Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Mavi geçti... Öyle bir yazdı ki Sanki gökyüzünde oturuyorduk Seni öpmek gökyüzünü öpmek gibi Mavi bir şeydi Gençlik öyle bir yazdır ki Ne yurt ne ev ne oda Yalnızca gökyüzü Yeter insana. Biz seninle gökyüzünde/Çok oturduk/Gençliğimiz/Çok mavi geçti... çok!
Dünya tarihinde salgınların çok büyük etkileri oldu; bugün de bütün dünya yüz binlerce insanın hayatını, işini kaybettiği, sosyo-psikolojik bedellerin inanılmaz boyutlarda olduğu bir salgınla karşı karşıya. Pek çok insan belki de ilk defa geçmişi, bugünü ve geleceği sadece bireysel hayatlar bağlamında değil, küresel bağlamda da ele almaya başladı. Salgın: Tükeniş Çağında Dünyayı Yeniden Düşünmek salgın olgusunu çok yönlü bir yaklaşımla ele alıyor; okuru bilim, ekonomi, siyaset, tarih, çevre, toplumsal cins
Zulmün Artsın, Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü ve Ustadır Arı Yaşar Kemal´in gazetelerde, dergilerde yayınlanmış toplumcu ve gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığı yazılarından ve konuşmalarından derlenmiştir. Onun düşünce ve yazarlık serüvenine tanıklık eden bu yazılar hakın yıllardır içine sürüklendiği karanlığın belgeleridir.
Tükendi
Açıklık ve doğruluk (hakikat), yaklaşık aynı anlama geliyormuş gibi pek sık olarak yan yana söylendiği işitilen sözcüklerdir. Gelgelelim, birbirinden apayrı içerikleri niteler bunlar! Doğru'nun açık olduğu seyrek, pek seyrek, açık'ın doğru olduğu daha da seyrektir. Doğru hemen her zaman karmaşık, karanlık ve çokanlamlıdır; her sözcük özellikle "açık söz" doğru üzerinde uygulanan bir zorbalıktır. "Açıklık" her zaman için zorba nitelik taşır, çokyönlü olanı sadeleştirmeye, doğal olanı anlaşılır, hatta akla uy
Tükendi
Dizi ile birlikte büyüyen neslin çocukları da artık dizi ile büyümeye başladı. Efsane diziye daha yakından tanıklık etmeniz için başucu kitabı niteliğinde FRIENDS sizler için geri geliyor! 1994 yılında, dizinin ilk bölümü yayınlandığında on yaşındaydım ve sona erdiği zamansa üniversitedeydim. O seneler boyunca televizyondaki en iyi şovlardan ve en büyük kültürel olaylardan biriydi. Şovun muazzam etkisi, radyasyon gibi DNA'ma işledi. Ortaokulda saçımı Rachel gibi kestirmiştim. Dizinin finalini ağlamaklı bir
Duyarsızlaşmış her toplumda efendiler ve köleler hala var. Efendiler efendi olduklarının farkındayken, köleler köle olduklarının farkında değil. Bukowski, özellikle şiirlerinde bunun farkında olduğunu ortaya koymuş bir yazardır bana göre. Gören insanın trajedisi ortadaki çukurdan çıkmak isterken bizzat çukurdakiler tarafından çukura çekilmesiyle başlar. Bukowski'nin bir öyküsünde "yok ki başka yolu" diyen insanın bakışında hem çukurun varlığına bir meşruiyet kazandıran çaresizlik, hem de çukurdan çıkmak is
Tükendi
Tarih 2 Temmuz 1993 Saat 15 sıralarında Sivas'ta Madımak Oteli'nde gazeteci yazar Battal Pehlivan, fotoğraf makinesinin deklanşörüne dokundu. Uğur Kaynar'ın eli çenesinde; Metin Altıok'un elinde saplı bir süpürge, Behçet Aysan'ın elinde ince bir çubuk, önünde yangın tüpü... Üç insan. Üç şair. Üç aydın kişi... Sivas'taki saldırıyla yaşamını yitiren 33 aydının hatırası hiçbir zaman unutulmadı. Merdivende üç şairin o son fotoğrafıysa o günün acı bir simgesine dönüştü. Bu kitapta Orhan Tüleylioğlu, üç şairin do
Şiir antolojileri, ülke şiiri üzerine üretken ve anlamlı düşünebilme imkanı sunarlar; bu bakımdan, bütün öznelliğiyle birlikte, geleneğin kurulmasında maddi bir altyapı oluştururlar. Çağdaş eleştirinin içerdiği kuramlar, değerler ve öiçütler elbette korunmalıdır; ama her antoloji, çağırdığı isimler üzerinden bir yükümlülük alır. Bu yanıyla eksiği / fazlası değil, doğrusu / yanlışı konuşulmalıdır.Antoloji, kendini kurmak üzere çağırdığı şairlerle ve şiirlerle bir harita çizer; okur da buradan hiza ve istikam
Tükendi
Kıyıya çıkmıyordu senin sokakların Bilmiyordun gezinmeleri Yol varmıyordu, gitmiyordu maviliğe... Hâlbuki; Mavi olması gerekmezdi gözlerinin Ufku görebilmem için, Varabilmem için denizlere. Sokakların önemsizdi Çıkmaz dahi olsa Yol bilmen, iz bilmen yoktu gözümde Her yanın kıyıydı ömrüme Sende her gördüğüm hep Umman bana... Hep derinlik... Her dakika, Seninle olduğum her dakika Bir rüzgâr esiyor göz göze geldiğimizde İçimde garip bir heyecan Bir tufan. Seninle her saniye denize mesken tutuyor yüreğim. Her s
Tükendi
Siyasi mücadelelerin, Moğol istilalarının dolayısıyla yoksulluk ve çaresizliğin yaşandığı XIV. ve XV. yüzyıllarda önce kendini, sonra halkı irşat etmeyi amaçlayan Hacı Bayram Veli, hayatının ilk döneminde müderrislik yapmış, şeyhi Hamidüddin Aksarâyî (Somuncu Baba) ile tanıştıktan sonra tasavvuf yoluna girmiştir. Mürşidi Somuncu Baba'nın yanından ayrılırken, "Sultanım, ne amel üzerine olalım, sanat bilmem ne işleyelim?" deyince, "Ekin ek, burçak ek" cevabını alarak Ankara'ya dönmüş ve burada bir yandan çift
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçe
This book is composed of my selected and published academic articles up to now. My main research areas are women characters and violence in the British literature. And in this work you can meet several women characters from the British literature who have inspired a great number of readers. Besides, Nobel Prize awarded women writers from all over the world are also mentioned here. Furthermore, some philosophical theories and mental diseases are discussed in brief. I hope you will enjoy while reading this b
Tükendi
Edebiyata gönül vermiş yüreği güzel insanlarla birlikte, Edebiyat Parkı'nda buluşup fidanlarımız olan yazdıklarımızı yarınlara emanet etmek için bugünümüzde sayfalara dikeceğiz.
Tükendi
Kendi Penceresinde Bir Adam, Le Corbusier'nin 1925 ile 1960 yılları arasında muhtelif yayınlarda yayımlanmış yazılarından oluşan resimli bir antoloji. Daha önce hiçbir kitaba alınmamış bu metinler, işledikleri konuların kapsamı ve hedef aldıkları kesimlerin çeşitliliğiyle bir yandan mimar, kuramcı, şehir plancısı, şair ve ressam Le Corbusier'nin eksiksiz bir portresini sunarken, aynı zamanda düşüncelerinin ne kadar geniş bir yankı uyandırdığını apaçık ortaya koyuyor. Resimden heykele kendi sanatsal çalışmal
İstanbul Resim Heykel Müzesi'ni, o zamanki adıyla "Müze-i Hümayun"u, 19. yüzyılda Avrupa'da kurulan büyük müzeleri örnek alarak, modern ve ulusal bir müze modelinde düzenleyen ve kuran Halil Edhem'dir. Onun Müzecilik Yazıları Türkiye'de müzeciliğin kurucu metinleridir ve aynı zamanda sanat tarihinin temel kaynakları arasındadır. Kitabın birinci bölümünde, Halil Edhem'le birlikte çalışmış olan arkeolog, tarihçi, müzeci İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Aziz Ogan ve Arif Müfid Mansel gibi hocaların Halil Edhem'i tan
Tükendi
Birçok kişinin korkulu rüyası haline gelen kredi kartı borçlarıyla nasıl baş edilebilir? Hiç kullanılmayan dakikalara ve mesajlara yüklüce ücretlerin ödeneceği telefon tarifeleri her şeye rağmen neden seçiliyor? "Pazarlık yapma" halinin içinde nasıl bir iktisat yatıyor ve pazarlık yaparken nelere dikkat edilmeli? Marka algısı nasıl oluşuyor, beynimizi nasıl yönetiyor? Başka türlü bir kamu politikası sahiden mümkün mü? Homo economicus ne kadar riske girebilir? Kayıt dışı ekonominin hayatımıza etkisi neler? P
Tükendi
Hayat yaşayanların Yaşam iyi kötü anıların Anılar hatırlanıp yazılanların Yazılanlar unutulmayanların Şiir olup taşması şair olup yaşamasıdır.
Çağdaş sanatı anlamak isteyen okurların kitaplığında mutlaka bulundurmaları gereken bir kaynak Umut Burnundan Dolaşarak çağdaş sanatın öncülerinden Ömer Uluç (1931-2010) ile 1980'li yıllardan itibaren yapılan söyleşilerin bir derlemesini içeriyor. Fransa, ABD ve Nijerya'da uzun yıllar yaşayan ve sergiler açan Ömer Uluç, İstanbul-Berlin-Den Haag duraklarını da kapsayan yaklaşık otuz yıla yayılan söyleşilerinde sadece kendi sergilerinden ve eserlerinden söz etmez. Sanatçının özgürlüğü, sanata bakışın özgürleş
"Hemingway, yazarlık kariyeri boyunca, yazma hakkında konuşmanın kötü şans getirdiğini, ‘yazdıklarınızı birine göstermenin ya da bundan bahsetmenin kelebeklerin kanatlarındaki her şeyi ve bir şahinin tüylerindeki düzeni söküp atmak gibi' olduğunu savundu." Bu inancına rağmen, yaşamı boyunca hep yapmak istemediği o şeyi yaptı. Hemingway roman ve öykülerinde, editörlere, arkadaşlarına, sanatçı dostlarına ve eleştirmenlere yazdığı mektuplarda, röportajlarda ve konuya ilişkin makalelerinde sıklıkla yazma konusu
Biz, Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşları Diyoruz ki, Yasadışı yöntem ve kanlı eylemlerle, Devletimizi parçalamaya, insanımızı bölmeye, geleceğimizi karartmaya yönelik girişimleri tezgahlayanlarla dayanışma içinde olan "satılmış işbirlikçilerle mücadele" görevlerimizin başında gelmelidir. İnsanlıktan nasibini alamamış, izan ve insaf yoksunu o onursuzlara şöyle seslenmeliyiz: "Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde, kökenleri ya da dini inançları ne olursa olsun yaşayanlar, Türkiye Cumhuriyeti Yurtt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 227 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2