Mustafa Önsel, bu kez diğer kitaplarından çok farklı bir profil ile çıkıyor karşımıza... Bu çalışmasıyla dört kişinin üzerinden Türkiye'nin çok çarpıcı, farklı bir hikâyesini gözler önüne seriyor.
İnsanları geçmişle yüzleştiriyor; kırmadan, dökmeden, yaraları kaşımadan. Emperyalizmin her daim kullandığı toplumsal sinir uçlarında sarsıcı bir gezinti yapıyor...
Evet, sarsıcı ve uyarıcı...
Mustafa Önsel, bu kitapla emperyalizme karşı bir direnişin ateşleyiciliğini yapmaya çalışıyor...
Kitap içerisinde;
"Amerik
Muzaffer Taytak emekli bir subay... Fakat bir farkla. Kendisi Anıtkabir'in 13'ncü Komutanıydı.
Anıtkabir Türkiye'nin kalbidir. Anıtkabir'de görev yapmak her subaya nasip olmaz. Hal böyle olunca Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi istirahatgahında yaşanan birçok anı, etkinlik, tören ve ziyaretçiler kitabı ilginç bir konuma getiriyor.
Sayın Yekta Güngör Özden kitabın önsözünde kitabı şu şekilde tanıtıyor:
"Anıtkabir Komutanlığı sırasında tanıdığım, yakından
Cemal Safi deyince durmak lazım... Cemal Safi soyadı gibi saf bir şiir adamı, edebiyat adamı ve insanı büyüleyen gerçek bir söz büyücüsü... Şiirlerini bestelemek çok zor. Çünkü o güçlü ifadeleri bozarım diye korkuyor insan...
Sevgili Cemal Safi edebiyatımızdaki gelmiş geçmiş tüm değerler arasında en ön .safta yerini almış, yaşayan bir efsane... Orhan Gencebay
Üzerinize yüklenen görsel çılgınlık ve gülünçlük içinde kazara şarkının sözlerine kulak verirseniz fena şaşırırsınız, başınız döner. Müthiş etkili, şa
Bu kitapta söyleşilerini aslen dertleşmelerini- okuyacağınız insanlar; gazeteciler, yazarlar, çizerler, televizyoncular, son 15 yılı hep bu ihtimalin gölgesinde yaşadılar;
"Birini asacaklar!"
Ama kimi?
Yağlı urganın düğümlenmeye hazırlandığı kalem kendilerininki mi; majestelerinin hınk deyicileri bu defa hangi "duruş"un katline ferman verdi?
Sırf devri iktidarlarında birilerinin yağdanlığı olmadı diye kimin sandalyesine uzatmakta ayağını cellat? Ki zordur böyle yaşamak.
Buna rağmen bu kitapta okuyacağı
(E) Koramiral Atilla Kezek, Deniz Kuvvetleri Komutanı olma yolunda en büyük aday iken kumpas davalar
sonucu cezaevlerine doldurulan silah arkadaşları için makamını, koltuğunu hiçe sayarak onurlu bir şekilde istifa eden
ve istifası sonrası mücadelesini sivil bir asker olarak sürdüren bir bahriyeli.
Duayen gazeteci Yılmaz Özdil bir köşe yazısında; (E) Kora. Atilla Kezek için "...Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları
bilsin diye yazıyorum. Günümüzün "Çaka Bey"i, varlığıyla onur duyduğumuz Atilla Kezek'tir..." diyor.
Küreselleşme, devlet ve ordu ilişkilerine nasıl etki ediyor? Dr. Çetin Kartal bu kitapta soruya detaylı cevaplar vererek konunun değişik boyutlarını okuyucuya taşıyor.
"...Küreselleşme, devletin gelişim sürecinin belki de her aşamasında, devlet ile etkileşim içinde bulunan bir olgudur. Bu etkileşim, devletlerin gelişmişlik, jeopolitik konum ve gücü kontrol etme seviyelerine göre değişiklik göstermiştir.
Şekil, içerik, işlev ve etkisi bakımından dönemsel ve devletten devlete farklılık
Bu kitapta, Osman Başıbüyük'ün Mehmet Bori mahlası ile değişik dergi, gazete ve Ulusal Kanal internet sitesinde yayımlanmış iç ve dış politika konularındaki makalelerini bulacaksınız.
Makalelerin kaleme alınmasındaki asli amaç, AKP hükümetini uyguladığı yanlış politikalardan döndürmektir. Türkiye'nin çıkarlarını en tepeye koyup bir değerlendirme yaptığımızda her partide eleştirecek bir yön bulabilirsiniz.
Ancak hiç kuşkusuz en çok eleştirilen iktidar partisi olacaktır. Çünkü ülkeyi yöneten, politikayı be
Balkan Harbi; tarihe Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlardaki hezimeti olarak geçmiş ve toplumda her yönüyle büyük yıkıntılara neden olmuştur.
Bu kitapta, Balkan Harbi: 1789 tarihindeki Fransız İhtilali'nden başlayarak ihtilalin başka devletlerin egemenliği altında yaşayan uluslarda yarattığı etkiler, Balkanlara egemen olmak isteyen Avrupalı büyük devletlerin çıkar çatışmaları ve bu yöndeki gayretleri, muhteşem Osmanlı ordusunun tarihinde hiçbir dönemde görülmeyen ancak bu savaşta bazı cephelerde ya
Milli Güvenlik Kurulu, 28 Şubat 1997'deki tarihi toplantısında, "Ülkemizde şeriat hukukuna dayalı İslam Cumhuriyeti kurmayı hedefleyen cumhuriyet ve rejim aleyhtarı aşırı dinci grupların, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletimize karşı çok yünlü bir tehdit oluşturdukları"nı belirleyerek, bu tehlikenin önlenmesi için Hükümet'e bazı önerilerde bulunuyor.
O MGK kararı, o öneriler, o tehlikeyi önlemek için gerçekleştirilen çalışmalar, şimdilerde Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Darbe
Erol Bilbilik'in usta kaleminden, Mustafa Kemal ile Lenin arasında "Çok Gizli Şifahi Antlaşma"
Türkiye'ye ve dünyaya belgeleriyle ilk kez açıklanıyor...
Kitapçığın sonuç bölümünü Erol Bilbilik şu şekilde sonlandırıyor;
"Mustafa Kemal ile Lenin arasında "Çok Gizli Şifahi Antlaşma" dünyada bugüne kadar yapılmış
olan tarihsel değerlendirmeleri kökten değiştirecektir.
Bu değişikliklerin en köktencileri ise Türkiye ve Rusya'da olacaktır.
Bu nedenle umarım her iki ülkede de on binlerce araştırmacı için
Gülümser Heper "Ben İbni Sina" adlı romanı sonrası bu sefer sıcak öykülerle okurları ile buluşuyor. Öykülerini şu şekilde anlatıyor kitabının sunuşunda...
"...İnsan; hikâyenin hamuru, olmazsa olmazı... Bense insanı her haliyle gördüm, bilirim. O kadar çok gördüm ki insana özgü her şey benim için sürpriz olmaktan çıktı, ızdırap olmaktan bile çıktı, sıradanlaştı. Korkular içerisinde yürüdüğüm, kavga olarak nitelediğim hayat bile zamanla sıradanlaştı. Çektiğim acılar, verdiğim kavgalar içimdeki bir başka ins
Serra Menekay, "Aluşta'dan Esen Yeller, Bir Kırım Türküsü", "Kuşbakışı" ve "İğne Oyası"ndan sonra yeni bir roman ile okurlarıyla buluşuyor.
"ŞEFİKA, İsmail Gaspıralı'nın Kızı"...
"Şimdi işini gücünü bırakıp benimle bu yola çıkmanı istiyorum senden. Biliyorum tuhaf, zor, muhtemelen çok zamansız, hatta belki de imkânsız geliyor sana şu an böyle bir yolculuğa çıkmak. Ama bana güven yavrum, pişman olmayacaksın..."
Böyle diyor Münevver, Bilge'ye. Bu satırlarla başlıyor Bilge'nin Şefika'y
"Bir mıh, bir nalı, bir nal, bir atı kurtarır." atasözünü; "Bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da bir vatanı
kurtarır." şeklinde uzatabiliriz. Bu atasözü; aynı zamanda ülkelerin tarihlerindeki en küçük vakayı bile kurumsal ve ulusal hafızalarına
nakşetmeleri gerektiğine dair bir vecizedir.
Türkiye'nin PKK terörü ile mücadele tarihi, 1984 yılının, bir ağustos akşamı mermisi bile olmayan Jandarma Erimiz Süleyman
Aydın'ın Eruh'ta şehit edildiği o ilk günden bu yana ders alınacak binlerce vak
Kumpas Davaların kahraman subay ve astsubayları üretmeye devam ediyor.
Bu kitaplar; Türkiyemizin acı bir dönemini aydınlatıyor, TSK'na yapılan saldırıyı ve bir dönemin tüm gerçeklerini ortaya çıkartıyor.
"Balyoz Davası" kahramanlarından (E) Dz. Kur. Alb. Nihat ALTUNBULAK; " Önce Vatan Dedik, Eleşkirt'ten Balyoz'a"adlı kitabında;
• Deniz Lisesi'nde namaz kılan öğrencilere Sınıf Amiri ne tepki verdi?
• Bitmeyen 45 saniye... Gölcük depreminde neler yaşandı?
• Futbol maçı 16-0 nasıl bitti?
• Cahil cehal
Bir Çin atasözü şöyle der: "Bir yıllık refah istiyorsan tahıl yetiştir, on yıllık refah istiyorsan ağaç yetiştir, yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir."
Bu çalışmamızı edinip okuyacak kişiler, kendilerine algılatılmak istenenin aksine dünyanın çok başka bir yöne gittiğini görecek, atasözünde kastedilen "yüz yıllık refah"ın yolunun devletimiz ve ulusumuz için denizcilikten, denizcileşmemizden geçtiğini kavrayacaklardır.
144 sayfa olan dergimizde alanlarında uzman, ödediği bedeller açısından da vatan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.