Bu kitap, evliliğe hazırlanan için rehber, evliliği yürütenler için de bir takviyedir. Evliliği sarsılanlar için iyi bir dosttur. Ve yuvada mutluluğu yakalamak için, bir tavsiyeler bütünüdür.

Hastalıklarda ve sıkıntılı hallerde okunması tavsiye edilen dualara yer verilmektedir.

Ölüm anı, kabir hayatı, kıyamet alametleri, öldükten sonra diriliş, hesap günü, cennet, cehennem ele alınmaktadır.

Elinizdeki bu kitap namaz kılındıktan sonra yapılması çok faziletli ve sevaplı olan tesbihat dualarını, 5 vakit namaz için ayrı ayrı ortaya koymuştur.

Gençlerin akıllarına takılan bazı sorulara misaller ışığında verilen cevaplar.

Günlük hayatımızda, mübarek gün ve gecelerde okunan dualara yer verilmektedir.

Rüya, tıpkı uyku gibi hayatın bir parçasıdır. Birçoğumuzun hemen her gün karşılaştığı bir olaydır. Her rüya görüldüğünde "yorumcuyu" insan nereden bulsun... İşte bu kitap, rüya ile ilgili temel yorumlara yer vermiştir. Rüyalarını merak edenler sağlıklı kaynaklar taranarak hazırlanmış bu esere başvurarak rüyası hakkında fikir sahibi olabilirler.

Ülkemizde her zaman gündemde olmasına rağmen, On İki İmam ve Alevilik hakkında dört başı mamur bir araştırma mevcut değildir. Hissi ve sathi değerlendirmeler bu hassas mevzuya ışık tutmaktan uzaktır. Çok geniş "İslam Ailesinin" mensupları olan Aleviler üzerine oyun oynamak isteyen mihraklar, yanlış ve maksatlı "bilgi bombardımanları" ile ortalığı tozu dumana katmaktadırlar. Bütün müslümanları dünyada ve ahirette huzura ve saadete kuvuşturacak nurani bir yolun, parlak yıldızlar misali yol göstericileri olan

"...İncil'i Yuhanna, On Altıncı Bab ve yedinci ayeti şudur: "Amma ben size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faydalıdır. Zira ben gitmeyince tesellici size gelmez." İşte, bakınız Reis-i Alem ve insanlara hakiki teselli veren, Muhammed-i Arabi Aleyhissalatü Vesselamdan başka kimdir?

Her gün ömür takvimimizden eksilen 24 saatlik zamanımızı değerlendirmek, her mü'minin kayıtsız şartsız görevi aynı zamanda yaratılış gayemizin gereğidir. En önemli işimiz, tek derdimiz şu yarısı uykuda geçen kısacık ömür ve ebedi hayatı kazanmak olmalıdır. İnsan, büyük bir imtihanda olup bu imtihanın da tekrarı yoktur.

Bu kitapta ahir zaman olaylarından ve kıyamet alametlerinden bahsedilmektedir. Bu konu, insanlık tarihi kadar eskidir. Dünyanın her yerinde, tarihin her döneminde bütün toplumlar bu konu ile meşgul olmuşlardır. Elinizdeki eser, hem bugünümüze ışık tutacak ve günlük hayatımızı derinden etkileyecek hem de ölüm sonrası sonsuz hayatımızı şekillendirecektir. Yani 'sonsuz bir mutluluk mu, sonsuz bir hüsran mı?' sorusunun cevabı bu konuları bilmekle doğrudan ilgilidir.

Hz. Hatice, hanımlar ve özellikle genç kızlar için, bütün yaşamı boyunca, açık, duru ve erdemli bir örnek olmuştur.

Hz. Ali'nin hayatı, tüm yönleriyle bizlere örnek teşkil etmektedir. Bütün yüksek nitelikleri kendi kimliğinde içselleştirmiş bulunan Hz. Ali efendimizi çok iyi tanımaya çaba göstermek, hemen her müslümanın bir görevidir diye düşünüyoruz.

Peygamberimiz, sevgili eşi Hz. Aişe'yi çok severdi. Ve ona olan sevgisini sık sık dile getirirdi. Bununla da yetinmez, sevgisini göstermek için ona sevimli isimler takardı. Mesela beyaz tenli olduğu için zaman zaman "Hümeyra" yani "Kırmızıcık" derdi ona. Hz. Âişe de Peygamber Efendimizi çok severdi. Ve onun kendisini ne kadar çok sevdiğini bilirdi. Ama yine de bunu duymaktan çok hoşlanırdı. Bir gün, Peygamber Efendimize: - Beni nasıl seviyorsun, diye sordu. Peygamber Efendimiz: - Kördüğüm gibi, diyerek onu

Bu kitabın birinci bölümü "Namazın ehemmiyeti"ni, ikinci bölümü "Namazın ahvali"ni, üçüncü bölümü "Taharet bahsi"ni, dördüncü bölümü de "Sûreler ve dualar"ı içermektedir.

Dünyaya gelen yavrularımıza güzel bir isim vermek en temel görevlerimiz arasındadır. Elinizdeki kitap bu görevi yerine getirme konusunda size yardımcı olmak için hazırlandı. Bebekleri doğan ailelere iyi bir hediye de olabilecek bu kitapta, anlamları ile birlikte yüzlerce güzel isim bulacaksınız.

Sözlerin büyüğü, büyüklerin sözüdür. Hutbelerin en büyüğü de büyüklerin hutbesidir. Bu kitabı okuduğunuzda; en başta Hatib-i Rabbani Resûlullah Hz. Muhammed (a.s.m)'in ve Hulefa-i Raşidin olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali ile Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anhüm)'in hutbelerine; daha sonra da Kur'an-ı Hakim'in nurlu derslerine muhatap olacaksınız. Çünkü vahy-i ilahinin tebliğ makamı olan minberlerde en başta söz hakkı onlarındır.

Güzel ahlakı tamamlamak için yaratılan güzeller güzeli Efendimiz (s.a.v), ne güzel buyurmuştur: "Kendini bilen, Rabbini bilir." Biz Müslümanlara düşen vazife, bundan ibarettir. Kişi önce Rabbini, sonra da kendini bilmelidir. Bunun tek yolu, emrlunduğu gibi dosdoğru olmaktır. İnsan, ne kadar manevi değerlerine bağlı yaşarsa o kadar huzurlu olur. Gelin çözümü uzakta aramayalım. Çözüm bizde, içimizde. Önümüzdeki değerlerimizde. İhtiyacımız olan, sadece onları yeniden gözden geçirmek ve sahip çıkmak. Yaşayarak

Cevşen-i Kebir'in türkçe okunuşları ve açıklamalarına yer verilmektedir.