Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Bir ülkede seçmenlerin genel eğitim, kültür ve gelir düzeyi ile, o ülkede yapılan siyasetin niteliği arasında paralellik vardır. Bir ülkede seçmen davranışlarının iyi analiz edilmesi, o ülkenin gerek sosyo-ekonomik, gerekse de sosyo-kültürel göstergeleri ile ilgili ciddiye alınması gereken veriler ortaya koyar. Türkiye´de sosyal dinamiklerin gelişme seyrini analiz eden çalışmaların yeterli olmaması, yönetenle yönetilen, devletle halk arasında kopukluğa neden olan faktörlerin de başında gelmektedir.
Tükendi
Geçmişe baktığımızda, yaşanmışlığın öğrettiği, modernleşmenin kendi kültürünü ve kurumlarını "arzulardan temennilerden değil tecrübelerden çıkarttığıdır. Batıyı bir bütün olarak benimsemeyi öngörenlerin hayatlarını, bu coğrafyaya ait yerlilikten, fikirleri kadar kolay kurtardıkları söylenemez. Zihni fanteziler ile yaşanan arasındaki mesafe arasındaki sayısız siyasi versiyon için de söz konusudur. Bu ülkede yaşanan her kesimin eleştirileri kadar ortak kültürel alan için önerileri de olmalıdır, bunlardan
Tükendi
Hür ve serbest düşünen insanların "Atatürk düşmanı" diyerek mahvederler. Türettikleri bu heyulanın "Atatürk" olduğuna bizim cebren inanmamızı isterler. İtiraz eden veya gerçeği açıklayan biri çıksa hemen aforoz ederler. Suni katedralleri, bankaları, matbaaları, gizli dernekleri, ders kitapları, sayısız soyguncu klüpleri, fikir mafyaları, işkenci çeteleri ile manevi engizisyonda parçalarlar... Atatürk bahane edilerek yapıları zulüm ve vurgunları, trilyonla yutulup harcanan millet paraları canımıza yetmiştir.
Tükendi
Türkiye`nin birinci meselesi bürokrasiyi önlemek, hiç olmazsa hafifletmektir. Bürokrasi, bir yönüyle eski aydınların "kırtasiyecilik", halkın ise yana yana: "Bugün git yarın gel" diye alaya aldığı zihniyettir. Her türlü okumuş kişiye güvensizlikle bakan halkımız "Allah hükümet kapısına düşürmesin!" veya "Allah, dert verip hekime, dava verip hakime baktırmasın!" derken yine bu köhne bürokrasinin şerrinden Allah`a sığınmaktadır. Bürokrasi, yorgun idarelerin sığındığı bir hantallık siperidir. Yaratma gücü olma
Türk Devrim Tarihi’ni 1938’le sınırlayan ya da onu Türkiye’nin NATO’ya girişiyle bitiren anlayışa karşı, gelişmeleri olabildiğince günümüze kadar bir bütün olarak ele alan Türk Devrim Tarihi, 5. kitabın da okurla buluşmasıyla tamanlandı. 4. kitapla aynı adı tayan 5. kitap ‘Çağdaşlık Yolunda Yeni Türkiye’de, 27 Mayıs 1960’tan 12 Eylül 1980’e kadar gelen 20 yıllık süre, bütün yönleriyle irdeleniyor. Bu dönem, bir bakıma askeri müdahaleler dönemi demektir. Amaçları ve doğurduğu sonuçlar çok farklı olan bu müda
Bu kitapta Türk tarihindeki dört büyük ana olay, yani Çin Baskısı, İslamiyetin olaylar üzerindeki belirleyici etkisi ve 25 dönüm noktası olayı ile birlikte incelenmektedir.
Tükendi
Elinizdeki kitap, bir dörtlünün üçüncüsü; diğerleri, "Demokrasi´den Darbe´ye, "Darbe´den Muhtıra´ya ve "Türkiye - AET İlişkileri ve Darbeler" olacak. Olacak diyorum, çünkü bunları henüz yayına hazırlayamadım. Hazırlayacak zaman bulabilecek miyim, onu da bilemiyorum; çünkü şu an 85 yaşındayım. Hemen kavrayacağınız gibi bu dörtlü, Cumhuriyet Tarihi´nin 30 yılını kapsıyor. Ben, dörtlüye konu süreçleri yaşadım; kimilerinin içinde bizzat yer aldım. Bu nedenle tarafsız kalabilmek için hiçbir yorum yapmadım; be
Tükendi
Büyük Taarruza kadar Ankara... İlk Mecliste Müdafa-i Hukukçular ve İkinci Grup... Gazi´nin uykusuz geceleri... Başkumandanlık Kanununa muhalefet edenler... Mehmet Akif´in gözyaşları... Büyük Taarruz ve Türk Ordusunun zaferi... İlk Mecliste hamaset ruhu... Yunan vahşeti ve İzmir alevler içinde... Mudanya´da Generaller Konferansı... Refet Paşa İstanbul´a nasıl girdi?.. Saltanat niçin ve nasıl kaldırıldı?.. Hüseyin Avni Bey ve Rıza Nur´un kopardığı fırtına... Gazi´nin tarihi konuşması... İstanbul´da milli idar
Tükendi
Celali İsyanları`nın ünlü eşkiya reisi Abdülhalim Karayazıcı`nın, Ordu`suna gerekli hayvan yemini sağlamak için köyleri yağmalarken kullandığı söz bir tür eşitlikçi zorbalığın işaretiydi. "Atların arpa parası" diye halktan zorla toplanan yaygın vergi ağının, daha doğrusu haracın adıydı: "her sakaldan bir kıl" Küreselleşme olgusunun iyice öne çıkardığı Mafa`laşma, tüm dünyanın en önemli sosyal sorunu haline geldi. Peki Türkiye açısından durum ne? Türkiye bu küresel anlamda yasal/yasadışı düzenin neresinde? V
Tükendi
´Cumhuriyetin Çocukluk, Gençlik Yılları ve Bugün´, 71 yaşına gelmiş, yurt dışında üç kıtanın çeşitli ülkelerinde bulunmuş, emekli öğretim üyesi ve dilbilimci Prof.Doğan Aksan´ın izlenim, gözlem ve karşılaştırmalarını yansıtmakta; böylece ülkede yaşanan gelişmelerin yanı sıra, başka ülkelerin kendi koşullarını tanıyarak yurdumuzdaki koşulların değerlendirilmesine de yönelmektedir.
Tükendi
Türkiye Avrupa Birliği yolunda. Bir yığın sancılarla, değişimden yana olan, olabilecek olan ve olmayan unsurlarıyla.. Peki AB Türkiye yi gerçekten istiyor mu? Birilerine göre bu sorunun yanıtı büyük bir evet . Onlar Avrupa nın Türkiye siz yapamayacağı görüşünde. Bazıları var ki, AB nin samimiyetinden fazlasıyla kuşkulu. Öte yandan AB nin Türkiye yle oynadığını , aslında birlikteliğe gönüllü olmadığını düşünenlerin sayısı da hiç az sayılmaz.
Amiral Battı, 80’li yıllarda kendisini Türkiye medyasının "amiral gemisi" ilan eden Sabah gazetesi ile onun bağlı bulunduğu grubun geçirdiği dönüşümleri ele alıyor. Bu grubun, basın dışı sermayeye yaslanmayan öncü bir gazeteyle yola çıkmışken, daha sonra nasıl banka satın almaya kadar savrulduğunu, basın dışı işlerini nasıl gazete manşetlerine yansıttığını irdeliyor. Kitabın ana eksenini, en başından itibaren Sabah’ı Sabah yapan çekirdek ekip içinde yer alan, ancak son dönemde Dinç Bilgin-Zafer Mutl
Tükendi
Osmanlı-Türk toplumuyla Batı toplumları arasında ilişkilerin karmaşık mekanizmasını göz önüne sermeyi amaçlayan bu eserde, Türkiye´nin azgelişmişlik diye nitelendirilen bugünkü durumuyla sonuçlanan evrim süreci, Türk toplumunu oluşturan unsunların mücadelesinden doğan iç dinamiği ve bu toplumun öteki sosyo-ekonomik sistemlerle ilişkisinin etki-tepkileri içinde gözlenmektedir. Bu açıdan bakılınca Türk toplumunun evrimi kimi zaman iç dinamiğin, kimi zamansa dış dinamiğin ön plana çıktığı bir süreç olarak görü
Tükendi
Türkiye, “Nizam-ı Cedit”ten “Güçlü ekonomiye geçiş programı”na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı’da ortaya çıkan kapitalizme “uyum sağlamak” vardı. Nizam-ı Cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, “istikrar”, “yapısal uyum”, şimdilerde “güçlü ekonomi
Tükendi
Bu eser; Rumeli illerinden Osmanlılar çekildikten sonra ´kılıç artığı´ olarak kalan Türk azınlığın soykırımı, kültür katliamı faciasını yansıtır. Bulgaristan´da komünist rejimi "soya dönüş" bayrağı altında ´tek uluslu´ millet oluşturma amacıyla dünyada bir benzeri görülmemiş soykırım uyguladı. 45 yılda binlerce şehit verdik. Dilimiz, dini kıyafetlerimiz ve isimlerimiz yasaklandı. Tüm bunları bir yazar ve gazeteci gibi hem tanık, hem sanık, hem de mahkum olarak yaşadım ve gaz odalarında işkence gördüm. Bayra
Tükendi
- Ali Fuat Cebesoy´un sağlığında yayınlanmamış anıları... - Çerkez Ethem´in bilinmeyen üç mektubu... Çerkez Ethem olayı biraz daha aydınlanıyor... - Garp Cephesi kumandanlığından Moskova Büyükelçiliğine... - Milli Mücadeleyi hazırlayan sebepler... - Mustafa Kemal Paşa Anadolu´ya nasıl gönderildi? - Atatürk Samsun´a çıkmasa ne yapacaktı? - Misak-ı Milli kimin eseri? - Atatürk´e kral ol, padişah ol dediler, Cumhurbaşkanı oldu... - Atatürk ve Nazım Hikmet´in mahkumiyeti meselesi... - Milli Mücadelede
Tükendi
"...Trenimiz Salzburg şehrine gelince durdu. İndik bize yol gösteren şebekenin adamı önde, biz arkada doğru taksi durağına gittik. İki taksi kiralayarak ıssız, karanlık bir ormanda ilerlemeye başladık. On kilometre sonra bir köydeydik. Gece saat bir buçuktu. Taksiler bizi bıraktı gitti. Köyün dışına çıktık. Etrafı ağaçlı dar bir yolda yürüyorduk. Bir süre sonra yol bitti! Yağmur yağıyor, göz gözü görmüyordu! Küçük çocuklar sırtımızda, büyüklerin elleri elimizde, bir yerlere doğru gidiyorduk. Gide gide su
Tükendi
"Uğur Mumcu`nun Türk köşe yazarlığına yepyeni bir hava getirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Keskin bakışlı bir gözlemci, belgesel bir eleştiricidir o. Güçlü hukuk mantığını çok kez ince bir mizah çizgisi ile çerçevelediği için, yazıları ne denli ağır olsa da okura ferahlık verir. Uğur Mumcu`nun yazıları bugün günceldir. Bunlar, yarınki kuşaklar hesabına kuşkusuz ibret alınması gereken birer tarih dersi yerine geçecektir." -Nadir Nadi-
Tükendi
Bu kitapta, Uğur Mumcu`nun, Atilla İlhan ve Adalet Ağaoğlu ile roman; Aziz Nesin ve Sadun Aren ile demokrasi; Avni Arbaş ve Duran Karaca ile resim; Halit Çelenk ve Mehmet Ali Aybar ile insan hakları üzerine söyleşileri var. Söze Nereden Başlasam, araştırmacılığı yaşama biçimine dönüştürmüş bir gazetecinin, beslenme kaynaklarını iyi bilen bir aydının duyarlılığını yansıtıyor. "Türkiye`de yazarlar, gazeteciler evrensel kültür ile haşır neşir oldukça, okurlarına o ölçüde katkıda bulunacaklardır. Ama diyeceksin
Tükendi
Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler, önemli bir teorik birikimin, türk toplumu tarihine yansıtılması amacını taşıyor. Bu gerçekleştirilirken, eski türk toplumunun gelişim-değişim dinamikleri çok canlı bir biçimde ele alınmakta. Anahan (anaerkil) örgütlenmenin esasları şamanlığın toplum yapısındaki yeri ve buğüne uzanan etkileri, türklerde toplu eylem´in tarihsel temelleri ve ortaya çıkış biçimleri, türk toplumu hakkındaki kemikleşmiş çarpıtmaların nedenleri ve örneklenmesi, "han/hakan" terim-kavram´ının g
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8