Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 960-980 / Aktif Sayfa : 49
İki koltuk önümde Faltaşı gözleri Fars kızı Koruyucu kaşları Yaylım kirpikleri Gözleri bir çift Safevi askeri Esmera Nişaburlu Hayyamın diyarından Saçları Hayyamdan dizeler
Tükendi
Rüzgâr aramaya çıkan bir ağaçsın, içinde geyik sesleri barındıran rüzgârları.
Tükendi
bir martıyı ağlattın sen demişti derman* garanti o gün intihar ettim ben mutlaka hatırlayacaksınızhani sahtekâr bir gülümsemenin varoşlarında bulmuştum ya ikiniziyeşil mürekkepler sürüyordunuz yaralarınızayenilgilerinize bahaneler arıyordunuz roman kahramanlarındaniç açılarınızla geçinemiyordunuz benim gibihani sol şeritte sürat yapmak isteyip de bir türlü terk edememek sağ şeridin uzayıp giden sahte güvenli kesik çizgilerini... koridorun sonu uçurum ve bir şans daha elimizde aynı çanağı yalayan hüzünler
Tükendi
Yazmaya başlayınca insan Bahçedeki ağacı ağaçtaki dalı Daldaki yaprağı Yapraktaki arıyı Daha iyi biliyor inan ( .)
Tükendi
Yüreğimden söküp attım, gecenin siyahına gizledim seni, Gözlerimi ufka çevirdim sabahın beşinde. Seni iliklerimde hissedercesine derin bir nefes aldım önce, Salıverdim sonra, geçen bir kuşun kanadına. Hiç istemezdim böyle olsun, Ama nafileydi gözyaşlarım,yanımda yoktun. Ben sensiz yarımdım, ne fark ederdi, Sen tamamlan istedim, bu sana son jestimdi.
Tükendi
Sensiz baharlarıma bir gece kan düştü Kül oldu hayallerim, kutlu bir hazan düştü Senden sonra gönlümün semavi yelkenine Devranını kaybetmiş esrik cevalan düştü Zehrinden yudum yudum arşınladım semayı Gergef gibi işledim güzünle masivayı İsyanlar kalemimden bir kan gibi damları Bir ceylanın kalbinde bir umman çalkalandı
Tükendi
Necmi Zekânın uzun şiirler ve kısa düzyazılardan oluşan kitabı Kargacık İşleyiş, Komşu Yayınlarının Yasakmeyve dizisinden yayımlandı! Basmakalıp olanı geçersizleştirmeye yönelik yeni söyleyiş yollarını araştıran Necmi Zekâ, bu kitabındaki şiirlerde de okurun karşısına düşünsel ve ahlaki açıdan kışkırtıcı zorluklar koyuyor. Kitabın Diğer Şeyler bölümünde yer alan kısa düzyazılar ise, Necmi Zekânın şiirleri aracılığıyla yapmaya çalıştığı şeyi, türler arası bir yazın iklimi içine sokarak başka bir boyuta taş
Tükendi
YANGINDAN SONRA BİLE dün şuracıktaydın ellerimle koydum bulamıyorum şimdi deliyim bu yüzden galiba çokça tedirgin yada bir daha dokunamazsam gözümün önüne geldikçe sıtma tutuyor vücudumu ayyaş olsam belki dayanabilirdim benim değilsin hangi vakit seni düşlesem yarı baygın bir mezar kuşu konacak omuzlarıma başka bir kadının kulaklarını öpüyor olacağım zevksiz neden aynı zulüm ikimize
Tükendi
Bursada doğdu. Doğumunda klinik sorun yaşayan doktorunun talebi üzerine göbek adı Orhan oldu. Gururla taşıdığı asıl soy adı ÖZYABAdır. İlk, orta, lise eğitimi Bursada. İstanbula gitti üniversitede okumak için. Yıldız Teknik Üniversitesi onun ilk göz ağrısıydı. Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Şehir ve Bölge Plancısı meslek ünvanıyla mezun oldu. İstanbul ve aşk, o yılların içini dolduran en koyu aydınlıktı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Sit Koruma Planlaması alanında Yüksek
Tükendi
Şair Kendini dinleyenlere döndü Yıllanmış ağaçtan yapılma O kadar da elinde olma kalemini aldı Onu Dinleyenlere karşı tuttu ve kırdı Onlara Hepiniz ben ölene dek Şiirsizliğe mahkûm edildiniz Dedi
Tükendi
bir insan nasıl oluyor insan oluyor yaşıyor böyle sonra gemiler yapıyor evler var oluyor karıcığım kocacığım oluyor resimler yapıyor devasa resimler hem ben kalbimi attırmaya uğraşırken yoruluyorum
Tükendi
Aşk; ne kitap arasında kurumuş bir gül dalı, Ne de ay ışığında yaşanmış bir anı, Aşk; donarak yanmaktır dağ gibi; Zirvesinde kar, zulasında narı saklar, Mecnun bağrın deler, o ise yarı saklar, Aşk; ne kitap arasında kurumuş bir gül dalı, Ne de ay ışığında yaşanmış bir anı, Aşk; donarak yanmaktır dağ gibi
Tükendi
BU KIRMIZI GÜL SANA HATIRAM OLSUN Bu bizim aşkımızdaki son vuslatımız Bu gün burda ayrılacak yollarımız Gerçekleşmez bir hayaldir artık kavuşmamız Bu kırmızı gül sana, hatıram olsun Aşkla muhabbet etmeyecek gönüllerimiz Sevgi dolu bakışmayacak gözlerimiz Birbirine tutuşup kenetlenmeyecek ellerimiz Bu kırmızı gül sana, hatıram olsun Sanmaki ayrılıp ta gidince, aşkımda bitecek Bu gönül seni unutup ta, başkasını sevecek Bilmelisin ki bir ömür seni sevip, seni özleyecek Bu kırmızı gül sana,
Tükendi
Ben yazarak boşalttım hayatın bana salgılattığı tüm irini. Yazarak teşekkür, küfür, tefekkür ve şükürdü benimki. Ne zamandır yazıyorum bilmiyorum bile, çünkü masa başına geçerek yazmadım hiç. Satırlar rengiyle, sesiyle, dokusuyla geldi ve bana aceleyle, elime geçen ilk kağıda karalamaktan başka seçenek vermedi. Benimki bir gün obur bir tırtılın yanlışlıkla bir reçel kavanozuna düşüp, kanatlanıp kavanozundan çıkmak için bir Çaylak Fırtınası gününü seçmesinin hikayesi. Kelebek uçup yeni hikayelere gitti, bu
Tükendi
İnsana yaslanmayan şiir ölür, insana güvenmeyen şiir ölür. Şiir, ne tamamen somut ne de tamamen soyuttur. Akıl ile duygu gibidir; biri diğerini tamamlar. Birinin eksikliği diğerinin eksikliğidir. Boşluktaki şiirin şairi, kendisi gibi, öldüğün gün şiiri de ölür. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Şiir, somut ile soyutun, akıl ile duygunun, insan ile doğanın sentezidir. Çağın şiiri, gereksinimlerinden ötürü, esin tekniğe yenik düşmüştür. Günümüz şiiri ağırlıkla teknikle çalışılan atölye şiiri olmuştur. Şiirin
Tükendi
Türk şiirinin yaşayan en önemli şairlerinden biri olan Metin Cengiz; Ören Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Sendikasının ortaklığıyla düzenlenen Melih Cevdet Anday Şiir Ödülünü 2010 yılında kazanan şairdir. Ödüle layık görülen Bütün Şiirlerinin ikinci Dünyaya Katkımız Bir Ebru Vurgusu 2009 yılında yayınlanmıştı. Metin'in şiirlerini tanıdığımdan beri dergilerde okuyor, izliyordum. Benim öznel görüşüme göre bu şiirin çarpıcılığı yaşantısına dayanmasındandır. Devrimci bir geçmişi, iki yıllık bir cezaevi konukluğ
Tükendi
Söylenmemiş sözler vardı Sevdaya dair Alnı açık yüreği pek yiğitlerce Çekip gittiler sessizce Ölüme Gülerek Yarım kalmış bir türkü Ta yürekten söylenerek...
Tükendi
Yaşamı ezberlemek, alınan derslerden özetler çıkararak, kanını canından can çekercesine akıtmak olmalı yürekten damıtmak dizeleri İşte böyle başlar sevda denemeleri, karalamalar saklanırken küçük postişlerde Sonra sığmaz olurlar notlara. Masanda bir yığın kalabalık ve kalabalıklar içindeki yalnızlık Dudak kıvrımında takılıp, hatta boğazda tıkanıp kalan sözcüklerdir yazılan ve kendiliğinden düşen harflerdir kâğıtlara. Ve işte! Hadi hüküm giydirin kalemime, kâğıtları zehirlemeye geldim Şimdi sen adam
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 960-980 / Aktif Sayfa : 49