Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47
Bu risalede, tamamen sahih kaynaklara ve rivayetlere dayanarak, kaynaklarını da vererek bunu sunmaya çalışacağız. Okurlarımız burada Teravih'in isminin nereden geldiğini ve ne zaman bu isimle anılır olduğunu, kaç rekât olduğunu göreceklerdir. Biz tüm bu gerçekleri ortaya koymaya çalışırken herhangi bir dayatmayı dile getirecek değiliz. İsteyen istediği kadar, hatta 20 değil, 1120 rekât da kılabilir. Bizim yapacağımız şey, Resulüllah'ın ?Teravih Namazı" adıyla bir namaz kılıp kılmadığıdır. Fıkhi kaynaklard
Yaşamak, ele geçen parayı kitap ve dergilere yatırmaktır. Sahilde bir bankta Milli Gazete okumaktır. Meydanın orta yerinde, güvercin­lere yem vermektir. Şehrin işlek caddelerinde, bisiklete binmektir. Ekranlara inat Oğuzhan Asiltürk'ü sevmektir. Mütevazı bir kulübeyi lüks bir daireye tercih etmektir. Ruhi Su'dan "Geçti Dost Kervanı"nı dinlemektir. Bir yetimi sevindirmek, ihtiyar bir amcaya hatır sor­maktır. Aya, yıldızlara ve güneşe bakmaktır. Mona Roza'yı oku­maktır. Ahmet Uluçay'dan "Karpuz Kabuğundan Gem
Her milliyetçilik karşı milliyetçiliği besler ve tetikler. Hatta denilebilir ki, her milliyetçilik, bir başka milliyetçiliğe hamiledir. Günü ve saati gelince doğurur. Kutup-karşı kutup, aksiyon-reaksiyon karşıtlığı eşyanın doğasında var olan bir gerçekliktir. Dolayısıyla, toplum mühendisliğini iyi beceren beynelmilel kundakçılar, kendi emellerine ulaşma adına toplumların duygusu, düşünce, inanç ve yaşamlarındaki zıtları iyi kullanırlar. Zıtları birbiriyle vuruştıran İslam ve insanlık düşmanları, toplumları
Tükendi
Üstadımız Bedîüzzaman hazretlerinin kelâmda müceddid, muasırları arasında mümtâz bir yeri olan müfessir, yüzbinlerce hadisi, senedleriyle birlikte nakledecek kadar muhaddis ve kısaca akranlarının fevkınde bir İslam âlimi ve dahi olduğunda, dost ve düşmanları ittifak halindedirler. Asrın müceddidi olan böyle bir zatın hayatı ile alakalı doğru ve şahsiyetine yakışır bilgileri, sadece milletimizin evlatlarına değil, belki âlem-i İslamın ve hatta beşeriyetin yeni nesillerine takdim eylemek, onun davasına sahip
Tükendi
Gerek Kuran-ı Kerîmdeki gerekse sahih sünnetteki açık deliller rüyanın bir hakikatinin var olduğuna ve rüya tabirinin muteber esaslara dayandığı sürece reddedilemeyeceğine delâlet etmektedir. Bu kitabın piyasaya sürülen birçok rüya tabirleri kitabından farkı rüyayı Kitap, sünnet ve çağdaş bilim çerçevesinde incelemesi, rüyanın nasıl tabir edileceğini ve bu meselede dayanılması gereken esasları ortaya koymasıdır. Kitabın sonunda örneklik teşkil edecek sayıda kısa bir tabirname de bulunmaktadır.
Tükendi
Elinizdeki bu eser, 1995 yılında tarafımdan Türkçeye çevrilip, baskısı da Kitab'ın talikini yapan ve aslen Konyalı olan, fakat Suudi Arabistan'da ikamet eden kardeşimiz tarafından, İnananlar şirketinin bir kültür hizmeti olarak basılmış ve ilgilenenlere hediye olarak dağıtılmıştı. Sayılı miktarda basılan bu eserin şimdiye dek bir başka baskısı da yapılamamıştı. Birçok isteğe rağmen, basım imkânı bulamamıştım. Hatta kimilerine, bendeki nüshadan fotokopi yapmak suretiyle gönderdiğimiz de olmuştu. Değerli il
İnsanın, içinde yaşadığı çevreyle ilişkisi nasıl olmalı? "Doğayı sevelim, yeşili koruyalım" söylemi, doğru ve sağlıklı bir çevre-insan ilişkisi oluşturmak için yeterli mi? Seküler bir insan ve kâinat anlayışıyla ne kadar yol alınabilir? Yarattığı çevreyle insana öğüt veren, nimet bahşeden, ibret sunan ve sınav alanı açan bir Yaratıcı inancına odaklanmayan bilgi üretimleri ekolojik krizi çözmede yeterli olabilir mi? Diğer taraftan, içerdiği anlam boyutu irdelenmeden tabiata dair Kur'an ayetlerini sadece sıra
Tükendi
Risale-i Nur Külliyatına Eleştirel Bir Yaklaşım Mustafa Gök Müntesipleri tarafından beşerüstü bir eser olarak algılanan ve Allah tarafından yazdırıldığına inanılan Nur Risalelerininetraflı bir şekilde ele alındığı bu araştırmanın, alanında önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Bu eseri yayımlamaktaki amacımız, herhangi bir kişi ya da kesimi rencide etmek değil, bu güne kadar eksik bırakılan, öncelikle kendi talebelerinin yapması gereken amaçeşitli mülahazalarla yapılmamış olan bir çalışmayı okurla bu
Müslümanlar arasında yayılan en tehlikeli cereyanlardan biri de Yahudi ve Hıristiyanların örf ve adetlerinin ve dinlerinin hususiyetlerinin taklid edilmesidir. Özellikle Hıristiyanların dinî bayramlarından biri olan yılbaşı kutlamaları üzüntüyle söylemek gerekirse Müslümanlar arasında oldukça yayılmıştır. Müellif bu eserinde özelde yılbaşı kutlamaları genelde Yahudi ve Hıristiyanlara benzemenin dinî hükmünü Kitap ve Sünnet çerçevesinde konu edinmiş bu hususta ümmete nasihat vermiştir.
Tükendi
Coşkun bir peygamber şâiri olan Muhammed Bûsîrî, Hz. Peygamber için birçok kasîde yazmışsa da onu şöhretin zirvesine taşıyan Kasîde-i Bürde'dir. Şâirin el-Kevâkibü'd-dürriyye fî medhi hayri'l-beriyye adını verdiği bu kâside onun olgunluk döneminin bir ürünüdür ve kendisi hayattayken, kasîdeye Abdüsselam b. İdris el- Merrakuşî ve Şâme el Makdisî tarafından birer şerh yazılmıştır. Onun İslâmî edebiyat alanında bu kadar çok tanınması ve menkıbelere konu olması şâirin gördüğü bir rüyadan kaynaklanmaktadır.
Tükendi
İslâm bütün insanlığın dinidir. Hz. Muhammed Aleyhisselâm da bütün insanlığın peygamberidir. Bu sebeple İslâm dini, doğru bir şekilde bütün insanlara tanıtılmalıdır. İslâm dinini doğru bir şekilde tanıyan kimsenin onu benimsememesi mümkün değildir. Çünkü o, yaratılışa, fıtrata en uygun dindir. İnsanlığın huzuru, fıtratına uygun İslâm dinine kavuşmakla gerçekleşecektir. Elinizdeki kitap, hak din İslâm'ı, bütün insanlara doğru bir şekilde anlatmak için yazılmıştır. Kitap beş bölümden oluşmaktadır. Birinci
İçindekiler: - Tahkik Hakkında, - Mutluluk ve İnsan Nefsinin Cevher Olduğuna İlişkin On Delil - Nefsin Cevher Oluşu: Birinci Delil - İkinci Delil - Üçüncü Delil - Dördüncü Delil - Beşinci Delil - Altıncı Delil - Sekizinci ve Dokuzuncu Delil - Onuncu Delil - Nefsin Ölümsüzlüğü Üzerine: Nefsin Bozulmayı Kabul Edemeyeceği Husunun Açıklaması - Gök Kürelerin Akıllı Varlıklar Olduğu İddiasının Temeli - Bedenden Ayrıldıktan Sonra Nefsib Durumu - Mutluluğa Götüren Yollar ve Buna Karşı Olan Durumun Açıklanması
Zaman, bir nehir gibi kendi mecrasında akıp gidiyor. Bu akışı durdurmak veya geriye döndürmek mümkün değildir. Bu durumda biz, bazen geriye dönüp kalıcı bir eser ve hizmetimizin olup olmadığına bakarız. İnsan gördüklerini, yaptıklarını ve yaşadıklarını kayıt altına alamayınca bunlar çoğu kez kaybolup gitmektedir. Böylece bilgi, tecrübe ve hatıralar paylaşılmadan adeta buharlaşıp yok olmaktır. Oysaki zahmetli görünse de yaşanan hayatın ve etkinliklerin kayıt altına alınmasında yarar vardır.
Kalplerde Yüce Allah'a ait bir sevgi vardır. Fakat bu sevgi, genellikle duygulara hakim olan, onları kontrol altında tutan ve duyguların en büyük bölümünü kaplayan bir seviyeye ulaşmamıştır. Bu anlatılanlar, Allah'a yakın olmanın esintisini duymayı ve kalplerin O'na duyduğu özlemin daha da artmasını sağlayacak; böylece kişinin, ruhunun alındığı anın, en mutlu anı olmasına ve kendisinden razı halde Rabbine kavuşacağına dair melekler tarafından müjdelenmesine vesile olacaktır.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 920-940 / Aktif Sayfa : 47