Osmanlı toplumu, çağdaşı Batı dünyasından farklı olarak sınıflar arasında aşılmaz duvarlarla birbirinden ayrılmamıştır. Nitekim Padişah beratiyle askeri sınıftan olan bir kişi reayaya dahil olurken, reayedan olan bir başkası da yine beratla askeri statü kazanıp raiyyet rüsumundan kurtulabilirdi. Zira Osmanlı dönemi Türkiye`sinde doğuştan imtiyazlı sayılabilecek bir sosyal sınıf yoktu. Çünkü bütün Müslümanlar, Allah`ın nazarında eşitti. Böyle bir fikir, fertlerin, içinde kolayca yer ve mevki değiştirebileceğ

En güzel, en eşsiz örnekleri, insanlığa bizzat Hz. Muhammed´in (s.a.v) kendisi sunmuştur. Çünkü o, âdeta yaşayan bir Kur´an´dı, O´nun her hareketi, her sözü, her eylemi Kur´an´ın anlaşılması ve yorumlanması noktasında bir İşaret, bir ışıktı. O´nun her tavrı bir düzenleme ve bir modelleme içeriyordu: Eşleri ve akrabaları ile ilişkileri, çocuklara davranışı, hizmetçilere hitabı, fakirleri gözetmesi, /enginleri kontrolü, diplomatik becerileri, ordu yönetimi, şehircilik düzenlemeleri, ticarî faaliyetleri... Hem

Kadını da erkeği de insan olarak yaratan Allah(cc)´tır. Onların yaratılış mantıklarını ve üstünlük nitelik belirlemesini yapan yine Allah´tır. Önemli olan bunu doğru anlamaktır. Bir ayete Allah c.c. şöyle buyuruyor: "Ey insanlar biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli ve üstün olanınız, O´nun sınırlarına uymada en çok duyarlılık gösterenlerinizdir." (Hucûrat, 13) Erkek üstünlüğü, kadın üstünlüğü vey