Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kuvvetle muhtemel isyandır, Su sol elimdeki bıçak. Birazdan ansızın dönüp, Kendimi öldürebilirim... Bir bakıma yağmurdur, Öpüşleri anımsamak. Ya da kendi tenimdir, Dokunup ağladığım... Göğsüm ki deminden beri, Yani bin yıldır, Çiçek açmaktadır...
Tükendi
Bana benden başka her şeyle Tahammülü olan dünyanın içinde Solgun, kırık, buz kesmiş yüzleriyle bakan insanlar tanıdım Ne düşmeye vardı ayaklarım Ne de kalıp cesaret göstermeye Ama en çok beni yıkan Yağmurlu günlerde pencere ardından baktığım insanların Birer sevgili olmasıydı Birer intikam mahsulü Birer kin güdümü Ve Sana benden başka her şeyle Tahammülü olan dünyanın içinde Sorgusuz sualsiz, dimdik, gülümseyen yüzleriyle bakan insanların Karşısında ne gitmeyi uygun buldum kendime Ne de kalıp sana ken
Tükendi
Bir yasın üstünü örtüyor Ölmekle gitmek arasındaki eşikte Zamanın sancısı değişiyor durmadan Kuşlar kendisini topluyor Olmadı işte Bir şiirin göğüs kafesine bir kuşu sığdıramadık
Kitap Tanıtım Yazısı : (Arka Kapak) Bir çiçek gibi açamadığını biliyorum artık Neden orada durduğunu Uzak olduğunu Yaram var çünkü Bu açan çiçekler üzerinde kan gölü yaram Bir gün gibi doğamadığını biliyorum artık Neden hep perdelerin olduğunu Onları hiç açmadığını açamadığını Ispanyol paça kollar gibi kendinden sarktığını Çiçek baskısı sert zemine belki at derisi Neden hala renklenemediğini Göğe bakınca göğü Bana bakınca beni kucaklayamadığını
Tükendi
Kesinlik, ben de mi uydurdum seni? Bilmiyorum. Bana ait değilsin ve yalansın. Benim çocukluğum bağlarda geçti, Üzümün olgunlaşmasını gün gün takip ettim, bunu bilirim. Şaraba inanırım, özsuyudur efsanelerin Hatırlayınca bunu hafifledim. Oturdum kalbimi dinledim: Sevdiğim kadınlar bana yeşil gözlüydü, Ben onlara çocuk. Sonra Roland Barthes'ın "Çağdaş Söylenler" Kitabında yakaladım seni, yalancı kesinlik diye. Anladım ki şiiri ilgilendiriyorsun; Ama sıkıcı bir gün gibi.
Tükendi
Bu sabahlar Her sabahlar Ve akşam vakti Güzel bir hisle Ölüyoruz hep Dünya şaşkın Tutumuza Bir çiçek Nasıl deliyorsa Betonu Öyle bir delilik Siirin Çatlamış arıyla Kodluyoruz Kendimizi Karanlığa
Tükendi
Miskin kerhanesini Ve muazzam bir yokluğu Altı günde yarattı Ah'ım Yedinci miskindi Yoktu yani Onca yokluk içinde bir yok Yaratılmamıştı Yedinci yalanına ilk kendimiz inandık Bize bir miskin lazımdı Ben miskin olamayacak kadar mecalsizim
Sana geldim Vazoma bıraktığın mimozalar Uyanmasın diye güyündüğüm çölden hırkamı İliklemeden Parmak uçlarıma basarak İndim basamakları Bir Bir Sana geldim Karşı kıyıda yanan ışığına ulaştım Kat ettim denizi geceden adımlarımla Şehrin kuytu sokaklarından öyle Senin için geçtim Bir Bir
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı : (Arka Kapak) Aşırıya kaçılmış neşter kokusu kolumda Ve bir o kadar pıhtı merakı avuçlarımın Hangi tavan arası hayali beni cezbeden Gorki'nin çocukluğunda Duvarlara sürterek bağışıklık oynadığım Sonradan kabukkaldıran yaralarım Saatimi cüzlere bölen bir tanrı Tanısam belki sevebileceğim Kanatlı kölelerinden Dilekçe alacağım var sayfalarca Yastığımla arz ettiğim Yardım çığlıkları
Tükendi
Nefesim, hastalıklı birinin yaşam kulacı Deniz derin, martı çığlıklı Sevinmeliyim çünkü Seni soluyorum Sesimiz olsa, sözümüz olacak Henüz köşeden geçmemiş ilk aşkımız Ve beklemek denen zaman aşımı Hiç uğramamış yanımıza Kırmızı bir metal Paslanırken kaburgamda
Tükendi
Sirke gidelim, belki bir fil görürüz. Dudağında ayet çatlamış bir ip cambazı. Belki Filin Kanatları yok Ama Onu hayalleriyle uçururuz.
Tükendi
"Eleştiri, mevcut düzenin kendisi hakkında verdiği kesintisiz söylev, onun övgü dolu monoloğumudur? İlişkilerdeki fetişist katıksız nesnellik görüntüsü, bu ilişkinin şairler arasındaki ilişki olma özelliğini gizliyor olmalı ki en ezici yüzeysel tezahürleri bile göremez hale gelmiş eleştiri tek yanlı olmaktan kurtulamıyor. Eleştiri, varoluş koşullarındaki pratik değişiklikler dahilinde bilinçsizliğin korunması gibi algılatılıyor. Tecrit üzerine kurulu olan eleştirel sistem döngüsel tecrit üretimidir oysa. 2
Tükendi
Korkuyorum anne insanlar çok var, Tufan dolusu su yutuyorum. Yanlış güneşe yolculuk etmişim, Israrlı bir ızdırap göğüs kafesimi deliyor Sentetik bir mutluluk dikiyorlar göz kapaklarıma Biliyorum bu gülümse bana ait değil İntihar edemem yerime bakacak kimse yok Bir elma bahçesinde ilk günahı sergiliyorum Devlet hastanelerine düzenli olarak gözyaşı bağışlıyorum O hikayedeki palyaço bir tabanca satın alıyor Hayatına koyduğu nokta bir kurşun genişliğinde Göğe yükselemeyecek kadar ağırlaşıyor ruhla
Tükendi
İhanet ediyor tarih, Medine Adıyaman'a göçtü. Şimdi bir peygamber mi lazım, Olmak mı lazım? Hangi vahiye sığınsam da yargılansız evrimsiz insan, Bir çağın yanılgısında masumiyet kayıp Var mıydı bilmem Rivayeti mutlu bir masal Bir kız çocuğunun masalı yarıda kesilir Ve yine yanıldı bir çokbilmiş, Tekerrür etti tarih ve cinnet dirildi. Bir çocuk büyüdüğünün farkında değil, Bir elinde şeker diğerinde kına, Bir çocuk büyürken anne oluyor, Gölgesini yitiriyor yarının oyununda. Yarım kalan masalı hayal oluyor,
Tükendi
Kestim attim kafamdaki suçu Yüzüme kavuştum. Bir çocuğu alip rahmimden öpemedim, doğru. Bir çocuk saçlarimi öpemeden kesip attim örüklerimi, doğru. Sorma ilk kim öptü saçlarimi. En çok öpenler kirdi... Kirilmiş olanin ardina düşerken yoruldum.
Tükendi
Öbür taraf çoktan hazırmış merasime Birinci sınıf karşılama yaptı melaike Ciltler dolusu günah defterini serdiler önüme Tek fasikül çıktı karşıma sevaplar Fakat tek kelime itiraz etmedim Allah'a Tevekkül ettim bahtıma güvenerek Bütün silahlar ondaydı, gözlerimi kaçırdım topuzundan Razı oldum ağzından çıkacak tek söze Tam eğilip elini öpecektim ki utandırdı beni Ellerime sarılıp alnına götürdü, soğuk terlerimi sildi, avucuma binbir çiçek bıraktı Allahlığını unutup, aynı yöne savrulan birer ok gibi kucakladı
Tükendi
"Thaless Al-Rhazess, özyaşamsal öykülerden yola çıkan düşsel serüveninde olmamanın, olamamanın öyküsünü anlatmaya devam ediyor. Ankara'dan Tunceli'ye, Romanya'dan İstanbul'a savrulan, ‘ben' olmayı ve yaşamı sorgulayan bir göç öyküsü..."
Tükendi
tabanlarımızın göklerine yabancı delikleri elbette önce ölüm, sonra maske için serpiyoruz hoşlanmıyorsun, kızma bana fakat / biz bu örtüleri seni katliam tanığı yapmamak için örtüyoruz darmadağın deliler dediler, öldürelim sebepsiz eşiniyor, dediler, öldürelim !
Tükendi
Kuran, Allah'ın tüm insanlara hiçbir ayırım yapmadan bahşettiği hava gibi bir nimettir. Bu nimet insan bedenindeki tüm organların çalışmasıyla doğrudan ilişkilidir. Her ne kadar din uzmanları kendini bu bedenin akciğerleri gibi görse de, alınan nefes tüm organların farklı fonksiyonlar icra etmesini sağlar. Dolaysıyla Kuran'ı sadece din uzmanları yorumlamamalı. Aynı zamanda tıpçılar, mühendisler, veterinerler, hukukçular, asker ve polisler, ziraatçiler, biyologlar, kimyagerler ve diğer insanı ilgilendiren tü
Tükendi
Her seferinde aynı şeyleri tekrarlıyordum ben de. Zaten öyle olmaz mı ? Yerküre, uzayın sonsuz boşluğunda öylece döner durur. Koskoca evren dururken, hep aynı yerlerde kalır. Geceden çıktığını zannedersin her gündüz ama sonra yine gece olur. Kıştan çıktım diye düşünürken o yaz başı sonra yine kış olur. Biz insanlar da tıpkı bir gezegen gibi tekrar tekrar aynı şeyleri yaparız. Aynı karanlıklara girer aynı aydınlığa aldanırız. Herkes mutlu olmak ister. Zaten birilerini, birşeyleri öldürme çabası hep bundandı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 25 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1