Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 54 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Koşun çocuklar Koşun, öykü kahramanlarının renkli dünyasına.
Bazen insan biriyle Bir Ömür Yaşar Birbirine yabancı Bazen insan biriyle Bir anı yaşar İkiz ruhuyla taşıyıcı Bırakıp gittiği An ki sancılı.....
Tükendi
Evimize Yürürken gözlerim hep yol kenarlarındaki atık pet şişelerine takılırdı. Su şişelerinin bazıları yeni atılmıştı, bazıları ise günler öncesinden. Birçoğu ezilmiş, yamyassı olmuştu. Sadece pet şişeleri değil cam şişeler, meyve suyu kutuları ayran plastikleri, naylon torbalar da vardı etrafta O an dolmuştaki ablanın sözleri geldi aklıma. Düşünmeye başladım. Tertemiz şişeler görüntü kirliliğinin dışında, doğaya nasıl bir zarar veriyordu acaba?
Tükendi
Aile soyağacının insanları yaprak gibidirler, pıtrak verir, yeşillenir, solar ve kururlar. Kimini yel savurur uzak topraklara, kimi ağacının dibine düşer. Kimi de nazlı nazenin uçuşur ve konar omzunuza ya da okşar yüzünüzü sonra süzülür kalır avucunuzda. Sakın ola bırakmayın o yaprağı, usulca alın ışığa tutun. Bakın neler anlatıyor size bir zamanlar meltem esintisinde özgürce salınan dalındaki günlerinden. Ben can kulağıyla dinledim ve bu kitabı yazdım.
Tükendi
Aşkın kıyametini yaşamak ölmekmiş bir daha ölmemek üzere. Gözlerin alev, gönlün yanardağı, aklın deliliği yaşadığı demdeyim. Ben şimdi her kalbin yaşamak isteyip de korktuğu aşkın kıyametindeyim. Duyuyorum sesinizi, nasıl olur diyorsunuz? Biliyorum yaşadığım hâlin hâlini ve kalbimde açan hilâli kıskanıyorsunuz. Herkese nasip olmayacak bir aşkın salıncağında sallanıyor ruhum şimdi. Vakitlerden dünyanın tüm ömrüne denk bir ikindi vakti. Saatlerdeki yelkovan ve akrebin yerine, hicran ve vuslat geçmiş ve de san
Tükendi
Bahar gözlü yardan bir haber verin, Yolu buralardan geçti mi dağlar? Onunda yüreği yangın yeri mi, Derdini sizlere açtı mı dağlar? Dokundu mu meşenizin dalına Yüz sürdümü yaylanızın gülüne, Mor menekşe yakıştımı eline, Çiçekler içiden seçtimi dağlar
Tükendi
Sibel Unur Özdemir, "Sen, Sen Adalı Kız, Ah!" adlı kitabında topladığı hikayelerle özellikle günümüz Türk toplumunun bazı kesimlerininin hayatına, sorunlarına ve ruh dünyasına, tabii en çok da kendi dünyasına ışık tutuyor. Yazar, sahici hayatlardan sunduğu etkili ve vurgulu kesitlerle sıcak bir hikaye demeti sunmuş. Okuyucuların bu metinler kanalıyla toplumsal ve bireysel dünyamız hakkında çok şey öğreneceklerini, Türk Milletinin insan olarak içinde barındırdığı türlü zenginliklerle buluşacaklarına inanıyo
Tükendi
ÇOK DUALI KENT dediğim Antakya benim sonsuz okulum, adım onurum, varlığımdır. Antakyanın o kendine özgü hamurundan çıkmış bir kişinin şiirleridir bunlar. Yansız olmaya çalıştım. Bir insan olarak benimde kendime göre doğrularım olacaktır şüphesiz... Seni seviyorum Antaya/Tanığım güneş
Tükendi
tanrısız, esiniz... arılığımla gülümsedim seni görünce sümbül kızardı boynu bükük küçük minelerin maviliği bir şarkı söylüyor şimdi duyuyor anlatılanları çokluk sessizliğim, sensizliğe dönüşüyor senden uzak o an. denizler ötesinde bir sisli dağ dalgalanır çarpıntısında haykırıyor sesimi martılar aç kalmış bugün de güneşin sıcaklığı ile söyleşiyor kalbim ılık ılık çarpıyor bak yine seninle alıp gidiyor bizi dalgalar çırpınıyor maviliklerde söyledikleri şarkı hüznümü anlatıyor ve... kayalarda, dalgalar köpük
Tükendi
bu şiir, şehrin kapanmış kapılarında sabahlayan yükü aşk olan kervanlara söylenmiştir.
Tükendi
Yalnız olan herkes ne kadar özgür olursa olsun bir tutsak, bir tutukludur.Anahtarı çevirip evine girerken , binbir çeşit hamlenin dolaştığı beyin kıvrımlarının bir köşesine sıkışıp kalmış olan bu söz zembrek gibi fırlayıp kapıya yapıştı.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 54 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2