Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
O gece gökyüzünde hiç olmadığı kadar yıldız birikmişti. Birbirinin ardından kayıp düşen yıldızların ahengi görülmeye değerdi. Timo, kayan bir yıldızla birlikte son dileğini diledi. Mimiteh de aynı yıldızın düşüşünü izlemişti.
Yıllar geçtikçe uzaklaşmam gereken, zihnimde kaybolacağına inandığım geçmişim, her saniye içimde artarak büyüyor ve dört bir yanımı sarıp beni soluksuz bırakıyordu. Tam da kendimi dinginleştirmeye çalışıp, her şeyi geride bıraktığımı sandığım anda başlıyordu. Oysa ne kadar masum ve saf açıyorduk gözlerimizi hayata. Sonra büyüdükçe kirletiliyor, kirleniyorduk. Dokuz yaşındaydım. Nasıl yapmışlardı bunu bana? Bambaşka bir hayatı yaşıyorum. Buna ben mi karar verdim… kimdim ben? Gerçek bir kimliğim var mıydı? Pe
Avrupa'da savaş durup yeniden başlamış ve on üç yıl sürmüştü. Şimdi, 1805'te sözde barış olmuştu ama huzursuz bir barış. Avrupa kralları, Fransa'da Bourbon hanedanını deviren devrime karşı hemen silaha sarıldıkları halde, Napolleon'un askerî dehası karşısında pek bir şey yapamıyorlardı. Fransa ile savaş hâlinde olan bir tek İngiltere kalmıştı; o da bunu denizlerdeki üstünlüğüne borçluydu. Bütün diğer devletler gibi, Rusya da, Avusturya da savaştan çekilmişlerdi. Yalnız Napolleon imparatorluğunu giderek gen
Tükendi
Ana
Gorki, nakliyecilik yapan babasını 5 yaşındayken kaybeder, annesi yeniden evlenince doğum yeri olan Novgorod'a döner. 11 yaşın da tamamen öksüz kalır ve anneannesi ve büyük babası tarafından Astrahan'da büyütülür. Masalları ile büyüdüğü anneannesinin üzerinde büyük etkisi vardır. Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilir. 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Bir gemide bulaşıkçılık yaparken okuma merakı sarar. İlk gençlik yıllarını Kazan'da geçiren Gorki Aralık
Tükendi
Ünlü bilim insanı George Washington Carver’ın yaşam öyküsünden ilham alınarak kaleme alınmış eser, hedefleri uğruna bütün zorlukları aşan ve başarıya ulaşan bir çocuğun mücadelesini anlatıyor. Afrika kökenli olduğu için zaman zaman ırkçı baskılara maruz kalan George Washington Carver ’ın ilham kaynaklarına da sıklıkla yer verilen eser pek çok kişinin yaşamına dokunacaktır.
Tükendi
1883 yılında Prag'da dünyaya gelen Kafka yapıtlarıyla modern dünya edebiyatında bir köşe taşı olmuş, kendisinden sonra gelen pek çok yazar üzerinde belirgin izler bırakmıştır. 41 yıllık kısa ömründe yazdığı ve her biri birer klasik haline gelmiş olan eserlerinde toplum, ekonomi-politik dünya ve iktidarın kuşatmasında, kendine ve hayata yabancılaşmış insanı çarpıcı bir dille anlatmıştır. Martı Yayınları olarak bu büyük edebiyatçının yazıldıkları günden bu yana keyifle okunan yapıtlarını bir araya geti
Tükendi
İlk kez 1872’de imzasız yayımlanan ve adı “hiçbir yer” (nowhere) sözcüğünün anagramı olan romanın başkişisi, zengin olma amacıyla hayalî bir ülkeye gider. Tuhaflıklarla dolu ülkede, sadece sosyal statü sağlayan paranın satın alma değeri yoktur; insanın yaşam mücadelesinde tehlikeli bir rakip olarak görülen makineler yasaklanmıştır; hastalanmak hapis cezası getiren bir suç sayılır; profesörler üniversite öğrencilerine hiçbir şey söylemeden uzun uzun konuşmayı öğretirler. Samuel Butler, bir serüven öyküsü
Kitap Tanıtım Yazısı: Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banli
Yayımlandığı günden bu yana en çok konuşulan ve Sigmund Freud’un en büyük eserlerinden biri kabul edilen Totem ve Tabu, ilk kez 1913’te yayımlandığında büyük tepkilere yol açmıştı. Dört bölümden oluşan kitabında Freud aile, toplum, din, cinsellik, çocukluk kavramlarını irdeliyor. Kapsamlı ve düşündürücü bir kitap olan Totem ve Tabu, Freud’un en ünlü temalarının en kapsamlı keşfi olmaya devam ediyor. Teorileri, sinema ve edebiyattan tıbba ve sanata kadar yaşamı tüm yönleriyle etkilemiş olan Freud’un bu öneml
Tükendi
Tolstoy estetik ve sanat tarihi üzerine düşüncelerini Sanat Nedir? adlı çalışmasında bir senteze ulaştırmıştır. Bu çalışmada sanatın halk kökenlerinden kopması, zengin sınıfın ve onun emrine giren kilisenin eğlencesi haline gelmesi, anlaşılmaz bir dekadanlığa doğru sürüklenmesi anlatılır. Tolstoy’a göre çağdaş sanat illüzyon ve efekt sanatı haline gelmiştir ve bundan uzak durabilen, kendisi dahil, çok az sanatçı vardır. Dostoyevski, Dickens gibi sanatçılar bunun ender örneklerini verebilmiştir. Bu çalışma d
Tolstoy estetik ve sanat tarihi üzerine düşüncelerini Sanat Nedir? adlı çalışmasında bir senteze ulaştırmıştır. Bu çalışmada sanatın halk kökenlerinden kopması, zengin sınıfın ve onun emrine giren kilisenin eğlencesi haline gelmesi, anlaşılmaz bir dekadanlığa doğru sürüklenmesi anlatılır. Tolstoy’a göre çağdaş sanat illüzyon ve efekt sanatı haline gelmiştir ve bundan uzak durabilen, kendisi dahil, çok az sanatçı vardır. Dostoyevski, Dickens gibi sanatçılar bunun ender örneklerini verebilmiştir. Bu çalışma d
“Muhtemelen şimdiye kadar denk geldiğim, suçlu bir zihnin ağzından anlatılan en ürpertici ve inandırıcı hikâye.” –Stanley Kubrick Teksas’ın küçük bir kasabasında şerif yardımcısı olan Lou Ford herkesin sevdiği biridir. Ancak basmakalıp sözlerinin ve insanı rahatlatan tavırlarının arkasında, benzerini pek az kişinin gördüğü bir canavar pusuya yatmıştır. Lou, sözde bir kazaya kurban giden kardeşi Mike’ın intikamını almaya kararlıdır ve bu süreçte masum insanlar ölse bile umurunda olmayacaktır. Thompson, İçimd
André Gide’in en şiirsel ve en dokunaklı anlatılarından biri olarak dikkat çeken Pastoral Senfoni, yazarın insan ilişkilerindeki sorunlara eğilirken kendi evliliğinde de bir ahenk bulma çabasını yansıtır. Başlığını Beethoven’ın Pastoral Senfoni olarak da bilinen 6. Senfoni’sinden alan yapıt, Gide’in psikolojik sorunları ele alış biçiminin yanı sıra kurgu ve üslup açılarından da gelişiminde önemli bir aşamaya işaret eder. Protestan bir papaz ile himayesine aldığı kör ve yetim kızın hikâyesinde, yazarın kendi
André Gide’in en şiirsel ve en dokunaklı anlatılarından biri olarak dikkat çeken Pastoral Senfoni, yazarın insan ilişkilerindeki sorunlara eğilirken kendi evliliğinde de bir ahenk bulma çabasını yansıtır. Başlığını Beethoven’ın Pastoral Senfoni olarak da bilinen 6. Senfoni’sinden alan yapıt, Gide’in psikolojik sorunları ele alış biçiminin yanı sıra kurgu ve üslup açılarından da gelişiminde önemli bir aşamaya işaret eder. Protestan bir papaz ile himayesine aldığı kör ve yetim kızın hikâyesinde, yazarın kendi
lk kez 1834 yılında La Revue de Paris’de yayımlanan Claude Gueux ilhamını 1832’de cinayetten idam cezasına mahkûm edilen bir insanın gerçek hikâyesinden alır. 19. yüzyılda Paris’te yaşayan otuz altı yaşında dürüst bir işçinin önce cezaevine girmesini, ardından idama mahkûm edilmesini konu alan bu kısa roman Victor Hugo’nun toplumsal adaletsizliği gözler önüne serdiği felsefi bir anlatı olma özelliği taşır. Adaletin kendisi de en az işlenen suç kadar ilkelse sorunu nerede aramak gerekir? Cezanın gerçek neden
Tükendi
Okul öncesi veya okula yeni başlayan çocuklar için “Pingping’in Öyküsü” eğitici öyküleriyle çocukların dünyaya bakış açılarına katkı sağlayacaktır.
Tükendi
İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Deniz Feneri, son derece basit olay örgüsünün ardında yaratıcısının özyaşamının ayrıntılarını, toplumsal meselelere ilişkin sorgulamalarını, içgözlemlerini ve derin felsefi gizemleri barındırır. Deniz Feneri ’nin merkezinde I. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay ailesi ve konukları vardır. Çocuklar oynarken, yetişkinler sohbet eder, düşüncelere dalar ve keşiflerde bulunur. Yapıtın roman türünde alışık o
Carson McCullers yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek adlı romanıyla ABD’deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştır. Küskün Kahvenin Türküsü’nde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan “sevgi felsefesi”ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Kitapta yer alan altı öyküde de yalnızlık
Gestapo tarafından aylarca sorguya çekilen Dr. B., bu sırada tesadüfen eline geçen bir kitap sayesinde satranç öğrenir. Zaman ve mekân duygusunu yitirdiği tecrit odasında, başlangıçta terapi gibi gelen bu uğraş giderek kendine karşı verilen hummalı bir mücadeleye dönüşür ve kendi deyimiyle “zehirlenir”. Tesadüf ya, serbest kaldıktan sonra, Arjantin’e gitmek üzere bindiği gemide satranç şampiyonu Mirko Czentovic de vardır. “Bize hiçbir şey yapmadılar, bizi yalnızca sonsuz bir hiçliğin ortasına yerleştirdiler
1816’da Goethe’nin Faustu’nu hususi olarak çevirtip okuyan Lord Byron’ın dramatik şiiri Manfred, muhtemelen Faust efsanesinden ve onun, Goethe’ninki dâhil olmak üzere, farklı yorumlarından ilham almıştır. Yayımlanışından bir yıl sonra Manfred’i okuyan Goethe de karakterler arasındaki yakınlığı görmüş ve şairle münasebet kurmuştur; ancak Manfred, Faust’la benzerlikler taşımakla birlikte, ondan bazı çok temel noktalarda ayrılır. Efsaneye göre Faust hayattan sıkılmış melankolik bir entelektüeldir. Bu sıkıntıda
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2