Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 975 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Pierre Augustin Caron de Beaumarchais (1732-1799): Bir saatçinin oğlu olarak Paris'te dünyaya geldi. Saatçilik, öğretmenlik, tüccarlık, diplomatlık yaptı. Soyluluk unvanını satın aldıktan sonra İspanya'da yaşadı. Pek çok tiyatro oyunu yazdı. Eserleri yakıldı, yasaklandı ama halk, hatta eleştirdiği soylular tarafından bile alkışlandı. Tiyatro Yazarları Derneği'ni kurdu. Almanya'da Voltaire'in eserlerini bastı. Amerika'daki bağımsızlık mücadelesine silah ve gemi sağladı. Terör döneminde şüpheli addedildiği iç
Tükendi
Shakespeare, Türk sahnelerinde eserleri en fazla oynanmış olan piyes yazarı... Hamlet'in yirmiye yakın prodüksiyonu oldu. Tüm eserleri pek az dile çevrilmiştir. Türkçemiz bunlardan biri, Üstelik, en önemli piyesleri 8'er 10'ar kere çevrildi dilimize. Türk Shakespeare kitabı, gelmiş geçmiş en güçlü tiyatro yazarının dünyasını anlatıyor. Trajedileri de var burda, komedileri de... Tarihî piyesleri de, soneleri ve şiirleri de... 37 yapıtının her birinden en az bir alıntı bulacaksınız, Othello, Macbeth, Hamlet,
Namık Kemal, sadece tiyatro oyunları kaleme alan birisi değil, aynı zamanda tiyatronun tarihi, gelişimi, estetiği, toplum üzerindeki etkisi gibi konularda da fikirlerini ortaya koymuş önemli bir isimdir. Toplumun siyasi, ekonomik, edebî, kültürel pek çok alanda değişmesi gerektiğini savunan Namık Kemal, oyunlarında vatanperverlik, kahramanlık, İslam birliği, devlet yönetimi, özgürlük düşüncesi, ahlak anlayışı gibi konulardaki fikirlerini ortaya koyarak yaşadığı toplumun gelişmesine ve ilerlemesine katkıda b
Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Kral Learde yozlaşan dünyanın çaresi olmayan çöküşünü ele alır.
Şair Evlenmesi, İbrahim Şinasi'nin Agâh Efendi ile birlikte çıkardığı Tercümân-ı Âhval gazetesinde 1859 yılında yayımlanan eseridir. Türk Edebiyatı'nın modern manada ilk tiyatro eseri olma özelliğini taşımaktadır ve görücü usulü evliliğin sakıncalarını ele almaktadır. Batılı bir yazarın üslubuyla yazılmış izlenimi veren Şair Evlenmesi, buna rağmen içinde Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun izlerini taşımaktadır. Eski ile yeni, doğu ile batı arasında bir köprü olma niteliğine sahiptir. Batılı tutum ve davranışı,
Atina'nın yetiştirdiği üç büyük tragedya şairi arasında en fazla eseri günümüze ulaşan yazar olarak özel bir yeri vardır. Bu durum şenliklerde Aiskhylos ve Sophokles kadar birincilik ödülü kazanmamış olsa da halk arasında daha çok beğenilen bir şair olmasına bağlanır. Euripides'in oyun kahramanları insana özgü zayıflık ve kusurları taşırlar, yaşadıkları acılar da bu kusurları ile vazgeçemedikleri tutkularından kaynaklanır. Yakarıcılar, muhtemelen Delos savaşının ardından ölülerin geri verilmesi konusunda At
Lozan Barış Konferansı veya Resmi adıyla Yakın Doğu Sorunları üzerine Lozan Konferansı (1922-1923) sonunda beş buçuk ay süren diplomatik müzakereler neticesinde imzalanan Lozan Antlaşması ile Modern Türkiye kurulmuş bugünkü sınırlarımızın esası tespit edilmiştir. Gerçekte Lozan'da Avrupa'nın Türklerle hesaplaşmasının son tezahürünü görmek mümkündür. Başta İngiltere Fransa ve İtalya olmak üzere I. Dünya Savaşı'nın galipleri bu konferansta Osmanlı Devletiyle hesaplaşmayı gerçekleştirmek istemişler İstikla
Tükendi
Vişne Bahçesi Çehov'un artık yok olma evresine giren "asilzade yuvaları" üzerine kaleme aldığı son dramatik eseridir. Geçmişin, şimdinin ve geleceğin temsilcilerinin aynı sahnede buluştuğu, Ranevskayaların geçmişten kopamadığı, Lopahinlerin şimdiyi yaşayamadığı ve Trofimovların henüz geleceği kuramadığı bir bahçede sergilenen; bir kuşağın, bir çağın, bir düzenin çöküş öyküsüdür. Sahne gerisinden işitilen balta sesleriyle köklenen Vişne Bahçesi ise sadece bir bahçe değil, kanlı yirminci yüzyılın eşiğindeki R
"Bir gölün kıyısında doğup büyüyen genç bir kız vardır, sizin gibi biri; gölü adeta bir martı gibi sevmekte, bir martı kadar da mutlu ve özgür... Ancak günün birinde adamın biri gelir, kızı görür ve yapacak başka bir işi olmadığından ona kıyar. Tıpkı şu martı gibi..." Çehov, dünya tiyatrosunda kilometre taşı sayılan Martı oyunuyla Rusya'nın on dokuzuncu yüzyılda değişen yapısına, yeni bir yaşamın ayak seslerinin gölgesi altında kendi küçük dünyalarına sıkışmış insanlar aracılığıyla ışık tutuyor...
Mezopotamya Üçlemesinin ikinci kitabı. İlk olarak 1984te Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyun, Mahmud ile Yezida ile birlikte Anadolunun birçok yerinde, sınırlı imkanlarla çalışan çeşitli amatör tiyatro topluluğu tarafından sahnelenmiştir. 1994te diğer oyunlarla ardışık olarak Antalya Devlet Tiyatrolarında ve aynı yıl İstanbul Tiyatro Festivalinde sahnelenmiştir.
Kimsenin farkına varmadığı küçük, önemsiz kaygıları ve acılarıyla, bir başkasının mutluluğu uğruna katlandıkları büyük özverileriyle, yaşadıkları umutsuz aşklar ve hayal kırıklıklarıyla 19. yüzyıl Rusya'sında "küçük" insanların gündelik yaşamlarına büyüteç tutulan bu eserde ayrıca, her biri birer ömür törpüsü olan taşra kasabalarında heba olup giden nice güzelliklere ve yeteneklere dikkat çekiliyor. Çehov tıpkı diğer oyunlarında olduğu gibi bu eserinde de döneminin gerçekçi yaşam biçimini ve aydın kesimin
Tükendi
Matéi Visniec, Çehov'unMartı oyununun finalinde Treplev'in intihar girişiminde başarılı olmadığını varsayıp, Martı'daki aşk üçgeninin üç karakterini Rusya'daki 1917 Devrimi döneminde karşı karşıya getirerek Çehov'a yazdığı "mektup"ta şöyle diyor: "Etkileyici üç Çehovyen karakter, tarihe ve ütopyaya karşı... Bu kadar ünlü üç karakterin ütopyayla karşılaşmasının anlamını kavrayabilmek için de metinlerinizin tamamını, biyografinizi ve mektuplarınızı yeniden okudum. Aslında tüm sanatçıların birer ütopik mesaj
Tükendi
"Öyle yoksuluz ki, insanlar bizi yok hükmünde saydıklarından selamımızı bile almazlar," diyen birbirinden inatçı, yoksul mu yoksul iki köylü... Aralarındaki çekişmeyi bitirsin de, adaletli bir karar versin diye Yüce Sultan'ın Koca Yargıcı'na başvuruyorlar. Yargıç, mübaşir, avukatlar, bilirkişiler, tanıklar ve geçip giden zaman... Mahkeme giderleri, avukat ücretleri de var tabii. Komedi türünde bir oyun. Biz komedi diyoruz ama bu oyun, Koca Yargıç tarafından hayatı hakkında karar verilecek olan EŞEK için tam
Tükendi
Kitaptaki iki oyun absürd tiyatro türünde iki çalışma. Oyunların ortak noktası, eksenine ölümü ve ölümün çeşitli biçimlerini yerleştirilmiş olması. Koleksiyoncu, bir mezar başında, mezar kazıcı ile ölen arasında, Adel Seni Seçti, kapılarının nereye açıldığı belli olmayan odalara açılan, dört bir köşesine bilinmezlik ve sırların sindiği bir pansiyonda geçer. Koleksiyoncu : 2 Erkek / Adel Seni.. : 3 Erkek 2 Kadın
Mustafa Kılıkçı, bugünü, içinde yaşadığı toplumu, olumsuz toplumsal koşulların ve baskıların içinde hayatta kalmaya çalışan insanların durumunu dert ediniyor oyunlarında. Oyun Odası: Bir cinayeti ya da cinayetleri çözmeye çalışan bir komiserin hikâyesini absürd bir komedi türünde sergiliyor. Asansör: Birbirlerinden başka kimseleri kalmamış üç ihtiyarın yaşamlarını anlatan, yalnızlık, dostluk, sevgi, yaşlılık ve unutkanlık üzerine yazılmış bir oyun. Tiramisu: Bir adam ve bir kadının, hayata, birbirlerine,
Tükendi
Sosyal statü, maddi zorluklar gibi engellere rağmen iradesini koruyup aşkına sahip çıkan Minna'nın yolculuğunu ve sonunda en önemli şeyin "insan olmak" olduğunu anlatan bir oyun Minna Von Barnhelm. Yedi Yıl Savaşları esnasında yaralandığı için ordudan alınan Tellheim, varlıklı sevgilisi Minna'nın hayatını mahvetmemek için ondan ayrılır. Tesadüflerin âşıkları bir araya getirdiği oyun komedi olarak okunsa da toplumsal kalıpları kırma konusunda yazıldığı dönemde cesur mesajlar vermektedir. Lessing'in 1767'de
Tükendi
Shakespeare ile aramızdaki kültürel, coğrafi, zamansal ve algısal mesafeleri kapatmanın bir yolu yok belki, ama onun dünya ile sahne arasında kurduğu dönüşüm mekânlarındaki yansımalar oyununa yeni bir çevirinin yer değiştiren kelimeleriyle katılmaya davet ediyoruz sizi. Bulduğu her aralıkta sonsuzca dönüşen ve yaratan saf şiirin dramla bedenlenmiş oyununa. None does offend, none, I say none. I'll able 'em; Take that of me, my friend, who have the power To seal th'accuser's lips. Get thee glass eyes, And, l
Shakespeare ile aramızdaki kültürel, coğrafi, zamansal ve algısal mesafeleri kapatmanın bir yolu yok belki, ama onun dünya ile sahne arasında kurduğu dönüşüm mekânlarındaki yansımalar oyununa yeni bir çevirinin yer değiştiren kelimeleriyle katılmaya davet ediyoruz sizi. Bulduğu her aralıkta sonsuzca dönüşen ve yaratan saf şiirin dramla bedenlenmiş oyununa. None does offend, none, I say none. I'll able 'em; Take that of me, my friend, who have the power To seal th'accuser's lips. Get thee glass eyes, And, l
Günümüzde hem bireylerin hem de ailele­rin en temel problemlerinden birisi hiç şüphesiz bağımlılıktır. Bağımlılık yapan madde kullanım yaşı ne yazık ki her geçen gün düşmekte gençler ve yetişkinler arasında bu maddelere olan ilgi hızla artmaktadır. Bu tablo karşısında ahlaki ve kültürel değerlerin aşınması suç oranlarının artması ve çok daha önemlisi aile bağlarının zedelenmesi kaçınılmaz hâle gelmektedir. Olumsuz örneklerini son dönemlerde sık­ça görmeye başladığımız uyarıcı ve uyuşturucu maddelerin za
Aristophanes (MÖ 450?-MÖ 388?): Yaşamına dair pek kesin bilgiler yoktur. Yazdığı kırk kadar oyundan sadece on biri günümüze ulaşmıştır. Kıvrak ve keskin diliyle ünlü olan Aristophanes, komedya sanatının bütün inceliklerini çağının tanıklığıyla kaynaştırmış büyük bir tiyatro ustasıdır. Kadın Mebuslar'da, Aristophanes'in bir başka komedyası Lysistrata'ya benzer bir şekilde kadınların kent yönetimini ele geçirmesini konu edilir. Kadınların yönetiminde kent ve bütün mülkler herkesin ortak malı haline gelecek, h
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 975 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5