Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 258 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
Herkesin defterinde ölüm bir heves Bize bahşedilen dilsiz gecelerden Kar üstünde fistanı yırtık nergis belki de... Aynı ülkenin rengarenk atlası Yahut başkalaşan anların kimlik katranları Tabirnameleri biten aşkların Herkesin defterinde ölüm bir heves
Tükendi
Geceler Yazılmamıştır bana Akşam üstleriniz ve gün doğumlarınız arasında Fark edilmez bir çizgi olurum Savurur beni geceler amansız Pınarlanır bana Terkedilmiş eski usüllerde Bir dal gece aydınlığı ister Gök deniz oluğ yarılıverir ansızın Saklı yüzler peçelerinden sıyrılır Bir cilvelenmedir başlar,doğulu bir aşk Yitirip mahremiyetini Ortalığa saçılır.
Tükendi
Her şey radyodaki sesi kıskanmakla başladı Şafakta çağanoz kümbeti Poetik dillerin gölgelerini doldurmada Azıcık tenhaydı gök Ve ateşin selamı vardı Günahsızlara ! ...
Tükendi
Ey yaldızlı arabalara binenler Ey arabaların geçtiği yolda yalın ayak yürüyenler Kuytu karanlıklara gömülü kalabalıklar Dinleyin !
Tükendi
Beşinci mevsimdi bizler için Adına ölüm denilmişti Yazdan daha sıcak ve kavruk Çiçekler düşerdi gökten toprağın sinesine Tadını kokusunu bilmiyorduk hiçbir şeyin Sonbahar değildi,olsa bilirdik Dön yandan sarmıştı Karşı koyamadık Nereye baksan kırmızıydı
Tükendi
Çelik kapılarını yumrukladım sokakların bir bir Kilitlediler yoksulluğu içeri Ekmek içini oyan fareleri kovdu ambarın bekçi bıyıklı Rönesans kedisi
Tükendi
Biraz içimiz geçmiş Biraz dışımız gelecek Doğuştan borçluyuz da her şeye Utanırız demeye alacaklarımızı Bir şeylerin iyi göründüğü zamanlarda Rüyada sanır olmuşuz kendimizi Gece hep yeniden doğan bir dost Alaca ışıklı uykularda ararız Ah edip andıklarımızı
Tükendi
konu konuyu açarsa susmayın söz yorulmaz eşlik edin ağızlara onlarla bir övün yağmuru onlar ki en uçtan gelenler evreni çöl bilenler gölge verin üstlerine giydirin her bir yoksulu çarşılarda herkes aynı renk olsun aynı eğimle
Tükendi
beynimin sıvısında çıldıran o kısraklar: dörtnala gel uzaklardan süvari nallarıyla mitolojik bıçağıyla kanat BATILLIĞIMI damızlık hayvanların azgınlığıyla kırbaçla acıdan iltihaplanmış kamburluğunu efkarın...
Tükendi
yaram öldü! yaram öldü! çiçeklerle pıhtıladım ilkin ve taştan bir kabukla örttüm gözünü kan cidarına çarpa çarpa ağlayacak damara çekildi suspus o damar ki, ağrı dağı kalbimin her güz saklanmaya yükselir zirvesi, atmaya en olmayacak anın şakağında beslenmeye saklanır, dallanmaya dilimdeki sinsi urun uzanmış kolları olmaya (uğ)urum: büyümeyen ve fakat çoğalan sesi çocukluğumun yetişkini oynadığım her sahnenin sonunda yapışıp yakama bir elinde gül sapından kamayla kaldırıp g/özkabuğunu varlığımın inceden on
Tükendi
"Önder Birol Bıyık, her sözcüğü çivilercesine yerleştiriyor şiirlerine. Her şiirinde Türkçeyi sevindiren bir dil özeni var. Yapısı, biçemi, biçimi, kurgusu sağlam şiirler. Şiirlerin her biri insanı, doğayı ve bunların geleceğini gözeten bir içerik üzerine kurulmuş; amaçlanan tema etkileyici kılınmış. Şiirlerinde içkin olan politik tutum, onun şu dizeleriyle özetlenebilir: "göğün fermuarını çekip/ çamaşırlarını güneşte kurutan zozan/ tarihe düştür şiir/ ihmal edilmiş sözcüklerle yazılır..." Öyle, Önder Biro
Tükendi
Baştan aşağı giydirilmiş gardıropların karşısında aynaya bakarak soyunmaktan utanan yüzüme Çıplak kalmayı öğrettin Artık biliyorum! Her insan özünde çıplaktır.
Tükendi
Ona kendim bir ad verdim: Lirbah! Onun adını denizler, gökler, karalar bu adla bilir. Çünkü ona her seslenişimde bu adla seslenirdim. Lirbah! Lirbah... Lirbah'ın ne anlama geldiğini bilmiyorum aslında. Uydurduğum bir şey olmalı! Her nedense bu ad, duyarlıklarımda lirik bir ses, bilge bir yüz ve masallardan çıkıp gelen kız anlamlarına gelen eski bir zaman lekesi gibi durur. Öyle de kalsın isterim açıkçası. Ne zaman bir şiir, bir öykü büyütsem Lirbah'a doğru uçururum. Bir zamanlar ellerime bıraktığı sıcaklık
Tükendi
Soner Demirbaş'ın zamana yayılan ve sabırla kurgulayıp okurlara sunduğu bu kitaptaki deneme, inceleme, çözümleme ve söyleşileri şairin-yazarın kendi külliyatının da bir tamamlayıcısını oluşturuyor. Şair ve..'deki yazıları okurken yazarın kendi düşüncesindeki ve şiir pratiğine bakışındaki gelişimini (estetik teorisini- sanat kuramını) görebildiğimiz kadar Türk şiirinin değişim ve gelişimindeki örneklere de rastlayabiliyoruz. Bunu yaparken kendine özgü bir dil kullanan Demirbaş, şiir üzerine düşünenlerin bir
Tükendi
"Şiir, şairden içten ve cesaretli olmasını bekler; ama bu cahil cesareti olmamalıdır. Şiire soyunanlar başlangıçtan bu yana yapılagelen onca şiir deneyiminin üstünden atlayıp geçilemeyeceğini kavramak durumundadır. Ancak ondan sonra geleneğin içinden bir ateş gibi geçip kendi şiirini kuracağı noktaya varabilir. Bu süreçten geçmeyenlere sorun. Hiçbiri şiir diye oluşturdukları bir metni şiir sanatı bakımından savunamaz. O metnin neden şiir olduğuna açıklık getiremez. Çünkü bunu yapabilmek için Türkçeyi ve Tür
Tükendi
Keşke bütün sözler,tanrının evreni yaratmak istediği noktada donup kalsaydı
Tükendi
Yaşamak için bir kalbe Ölmeden girilmez mi?
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 258 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13