmek için bu kitap güzel bir fırsat… Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, Zorlukları Aşarken adlı üç ciltlik kitabında hayatını ve hatıralarını anlatmış. Fakat bu kitap ile sadece Altıkulaç’ın hayatını değil, onun şahit olduğu çok önemli olayları da öğrenme fırsatı buluyorsunuz. Mesela 12 Eylül meselesi… 12 Eylül sonrası kılık kıyafet meselesi… Yakın tarihimizin b
İlhan Sami Çomak, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde öğrenciyken, yoğun işkenceler gördüğü bir gözaltı sürecinden sonra tutuklanarcezaevine kondu.Yıllardır devam eden adalet mücadelesine rağmen 2021 yılı itibariyle hâlâ cezaevinde...Çomak, sadece adaletsizliğin pençesine düşmüş biri değil, şiirleri birçok dile çevrilen, dünyaca tanınan bir şair aynı zamanda. Yaşadığı tüm hukuki mağduriyete rağmen yüzünü her zaman yaşamaya, umuda, sevg
Tükendi
OKUMAK için her şeyi göze alıp cahilliğe karşı büyük bir savaş açtı. Sırf ‘kadın’ olduğu için binbir zorlukla karşılaştı. Önüne çıkan bütün engellere ve yaşadığı tüm haksızlıklara rağmen fizik ve kimya dalında bir değil, iki Nobel Ödülü birden almayı başardı. Nobel Ödülü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçti. Muhteşem buluşları ile insanlığın kaderine etki eden ender insanlardan biri oldu. Zamanında, Avrupa toplumunun kadını sadece ‘ev hanımı’ olarak gören algısını yerle bir etti. Bütün dünyanın Madame Curi
Azerbaycan aydını, Kafkaslardaki Türk edebiyatını çağdaş, modern, bilimsel ve faydacı yaşamın ve geleceğin bir anahtarı olarak görmüştür. Bu minvalde, Azerbaycan edebiyatı üzerinde araştırmalar, incelemeler, değerlendirmeler ve çalışmalar yapılıp, sayısız yazı yazılmıştır. Abdullah Tevfik Muhammedzade (Abdullah Sur) da Azerbaycan edebiyat biliminin ve edebiyat eleştirisinin en dikkat çeken isimlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Abdullah Sur’un, Azerbaycan edebiyatından hareketle Türk edebiyatının t
Nimet, geçen yüzyılın ilk yıllarında doğduğunda, kaderinin son Osmanlı padişahıyla kesişeceğinden habersizdi. Saray bahçıvanlarından olan babası öldükten sonra, kendini kız kardeşiyle beraber Sultan Reşat’ın hareminde buldu. Harem’deki basamakları birer birer tırmanan Nimet, bir ara ayrılıp ailesinin yanına sığınacak ama yeniden o dünyanın ihtirasına kapılıp geri dönecek ve bu sefer Sultan Vahdettin’in dikkatini çekecekti. Küçük bir kızın, imparatorluğun, bir zamanlar Kadınlar Saltanatı’yla anılan, yıkılış
Tükendi
Dedem, Sağır Murad'ım. Babaannem Akkız'ım. Sizin elinizde büyüdüm. Ne kadar az hatırlasam da ben sizi her şeyden çok seviyorum. Sarılmalara, şakalaşmalara ve sizin yanınızda o bahçeli evde olmaya gerçekten doyamıyorum. Daha ölmediniz ve hatta bu kitabı da okuyacaksınız. Ama bir gün gittiğinizde bu kitap ve sonra bunun filmi bana en güzel hediye olacak. Bunu bana verdiğiniz için kalbimin en derin yuvasından size teşekkür ediyorum. Her zaman sağ olun ve yanımızda var olun daha size ihtiyacım var. Bana babaann
Tükendi
hakkında neredeyse hiç konuşmuyoruz. Ve derinlerde yatan bir güç olarak arzu, büyük ölçüde keşfedilmeden kalıyor. Gazeteci Lisa Taddeo’nun, farklı geçmişlere ve yaşam tarzlarına sahip kadınlarla konuşmak için Amerika’yı altı kez baştan başa kat ettikten sonra kaleme aldığı Üç Kadın, kadın arzusunun kırılganlığına, karmaşıklığına ve eşitsizliğine ışık tutan, çığır açan bir kitap. Unutulmaz üç kadının deneyimlerini okudukça yalnız olmadığımızı hatırlayacağımız, büyük bir gazetecilik başarısı. Üç Kadın
«Kafesimde yıllardır dört dönüyorum. Rüyalarım cinayet ve intikam dolu. Nihayet çözümün şuracıkta, hemen gözümün önünde, apaçık belirdiği o güne kadar… Avcıyı kendi tuzağıyla avlamak, onu bir kitaba hapsetmek.» Çocukların yalnız büyümek zorunda kaldığı acı dolu bir dünya. İyi ve kötü arasındaki sınırın silikleştiği acı dolu bir dünya. V. 14 yaşındaydı. Ona “güzel talebem” diye seslenen, okul çıkışlarında bekleyip evinin sokağında onun yolunu gözetleyen G. ise 50 yaşında. Vanessa Springora otobiyografik kita
Ahmed Arif 23 Nisan 1927 yılında Diyabakır'da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Ahmet Hamdi Önal'dır. Diyarbakır Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünde okudu. 1940-1955 yılları arasında değişik dergilerde yayınladığı şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle Türk edebiyatındaki yerini aldı. Şiirlerinin toplandığı tek kitabı, “Hasretinden Prangalar Eskittim” 1968'de yayımlandı. Türkiye'de en çok basılan kitaplar listesindedir. Ahmet Kay
Tükendi
Herkesin hayatı, mükemmel bir tarihin parçasıdır. Özellikle çocukların ibret alacağı güzel bir kitaptır. Şahsının ehemmiyetine göre böyle bir kitap, bütün vatan evlatlarının da istifade edebileceği hakiki bir rehber olabilir. Ne idik, ne olduk? Mutlak bilinmelidir. Bu dünyada herkesin hayatı, kendi hatırasında bir resimli kitaptır. Eğer bunu yazmazsa kendisiyle beraber silinip gidecektir. Kalacak üç beş mühim hatıra da yakınları tarafından mahiyeti değiştirilmiş birer masal olacak, kimseye faydası değil, be
John Ashbery’nin şiirlerinde gündelik gerçekler bütün zenginliğiyle düşsel bir atmosfer içinde harmanlanıyor. Şairin yaşam, ölüm, sonsuzluk, sanat ve yazma sürecine dair çağrışım yüklü dizelerini okurken onun neden çağdaş Amerikan şiirinin en büyük ismi olarak anıldığını anlayacaksınız.
Bu kitap, hepsi 14’lü hecelerden oluşan dörtlüklerle yazılmış 9 hikmeti ihtiva ediyor. Dîvân-ı Hikmet’in büyük yazarı Hoca Ahmed Yesevî’nin ruhunun yaratılmasından başlayarak 63 yaşına kadarki bütün geçmişi (Hz. Peygamber’den 400 yıl sonra dünyaya gelmesi, sonra da 1 yaşından itibaren yer altına girdiği tarihe kadarki yıllar içinde geçirdiği bütün manevî gelişim safhaları) Yesevî’nin dilinden eksiksiz bir sıra içinde kurgulanmış olarak anlatılır. Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum’un büyük gayretiyle ortaya çıkan
Mehmet Yayla'nın Hayat Öyküsü. On üç yaşında ilk defa İstanbul'a geldiğinde kirden siyahlaşmış çarşaflarda, tarifsiz kokular içinde yatarak da olsa şehre tutunmaya çalıştı. Olmadı. Birkaç ay sonra tekrar geldi, bu kez Zeytinburnu'na, sırtında yorganı, elinde tahta valizi. Çocuk omuzlarına yüklendi hayatı ve yıllar içinde bir çıraktan, ünlü ve önemli markalara kaliteli üretim yapan bir iş adamına dönüştü. Bu kitapta hayata çocuk yaşlarda sıfırdan başlayan bir kişinin nasıl başarılı bir işadamı olduğu a
Mehmet! Babasının şiirinde Memet. Çocukluk mektuplarında Mehmet Andaç. Bir ara Mehmet Andaç Borzecki. Sonra Mehmet Ran, arada bir yerde Mehmet Hikmet. Ölüm haberinde Nâzım Hikmet’in oğlu. Sıradan bir Mehmet olamayan, buna izin verilmeyen bir Mehmet. Kalbinin marazı da gözlerinin mavisi de babasından bir Mehmet. Kiminin haini, kiminin kahramanı, dünyaca ünlü şair babasının cesedi başında üzerine kapanıp ağlamasın diye büyükleri tarafından omuzlarından tutulan Mehmet. Ama en sonunda dünyaca ünlü şa
Yönetmen Nurdan Arca, üç yıllık bir çalışmanın ardından 2006 yılında gösterilen Simavnalı Bedreddin belgeselinde, altı yüz yıl önce yaşamış bir âlim ve arifin, ezilenlere umut ve direnme gücü aşılayan bir halk önderinin, Şeyh Bedreddin’in izini sürmüş; zulüm ve baskılara rağmen onun yolundan dönmeyen müritlerini dünyaya tanıtmıştı. O belgesele sığmayanları ise sonrasında yeni okumalarla, Bedreddin’in yaşadığı ve müritlerince yaşatıldığı coğrafyalarda yeni araştırmalarla birleştirerek elinizdeki bu kitapta t
Pablo Picasso… Sadece ürettiği aykırı eserlerle değil, yaşamının farklı dönemlerinde kurduğu arkadaşlık ve aşk ilişkileriyle, entelektüel kapasitesiyle, hızlı çalışma yeteneğiyle, yaratıcı enerjisiyle ve erken yaşlarında elde ettiği müthiş zenginliğe rağmen sade bir yaşam sürüşüyle de fark yaratarak sanat dünyasının efsaneleri arasındaki yerini hakkıyla almış bir deha. Yüksek Ruhlar Serisi’nin bu kitabında Picasso’nun eserlerini ürettiği farklı dönemler, beslendiği insan ve mekân ilişkileri, politik görüşle
Olgu ile Algı Arasında İBN TEYMİYYE “Küreselleşmenin artık konuşulmadığı, tüm kültürlerin bir şekilde akışkan kategoriler olarak birbirini etkilediği, dönüştürdüğü varsayılan XXI. yüzyılda İbn Teymiyye gibi bir şahıs merkeze alınarak İslam’ın bir şiddet dini olarak kodlanması, din olarak İslam’ın çoğulcu toplum teorilerinin varlığına imkân vermediği iddiası gibi daha başından tartışmalı, ön yargılı, hatalı yaklaşımların olduğu günümüzde, bu iddiaların niteliğinin tespiti önem arz etmektedir. Bu noktada Batı
“Arif Eren’in şiirlerinde yeni ile eski birleştirilip adeta mezcettirilmiştir. Yine onun şiirinin derinliği, bazılarının ifade ettiği gibi sadece çağdaş da değildir. Arif Eren’in şiirleri, -Ziya Gökalp’in Yahya Kemal’e yönelttiği bir soru üzerine onun da ifade ettiği gibi-, adeta ‘kökü mazide olan bir âtî’dir. Çünkü Arif Eren, tanıklık ettiği asrın ruhunu verirken, bunu mazi ile de mezcederek adeta dizeleriyle resmediyor. Dolayısıyla Arif Eren’in mısralarının ‘kökü mazide olmakla birlikte geleceğe de yön ve
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6