Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ahmet Refik Altınayın Geçmiş Asırlarda Osmanlı Hayatı başlıklı bir dizi halinde Kitaphane-i Hilmi tarafından 1915-1927 tarihleri arasında yayımlanan on altı eserini Tarihe Yolculuk adını verdiıimiz dizimizle okurlarımızla buluşturuyoruz. Altınayın Samur Devri (1049-1059) adlı eserinin ilk baskısı 1927 yılında yapılmıştır. Sultan İbrahimin 1640-1648 yılları arasında süren saltanatı sırasında Dördüncü Muradın katı yönetimine nazaran daha serbest bir idare hüküm sürmüştür. Kitabına Dördüncü Muradın vefatıyla b
Tükendi
Köylüler tarih sahnesine genellikle sadece ayaklandıkları zaman çıkarlar. Hele Osmanlı´nın kalbine onca uzak bir ülkenin, Filistin´in köylüleri, hep bulutların arkasında kalmışlardır. Oysa Osmanlı reayası imparatorluğun can damarıdır. Köylünün ürettiği her kile arpanın, buğdayın, her zeytin ağacının, her üzüm salkımının bir parçası Osmanlı´nın egemenliğini sürdürmesini sağlar. Amy Singer, tapu tahrir defterleri, Kudüs kadı sicilleri ve mühimme defterlerini tek tek tarayarak elde ettiği bilgilerle Filistin k
Tükendi
Yazarları elinizdeki kitabı Sovyetler Birliği'nin çöküşünden hemen sonra yazmayı düşündüler. Bitirdiklerinde kitap Sovyet dünyasının kurulmasıyla sonlanmayan yeni bir Rus tarihi görüşünü teklif eden ilk sentetik tarih çalışması oldu. Bu kitap günümüzde ABD ve Avrupa üniversitelerinde Rusya tarihi hakkında en çok kullanılan iki ders kitabından birisi olma özelliğini taşımaktadır. Kitabın yazarları öyle bir Rusya tarihi anlatmak istediler ki bir yandan temel olayların açık ve dengeli bir kronolojisini öte yan
Tükendi
Siyasal düşünceler tarihi alanında çok sayıda çalışma kaleme alınmış olsa da siyasal düşünce tarihçiliği üzerine sorgulayıcı eserlerin sayısı son derece azdır. Bir dizi filozofun "dâhiyane" kabul edilen düşüncelerinin özetlenmesiyle sınırlı kalan geleneksel düşünce tarihi yaklaşımları çok sayıda araştırmacı tarafından eleştirilmiş olsa da, literatürün önemli bir kısmında bu yaklaşımların tahakkümü devam etmektedir. Bu kitapta siyasal düşünceler alanının siyaset felsefesinin yanında siyasal ilahiyat, siyasal
Tükendi
Türkiye tarihinin en sevilen sanatçılarından Zeki Müren'in sanat yaşamının incelendiği bu kitapta, cinsiyet kuramları, postmodern kavramlar ve semiyolojik okumaların beslediği teorik içeriğe eşlik etmek üzere, Müren'in radyo, plak ve gazino solistliği gibi farklı dönemlerini kapsayan icra ve repertuvar analizlerine de ihtiyaç duyuldu. Bu amaçla, Zeki Müren'in söylemlerini ve toplumsal bir figür olarak varlığını, müzikal kimliğini ve sosyokültürel alanda temsiliyetini açıklamak üzere alternatif bir monobiyog
Tükendi
1905'te Bahattin Şakir'in, Paris'e gelerek, Ahmet Rıza grubuna katılması ve Doktor Nazım'la birlikte Şura-yı Ümmet gazetesinin çıkartılmasını ve örgütlenme konularını ellerine almaları, 1908'de Meşrutiyet'in dağa çıkarak ilan ettirilmesinin başlangıç noktasını oluşturuyordu. Doktor Bahattin Şakir ve Doktor Nazım'ın Paris'ten, Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti adına, kişilere örgütlenme amacıyla ve örgüt şube ve üyelerine iletişim amacıyla gönderdikleri resmi yazılar, bütün örgütlenme sorunlarını, tartış
Tükendi
Elinizdeki kitap, Düyûn-ı Umûmiyye´nin, yani Osmanlı Borçlar Yönetimi´nin ihdas edilmesi öncesi bir evreyi, Rüsûm-ı Sitte diye bilinen bir dönemi gündeme getiriyor. Osmanlı dış borç yanı sıra, iç borca da başvurmuştur. Ülkede orta sınıfın oluşması birikimi de beraberinde getirmiştir. Osmanlı ülkede oluşan orta sınıfı vergi kapsamına alacağına ona borçlanmıştır. Ancak iç borçlar çoğu kez "avans" niteliğindedir ve mevsimlik çözüm sunmuştur. Rüsûm-ı Sitte, iflas konumunda olan Osmanlı yönetiminin altı gelir
Tükendi
Kâtip Çelebi 1609'da İstanbul'da doğmuş ve 1656'da orada vefat etmiştir. Asıl adı Abdullah'tır, Hacı Halife olarak da anılır. İyi bir eğitim gördü ve babası gibi devlet memuru oldu. Ordu ile birlikte çeşitli seferlere katıldı, bu arada hacca gitti. Gezdiği yerlerde karşılaştığı olaylar bilgi ve tecrübesini artırdı, bir akrabasından kalan yüklü bir mirası kitap satın almak için harcadı. Hayatının son yıllarını öğrenmeye, öğretmeye ve yazmaya adadı. Araştırıcıydı ve döneminde az rastlanır derecede dışa açık b
Tükendi
Tanzimat'ın kent mekânına taşıdığı yeni bina tiplerinden olan hükümet konakları, önceki dönemde "paşa kapısı", "vali sarayı" ya da "vali konağı" gibi adlarla bilinen yapılardan tamamen farklıdır. 1860'lı yıllardan itibaren, tüm Osmanlı eyaletlerinde, hatta küçük idari merkezlerde dahi, boy gösteren bu yapılar, devletin "inşa edilmiş bir gerçekliğe" kavuşması, soyut ve müphem bir olgu olmaktan çıkarak cisimleşmesi demektir. Böylece şahsileşmiş yerel iktidar olgusu ortadan kalkmaya, himaye ve intisab sistemin
Tükendi
Sadece çok partili demokrasi hayatımız değil, uzun imparatorluk geçmişimiz de darbe ve darbe girişimleriyle darp edilmiş durumda. Öte yandan, en son 15 Temmuz teşebbüsünün gösterdiği gibi, darbeler defterinin kapandığını söylemek de mümkün değil. Siyaset kültürümüzün yapısal arazlarının başında gelen bu müdahale geleneği, demokrasimizin kurumlaşmasına, sivil politik alanine yerleşik hale gelmesine ve gelişmesine engel olduğu gibi, maalesef geride insan hak ve özgürlüklerinin hiçe sayıldığı bir miras da bıra
Tükendi
İstanbul´da kaç İstanbul var? Aralarında uçurumlar bulunan semtlerin kentin bütününü kavrayışları kadar, farklı kuşakların "İstanbul" imgeleri de çok çeşitli bir görünüm oluşturuyor. Bir yandan göç olgusu, diğer yandan kent evreninin dönüştürücü ve çokparçalı prizması... İstanbul değişiyor, hem değiştiriyor. Ve bu değişim içinde hatırlamak ve unutmak kavramları; bireyin bellek ve aidiyet sorunları çok farklı anlamlar yüklenebiliyor. Leyla Neyzi´nin, 1995-1999 yılları arasında İstanbul´da farklı kuşak ve çev
Tükendi
M. Zafer Üskül'ün Türkiye'nin çok partili siyasal hayatında sıkça başvurulan ve gündelik hayatta silahlı kuvvetlerin mutlak kontrolüne imkân veren sıkıyönetimlerle ilgili üçlemesi, 1950-70 arasının ve 12 Mart 1971 döneminin sıkıyönetim bildirilerinin ardından, 12 Eylül'ün taşlarını döşeyen s?k?yönetim kararlarıyla tamamlanıyor. Toplu halde ilk defa karşımıza çıkan ve Türkiye'nin yakın tarihindeki kritik dönemeçleri, ordunun siyasetteki, toplum üzerindeki rolünü en iyi şekilde gösteren bu derleme, kurumsal a
Tükendi
"Tarihin sonu geldi mi? Tarihle edebiyat arasındaki farklılıklar ve benzerlikler nelerdir? Tarih anlatısının odak noktasında devlet ve siyaset mi, yoksa toplumsal ve ekonomik yaşam mı yer almalı? Marksist tarih yaklaşımı günümüz dünyasında geçerliliğini koruyor mu? Dünya tarihi tek bir zaman çizgisi üzerinde, bütüncül bir süreç olarak hep ileriye doğru mu evriliyor, yoksa aynı yüzyılın tarihi içinde bile farklı zaman çizgileri mi söz konusu? Tarihyazımı, o tarihin içindeki gerçek bireylerin gündelik yaşamla
Tükendi
Anadolu Selçuklu Sultanlığı bünyesinde dinlerüstü bir uzlaşma yaratmayı başaran Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş ya da Endülüslü mutasavvıf İbn Arabi gibi güçlü şahsiyetler, açık ve hoşgürülü bir tasavvuf anlayışının kaynağını oluşturdular. Rum diyarının insanlarına, yani Anadolu ve Balkanlar´daki Hıristiyanlara uyarlanan bu tasavvuf anlayışı, aile tarafından Mevlevilere, tasavvufi açıdan İbn Arabi´ye bağlanan ve olasılıkla Bektaşilerle kaynaşmış bir hareketin kurucusu olan Şeyh Bedreddin ve müridleri t
Tükendi
ihtilali'nin Avrupa'yı kasıp kavurduğu yıllarda Osmanlı imparatorluğu da büyük bir değişim devrine girmişti. Osmanlı tarihi açısından, en az kopuşlar kadar sürekliliklerin de rahatlıkla tespit edilebildiği Nizam-ı Cedid ajandasının uygulanmaya başlanması, bu değişimin başlangıç noktasını teşkil etmektedir. Nizam-ı Cedid siyasetinin doğal sonucu olarak da görülebilecek Yeniçeriliğin ilgası (1826) ile kapanan bu dönem, Avrupa'daki uygulamaların izlerini taşıyan modern bir ordunun inşasına yönelik yeni bir siy
Tükendi
Hurrem Sultan, Nurbanu Sultan, Kösem Sultan, Turhan Sultan... Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetiminde söz sahibi olmuş kadınlar. Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatının başından 17. yüzyıl ortasına kadar, Osmanlı hanedanının ileri gelen kadınları daha önce sahip olduklarından ve daha sonra olacaklarından da büyük bir politik güce kavuştular. İmparatorluk tarihinin bu dönemine hem popüler hem de bilimsel edebiyatta "kadınlar saltanatı" denir. Harem-i hümayun kadınları, özellikle de saltanat süren sultanın annes
Tükendi
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Macaristan ve Türkiye merkezli ortaya çıkan Turancı hareketler, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Japonya'ya sirayet etti. 1920'lerin başında Macar Turancı Barathosi Balogh Benedek ile ilk Japon Turancı Imaoka Juichiro tarafından başlatılan bu hareket, ilk etapta Japon toplumunda ve siyasi çevrelerde beklenen ilgiyi uyandırmasa da, 1931 Mançurya Olayı'ndan sonra şiddetini artıran Japon emperyalizminin de etkisiyle, daha geniş kesimlerde yankı bulmayı başardı. Turancılık
Tükendi
"Mübadele", Türkiye'nin ve Yunanistan'ın uluslaşma süreçlerinde en önemli etmenlerden biri. Bu büyük olayla, iki ülke arasında yaklaşık iki milyon insan zorunlu olarak yer değiştirdi. Ne tarafından bakılırsa bakılsın, o tarihe göre devasa bir hadise olan mübadelenin her iki ülkede büyük sorunlara neden olacağı, göçü yaşayan kişinin uyum süreçlerinde ve bireysel dünyasında derin yaralar açacağı ortadaydı... Elinizdeki bu çalışma, yıllardan beri yazdığım makalelerden oluşan bir derleme. Değişik kaynaklarda y
Tükendi
İlhan Tekeli Türkiye'nin ilk şehir ve bölge planlama bölümünün hem ilk öğrencilerinden hem de ilk öğretim üyelerinden biridir. 50 yıla yakın süre ODTÜ'de ders vermiştir, günümüzde de vermeye devam etmektedir. Çok sayıda öğrencisi olmuştur. Bu öğrencilerden şimdi Gazi Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde öğretim üyeliği yapan bir bölümü, Toplu Eserlerin metinleri üzerinde derin bir okuma yaparak hocalarının çalışmalarını değerlendirmiştir. Toplu Eserlerin 26'ncısını oluşturan "İlhan Tekeli'y
Tükendi
"...Sonuç olarak bu tarih, yüzlerce sayfası olan bir kitap gibidir. Beğenmediğimiz sayfaları yırtma hakkımız olmadığı gibi, kimsenin bir dönemi yok sayma hakkı da olamaz. Hiç değilse 1937-38'de Dersim'de öldürülen, sürgüne gönderilen ve sürgünde ölen binlerce insanın anısına saygı için bu toplum geçmişiyle yüzleşmelidir. Belleklerdeki Dersim '38 adlı bu çalışma, dört farklı kuşağın Dersim '38'e yönelik algılarını ortaya çıkarırken, aynı zamanda bugün de resmi tarih açısından örtük olmaya devam eden Dersim'
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 229 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1