Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Bugüne kadar başından neler geçti bilmiyorum. Sen de benimkini bilmiyorsun, hatta çoğumuz birbirimizinkini bilmiyoruz, değil mi? Ama ne olursa olsun, her gecenin bir sabahı olmadı mı? Ya da her kış önce mutlaka bahara, sonra yaza, sonra yeniden kışa kavuşmaz mı? Bugüne dek yaşadığımız her şeyde sence de birçok ortak noktamız yok mu? Ben var olduğuna eminim. Benim de acılarım var, senin de acıların var, yeryüzüne ayak basmış, bu dünyada yaşamış, var olmuş tüm canlıların mutlaka acıları oldu. Peki önemli ola
"Çünkü seni seviyordum. Zararı yok... İlk gördüğüm zaman senin gözlerin kalbimde öldürücü yaralar açmıştı. Zaten yaşayamazdım."
Tükendi
"İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
Tükendi
"Sevmek, sevmek istiyordu. Hayatında sadece bu eksikti fakat hayatta her şey bundan ibaretti: Sevmek, evet, bütün mutluluk sadece bununla meydana gelebilirdi."
Tükendi
"Hiçbir şey düşünmüyor, sadece kaçmak, hayatının en korkunç devirlerini geçirdiği bu yerlerden mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaşmak istiyordu. Nereye olursa olsun! Dağbaşlarına, kimsesiz ormanlara veya kalabalık şehirlere!.. Yalnız adamakıllı uzak ve kimsenin onu bulamayacağı bir yere!.."
Tükendi
"İyi saatte olsunları kızdırmamak için emirlerine uymak lazım... Bu iyi saatte olsunlar tabiri niçin onların isimleri olmuş? Onlara niçin böyle deniyor? Allah korusun kötü saatte olsalar dünyayı birbirine katarlar da onun için... Demek perilerin hayırlısına da hayırsızına da pek güvenmemeli..."
"Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?"
Tükendi
Bahar'ın hayatı en gizli hayallerinin, rüyalarının da ötesinde bir düzene girmiştir ve artık güzel günlerin kendisini beklediğinden neredeyse emindir. Çünkü âşık olduğu adamla, âşığı olduğu şehirde, güzel İzmir'inde mutluluğa yelken açmanın tatlı hazırlığı içindedir. Ancak iş ciddiye bindiğinde evdeki hesap çarşıya uymaz. Hazırlıklar başlayınca her kafadan ayrı ses çıkarken Bahar ailelerle sevdiği adamın arasında kalmış halde bulur kendini. Selim'in ise tek istediği, sevdiği kadına bir an evvel kavuşmaktır
Anka Carmen, Yüzüncü Nesil'e karşı verdiği savaşta Ulegtram Mağarası'nda kendini feda ederek ölür ancak savaş bitmez... Ölüm, hiçbir zaman ölümsüz ruhlar Anka ve Enka için bir son olmamıştır. Anka da Enka da tekrar bedenlerine kavuşurlar. Enka, Jaryan adında bir büyücünün içine girer ve Anka bu kez zihin gücüyle, dahası ölümle sınanmaya mecbur bırakılır. Şimdi Anka'nın tek bir soruya cevap vermesi gerekmektedir: Bir insan güç ve taht için ne kadar ileri gidebilir? Anka olgunlaşmıştır ve artık kül olma za
"Kötülüğün olmadığı bir dünyada kahramanlara ihtiyaç duyulmaz." Bakın! Gökyüzüne bakın! O bir kuş mu? O bir uçak mı? Hayır, o Pelerinli Kız Pelin! Pelerini, lolipopu ve turuncu saçlarıyla maceraya hazır! İnsanlığı kurtarmak ve kahraman olmak tek hayali! Ama önce halletmesi gereken bir mesele var. Pelerinli Kız Pelin, saklandığı yerden çıkıyor ve hesap sormaya geliyor. Annesinin ölümünden sorumlu tuttuğu babasından intikamını alacak ve yıllardır hayalini kurduğu insanları kurtarma görevine geri dönecek.
"Sen olduktan sonra bir daha asla yolumu kaybetmem Kerem. Sen benim ışığımsın, deniz fenerimsin." Herkesin hayatında bir deniz fenerine ihtiyacı vardır... Karanlıklar içinde kaybolup yolunu kaybetmesin diye. Ailesinin dik başlı, haşarı kızı Zeynep... Deniz fenerlerine tutkun, avukatlığı bırakıp hayallerinin peşinden mutfağa giren acemi bir şef adayı. Amerika'da büyümüş, yakışıklı, dövüş sevdalısı Kerem... Tutkunu olduğu işi yapan, işkolik olmasıyla ünlenen usta bir şef. Ve bir telefon konuşmasıyla başka
Tükendi
"Dudaklarımda kalan acı tadınızı, kokunuzu, beni darmaduman eden nefesinizi dahi unutmak istiyorum. Beni neden anlamıyorsunuz? Ben saklambaç oynayamayacak kadar yoruldum artık. Her sobelediğimde yine ebe olmak, bir hayali kucaklamak istemiyorum." Şimal, umutlarını küçük hayallerine sığdırmış genç bir kadındır. Tüm çabası, ailesine inat kendi ayakları üstünde durabilmek içindir. Fakat kader, onun yolunu çoktan çizmiştir. Başarıya adım adım ulaşmayı planladığı kariyer yolunda ilerlerken hiç beklemediği bir a
Tükendi
"Asu!!! Benim adım Asu! Asuman öldü! Onu sen öldürdün Korsan!" Bir yanda tutkulu bir aşk, diğer yanda ölümüne bir nefret. Bir yanda acı dolu bir geçmiş, diğer yanda belirsiz bir gelecek. Ve ortak bir düşman. Peşlerindeki ölümden kaçarken her şeye rağmen aşka teslim mi olacaklardı, yoksa bu uğurda can mı vereceklerdi?
Bana doğru biraz daha eğildi. Bunun üzerine ben de kendimi iyice geriye doğru çektim. Sanki bizimle yıllardır tanışıyormuş gibi daha bu sabah Yeşim'le konuştuğumuz soruyu sordu. "Evet kızlar, söyleyin bakalım, bana neden bakıyorsunuz?" Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor ol
Aşk ve tutku, inat ve şehvetle karışırsa... Masal, hayatta mutluluktan başka bir beklentisi olmayan, kendi halinde bir kadındır. Yıllar önce bir arkadaşının düğününde karşılaştığı gizemli ve yakışıklı genç adamdan çok etkilenir fakat bu ilk ve en derin aşk deneyimi bir ret yanıtıyla sonuçlanır. Masal yıllar sonra bu gizemli adamla tekrar karşılaştığındaysa kendini beklenmedik anda içine düştüğü bir alev çukurunda buluverir. Artık ne alevlerin hararetinden, ne de onu sımsıkı sarmalayan bu çukurdan uzaklaşab
Bir avuç kimsesiz çocuğu, bir mahalle saklamıştı her türlü tehlikeden. Yıllar önce dostunu kaybeden Kurtaran, nihayet mahallesine dönmüştür. Ancak hiçbir şey giderken bıraktığı gibi değildir. Özellikle de sevdaya olan inancı ve yüreği... Geride bıraktığı dostlarından bir aile kurmaya ve hayata yeniden tutunmaya çalışırken, kaçtığı bu mahallede aslında hayatını değiştirecek kadınla tanışır. Birbirlerine düşman olan ama birbirini deli gibi seven iki insan... Kocaman bir dost ailesi... Küçücük bir mahalle... K
"Çocuklarınızı çok sevin! Öyle sevin ki büyüdüklerinde de gerçek sevgiyi ayırt edebilsinler. Ufacık bir ilgiye kanıp gitmesinler. Sevginin emek olduğunu gösterin ona; maddi hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini, en önemlisi de karşılıklı olması gerektiğini anlatın. Sevginin büyüklüğünü gösterin ki derecelendirebilsin. Sahte olanı tanısın, tamah etmesin. İki tatlı söze kanmasın. En önemlisi de kendini sevsin ki bunu hiçbir şey değiştiremesin."
Küçük ve dürüst bir ruh yıldızlara dokunmaktan başka ne isteyebilir ki? "Zamanın hissedilmeyen akışı içinde insanları saran geçici huzuru arzuluyordum. Varacağım yerde fark edecektim akışın ne denli hızlı olduğunu. Ve akışta ne denli kaybolduğumu... O zaman bunun hesabını kim verecekti? Akışı durduramayan ben mi yoksa beni bu dünyaya gönderip yolumu kaybetmeme müsaade eden Tanrı mı? Üstelik o yolu bulabilmem için tek bir ipucu bile vermezken... Suçlu kimdi? Ya da ortada bir suçlu var mıydı? Bilmiyordum."
Buğra Araz Toralı, yirmi sekiz senelik hayatında kafasına koyduğu tüm hedeflere başarıyla ulaşmıştır. Tadamadığı tek bir duygu vardır. Tüm kalbiyle inanmasına rağmen aşkı bulamayan genç adamın öfkesi içinde giderek katlanmaktadır. Derken gözleri, bir çift cennet yeşiline bulanmış gözü görür ve o yeşillerin kendisini diri diri öldüreceğinden habersiz, kalbini o güzelin avuçlarına teslim eder. Berfu, sırlarla dolu hayatında çaresizce sürüklenirken kader onun karşısına genç bir adam çıkarmaya karar verir. Ken
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 210 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3