Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 362 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Fıkıh İslam Ümmetine has bir ilimdir. Hayatı vahye göre anlamamızı ve beşerin bütün fiillerinin meşruiyet sınırını ve derecesini belirlememizi sağlar. Fıkha göre mükellef bir insanın hiçbir fiili hükümsüz değildir. Bir İslam toplumunun kültür ve düşünce zeminini oluşturan bilgi türü fıkıhtır. Fıkıh sürekli bir anlamayı ifade eder. Çünkü hayat süreklidir. Fakih bu anlamayı sağlayan ve bu mecrayı kontrol edebilen âlimdir. Fakih öğrendiklerini önce kendi hayatında uygular, aksi takdirde fakih olamaz. Belki bi
Tükendi
Fıkıh İslam Ümmetine has bir ilimdir. Hayatı vahye göre anlamamızı ve beşerin bütün fiillerinin meşruiyet sınırını ve derecesini belirlememizi sağlar. Fıkha göre mükellef bir insanın hiçbir fiili hükümsüz değildir. Bir İslam toplumunun kültür ve düşünce zeminini oluşturan bilgi türü fıkıhtır. Fıkıh sürekli bir anlamayı ifade eder. Çünkü hayat süreklidir. Fakih bu anlamayı sağlayan ve bu mecrayı kontrol edebilen âlimdir. Fakih öğrendiklerini önce kendi hayatında uygular, aksi takdirde fakih olamaz. Belki bi
Tükendi
Kitabın ilk konusu olan İslamî Bilginin Mahiyeti Ve Usulü Fıkıh, İkinci konu Bir Bilgi Türü ve Bir Kavram Olarak Fıkıh Fıkıh, aslında bir tür bilgidir. Hatta en önemli dinî bilgidir. "Sosyal Değişme Ve İçtihat" başlıklı makale, kitabın ikinci önemli bölümünü oluşturuyor. Gelişmenin ve değişmenin kaçınılmaz olduğu dünyada içtihadın da değişmesi gerektiğini ortaya koymayı hedefler. Ve nihayet kitaptaki sıralamaya göre son, ama yazılış tarihine göre ilk bölüm: "Yeni Bir Usulü Fıkıh Ve Fıkıh Öğrenimi İçin Ge
Tükendi
Kadının Hakları ve Sorumlulukları Genel Olarak Adet Kadınlarla İlgili Kanın ve Temizliğin Çeşitleri Adetini Şaşıran Kadının Durumu Dokunma, Tokalaşma ve Avret Kadın Elbisesinde Aranan Özellikler Haremlik ve Selamlık Avret ve Örtünme Cinsel İlişki Kadın Erkek Eşitliği
Tükendi
Önde gelen fıkıh alimlerimizden Hayreddin Karaman'ın, kendisine gönderilen fıkhî sorulara verdiği cevapları bir araya getiren dizinin dördüncü kitabı okuyucularıyla buluşuyor. Hayatımızdaki İslâm'ın ilk üç cildinin yayımlandığı 2011 yılından sonraki dönemi kapsayan kitap, birçok tartışmalı konudaki soruları ve Hoca'nın cevaplarını içeriyor.
Tükendi
Çağımızın önemli ilim, ahlak ve fazilet insanlarından biri Seyit Ahmet Arvasi'dir. Çünkü Arvasi hoca, insanlığın ideolojik bataklıklar içerisinde çırpındığı bir dönemde, kendini yetiştirerek insanları, özellikle de Ülkücü gençleri aydınlatma yolunda durmadan çalışmış, fikir üretmiş, hep onların saadetleri için çırpınıp durmuştur. Arvasi hoca, fikir ve düşünce hayatının çeşitli uçurumlarında kol gezen ve okumayı seven gençlere el uzatarak, adeta onların koruyucu meleği olmuş, onların yerine fırtınaları göğüs
Tükendi
Her usul çalışmasında olduğu gibi Fıkıh Usulü çalışmasında da bir usul vardır. O da istikrâ yöntemidir/ tümevarım yöntemidir. Yani dinin bütünlüğünde fıkhın taranması ile var olan asılları, kuralları, yöntemleri keşfetme yöntemidir. Zira usul çalışmasını yapanlar usul koymazlar, var olup da keşfedilen usulün açıklamasını yaparlar. Usul değişmez, fakat onun izahı farklı tarzlarda olabilir. Bu da kişilere göre farklı olur. Aynen bir dilde var olan nahiv/gramer yani dilbilgisi kurallarının değişmemesi, fakat b
Nur Risalelerinde ki anahtar niteliğindeki kelime ve cümleleri izah etme gayesiyle kaleme alınmış olan bu eser, Risale-i Nur Külliyatının, asıl metniyle omuz omuza duran esaslı bir şerh çalışmasıdır. Bu eserde Risale-i Nur'da ki hakikatler herkesin rahatlıkla anlayarak başkalarına aktarabileceği şekilde ele alınmıştır. Bu kitabın amacı; Risale-i Nur'un kurtarıcı sayfaları arasındaki imanî konuların anlaşılması, anlatılması ve herkese ulaştırılmasıdır. Risale-i Nur´un bakış açısı doğrultusunda hazırlanan b
Misvak Neşriyat olarak, hassas bir çalışmayla İ'lâüs-Sünen isimli eseri Arapçadan Türkçeye terceme ederek istifadenize sunmuş bulunuyoruz. Hanefi Mezhebi'nin hükümlerini, hadis-i şeriflerdeki delilleriyle anlatan bu kitap; et-Tehânevî tarafından 20 yıla yakın bir zamanda yazılmış, bütün İslam dünyasında kabul görmüş, ders olarak okutulmuş bir eserdir. Çevirsini yaparken dilinin anlaşılır olmasına dikkat edilmiş, bu ilimle uğraşanların olduğu gibi tüm halkımızın istifade edebileceği bir eser ortaya konmaya
Tükendi
Allah Teâlâ İslâm ın yürürlük ve bekâsını iki esasa bağlamıştır: Cihâd ve fıkıh (Tevbe 9/122). En büyük cihâdın da Kur an la yapılmasını beyan buyurmuştur (Furkan 25/52). Fıkıh ise, her zaman ve mekanda İslâm ı canlı ve yaşanabilir kılma bilgi ve melekesidir. Her an bir şanda (işde, tasarrufda) olan Allah ın (Rahman 55/29) kadîm kelâmı da öylesine canlı ve tazedir. Her canlı gibi, yaşanılan her zaman ve mekanda farklı görüntülere sahiptir. Geçmişte fukaha, İslâm ın vahye dayalı kaynaklarını kendi ortamların
Sarf ilmine dair okutulan ilk kitaptır. Kelimelerin sıgaları/kalıplarına dair muhtasar bir eserdir. İsim ve fiillerin 24 veznini ihtiva eden kısım emsile-i muhtelife diye isimlendirilir ki burada fiiller, isimler ve masdarlar gösterilip her birinin adları, zaman ve manaları verilir. İkinci kısım olan emsile-i muttaridede bu 24 vezinden her birinin malum-meçhul (etken- edilgen), müfred-tesniye-cemi', müzekker-müennes, müsbet-menfi, malum-meçhul halleri teker teker anlatılıp her bir durumda ne manaya geldiği
Tükendi
Cezaevinden çıktığım zaman İstanbul'da benim birçok önemli kitabımı tercüme ettirip basan Küresel Kitap ile tanışma fırsatım oldu. Onun bu çalışması beni çok sevindirdi ve Allah'tan hayır ile mükafatlandırmasını, malın ve evladın fayda vermediği sadece selim bir kalp ile gelenlerin fayda bulacağı o günde bu çalışmalarını amel terazilerine koymasını dileyerek Küresel Kitap'a dualarımı ilettim. İşte Küresel Kitap bugün, ilk yazarlık tecrübelerimde kaleme aldığım, iki fıkhî meseleyi işleyen iki risalemi bas
Bu kitap, herhangi bir mezhebin, tarih boyunca oluşmuş görüşlerini nihai hüküm gibi algılayıp onların değişmezliğini kabul etmenin son derece hatalı bir tutum olduğunu göstermektedir. Hanefi mezhebinin ilk imamları Ebû Hanîfe ve ashabı, namazların cemi ile ilgili hadisleri, kendilerince haklı gördükleri çeşitli gerekçe ve tevillerle uygulama mevkiine koymamışlar; cemi, sadece, Arafat ve Muzdelifeye hasretmişlerdir. Ne yazık ki daha sonra gelen bütün Hanefi uleması, bu görüşü sadece tekrarlamakla yetinmiş,
Tükendi
Namaz; dinin direği, müminin miracıdır. Kulun Rabbine en içten ,en kâmil yönelişi; O'na iltica edişidir .Namaz Müslüman'ın kabre ve ebede doğru yolculuğunda, onu menzile ulaştıracak en doğru kılavuzdur. Nitekim namazın mahiyetindeki bu bu doğruluk zaruriyeti, icrasında da aynı önemle devam eder. ?'İnsanların en hayırlısı , insanlara en çok faydası dokunan kimsedir.'' hadisindeki müjdeyle ,namaz ibadetinizi doğru ve eksiksiz yerine getirebilmeniz için kaleme alınan bu kitapta; abdestin nasıl alınacağı ,nama
Tükendi
Müslümanların daha çok ihtiyaç duydukları fıkhî meseleleri dört mezhebe göre gayet muhtasar bir şekilde anlatan bir eserdir. Hanefi mezhebine mensub olan müellif (Sirâcüddîn Ömer bin İshâk el-Hindî (v. 1371)) önce Hanefî mezhebinin hükmünü vermiş sonra da diğer mezheplerin hükümlerini zikretmiştir.
Tükendi
Birçok kadının sormak isteyip de soramadığı yahut biraz daha cesaretli olanların televizyon ve radyo programlarında isimlerini gizleyerek sorabildikleri en mahrem soruların benzerlerini hanımlar Efendimiz'e (s.a.v.) sormuşlardır. Bazen Efendimiz'in (s.a.v.) hanımlarının dahi hayret ettiği bu sorulardan birkaçı. Ey Allah'ın Rasûlü! Namazda iken biraz uzun okusam eşim beni dövüyor, oruç tutsam bozduruyor; ne yapmalıyım? Eşimin izni olmadan onun malından harcama yapabilir miyim? Rüyasında ihtilam olan kadının
Tükendi
19. Asrın son çeyreğinden itibaren, yaklaşık olarak on asırdır devam eden istikrarlı İslâmî hayat hakkında, bir takım şüpheler oluşturulmaya çalışılmış, Müslümanların bazı milletlere göre terakki edemediği iddia edilerek, bunun faturası adeta mezheplere dayalı İslâm anlayışına kesilmiştir. Bu gayretlerin, Avrupa'nın, İslâm coğrafyasının çeşitli hazinelerini keşfetmesinden ve sanayi devriminden sonra ortaya çıkan ham madde ihtiyacını karşılamak için Doğu'nun tabiî kaynaklarına da göz dikmesinden hemen sonra
Bu eser Peygamber Efendimiz'in doğumu, medhi, mucizeleri, Miracı, hicreti, bazı vasıfları ve vefatı ile hâtimeden meydana gelir. Süleyman Çelebi hazretlerinin, asırlar boyunca, daima zevkle okunmuş ve dinlenmiş bu eserinin aslı ve transkripti, ilahi ve kasideler ilave edilerek hazırlanmıştır.
Tükendi
İslami ilimler içinde fıkıh ilmi önemli bir yere sahiptir. O, bu önemini marifetullâh esasına dayalı olan yüce Allah'ın hükümlerini bilme; ilke ve gayesinden alır. Dolayısıyla fıkıh ilmi insanın lehine ve aleyhine olan hak, ödev ve sorumlulukları açıklar ve bunların korunması için ilkeler koyar. İnsanın yaratıcısına, kendine ve tüm insanlara hak ve sorumluluklarını öğretir. O, hak ve sorumluluklarımızın bilgisidir. İlahi vahyin nüzulünden beri "ilim" ismiyle anılıp daha sonra "Fıkh-ı Ekber" haline dönüşmesi
Eserin yazarı İbrahim Halebi; miladi 15. Asırda yaşamış, ömrünü ilme vermiş, insanların fert, aile ve toplum olarak yaratıcının rızasını kazanabilmeleri için Kur'an ve Sünnete dayanarak yol haritasını ortaya koymaya çalışmıştır. Allah'ın kulları üzerindeki hukuk ve hududu, kulların birbirleriyle ilgili hukuku ve diğer canlılarla olan hukukunu ortaya koymaya gayret göstermiştir. Binlerce fıkhî meseleyi ihtiva eden Mülte?â'el-Ebhur; Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş, aynı zamanda kadıların
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 362 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7