Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 131 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
1951'de VI. George tarafından kendisine verilen Liyakat Nişanının ardından G. E. Moore şaşkınlıkla eşine şu tepkiyi verdi: ?Düşünebiliyor musun ?Kral, Wittgenstein'ın adını duymamış!" Yüzyılın sonundaki birinin şaşkınlığı daha da büyük olurdu. Ludwig Wittgenstein (1889-1951) belki de yirminci yüzyılın en çok bilinen filozofudur. Onun üzerine çok sayıda kitap ve makale yazıldı. ...Yine de sorun haklı olarak Wittgenstein'ın düşüncesinin yeterince anlaşılıp anlaşılmadığı olarak ortaya atılabilir. Hintikka, bu
Tükendi
Duyduğum derin fikrî ve dinî kaygıyla yaptığım araştırmadan şu sonucu çıkardım: İnsan hürriyeti konusunda teolojik geleneğin dilini konuşan bir anlayış kaçınılmaz olarak topluma tahakküm eder. Özgürlüğü esaretin, demokrasiyi otoriter, totaliter sistemin diline çevirir. Baskıyı din adına meşrulaştırır. Tanrı'nın kendilerini insanların başına bekçi olarak görevlendirildiğine inanır ve bu görevi kendi anlayışını benimseyenlere dönük her türlü bühtan, iftira ve fişleme adına kullanır. Çünkü belirtilen anlayışta
Rüdiger Safranski, biyografilerini yazdığı filozofların hayatlarını, deneyimli bir masalcı üslubuyla anlatmaya adamıştır kendini. Onun "Schopenhauer Biyografisi" -edebiyat uzmanlarını ve akademisyenleri ürkütmesin- gene de en önemli felsefi metinlerin edebi bir üslupla anlatımı olarak görülebilir. Safranski, Schopenhauer'un hayatına olduğu kadar felsefesine de eğilen bu kitabı yazmakla, kendisinin de ifade ettiği gibi, "felsefeye olan aşkını" ilan etmiştir. Dinlemek istemeyenlere ise diyecek bir sözümüz y
Tükendi
Felsefenin kesin bir tanımını yapmak imkansızdır. Zira daha felsefenin amacı konusunda bir mutabakata varılamamıştır. Lord Macaulay der ki; ?Platon'un anlayışına göre insan felsefe için yaratılmıştır; Bacon'un anlayışına göre de felsefe insan için." O halde tanımı bir kenara bırakalım, felsefenin faydalarına bakalım. Fakat felsefe her derde deva da değildir: ?Platon'un ve Cicero'nun sözlerini okudum; bilge ve güzel idiler; ama üzerimdeki tüm yorgunluğu ve ağırlığı giderecek bir şey bulamadım." (Augustinus)
"Frenklerin övünerek itiraf ettiklerine göre, Avrupa'daki cehâletin kökünden kalkmasına ve her tarafa, hatta mağaralarda yaşayan insanlara varıncaya kadar ilim güneşinin nüfuz etmesine en birinci sebep, hakîm İbn Rüşd'ün telkin etmiş olduğu ilmi ile hürriyeti olmuştur. Bu yüzden onlar İbn Rüşd'ü hikemî ve aklî ilimleri ihyâ eden nadir âlimlerin biri kabul edip, ismini de hürmet ve tazimle anarlar. 'İbn Rüşd'ün ilmiyle hünerinden, Hristiyanlar ve bütün Avrupa âlimleri istifade ettikleri halde, şimdiki İslâm
Tükendi
Merleau-Ponty, Çağdaş Fransız felsefesinin temelindeki akımları anlamamız için mükemmel bir örnektir. Filozofa göre bugünün felsefesi ne görkemli klasik rasyonalizm gibi hakiki bir fikri mutlak bir varlıkla çakıştırabilir ne de kendini hakikatin yıkıcısı olacak bir göreceliğe indirgemeyi onaylar. O daha çok, sonluluk ve olgusallık ufkunda, hakikatin öne çıkışını düşünmeyi önerir. Söz konusu girişim varoluşun hakikatinin ve sonluluğunun (ve hatta felsefenin imkânının) kökensel biçimde birbirine düğümlendiği
Tükendi
Kant yaşamı boyunca zamanının bilimlerine -özellikle Öklit geometrisi ve Newton fiziği- uygun bir felsefe sağlama arayışındaydı. Michael Friedman bu kitapta, Kant'ın 1747 tarihli tezinden Saf Aklın Eleştirisi dahil olmak üzere, Opus-postumum'daki son yazılarına kadar, bilimler için bir temel sağlayabilecek bir metafizik bulmaya yönelik süregiden çabalarının, onun felsefi düşüncesinin gelişimini anlamak açısından son derece önemli olduğunu tartışıyor. "Friedman, Kant'ın fikirlerinin Newton fiziğinin ampirik
Kant'ı yeniden ele almak... "Algısız kavramlar boş, kavramsız algılar kördür." Immanuel Kant 18. yüzyılın en önemli filozoflarının başında gelen Kant, felsefi görüşleriyle büyük bir çığır açmıştır. Kant, yaptığı çalışmalarla etkisi yalnızca bilgi sorunuyla sınırlı kalmayan, aynı zamanda ahlak felsefesinden üniversitelere kadar pek çok konuda yeni bir anlayış sergilemiştir. Öyle ki, bu kendisinden sonra da sürmüş Yeni Kantçı okullar tarafından sistemi tartışılıp zenginleştirilmiştir. Doğan Özlem'in Kan
Tükendi
Birer "sesli düşünme" örneği olarak da görülüp okunabi-lecek elinizdeki notlarda Wittgenstein, editörün yazdığı Önsöz'de de belirtildiği gibi, aynı zamanda yaşama da ilişkin olan estetik yargılarda(n), rüyalarda(n) ve dinsel inançlarda(n) ortaya çıkan felsefe (Wittgenstein'e göre dil) problemlerini, ikinci döneminin temel yapıtı olan Philosophical Investigations'ta ortaya koyduğu dil/felsefe görüşleri çerçevesinde tartışmaktadır. Ki bu dönemde Wittgenstein, ilk dönem felsefesinin temel yapıtı olan Tractatus
Tükendi
"Diogenes'in dâhil edildiği akım bir yaşayış biçimini yansıtır: köpeksi, kynik. Akımın temsilcileri de bu adı benimsemiştir. Aşağılayıcı bir kelime olduğu belli, ama sokak köpeğinin boynundan bağlanmadığı, özgür olduğu da düşünülmeli... Diogenes'in en çok bilinen cümlesi Büyük İskender'e söylediğidir. İskender, Aristoteles'in öğrencisiydi; babası Filip filozofu sarayına çağırmıştı. İskender'in "Eğer İskender olmasaydım Diogenes olmak isterdim" deyişi, hocasından çok bir köpeksiye saygısını gösterir. O komut
Ütopyanın maddeci teorisyeni, militan optimizmin filozofu Ernst Bloch Marksist felsefenin yenilenmesinde oynadığı rol itibariyle eşsiz, yirminci yüzyıl entelektüel manzarasındaki konumu açısından nevi şahsına münhasır bir düşünürdür. Mit ve pozitivizm, ölüm kaygısı ve ütopya, Marksizm ve bilinç, inanç ve teknoloji, ahlak ve estetik, Umut İlkesi'nin yazarının Michael Löwy, Arno Münster ve Theodor W. Adorno'yla bu kitapta derlenmiş söyleşilerinin başlıca temalarıdır. Georg Lukacs'ın ve Max Weber'in, Hegel'in
Tükendi
20. Yüzyıl, psikolojik olguları niteleme ve açıklama, bu sayede insan zihnini anlama girişimleri bakımından zengindi. Bu projeler, çok büyük sayı oluşturan farklı kişiler tarafından üstleniliyordu. En önemlileri arasında Ivan Pavlov, Sigmund Freud, Alexander Luria, Ludwig Wittgenstein, Lev Vygotsky, Jean Piaget, Burrhus Frederick Skinner, Alan Turing, Noam Chomsky, Frederic Bartlett, Jerome Bruner ve James Gibson vardı. Bu kişilerin her biri, bireylerin doğası ve bilişsel ve duygusal yetenekleri konusunda a
Tükendi
Şimdi size beni yitirmenizi kendinizi bulmanızı buyuruyorum; hepiniz beni yadsıdığınız gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere...
Tükendi
İbn Atâullah el-İskenderî, daha çok Hikem adlı başyapıtıyla tanınan önemli bir sûfî. Hikem üzerine, birçok farklı dilde yazılmış seksenden fazla şerh, bu büyük sûfînin yüzyıllar boyunca coğrafî sınırları aşan etkisini gösteriyor. Şâzeliyye tarikatının ilk önemli klasiklerini de kendisine borçlu olduğumuz bu büyük arifin eserleri günümüzde, Doğu'da ve Batı'da adeta yeniden keşfediliyor. Elinizdeki çalışma, İskenderî'nin sınırlı kaynakta bize aktarılan hayatı hakkındaki bilgileri derlemesi yanında, eser liste
Pythagoras fasulye tarlasına girmektense öldürülmeyi yeğlemiştir. Aristoteles'in kendisini boğanotuyla öldürdüğü söylenir. Boethius Ostrogot Kralı Theodoric'in emri üzerine sopayla dövülerek öldürülmeden önce acımasızca işkence görmüştür. Descartes İsveç kraliçesine kışın, sabahın erken saatlerinde ders vermek zorunda kaldığı için zatürreeden ölmüştür. Hegel kolera salgınında ölmüştür. Schlick Nazi Partisi üyesi bir öğrenci tarafından öldürülür. Barthes bir aracın altında kalarak ölür. Deleuze kendisini Par
Tükendi
Hilmi Ziya Ülken'in 1962-63 yılı "ders notları"nın bir araya getirilmesiyle oluşan Yeni Zamanlar Felsefesi Avrupa felsefesinin Rönesans'tan başlayarak Kant'a kadar geçirdiği evrimi "buradan bir gözle" inceliyor. İlk defa yayımlanan bu eserde Ülken, Rönesans döneminin genel karakterini ve öncülerini kısaca değerlendirdikten sonra, dünya algısını kökten dönüşüme uğratan Copernicus ve Giordano Bruno'dan modern felsefenin temel taşları Spinoza, Leibniz ve Kant'a kadar "yeni çağ"ın filozoflarını özgün bir bakışl
Tükendi
İbni Haldun kendisine yabancı olan çevrelere "Doğu'nun Machivelli'si/Montesquieu'sü" olarak takdim edilir. Bu Avrupa merkezci takdim, İbni Haldun'u yücelttiği gibi, göreli olarak onu küçümsemektedir de. Çünkü aksini söylemek, yani machievelli/montes-quieu için "Batı'nın İbni Haldunları" demek de pekala mümkündür. Bu iki takdim ,anılan düşüncelere nereden baktığınız ile alakalıdır. Bu bağlamda birinci takdim, bir batılı için kabul edilebilir bir tanımdır.Ancak bunun bir doğulu tarafından kullanılması trajik
Tükendi
Felsefe tarihi boyunca çok az düşünür Martin Heidegger kadar içinden çıkılması güç bir ihtilaf konusu olmuştur. Adı ve bilhassa Nazi yönetimiyle ilişkisi etrafında kopan fırtına zaman zaman yapıtının önüne geçen bir etki yarattı ve bu kafa karışıklığından uzak durmak bugün de kolay değil. Her şeye rağmen, başyapıtı Varlık ve Zaman?da dile geldiği haliyle yazgı, suç, hakikat, varoluş gibi temalar üzerine geliştirdiği düşünceler felsefe tarihinin en ufuk açıcı soruşturmaları arasında olmayı sürdürüyor. Elini
Tükendi
Slavoj Zizek, felsefeyi, psikanalizi ve siyaseti aynı potada, büyük bir ustalıkla eritebilen, sıradışı bir felsefecidir. Yeri gelir, popüler kültürün ve gündelik hayatın en bayağı addedilen yanlarını ciddi bir bakışla felsefenin tam ortasına oturtur; yeri gelir, en ciddi konuları bile mizahi ve iğneleyici bir üslupla irdeler. Bir an, çağdaş  yaşamın siyasal kayıtsızlığını kıyasıya eleştirirken, bir an gelir Viagra'nın felsefi temellerini göstermeye çalışabilir veya bir tavuk tarafından yeneceğini düşünen ad
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 131 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5