Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 234 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Hz. Hatice (r.a), Resulullah'ın (s.a.v) temiz, iffetli ve yüce ahlak sahibi olan hanımlarının ilki. Hz. Resulullah Hz. Hatice uzun yıllar mutlu bir hayat geçirmiştir. Allah'tan aldığı vahyi gelip ilk defa ona anlatmış, onunla paylaşmıştır. Hz. Hatice de kendisini anlayış ve olgunlukla karşılamıştır. Hz. Hatice'nin vefat ettiği yıl, Resul-i Ekrem'in en çok üzüldüğü yıl olarak "hüzün yılı" tabiriyle anılmıştır. Ondan Peygamberimizin Fatıma, Ümmü Gülsüm, Zeyneb ve Rukiyye adında dört kızı ile Kasım ve Abdullah
Tükendi
Hulefa-i Raşidin'in üçüncüsü. İlk müslümanlardan ve cennetle müjdelenen on sahabiden biri. Resulullah'ın iki kızıyla evlenmiş olduğu için "Zü'n-Nureyn" (iki nur sahibi) diye lakablandı. Engin bir haya duygusuna sahipti. Hz. Peygamber onun için "Kendisinden meleklerin haya ettiği kimse" diye bahsederdi. Peygamberimizin vahiy katiblerindendi. Güzel yazar, güzel konuşur ve çok kuvvetli bir hatip idi. Yumuşak huyluluğun ve cömertliğin timsali Hz. Osman (r.a) bütün varlığını İslam uğuruna harcamıştı. Efendimiz'i
Dört Halife Dönemi; Bizans ve Sâsânî devletlerinin İslam Topraklarına dâhil edildiği, İslam'ın çok geniş bir coğrafyaya yayıldığı, Müslümanların farklı din mensuplarıyla ilk defa yoğun olarak karşılaşıp birlikte yaşamaya başladıkları, hayatın her alanında kurumsallaşmaya gidildiği ve daha sonraki dönemlerde müstakil bir disiplin haline gelen dinî ilimlerin temellerinin atıldığı önemli bir zaman dilimidir. Aynı zamanda sözü edilen dönem; Hz. Muhammed'in vefatından sonra binlerce insanın dinden döndüğü,
Tükendi
Huşuya dalmak, huşu içinde Rabb'in kapısına varmak zordur. Yük ister, güç ister. Yüreğinin her çarpışında "Allah" demek, temiz bir gönül ister. Bilmek yetmez, hissedip yanmak gerekir bu yolda. Oysa nefis yanmak istemez, susmaz, uslanmaz, doymaz. Yol, Rabb'ine giden yol olunca, zincire vurulmuş ve sükûta ermiş bir nefse sahip olmalısın. Ancak bu şekilde yaklaşırsın Allah'a. Gönlünün perdeleri bir bir açılacak, sırtından dünyalık yüklerin dökülecek. Hafifleyeceksin, korkma! Bir kelebeğin kanadında uçuyor gi
Burada Kur'ân ve Sünnet ölçülerine göre düzenlenmesi gereken örnek bir Müslüman aile hayatı ile, gündelik hayatımızı iç içe işlemeye gayret ettik. Aynı zamanda da, işine ağırlık verip, eşini ihmal edenlere; ya da eşine ağırlık verip, işini ihmal edenlere, "iş ve eş hayatı öyle değil, böyle olmalı" diyecek kadar, çok örnek vermeye çalıştık. Bu kitabı okuduktan sonra, "Böyle bir hayatı ne kendi ailemizde ve ne de çevremizde görmedik, duymadık, yaşamadık" diyerek, doğru ve haklı bir tespit yapan okuyucularımı
Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbn Arabi'nin manevi yolculuğunda müşahede ettiği makamlar ve tecellileri anlattığı bu eser, tasavvufun çok özel yönlerine ilgi duyanlar için bir kılavuz niteliğinde... Tevhidi sözle değil, hâlle anlatan İbn Arabi'nin sembolik üslubunun yoğun olarak yer aldığı kitap mana büyüklerinin gördüğü makam ve manevi halleri de ortaya koyuyor.
Seyr ile'llah yolcuları Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyeye uygun olarak varlıklarını devam ettiren tarikat mekteplerinde görecekleri eğitim neticesinde; kötülüklerden iyiliğe, yanlışlardan doğruya, yasaklardan ilâhî emre itaate, bid'atlerden sünnete ittibaya dönüş yaparlar. Onların bu dönüşleri Hakk'a dönüş olduğu için, yolculukları da Hakk yolculuğu olur.
Habeşistanlı bir kölenin oğlu olarak dünyaya gözlerini açan Bilâl-i-Habeşî, yıllarca itilip kakıldı, ezilip horlandı. Hayata dair hiç bir umudu, beklentisi ve hayali olmadı. Efendisinin emirlerini yerine getirmek için koşuşturmaktan âdeta insan olduğunu unuttu. İslâm ile şereflenince, önce ruhu, sonra bedeni hürriyete kavuştu. Kalbini aydınlatan iman nuru, onun için eşsiz bir cesaret kaynağı oldu. Dayanılmaz işkenceler, onu inançlarından vazgeçirmek bir yana, iman âbidesi yaptı. Ehad! Ehâd! Esmasıyla gökler
Edep ve ahlâk konularındaki hadisleri bir araya getiren ilk müstakil eser olan Kitabü'l-Edeb'de insanlarla birlikte bulunmanın önemi ve insanlar arası davranışlarda dikkat edilmesi gereken hususlar, yollarda dikkat edilmesi gereken davranışlar, güzel koku sürmenin önemi, istişare yapmanın gerekliliği, konuşmada dikkat edilecek hususlar, akrabalarla ilişkileri sürdürmenin zorunluluğu, erkeklerin kadınlara, kadınların da erkeklere benzemelerinin kötülüğü, İslâm'a aykırı olan çeşitli inançlar, yatarken yapılac
Tükendi
Dil, Allah Teala (C.C.)'nın yarattığı sanat harikalarındandır. Çünkü o, hacmi itibarıyla küçük olmasına rağmen, işleri itibarıyla vücudun diğer bütün organlarından daha büyüktür. Diğer organların iş alanları sınırlıdır. Örneğin göz, sadece renk ve şekilleri görür; kulak sadece sesleri duyar; el yalnızca maddeye temas eder. Dil ise, maddi ve manevi bütün varlıklarla, ilim, tasavvur ve hayal alanlarına giren tüm şeylerle ilgilenebilir. O, bunları doğru veya yanlış bir şekilde, kabul veya ret tarzında seslendi
Ashab-ı Kehf, çevrelerine Allah' tan başka ilah olmadığını duyurdu. Bu örnek tavirları bugün dahi gündemimizde yaşamaya devam etmektedir ve şu mesajı ulaştırmaktadır: "Herkes gençlik ruhunda olmalıdır. Genç olmak yaştan ziyade anlayışla alakalıdır.Ruhun genç olması gerekir. Yaşça geçlikteki bir takım hatıralarla yaşamak yerine genç bir ruha yaraşan coşkunlukla Allah' ın emirleri şartsız ve samimi bir tutumla hayata yansıtılmalıdır." Bu yiğit, dinamik gençler toplumu sürükleyen küfür ve isyan dalgasına karş
Müellif-i merhum, Hasan b. Ammâr b. Alî eş-Şürünbülâlî, 16.yy. Mısırda yetişmiş büyük alimlerden olup Ezher'de müderrislik yapmış, müteahhir Hanefî fakihlerindendir. Usûl-i fıkıh, tefsir, hadis, kelâm, akaid, tasavvuf, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da yetkin konumuda olan Şürünbülâlî, eserlerinde kullandığı dil sadeliği, verdiği bilgilerin güvenilirliği ve mantıkî örgüsünün sağlamlığı bakımından muasırı alimler tarafından da yaygın kabul görmüştür. Şürünbülâlî İslâmî ilimler sahasında pek çok eser kale
Bu kitâbın mütercimi hüve'l-?abdü'l-fakirü ilallahi'l-ganiyyi'l-kebîr Ahmed bin İbrahim bin Muhammede'l-Ma'rûfu bi'd-Dâî aslahallahü şânehü der ki: Bu kitabın tercümesinin, yeniden yazılmasının ve düzenlenmesinin icâbına sebep olan Umur bin Temürtaş'tır. Edâmallahü ömrehü. Kayırıcı teveccühle işâret ettiler ki: "Bu kitap gerçi mikdârda aziz, kıymette nefis, sözleri mübârek ve ibâdeti seçkindir. Bu yüzden de yüce Peygamberlik'e mensuptur ve de muteber kitâplardan naklolunmuştur. İsnâdı sıhhat ile sâbit, rivâ
Tükendi
Tecrübe, müşahede ve yöneltilen çeşitli sorulara hedef olmanın neticesi ve bazı Allah düşmanlarının yahut art niyetli sapıkların ihtilafa düşürmek ve saptırmak maksadıyla bir takım şüpheler üretmerli neticesida vet yolunda yürüyen kardeşlerin kafalarında birçok soru belirmiştir. Bu soruların cevaplarını Yüce Allah'ın lütfettiği kadarıyla bu küçük kitabımızda arz etmeye çalıştım.
Tükendi
Kim dünyanın sonunu düşünürse ondan sakınır. Kim yolun uzun olduğunu idrak ederse o yolculuk için hazırlık yapar. Bunları bilip de unutan kişinin hali ne tuhaftır! Bunun zararını görüp de üzerini örten ne ilginçtir! "Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır." (Ahzab, 37) Sadece zannettiğin hususta nefsin sana galip gelirken, sen emin olduğun konuda nefsine galip gelemedin. En ilginç şey de; mutluluğun seni aldatan şeylerde, hataların seni eğlendiren şeylerde gizlenmiş olmasıdır. Sağlığınla aldandın, hastalı
Tükendi
Bütün vazifelerin en yükseği, en büyüğü Yüce Allah'ı bilmektir. O birdira, eştir, benzeri yoktur. Başlangıcı ve sonu yoktur. O'un daima anmak, yüceltmek, sevmek, itaat etmek, O'nun rızasını kazanmağa çalışmak her insan için temel vazifedir.
Tükendi
Dün, bugün ve gelecekte; her kılık ve her konumdaki bazı "Müslüman" geçinenlerin veya İslâm toplumunda yaşadığı halde İslâm'dan bihaber olanların eylemlerine, işledikleri günaha bakıp da; hiç ama hiç kimsenin, sadece adı Müslüman olanlar yüzünden doğrudan İSLÂM'I yargılama hakkı yoktur! Çünkü İSLÂM; Bilmeyenlerin zannettiği ve de peşin hükümlü din karşıtlarının iddia ettiği gibi; "insanların hayatını zehir eden ve kişilerin yaşamsallığını cendereye sokan bir din değildir. O; Allah'ın insanl
Tükendi
Modern hayatta Müslümanın karşılaştığı problemlere aranan çözümlerden ve yaşanan sorunlara verilen cevaplardan oluşmaktadır. Yani, hayali ve farazi değil, gerçekçi ve uygulanabilir bir fıkıh içermektedir. Bu kitap, klasik fetva ölçüleriyle, sadece "caizdir, caiz değildir" dememekte, konuyu delilleri, hatta çoğu zaman hikmetleri ile ele almaktadır. Bu ölçüler içerisinde kitap spordan cinselliğe, tasavvuftan organ nakline, diş dolgusuna, onlarca konuyu kaynak olacak, ya da kaynaklara ulaştıracak şekilde işlet
Tükendi
Kadının Cennette Cinsel Özgürlüğü Oje ve Abdest Parfümden Dolayı Gusül Tüy Temizliği ve Gusül Kısa Çorapla Namaz Kılmak Boyalı Dudakla Namaz Ramazan ve Adet/Hayız Kadının Araba Kullanması Fotoğraf ve Mahremlik Erkek Hocalardan Ders Burç ve Fal Evlenme Yaşı ve Este Aranacak Özellikler Düğünde Oyun Epilasyonla Tüy Alma Kadının Pantolon Giymesi
Tükendi
Düşünerek İnanmak, her zaman için gereklidir ama içinde yaşadığımız asır için öncelikle gereklidir. Akılcılığın ve deneyciliğin hâkim olduğu bir asırda İslam'ın bu iki zorlu putu kırabilecek silahı bulunmalıdır. Yoksa bu putlar insanı korkutur, ya da büyüler. Bu düşünceyle kaleme alınmış bazı küçük denemelerimizi okuyucularımıza sunmak istedik. Elbette iddialı değiliz, çünkü alanımız felsefe değil. Öğrenciliğimden beri kendime şöyle bir şiar edinmişimdir: İkna olmadığım şey benim dinim değildir. Bu sebeple
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 234 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6