Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 329 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Tarihin her devirde meşhur olarak bilinen ve hatta ezberletilmiş olan kahramanlar vardır. Bunlar daha ortaya çıkışlarından itibaren zihinlere yerleştirilir ve artık değişmez gibi görünürler. Oysa işin aslını ve ne olduğunu araştıranların böyle bir peşinciliğe kapılama lüksleri yoktur. Hal böyle olunca tarihin gölgede kalmış gerçek kahramanları, çekilmiş oldukları sessiz köşelerinde, sanki o kadir kıymet bilenleri hep bekler, dururlar. Süleyman Paşa da o gerçek kahramanlardan biridir. Tıpkı bir hazine gibi t
Bu kitap, bizzat hayatın içinden benim/bizim gibi diyebileceğiniz çeşitli örnek olayları ve çeşitli çözüm yollarını bulabileceğiniz ve yazarının samimiyetini hissedebileceğiniz bir başucu kitabı niteliğinde.
Tarihi okumanın değerini, yaşınız ilerledikçe daha iyi anlıyorsunuz. Tecrübeye kulak verenler için geçmişten çıkarılacak dersler çok önemlidir. Çünkü akıllı kimseler bilir ki her şeyin bir başlangıcı var... İlk defa keşfedilen bilgilere yaklaşımları okumak, fikir sahibi olarak değerlendirmek ve kendi keşiflerimiz için çözüme ulaşmak daha kolay olmaz mı? Fikir insanı geliştiren yegâne faktördür, diyoruz. Peki, sizden geriye kalacak olan, hayır dua kapısına vesile olacak eseriniz kıymetsiz olabilir mi? Unutma
İmam-ı Gazali'nin en büyük eseri olan İhyâu Ulumi'd-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. ihyau Ulumi'd-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. Ihyâu Ulumi'd-Din içinde yer alan konula-rın her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. ihyau Uleımi'd-Din' in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü' nün birinc
İmam-ı Gazâlî'nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi'd-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi'd-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi'd-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi'd-Din' in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü' nün ikinci
Akdeniz'de birer güneş gibi doğmuş olan Midillili Oruç, İshak, Hızır ve İlyas kardeşler, denizciliğe merak sarıp Yavuz'un ağabeyi Korkut'tan büyük yardım görmüşlerdi. Onun ölümü üzerine Tunus taraflarına gidip fetihleriyle Cezayir'de sultanlık tahtına dek yükselmişlerdi. Muhteşem Kanunî'nin Batıda Şarlken'in İmparator olmasıyla gelişen Hıristiyan birliğini parçalaması gerekiyordu. Karada kendisi vardı ama denizlerde Andrea Doria'ya karşı çıkarabileceği bir Kaptan-ı Derya'ya ihtiyacı vardı. Bu da ancak Barba
Nice kafiyelere takıldı yüreğim, Bir umudun sallantısına kapıldı içim. Onca zamandır yokluğunu kabullenemedi, Düşündükçe incindi ve kırıldı sevda niyetim. Geçmiş gözlerimin önüne bir perde çekti, Hayat anıları savururken yüzüme, Yüreğim titredi üşürken sensizlikte... Yaralı gönlüm unutmak isterken adını, Sana kavuşmak için attım her adımı... "Özür beyanım, af dilekçem, son arzum budur... Ah! Sevdan ki ömrüme aşk'ı hümayundur. Hayattan azat, deryadan namzet gözlerin, özüm, ruhumdur, Adın ile pişm
Celâleddin Harezmşah, 1199'da Harezm'de doğmuş ve dünyanın en büyük sultanı Alâaddin Muhammed'in oğlu olarak büyümüştü. Ancak henüz yirmi bir yaşında iken Cengiz Han'a yenilip geri çekilmiş ve memleketi harap olmuş olan babasının yerine tahta geçmişti. O Hindistan ile Diyarbekir arasında yüzlerce destan yazarak çekilmiş ve Doğu Anadolu, Gürcistan ve Azerbaycan'daki fetihleriyle bir devleti kaybederken, yeni bir devlet kurmuştu. Cengiz Han onu hayatında iken ele geçiremeden ölmüş ve bu düşmanlık mirası oğlu
Elinizdeki kitabın amacı, ibadetlerle ilgili hadis ve hâdiselerden gönle dokunacak bir buket sunabilmektir... İslâm'ı sevmek ve sevdirmektir... Namazı, zekâtı, haccı ve orucu bir de hâdiseler penceresinden seyretmektir. Çünkü Müslümanın hayatını bu ana çizgiler belirler. Kişi, bu esaslarda ne kadar derinlik kazanırsa, İslâmî hayatı o kadar güzel olur. Bütün mesele ibadetleri muhabbet çerçevesinde, cân u gönülden, en güzel şekilde yapmaya çalışmaktır. Hayat boyu zirve namazlar kılmak, en büyük arzumuz olma
Tükendi
Bu eser; her sahada kendisini yetiştiren, İslam'ın İrfan pınarından ilim ve katreleri yudumlayan mübarek kadınların hayatlarından pırıltılar sunmaktadır. İslam'ı öz nefsinde nokta nokta yaşayan bir yıldızdan bir yıldıza mahyalaşacak değerdeki mübarek hanımların ilahi aşk ve iman tüten hayatlarını nefes nefese okuyacaksınız. Allah Resulü'nün mübarek validesinden başlayıp müslümanların anneleri sayılan dirayet ve zerafet timsali, zevceleri ve kadri yüce kızları ile nice kadın sahabelerin nurlu hayatını aşkl
İmam-ı Gazali, insanlık tarihinde nev'i şahsına münhasır büyük bir İslam mütefekkiridir. En mühim eseri de hiç şüphesiz ki İhya-u Ulumi'd-Din'dir. Çünkü İslam tarihinde, ne şarkta ne de garpta bu mevzuda böyle bir eser yazılmamıştır. Gazâli hazretleri iki yönden yenilenmeye girişmiştir: a. Felsefeyi tenkid etmek, b. Kelam ilmini yeni bir tarzda arzetmek. Hazretin ikinci cephesini "İHYA" adlı eseri temsil etmektedir. Zira "İHYA' müslümanların hayatını derinden etkileyen İslami kaynakların başında gelir. Al
AHMET CEVDET PAŞA : (Hicri 1238) de Bulgaristan´ın Tuna vilayetine bağlı Lofça kasabasında doğmuştur. Adı Ahmet olup Cevdet lakabını sonradan almıştır. İlk tahsilini kendi kasabasında yapmıştır, azimli, gayretli ve çalışkanlığı ile tez zamanda hocalarının dikatini çekmiştir. 17 yaşında tahsilini ilerletmesi için ebeveyni tarafından İstanbul´a gönderildi. İstanbulda güzide hocalardan ders ders aldı. 22 yaşında kadı oldu. Bir müddet sonra kadılık görevinden ayrılarak İstanbul câmilerinde dersiâmlık görevine
Mükâşefetü'l-Kulûb konu itibariyle tasavvufî bir eserdir. İçerik itibariyle kalpleri hassas bir İslâmi hayata sevk etmeyi, oraya saf bir İslâmî hayatı sıkıştırmayı hedef edinen bir eserdir. Mükâşefetü'l-Kulûb bir "Kalpleri İhyâ" kitabıdır. Durumlarını tespit ve keşfedip aralayarak, ortaya çıkararak ıslaha çalışmayı öğreten bir eserdir. Tasavvuf kalp ile meşgul olan bir ilimdir. Malûmdur ki, kalp nasıl olursa dış âzâ ve yaşayış da ona uygun bir manzara arz eder. Allah Teâlâ'nın; "Her kulun kalbini günde birk
...Bu kitap, afaki bir fetva macmuası olmayıp "dini yaşama"nın ihmal edilmişliği neticesi, İslami hayat konusunda sayısız müşkiller içinde bulunan nice İslam insanının ve İslam'ı yaşamaya hasret duyan nice müslüman aile reisinin ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Zira bu kitap fıkhi bir eserdir. Tıpkı fıkıh kitaplarında olduğu gibi temizlik ile başlamakta, namaz ile gelişmekte ve münakehat (aile hukuku) ile devam etmektedir. Bu arada "Zamanımız Mes'elelerine Açıklamalı Fetvalar" adlı bu kitap, mesela zekat ko
AYÂ VE EDEP İNCİSİ HZ. OSMAN Allah´ın Resûlü dediler ki: "Kardeşim Osman´ı kucakladım. Kimin bir kardeşi varsa, onu kucaklasın" Ve yine dediler ki: "Gökte Melekler bile Osman´ın hayâsına bakar da utanırlar!" Hilm, hayâ, edep, yumuşaklık ve âhlak âbidesi. Hz. Osmanın hayatı... Gönülleri tutşturacak, gözleri ağlatacak, kalpleri inceltecek bir kitap... Yayınevimiz böyle bir eseri sunakla övünmektedir.,
Ey uğraş olarak Kur'ân ile meşgul olan, ancak bu hususta gevşek davranıp Kur'ân'ın sadece zâhirî mânâlarını ve lafızlarını hızlıca kapan kişi! Sen nereye kadar okyanusun sahilinde gözün kapalı dolaşarak Kur'ân'ın harikulâde ahvâlinden gâfil olacaksın? Artık Kur'ân'ın güzelliklerini görüp de, hoş ve tatlı şeylerini sahile çıkartma zamanı gelmedi mi? Onun derinliklerine dalarak mücevherlerini çıkartıp da, zengin olma zamanı gelip dayanmadı mı? Okyanusun sadece sahillerine ve manzarasına sürekli bakıp da in
Geçmişe dair yazılı ve sözlü eserler; masal, hikaye ve tarih şeklinde karşımıza çıkar. Ancak tarih bir ilim olarak hikaye ve masaldan mutlak surette ayrılmalıdır. Bize düşen bütün vazife tarihin sınırlarını koruyabilmektir. Elbette ki tarihin birçok tarifi yapılabilir, hatta ona durum ve maksada göre bir rol de yüklenebilir. Ama bir tecrübe ve bilgi nehri olan bu ilim çığırından çıkarılmamalıdır. Tarihi basit şekliyle bir muhasebe defterine benzetebiliriz. Ve orada gelir-gider rolündeki zafer ve hezimet d
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 329 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2