Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Bir isnâdda aile fertlerinin bulunmasının hadis tarihi bakımından anlamı nedir? Gerçekten oryantalistlerin iddia ettiği gibi aile içi bilgi aktarımıyla bize ulaşan hadislere güvenemez miyiz? Aile isnâdlarını çevreleyen sosyal ve tarihî şartlar nelerdir? Elinizdeki çalışma mezkûr soruları hicri ilk bir buçuk asırda ailenin hadis naklinde icra ettiği rolü ve aile isnâdlarının oluşum sürecini ortaya koyarak cevaplamaktadır. Aile isnâdlarının oluşumunda dikkat çeken ve aynı zamanda tedvin öncesi ve sonrası hadi
Allah (cc), kendisine imanla birlikte peygamberine imanı şart koşmuş ve gerçek bir mü’min olabilmenin şartını da buna bağlamış, kendisine mutlak itaati farz kıldığı gibi peygamberine itaati de farz kılmıştır. Bu itaatin bir gereği olarak, peygamberin din adına emretmiş olduğu şeylerin yerine getirilmesini, yasakladıklarından da sakınılmasını emretmiştir. Aynı şekilde kendisine muhalefet etmeyi yasakladığı gibi peygamberine muhalefeti de yasaklamıştır. Peygamberinin verdiği hükümlere insanların içlerinden bi
Hz. Peygamber ilahi emirleri tebliğ etmekle kalmamış, dini bilfiil yaşamış ve tatbik etmiştir. Ne var ki, Müslümanların en tabii hak ve vazifesi olan Peygamberini olduğu gibi tanıma keyfiyeti, hadis diye uydurulan sözlerle güçleştirilmiştir. İşte elinizdeki bu kitapta hadis uydurma hareketinin ne zaman başladığı, insanları hadis uydurmaya sevkeden amillerin neler olduğu etraflıca incelenmiş, hadislerin uydurulmasında ve yayılmasında rol alanların durumları araştırılmıştır. Ayrıca, hadis uydurma hareketi ka
İlk asırlarda yeterince metin tenkidi yapılıp yapılmadığı, günümüz hadis-Sünnet çalışmalarının en çok tartışılan konularından biridir. Geçmişte, genellikle isnad tenkidi yapıldığını ve metin tenkidinin ihmal edildiğini savunanlarla birlikte, bunun aksini savunan, hatta günümüzde yapılan metin tenkidi çalışmalarına ve eleştirel yaklaşımlara karşı çıkan kişiler de bulunmaktadır. Elinizdeki kitap, her iki düşünceyi savunanlara cevap niteliğindedir. Hz. Âişe’nin tenkidlerini içeren bu kitap, zikrettiği bir
İmam Nevevi’nin, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in “Allah’ın senin vasıtanla bir kimseye hidayet vermesi, senin için kızıl develere sahip olmaktan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Müslim) buyruğundan hareketle insanları hayırlara sevk edip her türlü çirkinlikten ve helak edici günahtan uzak tutmak için yazdığı bu eser (Riyâzu’s-Sâlihîn); tüm ehl-i sünnet mezhepleri tarafından kabul gören, asırlardır Müslümanlar tarafından okunan ve ders halkalarında şerh edilen bir başvuru kaynağıdır. Eserde; şeriatın bütü
Tükendi
Hadis hakkındaki oryantalist çalışmalar bize neler söyler? Onlara göre hadisler nasıl nakledilmişti? Özellikle hadislerin tek râvili tariklerle nakledilmesi onlar için ne ifade ediyor? Elinizdeki kitap bu gibi soruları cevaplamayı hedefliyor. 19 yüzyıl itibarıyla ivme kazanan akademik oryantalizm çalışmaları içerisinde hadis araştırmaları önemli bir yer tutar. Ancak hadis alanındaki baskın oryantalist söylem, hadis literatürüne yaklaşım bakımından İslâm medeniyeti içerisinde geliştirilen hareket tarzından o
Günümüz Arap dünyası hadis âlimlerinden bir grup, müteahhirûn hadis âlimlerinin hadislere, mütekaddimûn hadis âlimlerinden farklı hüküm verdiğini kabul etmiş ve bunu iki merhale arasındaki metot farkına bağlamıştır. Diğer grup ise bu iki merhale âlimleri arasında herhangi bir ihtilâfın olmadığını ve hadisleri değerlendirirken aynı metodu kullandıklarını söylemiştir. Çalışmanın ana eksenini, hadislere hüküm vermede mütekaddimûn-müteahhirûn metot farkı tartışmaları ve bu tartışmaların değerlendirmesi oluşturm
"Medâru'l-İslâm" terimi hicrî üçüncü asırdan itibaren kimi muhaddislerce ya bütünüyle İslâm'ı ya da İslâm'ın fıkıh, âdâb, beşeri ilişkiler gibi herhangi bir alanını bir kaç hadis-i şerif ile kavrayıp yorumlamanın mümkün olduğunu anlatmak üzere kullanılmaya başlanmıştır. İmam Nevevî (v. 676) ise, me'sur duaları topladığı el-Ezkâr adlı meşhur eserinin sonuna el-Ehâdisü'l-leti aleyhâ medâru'l İslâm başlığı altında, kendisinin ilavelerini de kapsayan 30 hadislik müstakil bir kısım eklemiştir. Dinimizin i
"الجامع عناصر انتقاء في تعالى اهلل رحمه البخاري اإلمام منهج والرجال واأللفاظ، والمتون، واألبواب، ب، الكت من ،الصحيح"، أنموذجا والسنة ب بالكتا االعتصام ب كتا خالل: من واألسانيد،= مراحل وأظهر الواسع، بنطاقه االنتقاء الدراسة وصفت وقد للتحليل. كا وسلم. عليه اهلل صلى الرسول عهد من بداية التارع، عبر تطوره وخصائص وأهميته،= الصحيح، الجامع في االنتقاء مميزات ناقشت مقاصد إلى إضافة ب، الكتا لبناء البخاري انتقاها ي ال العناصر الصحيح الجامع في ومعايره .االنتقاء االنتقام أن في: تمثلت النتائج، من عدد إلى الدراسة خ
Kur’an ve Hz. Peygamber’in sünneti, asırlar boyunca bütün İslami ilimlere kaynaklık etmiştir. Hz. Peygamber hayattayken insanlar merak ettikleri hususları ona sorar başka bir kaynağa ihtiyaç duymazlardı. Hicri ilk asırlarda sahabenin de vefat etmesi ile rivayet ilmi, pek çok sahada, bilhassa da insanların fıkhi ihtiyaçlarının giderilmesinde zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu çalışmamızda hicri ilk asırda yaşamış fakihlerin, rivayetleri nasıl ele aldıklarını ve hadis rivayetleriyle ilgili kavramla
Erken dönem hadis kaynaklarının tanıtımını ve muhtevasını ele alacağımız bu kitap, İslam’ın ilk dört asrında yazılmış olan bazı eserleri ihtiva etmektedir. Bu dönem, hadislerin tedvin ve tasnif çalışmalarının yapıldığı ve birbirinden değerli eserlerin ortaya konduğu bir dönemdir. Bu dönemin en meşhur eseri, İmam Malik’in fıkhı ve hadisi birleştirdiği el-Muvatta’ adlı eseridir. Daha sonra ise sadece sahih hadisleri bir araya getirmeyi esas alan Buhârî (256/870)’nin el Câmi‘u’s-Sahîh ve Müslim’in (261/87
"Hadis kültürü bakımından kendisine çok şey borçlu olduğumuz İmam Nevevî ve onun Riyâzus-Sâlihîn adlı eseri Hadis alanında müstesna bir yere ve değere sahiptir. İmam Nevevî, bu eserini bazı prensiplere bağlı kalarak hazırlamıştır. Bu prensiplerini, kitabının önsözünde belirtmiştir. Bu özellikler, özetle şunlardır: l İzlenecek en doğru yol, öncekilerin ve sonrakilerin efendisi ve en şereflisi Hz. Muhammed (s.a.)den sahih olarak bize kadar intikal eden hadisleriyle edeplenmektir. l Bu muhtasar kitap, meşhur
`Ilmu usuli`l-hadisin, yahut `Ilmu mustalahı`l-hadisin, yahutta kısaca `Ilmu`l-hadisin bütün konuların içine alan, vaya bazı konularına tahsis edilerek derinlemesine bir incelemeye girişen sayısız kitaplar telif edilmiş olmakla beraber, hadislerin, Hazreti Peygamber devrinden itibaren, İslam Dininin bir gereği olarak, kazandığı büyük değere paralel bir şekilde rivayetini, rivayetindeki gelişmeyi, çeşitli tehlikeler karşısında onları koruma görevini yüklenen hadisçilerin faaliyetlerini, tedvin ve tasnifini,
"Ölümüyle beraber sevinç ve neşenin yok olduğu kimseye üzülmemek elde değildir. Şayet o kişi yaşasaydı, dini öğretir, insanlara Allah Teâlâ'nın yolunu gösterir, sünnetleri yayardı." Abdulğani Makdisi gibi "güvenilir, dinine sımsıkı bağlı; marifet ve ezberinin kuvvetli olması hususlarında zamanında bir benzeri olmayan; mütevazı, cömert, müsamahakâr, aklıselim sahibi, çok ibadet eden ve her an nefsi ile mücadele eden" bir zât tarafından, cehennemin mahiyeti ve hesap günü hakkında kaleme alınan bu eser,
İlim talibinden beklenen, şuurlu ve basiretli biri olması için mevzu hadislere dair kitaplara çok bakması ve iyice gözden geçirmesidir. Çünkü bu kitaplara tekrar tekrar bakmak mevzu hadislerden daha çok sakınmasını ve daha fazla uzaklaşmasını sağlar. İlim talibi, bu yönüyle mevzu hadis kitaplarına bakmaya her zaman muhtaçtır. Elinizdeki kitap, mevzu hadisler alanında telif edilen en güzel, küçük hacmine rağmen en çok bilgi içerenlerden, senedine bakmaksızın hadisi anlamaya yönelik en çok kaideyi barındır
İslam’ın insan hayatına kazandırdığı güzel hasletleri dikkate alarak, seçtiğimiz bu hadislerin; talebenin dünyasına ve seviyesine hitap eden ve günlük işlerle doğrudan ilgili olan hadislerden olmasına dikkat ettik. Bu niyet ve düşünceyle hareket ederek, kolay ezberlenebilmesi ve hafızada tutulabilmesi için her hadisin verdiği ana mesaj kısmını ön plana çıkardık ve ezberlenmesi için sayfanın başına koyduk. Ancak hadisin tam metnini de verdik ki hem tamamı görülebilsin hem de isteyen olursa tamamını ezberleye
Toplumun temeli olan aileyle ilgili hadislerin bir araya geldiği, açıklamalarında günümüzün sorunlarına da değinilen, nebevî rehberliğin ışığını evlere taşıyacak bir başucu eseri.
16 Yüzyılda yaşamış olan Kemalpaşazade, Osmanlı âlimlerinin en önemlilerinden biridir. O, Kanûnî Sultan Süleyman’a Şeyhülislamlık yapmıştır. Kemalpaşazâde hadis, tefsir, fıkıh gibi dini ilimler başta olmak üzere târih, edebiyat, felsefe, dil ve tıp alanlarında eser vermiş çok yönlü bir âlimdir. O, bu yönüyle Suyûtî’ye benzetilmiştir.Birçok ilme olan vukufu ve bu alanlarda verdiği eserlerle XVI.yüzyılın ilk yarısında Osmanlı ilim ve kültürünün en büyük temsilcilerinden biri olarak görülmektedir. Osmanlı ulem
Hadis ilminin altın çağı olarak kabul edilen hicri 3 asırda telif edilen hadis kitaplarından özellikle ikisi İslâm dünyasında büyük şöhret bulmuştur ki, bunlar Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh’i ile Müslim’in el- Müsnedü’s-Sahîh’idir. Daha müellifleri hayatta iken meşhur olan bu eserlerin gördüğü ilgi yıllar geçtikçe daha da artmış ve hicri 4 asırdan itibaren bu iki kitaba “Sahîhayn (sahih hadisleri toplayan iki kitap)” denilmeye başlanmıştır. Her iki müellifin de eserlerine aldıkları hadislerde en üstün sıhhat
Üniversitede görevde olduğum sırada, sivil bir faaliyet olarak Rasûlullah’ın (a.s.) hadîslerini okutmak üzere, bulunduğum ilde çeşitli ders halkaları kurmuştum. Daha sonra Ensar Vakfı tarafından organize edilen farklı guruplara da İstanbul’un farklı ilçelerinde olmak üzere beş yıl boyunca, haftanın her günü bu işi yürütmeye çalıştım. Bir süre sonra burada verilen derslerin ve okunan hadislerin kitap haline getirilmesinin faydalı olacağını düşündüm. Elinizdeki kitap, özellikle Ahmet Çakır kardeşimin ve
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2