Nasıl ki kainatın yaratılışda insanın tedbiri dahildir. Kadınların yaratılışında da, beden yapılanlarına tesettür tedbiri konulan bir vücut yapısı içinde yaratılmıştır. Bu nedenle, kadınların yaratıldığı fıtrat ile örtü arasında , intibakı bir zorunluluk vardır. Kadınların vücut özellikleri ve ruhsal yapıları, onların doğuştan tesettüre bağlı yaratıldığını gösteriyor. Kadınlar, tesettürün dünya ve ahirette kazandırdığı kurtuluştan saadetine değil müstehcenliğin öldüren zehrinin lezzetine bayılıyorlar.
BÂB-I ÂLÎ’DE 30 YIL
Hayatımızın, başkaları tarafından okunmaya, bilinmeye, ibret alınmaya değer tarafı var mıdır, bilemeyiz ama kendimizce
mühim gördüğümüz hadiseleri yazmaktan geri duramadık…
Anadolu’nun küçük bir köyünde, çok fakir bir ailenin son çocuğu olarak doğup büyümüş birinin hayatının ne kıymeti olabilir…
Yaşadığımız ömür bize gösterdi ki her insanın hayatından çıkarılacak dersler, alınacak ibretler muhakkak vardır.
Biz de bu gerçekten hareketle, hayat ve hatıratımızı yazmaya karar verdik. Um
Dünya da ilk insanla birlikte iyiler ve kötüler mücadele içindedir. Günümüzde de bu mücadele bütün
hızıyla devam etmektedir. İşin kötüsü insanların iyi ve kötüyü birbirinden ayıramaz hale gelmiş
olmalarıdır. Atalarımızın dediği gibi; sap samana karışmıştır. Ortada bir mücadele gözüküyor da hangi
taraf doğru hangisi yanlış bunu iyi bilmek gerekiyor. Dinimiz buna “Hak-Batıl” mücadelesi demişler.
İnsanlarımız bu Hak-Batıl mücadelesinin neresindedir?
Günümüzde din dışı ve din içi o kadar çok guruplar oluşm
Hafta içi olduğundan baraj göletinin etrafında balıkçı azdı. Badana boya işleriyle uğraşan Salih, balık
merakı yüzünden çarşamba günlerini kendisi için tatil ilan etmişti. O,
Çarşamba günlerini iple çeker; arkadaş bulsa da bulmasa da balığa gider, o güne “Milli Gün” derdi.
Salih, kendisi gibi esnaftan iki arkadaş daha edinmişti. Sık sık birlikte balığa gitmeye başlamışlardı. Ya
denize ya gölete.. Nerede balık olduğunu duyarlarsa onlar orada biterdi. Salı akşamı iş dönüşü
hazırlıklarını yapmışlar, geced
Bu kitap, emsallerinden farklı olarak HZ MUHAMMED'in hayatında ilk defa okuyacağınız detayları
içermektedir. Yazar kitabı hazırlarken, 5 yıllık aldığı eğitimin sonucunda -Siyer Araştırmalar Merkezi-
ndeki ders notlarını kaynak olarak kullanmıştır.
"VEMA ERSELNAKE İLLA RAHMETEN LİL ALEMİN"
BİZ SENİ ANCAK ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK
"LEVLAKE LEVLAK LEMA HALAKTÜL EFLAK"
SEN OLMASAYDIN KAİNATINI YARATMAZDIM
"MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HASIL,
MUHAMMED'SİZ MYHABBETTEN NE HASIL?
ZUHURUNDAN BEZM-İ ALEM OLDU VAS
Şâir yaşadığı çağın şahididir. Kendi iç âlemindeki ıstıraplardan daha çok yaşadığı çağda, aynı inanç ve
medeniyeti paylaştığı insanların yaşadığı her hadise, şaire derinden tesir eder.
Şair, yaşadığı cemiyetin sıradan bir ferdidir. Cemiyetin düşünceleri, duyguları, acıları, elemleri, kederleri,
neşeleri,
ıstırabları...
şairin
de
birebir
yaşadıklarıdır.
Şairi cemiyetten farklı kılan, her hadiseye, düşünceye ve duyguya, şair nazarıyla bakıp onu şiirlerine
aksettirebilmesidir.
Şair bu sebeple aynı zamanda konu
Aile İlmihali kitabı, her Müslümanın asgari düzeyde dini ihtiyacını karşılayacak bilgileri içermesi ve ibret
alınarak okunması ümidiyle kaleme alındı. Kitapta, başta namaz olmak üzere, İslam'ın ibadet esasları
detaylı şekilde anlatılmıştır. Ailenin kurulması, evlilik, güzel geçimin püf noktaları ve günlük hayatımızda
karşılaştığımız helaller ve haramlar konusunda örneklere yer verilmiştir. Bunların yanında Yeme-içme,
giyinme, gezme ve dinlenme gibi hayatımızın bütünü kapsayan davranışlarımızdaki dini açıdan
Rabbimiz
ahlaki
kurallara
ve
etik
değerlere
çok
büyük
önem
vermiştir.
Son Peygamberi ve sevgili Habibi olan Hz. Muhammed'i (Sav) özel bir terbiyeden geçirdikten sonra,
güzel ahlakı insanlara öğretmek, benimsetmek ve bizzat kendisi örneklik yaparak yaşamak ve yaşatmak
gayesiyle
göndermiştir.
Evet,
Allah
Resûlü
ile
güzel
ahlak
ve
etik
değerler
tamamlanmıştır.
O halde, Onun hayatında yer almayan, eksik kalan hiçbir ahlaki davranış yoktur.
Allah Resûlü, güzel ahlakın ve değerlerin istisnasız tümünü kendi şahsın
Kur'an'da imandan sonra, üzerinde en çok durulan konu, salih amellerdir. Yani mü'minin, hayata en
güzel dokunuşları yapmasıdır. Kur'an, insanları öncelikle iman etmeye çağırmakta, imandan sonra da
onları salih ameller işlemeye, hayata güzel dokunuşlarda bulunmaya teşvik etmektedir.
İman ve salih ameller, dini hayatın olmazsa olmaz iki rüknüdür. Ahirette ebedi mutluluğa ermenin,
hüsrana ve ziyana düşmekten kurtulmanın yolu, imandan ve salih amellerden geçer. Kur'an bunu Asr
sûresinde
açık
bir
dille
ortaya
ko
Hayat kalitemizi arttırmanın yolu zamanın akışını, dünyanın gidişatını ibretlice, dikkatli ve bilinçlice
değerlendirmemize
bağlıdır.
İnsanı hayvandan ayıran en büyük fark da budur. Zira insan sadece duyuları ve içgüdüleri ile hareket
eden bir varlık değildir. Bilgili, akıllı, dengeli, ölçülü olmak insaniyetin bir gereğidir.
Elinizdeki eser, bizlere tarihteki ve günümüzdeki ilim adamlarının, devlet yöneticilerinin, edebiyatçıların,
sanatçıların, din büyüklerinin, tarihi şahsiyetlerin yaşadıkları tecrübelerde
İyilik yapmak, insandaki şefkat, merhamet duygularını ortaya ve açığa çıkaran bir eylem. Bu eylemde,
insanı mutlu eden, hayatını güzelleştiren, yaşama sevincini arttıran bir özellik var.
Aslında bu özellik, Allah'ın iyilik yapmaya verdiği peşin bir ödül. İyilik yapan kulundan razı ve hoşnut
olduğunu gösteren bir belirti. İnsanın ruhunu arındıran, onu nefsin çıkar ve tutkularından temizleyen, ego
ve
kibir
gibi
zararlı
virüslerden
manevi
bünyesini
koruyan
bir
aşı...
Bu sebepledir ki, iyilik yapmanın bilinmesi
Kainatın mutlak sahibi Allah-ı Zülcelai dünyayı yarattı.
Sonra dünyayı meleklerine gösterdi; "Yaratacağım insanlar burada yaşayacaklar, mekan olarak insanlara burayı seçtik" dedi,
Sonra Cenab-ı Hak insanları gösterdi. Melekler bir dünyaya baktı, birde insanlara baktılar, hayret içinde kaldılar ve dediler ki; "Yarabbi! Hikmetinden sual olunmaz ama bu kadar insan bu dünyaya nasıl sığacak?"
Allah (c.c.) cevap verdi "Ölümü yarattım" dedi. "Ölüm var... dolup dolup boşalacak."
Melekler daha çok hayrete düştül
Kainatın mutlak sahibi Allah-ı Zülcelai dünyayı yarattı.
Sonra dünyayı meleklerine gösterdi; "Yaratacağım insanlar burada yaşayacaklar, mekan olarak insanlara burayı seçtik" dedi,
Sonra Cenab-ı Hak insanları gösterdi.
Melekler bir dünyaya baktı, birde insanlara baktılar, hayret içinde kaldılar ve dediler ki; "Yarabbi! Hikmetinden sual olunmaz ama bu kadar insan bu dünyaya nasıl sığacak?"
Allah (c.c.) cevap verdi "Ölümü yarattım" dedi. "Ölüm var... dolup dolup boşalacak."
Melekler daha çok hayrete düştü
Peygamber Efendimizin hadisleri, gerek bireysel hayatımıza, gerekse aile ve toplum yaşantımıza ışık
tutan kurallar ve değerler manzumesidir.
Hiç şüphesiz ki insan ilişkilerindeki temel görgü kaidelerini, hayatın dert ve üzüntüleri karşısında
takınılacak bilinçli ve inançlı tavrı, başarı ve mutluluğu yakalamanın olmazsa olmaz prensiplerini, İslâm
ahlâkının insana özveri, ruh yüceliği, hoşgörü kazandıran ilkelerini, dinin toplumda huzur, sevgi, barış,
yardımlaşma, paylaşma ve kaynaşmayı sağlayan sosyal değerl
Unutmak, her insanın başında olan bir illet... Ama insanı zillete düşüren bir illet... Bu illetten kurtarmak
için, Allah ona Peygamber göndermiş, kitap indirmiş, sözü dinlenir, davranışları taklit edilir kamil insanlar,
mürşidler yollamış...
İnsanın unutma illeti ile mücadele etmek, her insanın en önemli görevi. İnsanın sık sık kendini teftişten
geçirmesi, nefsiyle yüzleşip yaptıklarıyla hesaplaşması, unutma illeti ile baş etmenin en etkili formülü...
Elinizdeki kitapta, bu mücadelede size yardımcı olacağın
Toplam 23 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.