Talan edilmiş kentlerin yalanla beslenen insanları bir cinayete şahit olurlar. Sıradan bir insanın katil olduğunu görürler.
Cenneti ve cehennemi kendi elleriyle yaratanlar üç maymunu (görmedim-duymadım-konuşmam) oynamaya devam etseler de gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğuna tekrar şahit olacaklar.
Değiştirilen çocuklar, yağmalanan tarihi eserler, katledilen insanlar, emekleri çabaları hiç edilen milyonlar ve her zaman korunan kollanan birkaç ileri gelen…
Herkesin bir gün katil olabilece
"Kaliteli cinsellik kişinin kendisinde başlar."
Cinsel istekle ilgili çalışmalar çoğunlukla kadınlar üzerine yoğunlaşmaktadır. Günümüzde, cinsel istek eksikliği yaşayan çok sayıda erkek kliniğe başvurmaktadır. Erkeklerde cinsel istek tedavisiyle ilgili çalışmalar sınırlıdır. Bu kitap erkeklerde cinsel istek eksikliğiyle ilgili çalışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Arkadaşlarım ilk gecelerini anlatıyorlardı. Şöyle acıdı, böyle acıdı filan diye... Yani güzel bir şey anlatan hiç yok gibiydi. İnternette ve forumlarda bu konuyla ilgili benzer şeyler yazıyor... Nişanlıyken biraz bakmıştım onlara. Baktıktan sonra daha kötü oldum. Oralarda anlatılanlar daha kötüydü. Kadınların bazıları hastanelik olduklarını, kitlenip kaldıklarını yazmışlardı. Onları okuyunca gözümün önüne hep korkunç sahneler geliyordu. Evlendikten sonra cinsel ilişkiyi düşününce, bu korkunç sahneyi ben yaş
Fethiye doğumludur. Devlet sektöründe Mühendis, Başmühendşs, Şube Müdürü ve Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev
yaptı.
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Merkez Şube 2. Başkanlığı ve Fethiye Kültür ve Sanat Derneği 2. Başkanlığı görevini
yürüttü. Kırkiki, Devrim Sanat, ÖyküŞiir, Aykırı Sanat ve İnsancıl Dergilerinde şiirleri yayınlandı. İki Kardeş Yirmi Şiir Adlı şiir
sergisi açtı. Promete'nin Güncesi adlı radyo programını hazırlayıp sundu.
İstikbalde ümit vaat eden genç bir şairin kaleminden yeni bir yapıt daha sizlerle buluşuyor.Kendine özgü üslubuyla şiirlerini kuran yazarımız , Türkçemize yeni bir soluk getirmenin heyecan ve gururunu yüreğinde taşıyor.Dize anlayışı ve sözcükleri kullanımı ile birlikte şiirlerinin ihtiva ettiği konular ile de diğer genç şairlerden kendisini ayıran birçok özelliğe sahip.
Şiirlerinde anlatılan duygular bizleri kendi dünyamıza çeviren bir bakış açısı kazandırıyor.Şiirin sadece okudum,söyledim ve anladım kısmı
Anne Karga Şukufe;yavrusunun düştüğünü görünce çılgına döndü.Gak gak diye bağırıyor ve kanat çırpıyordu.Bunun üzerine bütün kargalar toplanmaya başladı.Bir anda ağacın etrafı kargalarla doldu.Başta Şukufe olmak üzere kargaların hepsi bağrışıyordu:" gak,gak,gak..." diye.
Ne yapacağını bilemeyen Sadık amca elindeki baltayla kalakaldı.Bir yerdeki yavruya bakıyor bir kargalara bakıyordu.Benimle göz göze geldiğinde " ettiğini buldun!" diye baktım ona.
Sabahları güzel uykusundan çalar saatle uyananlardan değilim.Ya siz nasıl uyanıyorsunuz?
Annenizin ya da aileden birisinin kulakları çınlatan sesiyle mi? Yoksa cep telefonunuzun müziğiyle mi ?
Cep telefonunun sesini hiç duymadım;çünkü yaşım uygun olmadığı için bizimkiler cep telefonu almıyor.
Ben Maviş'imin sesiyle açıyorum gözlerimi.Maviş kim mi ? Benim arkadaşım,kendisi muhabbet kuşudur ve bana :
"Denoş aşkım,neredesin?" diye seslenir.
Ben yataktan kalkana kadar da susmaz .Onun sesiyle uyandığım her gün g
"Önceden Tanrı'nın insana hayat ve yaşaması için de arzular verdiğini biliyordum. Ama şimdi bundan daha fazlası olduğunu görüyorum.""Anladım ki Tanrı, insanların tek başlarına yaşamasını istemiyor. Bu yüzden kendi ihtiyaçlarını onlara göstermiyor. Tanrı, insanların birlik içinde yaşamalarını istiyor. Bu yüzden her birine, hepsi için ne gerekliyse onu gösteriyor.""Şimdi anlıyorum ki, insanlar kendilerini önemsiyormuş gibi görünse de aslında onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim severse,Tanrı onun yanındadır.
Oyun oynamakla lzlemek arasında bir fark varmı? Varsa nedir?90'lı yılların başıydı ve çok kanallı ve renkli TV'lere kavuşmuştuk.Seyredin, eğlenin ve oyalanın diyorlardı yönetenler.Dizi dizi dizilerimiz oldu, 24 saat yayın yapan yüzlerce kanalımız...Uyutup büyütüyorlardı bizi..Üç beş çocuk tek kale maç yapsa da adları çapulcuydu ve karşıydılar alayına...Sonra çok kanallı renkli TV'lerle doğanlar, sıkıldık dediler seyretmekten ve tarih denen sahaya çıktılar...Bir kaç gol atmaktı amaç ve yanlarında Çarşı'lı ab
Üstünde başında şiir patikasının toz, toprağıyla edebiyatın düz ovasına iniyor Sedat Delioğlu...
Fırçasını Türkçenin berrak suyundan temizleyen bir ressam , tek kişilik bir senfoni orkestrası...O denli renkli o denli lirik...
Terini silecek ama elleri kitaplarla dolu. Başını kaldırıyor, onca yolu geldiği dağın ardında doğan güneş , aydınlatıyor yüzünü...
Ve bize okumak düşüyor bu bilge yüreği , ıssızlığın kıyısında...Sunay Akın
Bir yaz geçti
Başıboş zamanların gölgesinde
Düşlerimden kalan sözler
Yitik adaletin peşinde.
Şiir atı geçti
Yeryüzünün sessiz zamanlarından
Aşkı anlayanların
Işıkları sönmedi.
Bulutların üzerinde sarı kuş
Çocuklarla söyleşti
İçinden Che'nin şarkıları geçen
Çocuklara emanettir ülkem.
Söyle
Bana hasretin türküsünü söyle
İçinde
Dağlarım olsun
Bana hasretin türküsünü söyle
Ardında
Tepelerim olsun
Bana hasretin türküsünü söyle
Ucunda
ilk yarim olsun
Bana hasretin türküsünü söyle
Türkünde de
İçinde de
Ardında da
Ucunda da
Tertemiz sevgimiz olsun
Sivas Madımak katliamının üzerinden bunca zaman geçti.Geçti ama ne yangın söndü, ne de küllendi. Zira yurdun her yanında bir yangın, bir Madımak var. Her biri bir Kerbela...
Ancak günümüzün zalimi ile mücadele etmek, o günün yalın kılıcı ile olmuyor. Bugün öncelikle içinde bulunduğumuz zamanın gerçekliğini kavramak,sosyopolitik ve hegomonik özelliklerinin açık bilgisi ile dersler çıkartmak, bunlar ışığında yeni söylemler ve eylem biçimleri örgütlemek gerekiyor. Dolayısıyla ilk işimiz; sınıfsal temelli bir
Bundan yüzyıl önce eğitimde tiyatronun kullanılması için çok önemli çalışmalar yapan ve görmezlikten gelinen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu'nu anlatacağız."Öz tiyatro", " Halkevi Tiyatrosu"nu, okullarda nasıl bir tiyatroyu hayata geçirdi.Halkın eğitiminde tiyatronun hangi biçimlerinden yararlandı ve bunlardan günümüze neler kaldı, bu ve bunun gibi sorulara cevap vereceğiz.
A.Boal " Ezilenlerin Tyatrosu" çalışmasında,kuramlaştırmaya çalıştığı ve adına " Ezilenlerin Poetikası" dediği, uygulama ve teorik açılımı y
"Koç bakışı ,teoriden pratiğe giden bir yol değil, pratikten teoriye giden bir yoldur.
Yazar bu yolda yalnız değil , yolculuk da sıradan değildir.
Önce denenmiş uygulanmış , sonuç alınmış , sonra da söze gelmiştir.
Yolcuları, başka yolculuklara çıkmış olsalar da bu yolda kazandıkları onlara her daim ışık tutmaktadır.
İçeriğe girmeden şunu söyleyeyim ki;
bu kitapla, tecrübeden süzülmüş bir kaynağa ulaşmış olacaksınız.
Umarım bu tecrübeler sizin de yolunuzu açacaktır.Yolunuz açık yolculuğunuz keyfili olsun"
Günün gecede olması kimin umrunda olur gecenin haberi yoksa?
Peki ya siyahın beyazda ki farkını ya da kırmızının siyahtaki ayrıcalığını kim görebilir onlar habersizken. İşte Eftalya ve Esin de renklerin habersizliğinde, hayatın eteğindeki uçurumda süzülüp duruyorlar. Günden güne iyiye gidecekmiş gibi görünen hayat onlara derdi kamçılayıp sunuyor. Tanımaya çalıştıkları dünya yıllarca Esin'i vicdanıyla aşkı arasında bırakıyor. Ve Eftalya sadece zorluklara dayanmayı çalışıyorken zaman geçiyor ve toprak aşınıy
Toplam 57 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.