Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16
Yıl 1961'di. Türkiye'den Almanya'ya giden bir yolcu uçağının içinde gözleri nemli, bakışları sisli bir adamcağız pencereden canı gibi sevdiği memleketine son kez bakıyordu. Bu, buruk bir veda bakışıydı. Bir daha dönüp dönmeyeceğini Allah bilirdi. Haykıracak çok şey varken sessizce gidenlerin ne ilki ne de sonuncusuydu bu yolcu. Onu bu sessiz ve hüzünlü gidişe mahkûm eden sebepler vardı. Ah o sebepler... Darbeler kötüdür ve her darbenin bedelini ödeyen binlerce masum olur. İşinden, aşından, yuvasından, yurdu
SERİDEKİ KİTAPLAR ● Leonardo da Vinci ● Isaac Newton ● Sigmund Freud ● Marie Curie ● Albert Einstein ● Charles Darwin ● Benjamin Franklin
Tükendi
Bir avuç insan onu gerçekten sevdiler. Onlar, Hocayı, kusurlarını örtüp, âteşîn bir zekâ olduğunu kabullendiler. Ondaki cevheri, Türk kültürüne katkılarını gördüler ve çalışkanlığına hayranlık duydular, mezhep farklılığına [Şiî olduğuna], çabuk parlayan mizacına aldırmadan engin bilgisinden istifade ettiler. [Bugün] Onun ortaya koyduğu doğru ve sağlam araştırma sonuçlarına itibar edilmeyerek bunlar neredeyse yok sayılmaya başlan[mıştır]. Oysa, Doğu dünyasının en büyük ilim ve fikir simalarından biri olan A
Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar'ın Sahhaf Râif Yelkenci üzerine yapılan bu kitap çalışması, özü itibariyle iktisâdî düzlemde özgün bir alışveriş merkezinin, belli bir zemin ve belli bir zamanda, anti-madde iktisat zihniyetiyle yoğrulmuş insan birlikteliğinin hikâyesidir. İstanbul, Bayezid'te, 1952?1980 yılları arasında, Sahhaflar Çarşısı'nda olması gereken alım-satımı tayin eden maddî ölçütlerin dışında bir hayat yaşanmıştı. Orası, kayıttan azade bir mekândı, belki bir okuldu, belki bir sohbet meclisiydi ama he
Sebat ve istikrardan sıkılan mizacı sebebiyle edebiyat tarihimizde oldukça ilginç bir üne sahip olan Bursalı Gazâlî -nâm-ı dîger Deli Birâder-, edebiyat tarihimizin en renkli simalarındandır. 15. asrın son çeyreğinde dünyaya gelen ve 16. asrın ikinci çeyreğinde ‘yetmişe yetmiş' bir yaşta Hicaz'da vefat eden Deli Birâder Gazâlî, laubali ve şûh fıtratıyla adından söz ettirmiş zeki, bilgili, nüktedan ve tam manasıyla nev‘î şahsına münhasır bir şairdir. Ona asıl şöhretini kazandıran ve günümüz için dahi oldukça
Tükendi
Türkiye Komünist Partisi'nin kurucu lideri Mustafa Suphi'nin bir "şanlı tarihin" kurban-kahramanı olarak mitleştirilmesine karşılık, fikirlerinin ve izlediği politikanın belleklerden silindiğine, ona yönelik karalama ve karartma çabasının etkilerinin günümüze kadar uzandığına dikkat çeken Ahmet Kardam, bu kitapta Suphi'nin gerçek portresini çizmeye çalışıyor. Mustafa Suphi'nin 1915 öncesindeki "milliyetçiliğinin" ve "Türkçülüğünün" nasıl bir içeriği vardı? Sovyet Rusyası'nda, 1918 1920 arasındaki üç yıllık
Tükendi
Trabzon, sonsuzlugu ufuk çizgisiyle paylaşan bir mavi denize nazır, yeşille kucaklaşan engebeli ve sarp bir coğrafya üzerinde tarihi ve kültürel mirası tevarüs etmiş münbit bir şehirdir. Bu şehrin insanın-da hem sonsuzlugun dinginligini hem de dag ile deniz arasında kalmanın dinamik ruh halini görebilirsiniz. Eskiler "şerefül-mekan bil-mekin" (Bir mekanın şerefi/degeri, orada oturanlarla birliktedir.) derler. Şehri, ön planda degerli kılan ise insani zenginligidir. işte bu çalışma, Trabzon'un kültürel hayat
Tükendi
"Kezzap bile bu kadını çirkinleştirememiş." – Sezen Aksu Kadına şiddetin acıklı bir simgesidir Bergen... Toplumun gözü önünde kendi ölümüne yürümüş, ailesini korumak uğruna kendini feda etmiş, korkusuz, cesur bir kadın... Yaşam savaşının tam ortasında yer almış, hayatın bütün zorluklarına rağmen umudunu yitirmeden şarkılara tutunmuş bir gazino yıldızı... Saplantılı bir aşkın pençesinde kıvranıp durmuş bir kraliçe... Arabeskin Kraliçesi hem de... Kocasının yüzüne attığı kezzapla bir gözünü yitiren ama güzell
NBA daha önce Kevin Durant gibi bir oyuncu görmemişti. Larry Bird onun kadar çabuk ve hızlı değildi; Magic Johnson'ın şut menzili onunkiyle mukayese bile edilemezdi; Michael Jordan ise 2,10 metre boyunda değildi. Durant, topu Allen Iverson gibi kontrol edebilen, Dirk Nowitzki gibi şut atabilen ve Kobe Bryant'ın skorerlik içgüdülerini barındıran bir numuneydi. Ve bunların hepsini, Hakeem Olajuwon'ınki kadar büyük bir cüsseye sahipken yapıyordu. Bir pivotu andırsa bile, aslında modern bir guard gibi oynuyor v
• Nutuk (Tam Metin ) • Gençler İçin Nutuk • Çocuklar İçin Nutuk • Anılar • Mektuplar • Geometri
Tükendi
Mehmed Âkif adlı bu kitap, şair hayattayken yayımlanan onunla ilgili ilk bütünlüklü çalışmadır. Kendisi de şair ve yazar olan Süleyman Nazîf'in eseri, Arap harfleriyle kitap hâlinde ilk kez 1924 yılında basılmıştır. "İstiklâl Marşı" şairinin kişiliği, düşüncesinin kaynakları, şiiri; eserlerindeki insanî, vicdanî ve millî tavrı hakkında önemli bilgiler sunan bu eser, devrinde şaire yöneltilen pek çok eleştiriye de cevap vermektedir. Elinizdeki kitapta, eserin 1924'te yapılan ilk basımı esas alınmış; metin h
Tükendi
Sait Faik Beyoğlu'nda. Beyoğlu'nun neresinde? Burgaz'da bile kolay bulunmaz, Beyoğlu'nda hiç. Meyhane meyhane gezer, sinema kapılarında sanki birisini bekler, filmlere girer, filmlerden çıkar... Hop orada hop burada. Necati Mert bu hareketli hayatı, Memleket Kitabevi adlı kitabından bildiğiniz hareketli diliyle anlatıyor. Bu hayatın neresinde ev, neresinde sokak, neresinde eş dost, arkadaş, neresinde aşk, neresinde deniz, neresinde balık, neresinde okumak, neresinde yazmak... var, hiçbirinin atlamıyor. Sev
Hayatımda ilk defa bu kadar bütünlüklü bir metin okudum.Aynı zamanda da kurgusu bu kadar sağlam bir metin. Akademik çalışmalardan çok daha gelişkin bir Metin Erksan kitabıyla karşılaşılıyor.Dört dörtlük bir çalışmayla karşı karşıyayız. Mücahit Gündoğdu yaşının çok üstünde bir olgunlukla bakıyor konusuna. Mücahit Gündoğdu yaşamadığı dönemi yaşayanlardan daha iyi kavramış gibi görünüyor. Mücahit Gündoğdu'nun kitabı bize 1950'li, 1960'lı ve 1970'li yılları yeniden yaşatıp Metin Erksan'ın haleti ruhiyesiyle
Biyografi: Yavuz Donat 1942 yılında doğdu. İlk ve ortaokulu Mersin'de okudu; Mersin Ticaret Lisesi mezunu. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. 1963 yılında, akademide öğrenciyken Ulus gazetesinde gazeteciliğe başladı. Sonra Akşam gazetesinde çalışmaya devam etti. Gazeteciliğe ara verdiği tek dönem, askerlik dönemidir. Akşam'ın çöküşüyle birlikte yirmi yıl Tercüman gazetesinde muhabirlik, yazarlık ve Ankara Temsilciliği görevlerini üstlendi. Sonrasında Meydan ve Milliyet gazetelerinde y
Hayatın Türk Tıbbına vakfeden Marka Paşa ile ilgili bu eseri: "Yaşadığımız zor zamanların kahramanları olan sağlık çalışanlarımıza şükranla ithaf..." ediyoruz. Büyük Osmanlı çatısı altında buluşan gayrı-müslimler arasında Ermeni ve Rumların ayrı bir yeri ve konumu vardı. Onlar asırlara yayılan kültürel bir mayalanmayla bu büyük terkibin en esaslı ses ve renklerinden biri olmuşlardı. Yerli Rumlarımız, Yunan devleti kurulduktan sonra bile ekseriyetle İstanbul'u Atina'ya tercih etmiş ve Osmanlı çatısı altında
Tükendi
Saraydaki kabulde Sultan Abdulhamit'in ilk defa elini uzatıp tokalaştığı yabancı elçi olan, İstanbul'da kaldığı dört yıl içinde, başka hiçbir yabancı temsilcinin olmadığı kadar padişaha yakın olan, eşi ile birlikte padişahın dost çevresine girebilen, Abdulhamit'in iki defa kendisi için çalışma teklifinde bulunduğu, Abdulhamit'in "Amerikalı doğru adamdır." dediği, bu dostluk ve güvenin nişanesi olarak Mecidiye Nişanı hediye ettiği, "Seni bir elçiden daha çok takdir ediyorum. Tahtta olduğum için, senin gibi
Benim insan eli değmemiş bir kaya olma özlemim, tutkum bundan. Şimdi istesem de bizim köyden herhangi biri olamam. (Hüseyin Cevahir) Bir insanı "unutulmaz" yapan en önemli şey, zamanının dışına taşabilmesi, kendi zamanının dışında da yaşayabilmesidir. Bu da ancak, ondan güç ve moral alınabilmesiyle mümkün olabilir. Hüseyin Cevahir, maratonu bırakmamış; ölümüyle, kendi sonrasına da güç ve moral vermiştir. Nasıl ki bir şair, ancak geleceğe taşan şiirleriyle ölümsüz olabiliyorsa Hüseyin Cevahir'i de "unutulma
Tükendi
Belirli bir gelenek anlayışı içinde kendini sürekli yenileyerek günümüze kadar ulaşan Osmanlı müziği, zevk-i selimin somutlaştığı en önemli sahalardan birisidir. Köklü bir geçmişe sahip bu mûsikinin günümüze kadar ulaşması, farklı meşk zincirlerinin halkalarını oluşturan "fem-i muhsin" yani güzel ağız sahipleri vasıtasıyla olmuştur. Bu aktarım süreci içinde yer alan önemli şahsiyetlerden birisi de merhum üstad Bekir Sıdkı Sezgin'dir. Elli seneyi aşkın mûsiki yolculuğu kendi ifadesiyle "bir besmele ve sübhan
"Kitabı yazmaktaki amacım, ‘tarihin tekerrür etmesini önlemeye', kendi çapımda kalıcı bir katkı sunmaktan öteye gitmez. 2020 koşullarını düşündüğümde... Her şeye rağmen, ‘Gazetecilik... Bağımsız, özgür, kimsenin kulu kölesi olmadan, inandığın gibi, saygın gazetecilik...' 2020 koşullarında bile, dünyaya bin kez gelsem, bin kez gazeteciliği seçerim. Bu kitap bir siyasi tarih kitabı değil. Bir otobiyografi hiç değil. Ama, kronolojik olmayan, o nedenle yıllar içinde birbiriyle bağlantılı olayların perde arkas
ATATÜRK VE CAN YOLDAŞI NURİ CONKER Çankaya'nın silahşorlarından olarak anılan Nuri Conker asker, siyaset adamı, idareci ve en önemlisi eşsiz bir dosttu Mustafa Kemal için. Selanik'ten başlayıp sonsuzluğa gidinceye kadar birbirlerini bir an bile bırakmadılar. Bu kitapta hem Mustafa Kemal'in hem de Nuri Conker'in hayatına çok yakından tanık olacak, daha önce hiç duymadığınız anıları okuyacaksınız. Nuri Conker'i Mustafa Kemal'den ayrı düşünmek mümkün değildir. Çocukluktan başlayıp son anlarına kadar ayrı
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16