Ortaya konulan sistem, bölgesel çıkarları önce yaymak, sonra korumak ve en nihayet müktesep haklar olarak empoze etmek amacıyla ihdas edilmişti. Çünkü müstemlekci Avrupa, kendini artık dünyanın geri kalan kısımından ayırmak istiyor; kendisini insanlığın kaderini elinde tutan yegane güç olarak görüyor ve bu yüzden de diğer medeniyetlerin değer ve prensiplerini incelemeye bile gerek görmeden reddediyordu. (s. 320) Laiklik, kalkınma yolunda bir takım ciddi ekonomik problemler yaşayan bazı İslam ülkelerinde kı

Türk okuyucu, Prof. Muhammed Tahir bin Aşur´u, İslam Hukuk Felsefesi ´Gaye Problemi´ adlı çalışmasıyla tanıyor. Bu çalışma, üç baskı yaparak gerçekten de hakettiği ilgiyi gördü. Yazar, sözkonusu bu çalışmanın girişinde, özgün adı Usulü´n-Nizami´l´ - İctimai fiil-İslam olan, Türkçe´ye İslam İnsan ve Toplum Felsefesi adıyla çevirdiğimiz elinizdeki bu eseriyle bir bütünlük içinde olduğunu belirtir. Prof. Muhammed Tahir bin Aşur, İslam İnsan ve Toplum Felsefesi´nde, müslümanların geçmişteki yükseliş sebeple

Bu çalışma, gerçeği anlama amacıyla ortak kültürel faaliyet ve araştırma yapan ve bunları İslam Düşüncesinde Yeni Arayışlar logosuyla yayınlayan araştırmcı ve ilim adamlarının bir ürünüdür. Bunlar, yaptıkları seminer ve paneller yanında, İslam Düşüncesinde Yeni Arayışlar perspektifi çerçevesinde gerçekleştirdikleri çeşitli tartışmalarda, oryantalistlerin İslam düşüncesi hakkındaki yaklaşımlarının tespit edilmesi, isabetli olanlarından yararlanılması, hatalı olanların ise eleştirilmesi hususunda görüş birliğ

Ey dünyayı bilmez! Dünyanın içini bilseydin onun kötü şeylerini almaya bakmazdın. Onun bütünü bir derttir; gelse insanı yorar, gel­meyecek olsa üzer. Hakk'a karşı irfan sahibi olsaydın, her şeye O'nun emri ile bakardın. Lâkin O'na karşı cahilsin. Ne Rasul (s.a.v) Efendi­miz'i, ne de diğer nebileri iyi tanıyorsun. Hele O'nun velî kullarını hiç bildiğin yok. Yazık sana, senden önce gelenlere dünya neler etti, çoğunu bil­mektesin; ama hiç birinden öğüt aldığın yok. Dünyanın içinden çıkıl­maz sıkıntılı işlerin

Allâh-u Te'âlâ buyuruyor ki: "Ey Âdemoğlu ! Ölüme yakînen inanana şaşarım, nasıl sevinçli olabiliyor ? Hesaba kesinkes inanana şaşarım, nasıl mal toplayabiliyor ? Kabre şüphesiz olarak inanana şaşarım, nasıl gülebiliyor ? Âhirete îkanı olana şaşarım, nasıl istirahat edebiliyor ?"

Hz. İsa as. gelişi ve Kıyamete yakın olacaklarla alakalı en güvenilir kaynak eser.

O Zât ki; (yaratıkların) türlerin (in) tamamını O yaratmıştır, binmekte olduğunuz gemileri ve davarlarıda sizin için var etmiştir. Tâ ki siz onların sırtları üzere yerleşesiniz, sonra üzerine oturduğunuzda Rabbinizin nimetini (n büyüklüğünü) hatırlayasınız da (bu nîmete şükretmek için) : '(Şanına yakışmayan noksan sıfatlardan tenzîh ve) tesbîh (olsun) O Zât'a ki; işte bunu bize itaatkâr kılmıştır.

Bu risalemizde yaratılışa müdahale sayılmadığından dolayı serbest olan bazı tüylerin alınmasını da bütün tafsilatıyla açkıladık ki, siz kardeşlerimizce İslâmın serbest ve yasakları daha iyi anlaşılarak, Mevlâ Tealâ'nın rızasını kazanıp gazabından kurtulmak ve düşmanın saptırmalarından uzak olmak cümlemize müyesser olsun. Bu risalemizi okuyan bazı bıyıksız ve sakalsız kardeşlerimiz sakın ola ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin tehditlerinden ve ulemanın beyanlarından ağırlanmasınlar. Çünkü biz kendi kafamızd

Kültürsüz Amerikan kültürü, günümüz insanını farkısızlaştırıyor. Aynı şeyleri giyen, aynı gıdaları yiyen, aynı şeyleri düşünen, tekdüze ve yalınkat yaşayan derinliksiz, farksız insanlar üretiyor. Oysa ki, her insan ayrı bir dünyadır. Maddi yapısında onu diğerlerinden ayıran çok önemli farklılıklar bulunduğu gibi, manevi dünyasında da bambaşka özellikleri taşır. Ancak bu ayrılıklarda bir gayrılık, yabanilik ve birbirine karşı yabancılaşma meydana gelmemesi için, tevhid inancı etrafında birlik sağlanmış; insa

x

... Nesefi ve müslüman filozoflara göre ele alacağımız Allah-alem ilişkisi her zaman teolojik ve felsefi düşüncenin merkezinde yeralmıştır. Biz bu problemi kelamcılardan, Maturidi kelam ekolünün kurucusundan sonra ikinci önemli ismi durumundaki Ebu´l-Mu´in Nesefi´de ve müslüman filozoflardan da ağırlıklı olarak Farabi ve İbn Sina´da diğer kelami ve felsefi ekollerle mukayeseli bir şekilde ele alacağız. Yine konuyu ele alırken yeri geldiğinde yeni felsefi ve bilimsel yaklaşımlara da yer vereceğiz... (Önsöz´d

x

Bütün kitaplı dinlerin ortak noktaları nelerdir? Bu ortaklıklardan hareketle gerçek bir hoşgörü ve karşılıklı anlayış kurulabilir mi? Müslümanların Batı´ya, Batı´nın müslümanlara bakışındaki katı önyargıları aşmak için nasıl bir bilgi projesi, nasıl bir araştırma başlatmalıyız? Muhammed Arkoun kitabında bu temel sorulara yanıt arıyor. Kuran´ı başka bir gözle okumayı önererek, dünyevi iktidarların tahakküm stratejilerinde kullandıkları dinsel söylemi açığa çıkarıyor. Arkoun´un yaptığı en önemli katkıl

XIII. asrın son yıllarında, Osman bey adlı bir yiğidin komutasındaki küçük bir Anadolu uç beyliği, kısa bir süre içerisinde üç kıtaya hükmeden ulu bir imparatorluk haline gelmiş ve daha sonra da canlı bir organizma gibi gençlik, orta yaşlılık ve ihtiyarlık dönemlerini tamamlayarak tarih sahnesinden ayrılmış ve yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. İmparatorluktan inkıraza geçiş sürecinde, Osmanlı aydınları devlet gemisinin batışını durdurabilmek için bir sağa, bir sola koşmuşlar, her gün yeni bir fikir ve

- Kendilerinden ders aldığım, son Osmanlı Alimleri - Bir Gönenli vardı bu dünyada - Gönenli´nin manevi telefonu - Bediüzzaman dünya çapında incelenmeli - "Tarihin Şeref Levhaları" nasıl yazıldı? - O günden hatıralar... - İki oğluda veli olan anne - Yardımcılarınızı nasıl seçiyorsunuz? - Hac yolunda çevrilen hanım... - Hizmet eden mi, edilen mi olmak istersiniz? - Seni annen unutuyor, Peygamberin unutmuyor - Bugünkü gençlerin cihad ve imtihanı - Nimeti celbedecek gayretiniz var mı? (Arka Kapak)

İslam Dini Dünyanın en büyük medeniyetlerinden birisini kurmuştur. Batı Medeniyetinin oluşmasında da büyük katkısı var... Dünya ve Türkiye hala onu münakaşa ediyor. Bu kitapta, siyasi deformasyona uzak bir davranışla, İslam´ın temel meseleleri gözden geçirilmekte.

İslam düşünceyi emreden belki tek din. İslam´ın bin dört yüz senelik macerasını düşünmek ise bu gün müslüman için bir varolma ve yokolma mertebesinde. Bu eserdeki her fikre iştirak etmeseniz bile elinizde bu düşüncenin çok pratik ve münakaşaya çok elverişli bir planını bulacaksınız. Ayrıca bu yabancının insaflı bazı tesbitleri bizi daha da düşündürtmelidir. Hacminden büyük bir eser.

...."Yabancılar Problemi"nin temelinde yatan öğe, Max Frisch´in belittiği gibi "işgücü isterken onun yerine insanlar(ın) gelmiş" olmasıdır. Bu çalışmanın amacı, uluslararası göç olgusunu analiz etmek değildir. Amacımız, işgücü olarak istenen ama, insan olarak Almanya´ya göç eden ve burada İslamcı bir grup temelinde örgütlenen insanların İslam´ı anlama ve örgütlenme biçimlerini anali etmektir. Bu çerçevede, Cemaleddin Kaplan (Hocaoğlu) tarafından kurulan İslami Cemaatler Birliği´nin tarihsel gelişimi, hareke

Minberden Mü'minlere Hutbeler