Peyami Safanın Server Bedii adıyla yazdığı birbirinden güzel Türk masallarından oluşan bu kitapta 8 masal bulacaksınız.

Türk Arsen Lüpeni olan başarılı Cingöz Recai maceralarının kadın tiplemesi olan Çekirge Zehra, özellikle bayan okuyucularımızın dikkatini çekecek bir polisiye macera klasiği….

"Mazlum, her dinde, her inanış tarzında bulunabilir. Hatta hiçbir şeye inanmayan insanda, insan şöyle dursun, hayvanda bile… Mazlum, kendi haline göre değil, zulmediciye nisbetle sıfatlanandır" N.F.K. İşte, "Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar", bu ölçüye uyan, her millet ve her cinsten mazlumun bir araya toplandığı, dünya edebiyat tarihinde örneği pek bulunmayan eser… Büyük Yunan Filozofu Sokrates´ten başlayarak, İsa dininin mazlumları, İslâmın ilk kurbanları, Peygamber torunu iki şehit Hazreti Hasan ve Hü

Tarık Dursun K. ile Nermin Tok arasındaki mektuplar: salt iki genç insanın ´sevgili´ yanlarını açıklamıyor. Bir döneme, o dönemin gerçekleriyle insan ilişkilerine de ışık tutuyor. Okuyanları mutlaka bir yerinden yakalayan, sıcacık mektuplar...

Akdeniz´de geçmişten günümüze yansıyıp duran bu uygarlık ortamında, gerçekle mitolojinin iç içe girdiği bir serüvendir yaşam. Ve doğal olarak, ekmek kavgalarının, aşkların ve acıların, yerel boyutlarından sıyrılıp evrensel anlamlara dönüştüğü bir romandır Ötelerin Çocukları. Halikarnas Balıkçısı, denizle özdeşleşen insanların doğasını, çarpıcı ve parıltılı bir anlatımla romanlaştırmıştır.

Destanlar, milletleri miller yapan, geçmişe ait bütün değerlerin yer aldığı edebiyat ürünleridir. Her destan efsanelerle değişikliklere uğratılmış olarak tarihi olayların izlerini taşır. Ama destan asla tarih demek değildir. Destanı olmayan milletlerin tarihleri öksüzdür. Türk milleti dünyanın en zengin destan hazinesine sahip olan bir millettir. Bu kitapta destanlarımızı ve başka milletlerin destanları ile karşılaştırmaları yer almaktadır.

"100 Büyük Edip-Şair" dizimizden bu kere de Pir Sultan Abdal´ı sunmakla bahtiyarız. Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı´nın en büyük isimlerinden biri olan Pir Sultan Abdal, yüzyıllar boyu geniş halk tabakalarının malı olmuştur. Türkçeyi en iyi şekilde kullanarak duygu ve düşüncelerini çoşkun bir lirizmle anlatan Pir Sultan Abdal´ı bu kitapta okuyucularımızın daha yakından tanıyacağı inancındayız. Başarılı bir folklör araştırmacısı olduğu bilim çevrelerince de kabul ve takdir edilenn Tahir Kutsi, bu eseri için

....ve işte ikinci Ben Unutmadan. İnsanlar, dünya kentleri, yazarlar, şairler, romancılar, sinemacılar, tiyatrocular, politikacılar, şarkıcılar ve gazetecilerle asla unutulmamış o sevgili İzmir´deki bir dönem deli gençliğin önde gelen temsilcileri.... Hikâye ile anı, anı ile hikâye karışımı bir anlatıda. Yanı sıra, bir geçmiş zaman kenti için oluşturulmuş bir alt kültür ile. Tarık Dursun K. yazıyor ve anlatıyor. Anlatıyor ve hikâye ediyor.

Göl Hafif Çalkantılı Olacak, Edebiyat Üstüne Narin´in bir tür uzantısıdır. Edebiyat kadar, edebiyat dışı konuları da (kentler, insanlar, ülke kültürü, medya, sinema vb.) kapsamına alır. Her zamanki gibi burada da, gözlem gücü, kendisine has anlatım tekniği geçerlidir.

Kayabaşı, dünyanın dört bucağına emek göçü ile işçiliğe giden Türklerin belirleyici değişimlerini bu kez Almanya´da simgeliyor. Roman, edebiyatımızda benzeri çok az olan bir türün; kara gülmece ile bilimkurgu romanının usta işi bir örneğini, yakıştırma bir uygarlığı anlatarak veriyor.

Abdülhak Şinasi, bu süretle, kendi iç dünyasının hazinesini zenginleştirmiş olarak geniş bir edebiyat kültürü ve olgun bir edebi şahsiyetle karşımıza çıkmış bulunuyor. Hiç şüphe etmiyorum ki, Abdülhak Şinasi hisar, Fehim Bey ve Biz çapında daha birkaç eserle Türk edebiyatında, kendisine göre müstakil bir alemin sahibi olacak ve Fransız edebiyatında Barresien bir eda, Proustien bir hava, Anatole France´vari bir hassasiyet denildiği gibi Türk edebiyatında da daima Abdülhak Şinasi´ye maledilen, bir halis ve as

Aşağı yukarı Fehim Bey ve Bizdışındaki bütün yazdıkları onun, artık özlemini çektiği bu dünyayı anlatmasına birer bahanedir. Belki Abdülhak Şinasi Hisar´ın suçu yalnız bu kadarcıktır. O dünyanın özlemini çekmek. Bu kadar, Çamlıcadaki Enişte´si bahanedir. Kitap ne romandır ne de hikaye. Öyle bir kitaptır. Abdülhak Şinasi Hisar´ın dili bile, şimdi acı acı özlemini çektiği o dünyaya bağlıdır. Turgut Uyar Forum, 1 Mart 1957

Halikarnas Balıkçısı, Arşipel´i, onun çevrelediği kara parçalarını, doğal ve insan yapısı bütün güzelliklerini ve insanını tanıdı, kucakladı ve sevdi. Arşipel´de sunulan; kuşaklardan kuşaklara geçen, değişen, defalarca unutulan ve defalarca yeniden yaratılan / hatırlanan bütün güzelliklerdir.

Peyami Safa, çok yönlü bir yazardır. Edebiyatçı, fikir adamı, gazeteci olarak Türk kültüründe iz bırakmıştır. Edebiyatın hemen hemen her alanında eser vermiştir. Büyük edebi değeri olan romanları kadar geçim derdi ile sıradan eserler de yamış, bunlarda "Server Bedi" takma adını kullanmıştır. Milliyetçi fikirleri ile, yaşadığı dönemde yazetelerde yazdığı yazılarla gençlere ışık tutmuştur. Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa´nın oğludur. Kitapta Peyami Safa´nın eserlerini ve tahlillerine yer veril

Tarık Dursun K.´nın bu kitabı yazarın kendi geçmişi ile bir çeşit hesaplaşmasıdır. Kuşak olarak dönemler boyunca neden ve nelerden etkilenilmişse (şairi, hikâyecisi, romancısı, sinemacısı, tiyatrocusu, dergicisi, yayıncısı, şarkıcısı, gazetecisi ve politikacısı ile) o kişileri bir yaşam serüveni içinde, doğrularıyla eğrilerini de göz ardı etmeden içtenlikle sergiliyor.

Tarık Dursun K., düz anlatım yanında konuşmalara da geniş yer verir öykülerinde. Böylece kişilerin aracılığıyla açıklar bazı durumları, toplumsal ve insancıl ilişkileri. Konuşmalar, kişilerin iç yaşantılarını, ruhsal durumlarını daha iyi ortaya koyar. Bir insanın iç gerilimi böylece daha güçlü, daha doğal olarak iletilmiş olur okura. Toplumsal yaşamdaki çarpık durumlar, dışlanması gereken bazı olaylar bile Tarık Dursun´un sevecen ve şiirli anlatımıyla yadırganmaz. Ömrüm Ömrüm, İş Bankası 1987 Büyük Edebiyat

Tarık Dursun K.´nın yeni ve değişik öyküleri. Evet, yeni ve değişik. Geçmişle olan hesaplaşmalarla... Kadının erkeğe, erkeğin kadına bakış açılarıyla... Ayrı dünyaların seçkini bu iki insanın gizemli evrenlerini olanca çıplaklığıyla (aldanmaları ve aldatmaları, sevgileri ve düşmanlıklarıyla, ayrılıkları ve birliktelikleriyle, mutlulukları ve mutsuzluklarıyla) size sunuyor. Aşk Allahaısmarladık, gerçekte sizin serüveninizdir. Unuttuğunuz, arada bir bile hatırlamaktan çekindiğiniz, o bir zamanlar yaşadığınız

Siz Bilirsiniz Paşam... Muzaffer İzgü´nün gülmece öykülerinden bir demet. İzgü yine ilginç tipleri, olayları ele alıyor. Adamın biri karakolda neler yediğini ballandırıyor; birisi tutmuş bahçesine yontusunu yaptırtmaya kalkıyor. Rüşveti memur yerse neler olacağı... Cezmi´nin Anayasası... Ferhat´a cennet kapılarının nasıl açılacağı... ve başkaları. Hele Siz Bilirsiniz Paşam´cılar

Köroğlu Türk milletinin kahramanlık sembollerinden biridir. 16. Yüzyıl ozanlarındandır. Asıl adı Ruşen Ali´dir. At bakıcısı olan babasının gözlerine Bolu Bey´i tarafından mil çekildikten sonra bu isimle ün yapmıştır. Menkıbeleri bütün Anadolu´ya yayılmış, 24 ayrı biçimde anlatılmıştır. Menkıbeye göre, Bolu Beyi´nden babasının öcünü almış, ölümsüzlük suyunu içerek ölümsüz olmuştur. Bu eserde Köroğlu´nun menkıbeleri şiirleri yer almaktadır.

Timuroğulları zamanında Orta Asya´da gelişen Çağatay Türk Edebiyatı´nın en büyük şairlerindendir. Herat´ta doğmuştur. Türkçü ve Türkçeci olarak Türk kültürüne köklü hizmetlerde bulunmuştur. Çağatay edebiyatının Rabguzi´nin KIsas-ül Enbiya´sı, Kutub´un Hüsrev-i Şirin´i, Baburşah´ın Baburnamesi gibi Nevai´nin divanları ve Muhakemet-ül Lügateyn´i de bugün bile ününü sürdürmektedir.