İrmaklar taşınca Sağalır mı yaralar silinir mi yürekten izi Yatağından dalgalanır da yürek denizi İrmakİar taşınca Kollarım mı? Savurup göğe açılan şu kürekler. Binbir hû ile almış da yükünü Şükür ekler, Günü. Rîhu reyhân! Ân armağan ol san/dal'a bir Çiçeklerim göğ(e)ersinler Göğercinler, Saldığım suna'lar döndü içime Mânâ'sı aşk olan Manas'ı Pağan papağân okur Açıklar Şehirler ölür dirilir şehirler! Anladım ki bırakıp ta gidermiş kendini âşıklar
Yaşamımın içinden pek çok hikâye geçmişti. Hepsinin de tek kahramanı bendim. Aslında kendilerine yazılmış gibi görünen kişilerin bu kutsiyetten hiç haberleri olmamıştı. Evet, biraz ucundan kıyısından onların kalbine dokunan tarafları da olmuş olabilirdi. Ancak bu dokunuşun benim yazılarımın yanındaki kıymeti, Roma'nın yanışını duyan Venediklilerdeki sigara dumanının kıymeti kadardı. Giden su bendim, seyreden de. Köprü benim hayatımdı, küpeşteleri okşayan el de. Yerin derinlerine giden toprak da bendim, çiçe
eylüldür, dökülür saçları dünyanın
toprağa karışır ne varsa yaşamın kıyısında
heves ve gülüşten öte bir hazla
ölüm, bir müjde gibi tepinir durur kapımda
eşiğini yoklar da durur
ne kadar yalnız varsa
ve kalabalıksa gidenleri
biten bir yaz kadar yalnızdır
aşkın kıyısında
sahiller ve boşalan yazlıklar
kullanılmış biletler kampanya çekilişleri
dökülür perdesi her eylül dünyamızın
her akşamüstü
biraz daha erken solan gökyüzü
ve erken uçan kuşlar yuvalarına
"Bana Müslümanların ilki olmam emredildi." (Zümer, 39/12)
Kur'an büyük düşünmeyi öğütler ve öğretir insana. Sığ sularda bocalamak yerine, ummanların sonuna dikerek gözünü, dalmalıdır insan. Kendine Kur'an'ı kılavuz seçen, evet, büyük düşünmeli. Hem değil mi ki Yaradan ödüllerin en büyüğü olan rızayı ve cenneti hayallerin çok üstünde var etmiştir. O hâlde söyler misin sıradanlığın pençesinde ezilmiş bir yaşamla nasıl ulaşılır o zirveler zirvesine?
Bu sebeple, bu ayet sana, bana, bize emredildi inan buna!
bir annenin göğsünde bir mevsim daha yaşayacaktık
cennet kokusundan süzülüp gerdanından akacaktık
küçük pabuçlarından öpüp büyük adımlar atacak
belki bir tutam insan yaratacaktık
dalgaların göğsünde üşüyor şimdi öpülesi elleri
annesinin uzağına akmış kundak tutan soğuk bedeni
bir el kadar kırmızı kefen teneşirde
kum ve sübyan bir ölüm
şimdi hangi ideoloji tarif eder ırkın rengini
hangi anne, nasıl tarif eder
suriyeli küçük aylan'ın
sahile vuran küçük bedenini
-edemez
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.