Kuzey Afrika´nın el-Ezher´i olan Tunus´taki Zeytune Üniversitesi´nin şeyhi (rektörü) ve Tunus genel müftüsü, mücahid ve müceddid bir alim olan Muhammed et-Tahir b. Aşur´un İslam Hukuk Felsefesi adlı eserinin Türkçe´ye kazandırılması, ülkemizde İslam´ın ve özellikle İslam hukukunun hakkıyla bilinip tanınması istikametinde yeni ve önemli bir adımdır. İslam Hukuk Literatüründe mekasıdu´ş-Şeri´a (dinini talimat ve hükümlerinin gayesi, gerekçesi) konusunu ele alan kaynaklar bir elin parmaklarını geçmez. Çünkü b

Bir resim bin kelimeye bedeldir. Binlerce kelime kullanarak anlatacağımız bir kavramı, duyguyu, fikri bazen bir tek resim ifade eder. Peki, 24 kare fotoğraf/resimden oluşan bir saniyelik görüntü kaç kelimeye bedeldir? Ya da insanın yüreğine dokunan birkaç saniyelik bir sahneyi kelimelerle anlatmak mümkün müdür? Mümkün ise o birkaç saniyeyi hissettirmek için kaç dakika, kaç saat, kaç gün harcamak gerekir? Filmler gönlümüze seslenen öğretmenlerdir. Bazen aklımıza bazen kalbimize hitap ederler ama hiç uzun uz

Kâinat arenasının en önemli aktörü olarak yaratılan insan,akıl cevherini ne kadar iyi kullanırsa kullansın ve ne kadar dâhi olursa olsun,hakikatin keşfi ve kabulünde kendisinden daha üstün bir rehbere ihtiyacı vardır. Hakikati arama ve keşif yolculuğunda aklın tek başına yeterli olmayışı,ayrıca nefsâni tercihleri ve bencilliği ona böyle bir rehber ihtiyacını zorynlu kılmaktadır. Hayat sadece yaşanan bu dünyadan ibaret olmadığı gibi,hayatın ikinci aşaması olup bizim için bilinmeyen olan ebedî âhiret hayatın

Mutluluk her insanın özlemidir.Mutluluğa kavuşmak,insanlığın vazgeçemeyeceği,hayat boyunca hedeflerinin en başında yer alan,bitip tükenmeyen bir arzudur! İslami anlayış ve yaşayışın dışındaki düşünce ve felsefeler,gerçek anlamda başarı ve mutluluk getiremez.Gerçek başarı ve mutluluk,İslami inanç,ibadet ve ahlakiyaşayışla mümkündür.Bu sağlanmadan ortaya konulmaya çaışılan her mutluluk girişimi,başarısız olmaya mahkumdur.Bu şekilde mutluluğa ulaşıldığı sanılsa bile,böyle bir mutluluk yapay,geçici ve sahte bi

Dinlerarası diyalog faaliyetlerinin birkaç yüzü vardır: Bir yüzü ile Vatikan´a bakar, bir yüzü ile Okyanus ötesine, bir yüzü ile bize bakar. Bize bakan yüzün bir tarafında yıllarca yapıpn etkileri ile zaman zaman takdir toplamış, bazen de eleştirilmiş bir cemaat; bir tarafında ise Fener rum Patrikhanesi. Diğer tarafında ise bu çalışmamızda daha geniş bir araştırmanın konusu olması itibariyle ele almadığımız AB maceramız, siyasetçilerin tutumları vb. Dinlerarası Diyalog çalışmalarının bize bakan yüzünde ö

Her dinin bir semboller sistemi olduğu bilinmektedir. Dinlerdeki önemli sembollerinden biri de, inananları ibadete çağırma araçlarıdır. Yahudilik için boru, Hıristiyanlar için çan ne ise Müslümanlar için de ezan aynı fonksiyonu görmektedir. İslam dininin en güçlü sembollerinden biri olan ezanın etki ve fonksiyonları sadece dinî alanla sınırlı değildir. Söz gelimi, günde beş vakit okunuyor olması, bir anlamda ezanın gündelik yaşamın bir parçası olduğunun önemli bir göstergesi konumundadır. Şu halde, toplums

Kur´ani kavramlar, Kur´an´ın mesajını anlamada temel araçlardır. Bu sebeple onların gerçek anlamlarını ortaya çıkarmak son derece önemlidir. Aksi takdirde onlara yüklenecek yanlış anlamlar, Kur´an´ın da yanlış anlaşılmasına neden olacaktır. Ümmet, Kur´an´ın en önemil kavramlarından birisidir. Kur´an´da birden fazla anlamda kullanılan "ümmet" kelimesi, genelde bazı ortak özelliklere sahip insanlar topluluğunu ifade etmekle birlikte bir kısım ayetlerde insanların dışındaki ortak özellikleri bazı canlı varl

Kur´an-ı Kerim´in sureleri ve ayetleri arasındaki münasebet, irtibat ve ilişkiyi inceleyen "Tenasüp İlmi", şerefli bir ilimdir, bazı müfessirler, bu ilme büyük önem vermiş, yazdıkları tefsir kitaplarında bu hususa gayet geniş yer vermişlerdir. "tenasüb" konusuna büyük önem veren alimlerden biri de Kur´an ilimlerinde yüksek bir paye´ye sahip ve çşitli alanlarda en çok kitap telif eden alimlerden biri olan İmam Süyiti´dir.

İslam, toplumundan hareketle dini değil, dinden hareketle toplumu değerlendiren bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Çünkü İslam, sadece bir din olmayıp, insan hayatının bütün yönlerine hakim olan ve düzenleyen şümullü bir toplumsal, ekonomik ve siyasi doktrinler topluluğudur. İslam, ilahi iradeyi insan hayatının ve ilgilerinin her alanına uygulamaktadır; yani sadece belirli şekil ve mahiyet taşıyan ibadetler değil, insana ait olan her şey dinle ilgilidir. İslam ne sadece bir tefekkür dini, ne de kendini adama

Modern dönemlerde Müslüman aydın ve yorumcuları oldukça meşgul eden konulardan birisi de, "İslam´a göre kadının konumu" olmuştur. Bu hususta gröüş beyan eden çağdaş yorumculardan bir çoğu, Hz. Peygamber dönemindeki uygulamalar ile sonrakileri birbirinden ayırmış; İslamiyet´in gelişiyle gerçekleştirilen iyileştirmelerin zamanla sekteye uğradığını belirtmişlerdir. Buna da, geçmiş bilgilerin, toplumda yaygın olan gelenek, görenek, örf ve adetlerin tesirinde kalarak yorumlara gitmeleri ile izah etmişlerdir.

Bu eser "İslam Düşüncesinde Yeni Arayışlar" perspektifi ile yapılan panel, konferans ve seminerlerden oluşan çeşitli ilmi çalışmaları içermektedir. Bu faaliyetlerde, ülkemizin farklı bilim dallarına mensup seçkin ilim adamları konuşmacı, müzakereci veya dinleyici olarak yer almış ve İslam düşüncesi üzerinde kafa yormuşlardır. Böylece ortaya disiplinler arası bir yaklaşımın ipuçları çıkmıştır.

11 Eylül olayları sonrasında birçok batılı strateji, siyaset ve güvenlik uzmanı, tehdit algılamalarına dair hazırladıkları raporlarında, İslam dünyasından gelecek olası terörist tehlikenin kaynağının İran destekli Şii orijinli oluşumlar değil, El-Kaide türü Sünni orijinli Selefi/Vehhabi yapılanmalar olduğunu belirttiler.

Bu kitapta konular, ayet ve hadislerden daha ziyade, Batılı bilgilerin içki hakkında yaptıkları çeşitli bilimsel çalışmalar ve elde ettikleri istatistikler esas alınarak incelenmiştir. Şüphesiz ki bugün müspet ilimler, içki, alkol ve diğer uluşturucu maddelerin fertlerin vücut ve ruh sağlığı yanında, toplumların sosyal, kültürel, ekonomik ve ahlaki değer ve göstergelerine verdiği derin zararlar hakkında daha somut ve kapsamlı verilere sahip bulunmaktadır.

Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam´ın Şiî kolunda merkezî bir yer tutan Mesih inancı, bu çalışmada başta sosyolojik olmak üzere değişik boyutlarıyla incelemeye tâbi tutulmuştur. Farklı din ve kültürlerde Millenarizm, Kargo Kültü, Kriz Kültü ve Mehdilik gibi adlarla isimlendirilen mesihçi hareketler hakkında temel ve hazırlayıcı bilgi vermek bu derlemenin başlıca amacını oluşturuyor. (Arka Kapak)

Sen miydin bir gece vakti çizgi çizgi alnımdaki düş ansızın düşer gibi uykularımda çınlayan ses her rüyamda bir iz var yüzümde koyulaşır an gelir an gider ayla zaman içinde yıldız salıncağı taş oyuncağında bulutlardan ak kanatlardan nisanlarda damlalardan eylüli kır saçlarınla sedef sedef içinde ve sularla renk kızıllığınla bulurum yarim seni

Bu eser İslam Düşüncesinde Yeni Arayışlar perspektifi ile yapılan bilimsel çalışmaların üçüncüsünü oluşturmaktadır. Bu çalışmalarda ülkemizin farklı bilim dallarına mensup seçkin ilim adamları konuşmacı, müzakereci veya dinleyici olarak yer almış ve İslam düşüncesi üzerinde fikir cimlastiği yapmışlardır. Bunun sonucu olarak disiplinler arası yaklaşımın güzel bir örneği ortaya çıkmıştır. Yeni Arayışlar I ve Yeni Arayışlar II okuyucudan büyük rağbet gördü. Ümit ediyoruz ki Yeni Arayışlar III de, hem okuyuc

Bu çalışma, metodolojik olarak şu üç temel öncül dikkate alınarak yapılmıştır: a) Kur´an´ın cennet anlatımında sembolik dil kullanmış olması b) Cennet muhtevasını anlatırken bütüncül olarak değil, örnekleme yoluyla sunulmuş olması c) Cennet nimetlerinin kendi yeni dünyasında inşa edilen maddi ve manevi lezzetleri kapsaması. Eser, bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde konunun kapsamı, metodu, gayesi, literatürü, cennet inancının temelleri konularına yer verilmiştir. Birinci bölümde cenneti

Ülkemizde görülen fikri donukluğu aşmayı ve olgun bir tartışma zemini oluşturmayı amaçladığımız bu çalışmalarda, İslam düşüncesinin çağdaş problemleri incelenmektedir. Konuların ve konuşmacıların seçiminde problemi tesbit ve çözüm üretme esprisine dikkat edilmiştir....

Gerek batı ve gerekse İslam milletlerinin hayatında, geçtiğimiz yüzyıllardan itibaren başlayıp, asrımızıda da devam eden büyük ve radikal sosyal değişmeler vücuda gelmiştir. Siyasi, iktisadi, hukuki, ahlaki ve din alanlardan diplomasiye kadar vuku bulan bu değişimlerin, insanlığın istifadesine müteveccih kılınması çalışmaları, onların belli istikametlere yönelmesini, muayyen yollara, usul ve kaidelere uygun olması gibi görüşlerin zuhuruna sebep teşkil etmiştir. Üzerinde çalışma yaptığımız "sosyalleşme", "so