Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47
Stefan Zweig, "Nietzsche: Yaralı Ruhların Şifacısı" adlı biyografisinde sıkıcı ve akademik bir biçimden uzaklaşarak, Nietzsche'nin zaaflarının, alışkanlıklarının, tutkularının ve saplantılarının peşine düşüyor. Nietzsche'nin yapıtlarından ziyade karakterinin derinliklerine inen, bu büyük filozofun varoluş acısını, insanlardan uzaklaşmasını ve mecburi inziva hayatının kuytularının adeta elimizde bir fenerle bizleri dolaştırır. Hem Zweig hem de Nietzsche okurlarına hitap eden, hiçbir cümlesi boşa sarfedilmem
Tükendi
Tarihte öyle şahsiyetler vardır ki, özgeçmişleri aracılığıyla dönemin önemli olaylarının da aydınlığa çıkmasına vesile olurlar. Sultan II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti'nin kritik noktalarında elde ettiği başarılarla tarihimizin önemli askeri ve mülki idarecilerinden biri olarak kabul edilen Müşir Recep Paşa da bu şahsiyetler arasında anılır. Öyle ki askeri öngörüsü ile aldığı önlemlerle günümüzde Libya topraklarında yer alan Trablusgarp ve Bingazi şehirlerinin İtalyanlar tarafından işgalini geciktir
1800'lerin ortalarındayız; piyanonun altın çağı. Ustalar bu çalgıyı geliştirmek için birbiriyle yarışıyor, Avrupa'nın her köşesinden harika çocuklar çıkıyor. Clara Wieck, bunlardan biri. Piyano yapımcısı, disiplinli, hırslı bir babanın güzel ve olağanüstü yetenekli kızı, "Romantizmin Işığı" Clara. Clara'nın yaşamı, bir müzik dehası olan Robert Schumann'la karşılaşınca bambaşka bir yön alır; aralarında bir ömür sürecek tutkulu bir aşk başlar. Avrupa'nın en ünlü müzisyenleri arasına girmeleri fazla zaman alm
Tükendi
"Seciye itibariyle Namık Kemal edebî ve siyasî dehâetinden daha yüksek bir mertebede idi. Türklüğün bütün tarihi tedkik olunursa Kemal derecesinde ahlâk faziletini hâiz bir insan ya bulunur ya bulunmaz. Ona seciye nokta-i nazarından nâmındaki mânânın müşahhas bir numûnesi demek doğru olur. Ya kusuru yok mu idi? O da bir insan olduğu için elbet vardı. Fakat münhasıran kendi şahsına ait olan bu nakîsaları söylemek bana düşmez. İçtimaî hayatında ise her lekeden münezzeh, cevher kadar saf olduğunu umûm milleti
Tükendi
Aydın Erol Türkiye devrimci hareketi acısından çok istisnai bir şahsiyettir. Onun bu özgün kişiliği bale ve sanat dünyası açısından da yine bir istisnadır. 1970'li ve 1980 sonrası cunta yıllarının zorlu koşullarında devrimci mücadelenin en yaratıcılık gerektiren alanlarında, en kararlı biçimde rol oynamış bir devrimcidir. Aydın Erol kişilik özellikleri itibarı ile de çok sevilen birisidir. Bu özgün kişiliği tanımak ve onu unutturmamak sadece onu bilenler açısından değil yeni kuşaklar açısından da geleceğe a
Tükendi
Hatırat yazarı, kendi yakınları için bir hain, en azından bir mezar kazıcıdır, der Amin Maalouf. Bence hatırat yazarının kendisi için de öyledir. Bu kitapta kendimi anlatıyorum. Gazeteci Hasan Cemal kimdir? Ama kendimi anlatırken, kendi kendimle kim bilir kaçıncı kez yüzleşirken yalnız dünü değil, bugünü de yazıyorum. Çünkü bu âlem memlekette geçmiş bir türlü geçmiş olamıyor, tarih bir türlü tarih olamıyor. Ve tarih her zaman paçalarımızdan çekmeye devam ediyor. Geçmişi yazarken bugünden kurtulamıyorsun.
Tarihselliğe yanaşamayanlar varlıklarını ve geleceklerini (ahiret) "borçlu" oldukları efendilerinin (rab) 1400 sene önceki çözümlerine yorum yapma cesareti olmayan çıkarcı ödleklerdir: köle psikolojisi. Biz erginler yetişkinler, saygıda kusur etmeden: "Rabbimiz bugün konuşuyor olsaydı ne derdi?" sorumluluğunu duyanlarız. Onların "büyük günah" olarak gördükleri bu tutum, bizim "büyük sevap"larımızdır.
Ulu Türkçü Nihal Atsız'ın dediği gibi Türkçülüğün en büyük görevi Türklüğe hizmettir. Bunun da baş şartlarından biri çevresinde bulunanlara Türklük sevgisini aşılamaktır. Tanıdığım Ünlü Türkçüler'de edebi değer aramak boşunadır. Zaten öyle bir iddia da taşımamaktadır. Bütün özelliği içtenliğidir. Fakat tanımak onur ve mutluluklarını tattığım, yaşadığı o değerli ülkücüleri genç Türkçülerle ve Türkçülük ülküsüne ilgi duyanlara tanıtmakta bir damla olsun yarar sağlarsa, o mutluluklarıma yenileri eklenmiş ol
Tükendi
Gürsel Aytaç, hayatını anlatırken çocukluğundan başlayarak özel yaşantılarının yanısıra mesleki etkinliklerinden, alanında yetiştirdiği akademisyenlerin faliyetlerinden de söz etme gereği duymaktadır. Çünkü onların bir anlamda kendisinin başlattığı, önemsediği çizgiyi devam ettireceğine inanmakta, onlarla gurur duymaktadır. Kendi Kaleminden Gürsel Aytaç kitabı, bu özellikleri ile alışılmış otobiyografiden farklılık gösterse de bu, onun mesleğine ve üretkenliğe verdiği önemin bir işareti sayılmalıdır.
Turhan Sultan, durumdan oğlu Sultan IV. Mehmet'i haberdar ettikten sonra karşı bir plan hazırladı. Kösem Sultan'ın adamları harekete geçtikleri anda hemen yakalanıp ortadan kaldırıldılar. Turhan Sultan'ın görevlendirdiği, Başlala Uzun Süleyman Ağa, yanına aldığı cellatlar ile birlikte Kösem Sultan'ın haremdeki odasına girdi. Odaya girenlerin müjdeli haber getiren kendi adamları olduğunu sanan Kösem Sultan, Turhan Sultan'ın adamlarını görünce artık sonunun geldiğini anlamıştı. Cellatlara karşı koymasına rağ
Tükendi
Pablo Escobar'ın ağabeyi Roberto Escobar anılarını kaleme aldığı Kardeşim Escobar kitabına şu sözlerle başlıyor: "Hakikat Pablo ile o çatıda öldü. Fakat bu, bildiğim kadarıyla Pablo Escobar ve Medellín Karteli'nin hikâyesi..." Tarihte çok az insan hem nefret edilip hem de bu kadar sevilmiştir. Pablo Escobar adını Jesse James, Al Capone'la birlikte tarihin karanlık sayfalarına en başarılı, acımasız ve kuşkusuz en iyi tanınan uyuşturucu kaçakçısı olarak yazdırdı. Roberto Escobar'ın biyografisi, kardeşi Pablo'
Tükendi
Okurların anı yazarı olarak tanıdığı Arif Keskiner, namı diğer Çiçek Arif, bu kez de binbir renkli, binbir çiçekli ve de Yaşar Kemal'li anılarını yazdı. 60 yıla yaklaşan bir dostluğun öyküsünü okurlarıyla paylaştı. Ama bu sadece bir anı kitabı değil... Bu kitapta Karacaoğlan, Dadaloğlu sesleniyor Toroslar'dan... Nâzım Hikmet, Arif, Abidin ve Güzin Dino, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Yılmaz Güney, Ruhi Su, İlhan ve Turhan Selçuk, Can Yücel, Demirtaş Ceyhun ve daha nice dostlar geçit töreni yapıyor... Çukurov
Tükendi
Nâzım Hikmet genç yaşlarından itibaren iyi ve büyük işler yapabilmenin hayalini kurdu, planlarını yaptı. Hep bunu düşünerek yolculuklara çıktı, şiirler yazılar yazdı, zindanlarda yattı. Bu inceleme Nâzım'ın büyük yolculuğuna bir eşlik çabasıdır. Büyük dedeleri Müşir Mehmet Ali Paşa ve Mustafa Celâleddin, Alman ve Polonyalı isimleriyle dünyaya gelseler de kendilerine vatan seçtikleri Osmanlı için yaşamlarını feda etmişlerdir. Nâzım'ın şairliğinin, halkına adanmışlığının, mavi gözlerinin, resim sevgisinin ge
Tükendi
"Nasıl yaşanacağını, kenarda durup izlemeden dünyanın nasıl hem içinde hem dışında olunacağını öğrendim. Bir daha asla ama asla hayattan kaçmayacağım. Aşktan da..." Hayat Aşklarının Önünü Kesmişti Belki Ama Unutturmaya Yetmeyecekti. Beyaz perdenin unutulmaz efsaneleri Audrey Hepburn ile William Holden arasındaki hayat boyu süren büyük aşk ilk kez tüm ayrıntılarıyla karşınızda. 1954'te, Hepburn ve Holden, Amerika'nın en sevilen isimlerindendi. O yıl ikisi de Oscar kazandı ve birlikte, film ve moda dünyas
Ülkemizde, gerek örgün, gerekse yaygın eğitimde Siyer-i Nebî'ye olan ilginin artması, siyere dair eserlere olan ihtiyacı en üst düzeye çıkarmıştır. Bu ihtiyaç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere siyer dersi için tertip ettiği, bizlerin de zaman zaman görev aldığımız "Hizmet İçi Eğitim" seminerlerinde katılımcı öğretmenler tarafından da bizzat dile getirilmiştir. Gerek şahsî tespitlerimiz, gerekse bu konudaki talep ve beklentiler, böyle bir kitabı kaleme almamızı gerekli kılmıştır. Kitabın ilk üç kısmı
Tükendi
Mustafa Âsım Köksal, Osmanlı'dan günümüze miras kalan İslâmî ilim geleneğinin son temsilcilerindendir. Her türlü imkânsızlıklar içerisinde, yüksek seviyede medrese ve mektep tahsili görme imkânı bulamadan, büyük ölçüde kendi kendini yetiştirerek ortaya dünya çapında itibar gören eserler koyabilmiştir. Özellikle Resulullah'ın (s.a.v.) hayatı ve siretine odaklanan ve İslâm tarihi sahası özelinde diğer İslâmî ilimleri de kuşatan bu ilmî çaba haricinde, 31 sene süren Diyanet İşleri'ndeki memuriyeti sırasında, i
Tükendi
Samuel Beckett biyografi türüne hep kuşkuyla yaklaşmış bir yazardı. Peki dünyayı yadsımış, bir oyununda yazdığı gibi "hayata lanet" etmiş böyle bir yazarın hayatı nasıl anlatılır? James Joyce biyografisiyle tanıdığımız Andrew Gibson bu zorlu işi üstleniyor ve yazarın yaşamını "tarihsel koşullarla sanat arasındaki ince bir akıntıya indirgeyen minimalist bir Beckett biyografisi" sunuyor. Dahası, Beckett'in, temel unsurlarına indirgenmiş, ilk bakışta dış dünyaya ve tarihsel olgulara hiç gönderme yapmayan oyun,
Tükendi
Bir ülkeden cüzamı kovdu. Türk, Kürt, Süryani demeden, kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladı, ışık tuttu yollarına. Hırpaladılar, yerden yere vurdular, ne gâvurluğu kaldı ne Kürtçülüğü, ne komünistliği. Ömrünün son döneminde de darbeci yerine kondu. Umurunda bile olmadı. Çünkü o sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimdi. Hayatı boyunca tek isteği, iyi ve dürüst bir insan olmaktı. Bütün işlerimi tamamladım. Konser gecesini de atlattıktan sonra, kemoterapiyi kestireceğim. Yolcu yolun
Heykeltıraş, ressam, mimar ve ozan Michelangelo Buonarrotinin yaşamı ve eserleri üzerine yeni, etkileyici bir başvuru kitabı. Sanatçının yaşamı ve sanat tarihinde eşsiz bir dönem sayılan İtalyan Rönesansında oynadığı role ilişkin hayranlık uyandırıcı bir araştırma. Michelangelonun eskizlerini, resimlerini, heykellerini, fresklerini ve mimari yapıtlarını içeren kapsamlı bir galeri. Sanatçının Avrupa sanatı üzerindeki büyük etkisi ve mirası. 500 çarpıcı görüntüden oluşan olağanüstü bir derleme.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47