Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 760-780 / Aktif Sayfa : 39
Hayatını bilime adamış, hastalıklı ve a-sosyal bir karakter olan Ordinov, bir gün kiralık oda aramak için evden dışarı çıkar ve kilisede gördüğü evli bir kadına âşık olur. Hikâyenin olay örgüsünü Ordinov’un, bu yasak aşkı üzerinden gelişen hadiseleri belirler. Dostoyevski, toplumun dışında kalmış, çevresi tarafından yalnızlaştırılmış ve aşk acısı çeken bir insanın, yaşadığı buhranları ve karmaşık duyguları derin analizleriyle gözler önüne seriyor ve okuyucuya, tüm bu yaşanılanların gerçek mi yoksa kahrama
Uluslarüstü bir Avrupa kültürünün inançlı temsilcileri iki yakın dost: Joseph Roth ve Stefan Zweig. “Benimle Dostluk Zordur”, bu iki ismin 1927-1938 arası birbirine yolladığı mektuplardan oluşuyor. Roth’un Zweig’a kıyasla biraz daha kişisel konulardan dem vurduğu ve çok yerde daha duygusal tepkiler gösterdiği mektuplarda iki yazar dönemin politik sorunlarından, yaşanan olaylara ilişkin kişisel görüşlerinden, edebiyat üzerine düşüncelerinden söz ediyorlar. En önemlisi yıllar ilerledikçe Almanya’dan tüm Avr
Tükendi
Bir anlatım tekniğinin diğerinin sınırlarını belirlediği, bir temanın diğerine tesir ettiği, kendi heyecan verici mantığına göre işleyen bir romandır Parma Manastırı. Stendhal’in yedi hafta gibi kısa bir sürede yazıp bitirdiği, Balzac’ın üst üste birkaç kere okuduğunu belirttikten sonra “en müthiş Fransız romanı” diye nitelediği kitap, aristokrat del Dongo ailesinin genç üyesi Fabrice’in hikâyesini anlatıyor. Yakışıklılığıyla çevresindeki kadınları etkisi altına alan idealist Fabrice, büyük bir heyecanla Wa
1846’da Charlotte Brontë hasta babasına bakarken, paylaştıkları odanın kuytusuna çekilmiş, genç bir mürebbiye üzerine bir roman yazmaya koyulmuştur: yaşamda kendine bir gaye ve yer edinmeye çalışan, yanında çalıştığı adama delicesine âşık, fakir ve tutkulu bir kadın üzerine. İnanç ve kararlılıkla hedeflerine ulaşarak rüştünü hem kendine hem de dünyaya ispatlayan bir kadın. Bu bir yanıyla Jane Eyre’in ama bir yanıyla da yazarı Charlotte Brontë’nin hikâyesi. Ve tabii tamamen Güney Afrikalı yazar Sheila Kohler
Kumarbaz, Dostoyevski’nin kendisinin de gençliğinde bağımlı olduğu kumar tutkusunu ironik şekilde kaleme aldığı ve yayınevine verdiği sözü tutabilmek için yirmi beş günde bitirmek zorunda olduğu eseridir. Hatta bu romanı bitirebilmek için bir stenograf tutmuştur.Romanda, ana karakter Aleksey İvanoviç’in, dünyanın her yerinden gelen kumar tutkunlarını ağırlayan kurmaca bir Alman kasabası olan Roulettenburg’da geçirdiği günler anlatılmaktadır. Bir yandan kumara zaafıyla baş etmeye çalışan İvanoviç, diğer yand
Issız, soğuk ve yabancı Kanada Ormanlarında altın aramak için yollara düşen iki arkadaştan biri sakatlanır, diğeri ardına bakmaz, hızlı adımlarla kendi yoluna devam eder. Kalan için artık açlıkla, soğukla ve ormandaki vahşi hayvanlarla mücadele etmesi gereken yeni bir hikâye başlar. Yaşama umudunu bir girdap gibi yüreğinde taşıyan karakterin, hayata tutunma çabasını ve yaşamak için birbirlerini yiyen canlıların savaşını okurken yazarın eşsiz üslubuna hayran kalacaksınız.
1900’lü yıllarda, Britanya krallığı zenginliğinin en üst sınırlarını yaşarken başkent Londranın doğu yakası fakirlik, açlık ve hastalıklarla mücadele eden insanlarla doludur. Jack London, toplumsal adaletsizliğin sosyolojik araştırmasını yapmak için halka karışır ve uçurumun kenarında yaşayan insanların hayat mücadelelerine tanık olur.Jack London, “Uçurum İnsanları” adını verdiği bu öyküsünde, güneş batmayan bir imparatorluğun, farklı yakalarında yaşayan insanlar arasındaki derin toplumsal sınıf ayrılığını
Tükendi
Dostoyevski’nin gençlik yıllarında kaleme aldığı “Yufka Yürek”te, insan ruhu üzerinde yapılan derin psikolojik tahlilleri görmekteyiz. Kişilik bölünmesi yaşayan uyumsuz karakterlerin yer aldığı öyküde, kadın-erkek ilişkilerinde sıkışan duygusal dalgalanmalar göze çarparken, ani ruhsal değişkenliklerin sadece insan yaşamının zemini ile değil, zeminin altıyla da ilgili olduğunun saptanması yapılıyor.
Nobody loves Mary - the heroine of the famous story of Francis Burnett The Secret Garden. However, she does not burn with love for others, and moreover she can not stand the whole world.When Mary Lennox is sent from India to the moors of England to live with her uncle after losing her parents, not only does she discover a secret garden, but she also discovers the true meaning of family, friendship, and perseverence.
Hayatındaki tek dostu hayalleri olan a-sosyal bir adamın, aşk acısı çeken genç bir kadınla yaşadığı dört gece…Bir gece vakti yolları kesişen Nastenka ve ismini gizleyen kahramanımız, birlikte geçirdikleri bu dört gece boyunca, birbirlerine hikayelerini ve hayallerini anlatırlar. Kahramanımız, bu “beyaz geceler” olarak adlandırdığı zamanlar da Nastenka’ya ya aşık olur fakat duygularını gizler. Nastenka ise hâlâ bir yıldır haber alamadığı eski aşkını beklemektedir ama kahramanımıza da onu sevdiğini söyler.Kah
Bundan çok daha önemlisi de bir daha ölü kâtibin hayaleti asla görülmesi. Görünüşe göre generalin paltosu üzerine tam olmuştur. Her neyse, bir daha paltoların çalındığına dair asla bir şey duyulmadı. Ancak rahatsız ve işgüzar bazı insanlar bunu kabul etmedi ve şehrin uzak köşelerinde hala ölü kâtibin hayaletinin göründüğünü iddia ediyorlardı. Mesela Kolomna’da bir nöbetçi kendi gözleriyle hayaletin bir evin arkasından çıktığını gördü ama sıska bir adam olduğu için öyle sıskaydı ki bir seferinde bir evden çı
Yaşlı adam sanki kalp krizi geçiriyormuş gibi aniden sarsılmaya başladı. Koridorun sonundaki oda, kapısı sessizce kilitlenen o oda... Üç odalı o suiti kendi ailesi için tutmuştu. Karısı uyuyordu ve birkaç dakika önce huzur içinde nefes alırken gördüğü o kadın hayır, yanılıyor olamazdı -bir yabancının odasından sessizce süzülen o kadın, daha on dokuz yaşında olan kendi kızı Ernaydı.
Tolstoy - Dünya Klasikleri - Efendi İle Uşağı (60 Sayfa) - Kafkas Tutsağı (40 Sayfa) - Çocukluk (128 Sayfa) - Sevginin Yasası ve Şiddetin Yasası (84 Sayfa) - Sivastopol (158 Sayfa) - İvan İlyiçin Ölümü (76 Sayfa) - Şeytan (76 Sayfa) - Üç Ölüm (48 Sayfa) - İnsan Ne İle Yaşar (62 Sayfa) - Haci Murat (146 Sayfa)
Tükendi
Prens Prospero bu hayaletimsi yabancıyı görünce (sanki rolünü tam olarak oynamak ister gibi, o da vals yapanların arasında bir ileri bir geri hareket ediyordu) ilk anda korku ya da tiskintiyle titredi ama sonra kaşları öfkeyle çatıldı yüzü kıpkırmızı kesildi. Yanında duranlara dönüp kaba bir sesle Bizimle alay etmeye cesaret eden de kim? dedi. Yakalayın ve maskesini çıkarın; böylece yarın şafakta surlardan kimi sallandıracağımızı biliriz!
Dayısı William W. Kolderup'ın San Francisco'daki otelinde rahat içinde yaşayan Godfrey Morgan'ın en büyük hayali evlenmeden önce tek başına dünyayı gezmektir. Okuduğu kitapların etkisiyle, ıssız bir adada yaşam mücadelesi vereceği günleri bile düşlemektedir. Sonunda dayısı ve nişanlısının iznini, yanına da adabımuaşeret öğretmeni Tartelette'i alarak hayallerini gerçekleştirmek üzere yolculuğa çıkan Godfrey'yi türlü türlü macera beklemektedir. Jules Verne'in Daniel Defoe ve David Wyss'den ilhamla yazdığı Ro
Zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya´nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova´ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire´i ve J. J. Rousseau´yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana´ya döndü, yoksul köylüler ar
Tükendi
1912 yılının Mart ayında, Napoli limanında olağan dışı bir kaza yaşanır. Ama gerçekler göründüğünden çok daha farklıdır. Gemideki yolculardan biri, talihsiz olaydan önce rastlaştığı bir doktorla uzun uzadıya sohbet edince öğrendikleri karşısında şaşkına döner. Sonrasındaysa yalnızca kendisinin bildiği hakikatlerden bahsederek olanı biteni açıklayıp sır perdesini aralar. Hint Adaları’nda görev yapan bir doktorun hikâyesidir bu… Ve onun yardımına ihtiyacı olan zengin bir kadının… Kadın yardım ister, doktor
Kafkasya'dan Balkanlar'a geniş bir coğrafyaya uzanan Slavlardan büyülü masallar... Çağlar boyunca yazıdan çok söze güvenen Slav kültüründe masallar, eski inanışların yanı sıra kolektif bilincin de bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Slav kültürünün hazinelerinin peşine düşen bilim adamı Albert Henry Wratislaw'ın derlediği bu 57 masal, küçük topluluklar halinde yaşayan Slavların sözlü anlatı kültürünü yazıyla buluşturuyor. Farklı Slav topluluklarının masallarını bir araya getiren bu kitapta Kaşub Masalı'
Tükendi
FRANZ KAFKA'NIN ESERİ "BABAYA MEKTUP" RAFLARDA YERİNİ ALIYOR Üstelik de herhangi bir itirazda bulunamazdım çünkü senin aklına yatmayan bir konuda veya sen açmadığın sürece meseleyi daha en başından sakin bir şekilde ele almak mümkün değildi, senin otoriter mizacın buna müsaade etmez. Bu durumu son yıllarda kalbindeki rahatsızlıklara yorar oldun, oysa senin farklı olduğun bir zamanı hiç anımsamıyorum, bu kalp rahatsızlıkların olsa olsa sert mizacını daha da katılaştırmana yarayacak bir araç olabilir, bunun d
Stefan Zweig, yaşamı boyunca yapıtlarıyla hep insanı yücelten, bireyin kutsallığını ve dokunulmazlığını en büyük değer sayan bir hümanizmin öncülüğünü yaptı. Onun hümanizmi, sınırların, ulusların, ırkların üzerinde kalıyordu. Yarının Tarihive Rotterdamlı Erasmus'ta yer alan denemelerinde, Stefan Zweig, bu görüş ve inanışlarını paylaşan, yaşadıkları döneme damgasını vurmuş, insani ve toplumsal değerler açısından yakın olduğu, özdeşleştiği kişileri irdelemektedir. Ölümünden önce kaleme aldığı son denemesi `Mo
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 760-780 / Aktif Sayfa : 39