Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 215 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Çanakkale'de savaşan taraflar için siperin gerisi yoktu. Bir tarafta deniz, öbür tarafta yalçın sırt; siper tam bir kapandı. Ölümün her an kol gezdiği bu siperler, destanlaşan insan öykülerinin de mekânı olmuştu. Artık padişahı adına değil bilfiil kendi toprağı, yurdu uğruna savaşan Osmanlı neferi için her siper vatandı. Anzak askeri ise, Büyük Britanya İmparatorluğu'nu sorgulamaya başlamış, o siperlerde yazdığı kahramanlık destanıyla uzak diyarlarda kimliğini oluşturmaya yönelmişti. Çanakkale'de savaşanlar
Tükendi
Savaşlar çağının sürdüğünü, günümüzde teknolojinin varlığını hissettirmesiyle bunun ivmesi ve boyutunun artık başka bîr seyir aldığını söyleyebiliriz. Ama değişmeyen bir gerçek var ki; savaşın yüzü, getirdikleri, insanlığa yaşattıkları. Ünlü bir askeri kişilik olan Clausewitz, yaşadığı dönemin savaş gerçeğinin birebir tanığı. Orduda her kademede görev alan, askeriik ve savaş üzerine düşünüp yazan biri. 1818´lerdc Prusya ordusundayken Harp Okulu Komutanlığı´na atanır. Burada görev yaptığı sırada kaleme aldığ
Tükendi
"Yıkıntılar, yaralılar, sargılar arasında... Evrensel vahşetin, dehşetin günü... Medeniyetin en gelişmiş silahlarıyla yaratılan kıyamet! Yangınlar, yıkıntılar, akıl almaz bir gümbürtü..." Behçet Sabit Erduran, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na katılmasıyla açılan Çanakkale Cephesi'nde görevlendirilen onlarca doktordan biriydi. Behçet Sabit Bey, bölgede bulunduğu altı aylık sürenin 1915 Mart ve Mayıs ayları arasında mesleğini icra etmesinin yanı sıra gördüklerini, duyduklarını gün gün, saat
Tükendi
Kitaptaki makaleler, savaşın beş yüzyılı geçen zaman aralığındaki stratejik karakterini, politik ve toplumsal işlevini inceliyor. Konuların çeşitliliği ve geniş bakış açısı, rönesanstan günümüze savaş kuram ve pratiğinin yanında çalışmayı genel tarih kitabı da yapıyor. Konular, önemli kuramcılardan, politik ve askeri liderlere kadar uzanıyor, Machiavelli, Clausewitz, Marx, Engels, Napoleon, Churchill ve Mao gibi. Amerikan stratejisinin evriminden, devrimci savaşın modern dünyada ortaya çıkışı gibi örnekler
Tükendi
1877-78 Osmanlı Rus Savaşı (93 Harbi) ve Balkan Savaşı, Türk milletinin yaşadığı ve kalbinde duyduğu en acı olayları kapsayan harplerdir. Ancak 93 Harbi'ndeki Osmanlı Ordusu ile Balkan Savaşı'ndaki Osmanlı Ordusu arasında fark vardır. 93 Harbi'nin sevk ve idaresinde emir ve komuta birliği sağlanmamasına rağmen Padişah Abdülaziz'in genç ve azimli subayları komutanlık makamına getirmesidir. Abdülhamit döneminde ise II. Meşrutiyet öncesi eğitim ve atışların yasaklanması, Balkan Savaşı'na katılan subayların pas
Tükendi
Türkiye Selçukluları adına 17 Eylül 1176 yılında zaferle sonuçlanan Myriokephalon Savaşı'nın Türk tarihinde büyük bir yeri ve önemi vardır. Zira Bizans İmparatorluğu'nun Anadolu'ya yeniden hâkim olma arzusu bu zaferle son bulmuş, yarımadanın artık bir Türk yurdu haline geldiği kati bir hakikat haline gelmiştir. Nitekim aynı asrın son çeyreğinde Anadolu'nun büyük kısmı Türkiye Selçukluları idaresinde birleşmiştir. Böylesine önemli bir hadisenin cereyan ettiği mevkinin tespiti ise yüzyıllardır çözüme kavuşma
Tükendi
Çanakkale Savaşları'nın kara ve deniz dışında az bilinen bir cephesi daha vardı: hava cephesi. İtilaf Devletleri, savaşlar boyunca gözlem ve bombardıman için uçaklardan yararlanırken, Osmanlıların hava kuvveti yeterli karşılığı veremiyordu. Müttefik Almanya, bu konuda destek için en başarılı uçucularından birini Çanakkale'ye gönderdi: Hans Joachim Buddecke. Halkın 'Şahin' lakabını uygun gördüğü Buddecke, lakabına yaraşır biçimde pek çok düşman uçağı düşürerek hava cephesindeki dengeleri değiştirdi. İz
Tükendi
Çanakkale Savaşı'nda faaliyet gösteren denizaltılar içerisinde, AE2 denizaltısının çok özel bir yeri vardır. Müttefik güçlere, dalgaların üstünden geçemedikleri Çanakkale'yi, dalgaların altından geçerek İstanbul'a ulaşılabileceği ümidini aşılayan ilk denizaltıdır. Çanakkale Boğazı'nı ikinci denemesinde geçip, Marmara'ya ilk geçen denizaltı olarak Çanakkale Savaşı tarihine adını yazdırmıştır. AE2, Marmara'ya geçtikten sonra, ?Eğer ulaşırsanız, Geçit'te etrafa rastgele saldırın." emrini uygulamak için birkaç
Tükendi
Tarihin en büyük savaşlarının ayrıntılı dökümleri, hasım kuvvetlerin stratejileri, taktikleri, askerî harekâtın düğüm noktaları. Alman ordularının Paris'e yaklaşmaları ve Fransa'yı yenmenin eşiğine gelmeleri, Fransız ordularının toparlanışı, karşı taarruza geçmeleri ve hasımlarının dikkatsizliğinden faydalanarak iki Alman ordusunun arasına girmeleri; Alman geri çekilişi, Paris'in ve Fransa'nın kurtuluşu, siper savaşının başlaması.
Tükendi
100. yılını yaşadığımız Çanakkale Savaşı, Yeni Zelandalı yazar Christopher Pugsley'in Çanakkale: Yeni Zelandalıların Öyküsü adlı bu kitabıyla bir kez daha, ama bu kez Yeni Zelandalı askerlerin gözünden ele alınıyor. Çanakkale Savaşı, sadece bizim için bu kadar önem taşıyan bir savaş değil, aynı zamanda dünyanın ta öbür ucundan buraya Britanya İmparatorluğu tarafından savaşmaya gönderilmiş Yeni Zelandalılar için de bir dönüm noktası. Çünkü Yeni Zelanda bir ulus bilincine bu savaşla birlikte ulaşıyor. Mağlup
Tükendi
"Celal Öcal, bütün hayatını Türk milletinin menfaatlerini, tarihini, bugününü ve geleceğini karşılıksız savunmaya adamış bir Türk aydınıdır. Bu uğurda hiç bıkmadan usanmadan gösterişsiz ancak fedakâr bir şekilde kesintisiz mücadele eder." Prof. Dr. Ümit Özdağ "Celâl Öcal 1914-1918 tarihleri arasında cereyan etmiş olan I. Dünya Savaşı'nda İzmir körfezinde vuku bulan kara, deniz ve özellikle hava askerî faaliyetlerini ayrıntılı olarak araştırmıştır." Prof. Dr. Necmi ÜLKER
Tükendi
Klasik deyişle, Çanakkale Savaşları'nı bir cümlede özetleyebiliriz: "Ölüm-Kalım Günleri." Öyle bir zaman dilimidir ki, öncesi ve sonrası da vardır. İşte bu albümdeki fotoğraflar; tarihin en yoğun dönemine yani "Ölüm-Kalım Günleri"ne ışık tutuyor... Neden mi? Çünkü Çanakkale Savaşları; Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda en başarılı olduğu cephedir. Savaşın en kanlı bölümü bu cephede olmuştur. Bazen uluslar var olmakla yok olmak arasındaki bıçak sırtında yaşarlar. Çabaları, mücadeleleri, inançlarının sağ
Türkler yüzyıllar boyunca Ortadoğu ve Doğu Avrupa'yı yönettiler; kuşkusuz bu süre boyunca egemenlikleri altında yaşayanları da oldukça etkilediler. Ama Türklerin hem Müslüman olarak hem de etnik bir grup olarak tarihteki rolleri garip bir biçimde Araplara ve Farslara göre daha az bilinmektedir. Müslümanların Gözünden Haçlı Seferleri adlı kitabıyla tanıdığımız Hillenbrand bu çalışmasında ülkenin kurucu mitlerinden olan 1071 tarihli Malazgirt Muharebesini ele alıyor. Burada elde edilen zafer, Doğu Anadolu'dak
Avustralya askeri tarihindeki en büyük trajedilerden biri, yüzlerce Avustralyalı hafif süvariye Türklerin yoğun tüfek ve makineli tüfek ateşine rağmen tekrar tekrar hücum emrinin verildiği 7 Ağustos 1915 tarihinde yaşandı. Nafile bir teşebbüstü ve yaşanan katliam o tarihten beri her neslin kanını dondurduğu gibi tarihçilerin de en merak ettikleri konulardan biri haline geldi. Peter Weir'in meşhur filmi Gallipoli 'de başarıyla canlandırılan Cesarettepe hücumu, Çanakkale harekâtının beyhudeliğinin ve oradaki
Tükendi
25 Nisan 1915 sabahı Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerinden oluşan Anzak Kolordusu, Gelibolu Yarımadası'ndaki Arıburnu bölgesinin engebeli, sarp arazisindeki küçük bir koya çıkarma yaparak komutanlarının hedef gösterdiği tepeleri ele geçirmek için var güçleriyle savaşmıştır. Ancak Anzaklar, karşılarında yurdunu istilaya gelen düşmanı püskürtmeye kararlı Türk askerini bulmuştur. Özellikle çıkarmanın yapıldığı ilk iki gün, her iki tarafın da modern savaşın gereklilikleri yanında kişisel kahramanlık örnekle
Tükendi
Çanakkale Savaşı, Türkiye dışında genellikle yenilenlerin neden ve nasıl yenildiği üzerinden incelenmiş, yenenlerin neden ve nasıl yendiği pek araştırma konusu yapılmamıştır. Türk araştırmacılarsa ülke tarihinin kırılma noktalarından biri olduğu ve Mustafa Kemal Atatürk dahil Kurtuluş Savaşı'nın önder kadrosunu yetiştirdiği için Çanakkale Savaşı'nın duygusal ağırlığının etkisini her zaman hissetmişlerdir. Hem asker kökenli bir araştırmacı olarak askeri stratejiye hâkim olan, hem de ATASE arşivini kullanan
Tükendi
Yirminci yüzyılın en tartışmalı ve popüler tarihçilerinden biri olan Taylor'ın bu kitabı 1961'de ilk kez yayımlandığında dünya çapında bir çoksatan haline geldi ve büyük fırtınalar kopardı. Çünkü Taylor, İkinci Dünya Savaşının asıl sorumlusu olarak görülen Hitler'in aslında bir canavar ya da şeytan olmadığını söylüyor, savaş hakkında kabul edilen doğruları çürütmeye girişiyordu. Taylor'a göre Hitler büyük ölçüde kazara savaşa girmiştir; başkalarının hatalarını ve becerisizliklerini başarıya dönüştüren bir
TÜRK CEPHELERİ: ÇANAKKALE, HİCAZ, IRAK, SURİYE, GALİÇYA, KAFKASYA VE SARIKAMIŞ Bütün dünyayı büyük bir girdap gibi içine çeken bir savaş. Gizli anlaşmalar, seçilen taraflar, kazanma hırsı, dost görünen düşmanlar, sayısız cephe, milyonlarca kayıp, yeniden şekillenen bir dünya. 1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı... Tevfik Yener, Birinci Dünya Savaşı'na dair yazılmış tüm tarih kitaplarından farklı bir şekilde ?bir araştırmacı -gazeteci gözüyle- Osmanlı İmparatorluğu'nun son 10 yılından b
Tükendi
"Those heroes that shed their blood and lost their lives... You are now living in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side here in this country of ours... You, the mothers, who sent their sond from faraway countries wipe away your tears; your sons are now lying in our bosom and are in peace, after having lost their lives on this land they have become our sons as well." Mustafa Kemal Atatürk, 1934
Tükendi
"I attribute the information I have given about the state ofEnghsh and French graves in Gallipoli Peninsula mostly to the personal observations I made during my last visit to Çanakkale in the second half of the last March. The graves are in their original state as they were when English and the French left here (...) it.is a fact that some of the graves were opened; those obviously belonging to the commissioned ofûcers that one can understand from their rich ornamentation. Hovvever, I have learnt that these
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 215 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4