Büyük savaşın ardında bıraktığı kanlı tabloyu düzeltmeye yemin etmişti, acılı kalbin sahibi. Ne yapacağını bilmezken yeni bir kehanet onu buldu. Ama bu kez farklıydı, kehanetin son sayfası eksikti. Yapılacak her seçim, kehaneti ve geleceği yeniden şekillendirecekti. Yalanlar doğrulara, gerçekler hayallere karışırken, akıl ve kalp arasındaki savaştan kim galip çıkacaktı? Peki acılarla başlayan bir gerçeği mutlu sonla biten bir hayale dönüştürmek mümkün müydü?
Bektaşilik 1826’da dönemin “zalim” padişahı tarafından yasaklandı. Adeta yok edilmek istenen Bektaşilik hakkında her türlü olumsuz görüş ileri sürüldü ve propagandalar yapıldı. Bektaşilik aleyhine yürütülen bu siyasetin başını ilmiye mensupları çekiyordu. 1871 yılında Harputlu Hoca İshak Efendi türlü iftira ve dedikodularla kaleme aldığı Kâşifü’l-Esrar adlı eserinde Bektaşiliği Hurufilikle özdeşleştirdi ve bu nâzenin yola saldırıları zirveye çıkardı. İktidar gücünün arkasında olmasının avantajıyla eser birk
Kimi dereler kimi çaylar doğrudan hedefler denizleri; kimileri de kendilerini denize taşıyacak nehirleri. Bu zorlu yolculuk sırasında oluşan vadilere, ovalara ekilen tohumları besleyip büyütmek gibi kutsal bir görevleri de vardır aslında. Yeşilırmak sevdalısı Tersakan Çayı da bunlardan biridir; yeşile boyar geçtiği vadiyi, altının kapkara kömüre teslim olduğuna aldırmaksızın. Uzak coğrafya göçerleri yurt edinirler bu yeşil vadiyi. Beraberlerinde getirdikleri mitlerini ve kültür tohumlarını ekerler yurt edin
Hayat sırlarla doluydu.
Ne dün dündü ne de yarın vardı.
Her şey o anda toplanır, aşikâr olurdu.
Gözdeki perde kaldırılır, yüreklerdeki kir pas ne varsa erirdi.
Suyla pak olurdu insan.
Su hayattı, su başlangıçtı; su akıp giden ömrün yoldaşıydı.
Bir nefesti yaşamak.
Bir solukta geçerdi.
Ve...
Bir mucize gerçekleşirdi.
Oysa...
Mucizeler hep vardı da görecek göz lazımdı.
Şimdi...
İlahi bilgiydi, arşı titretti.
O ki...
Musa'ya, Hızır'a öğretilen, Yusuf'a bahşedilen
Ve kutsal gücün tecellisiydi yeniden.
İlim bir
Kabenin Oğlu Ali - 1
Acının şehridir, insanın kalbinde inşa ettiği.
Her bir tuğlasını özenle yerleştirdiği.
Sonra...
Bir günahkârın pişmanlığıydı yedi kat duvarlarının ötesinde yankılanan.
Bir kartalın pençeleriydi ruhuna geçirip acımasızca kopardığı et parçalarını her seferinde kanatan.
Ve...
Maktul sendin!
Bataklıkların kuytusunda çamura bulanmış beyaz yüzlerdi...
Senin yüzlerindi...
Boş bakışlarla birbirini süzen.
Oysa...
Hiç tanıdık değildi değil mi? Nasırlı parmakların, küf kokan etin, ölü gözlerin.
He
Beş Duvar Bir Oda, masal tadında, duygu yüklü, gerçekçi ve yönlendirici hikâyelerden oluşan çok güzel bir koleksiyon. Sevgili Handan Altın, bir ağacı saran sarmaşıklar gibi, hikâyeden hikâyeye hayatın içinden sanki bizi anlatırmış gibi inanılmaz bir iş çıkarıyor. Kısa hikâyeleri âdeta ruhumuzu besleyen dersler tadında dünyamızı çoğaltıyor.
Doç. Dr. Klinik Psikolog Ayten Zara
Aşk hüznü taşırken dağarcığında, aşkı yaşadığını düşünenler için her şarkı güzel her şiir anlamlı her renk büyülü ve her yol kutsaldır. Umut ve tutkuyla beslenen sevgi, en sıradan anları bile kutsanmış birer şölene çevirebilme gücüne sahiptir yüreklerde. Peki ya sonra? Hayatın can sıkan gerçeklerinin üzerine serilen tozpembe örtüyü aralayıp baktığımızda gün yüzüne çıkanlar rahatsız etmeyecek mi bizleri?
Kızılay'a bağlanan tüm sokakları merkeze alarak, Ankara ve Ankara'yı içine alan kadim coğrafyada yaşayan
Türk kökenli halklar, tabiatı iyi tanımalarından ve yaylak kışlak düzenli olduklarından dolayı, modern tıp kadar, hatta bazı hâllerde ondan daha çok, halk hekimliğine başvurmaktadırlar. İki yüz milyonu aşkın Türk dünyasında, bilgelik ile biçimlenen halk hekimliğinin yaşayan uygulamaları, nadiren kitaba dönüştürülmüş, eski yazma eserlerin pek azı günümüze ulaşmıştır.
Dr. Anarhan Nadirova, insan beynindeki basıncın, beklentilerimizin, planlarımızın gecikmesi veya olmaması oranında bize zarar verip sık sık de
İşitsel/Görsel zekâ "kelimelerle görmek" demektir. Anlamlı ses
frekanslarının insan beyninde görsel resimlere, kavramlara
dönüşmesidir. İşitsel/görsel zekâ kavramı ele alındığında
simgesel anlatımların, sembolizmin en yoğun işlendiği eserler
binlerce yıllık kutsal metinler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bilimsel araştırmalara göre dünyada en çok okunan ve derin
içeriğinden dolayı üzerinde en çok araştırma yapılan kutsal kitap
ise Kur'an-ı Kerim'dir.
Kur'an-ı Kerim vahiylerinin iç ya da dış ses frekanslarıyla
Ben senin, kazandırabilme ihtimalini sevdim!
Borsa... Kimilerine göre bir kumar, kimlerine göre yuva yıkan,
insanların hayatını karartan bir illet...
"İnsan, bilmediği şeyden korkar" derler. Herhalde insanların
borsa hakkındaki fikirlerini en iyi açıklayan söz bu olsa gerek.
Borsa; belki de zenginliğe ve bolluğa erişmek için, insanlık
tarihi boyunca icat edilmiş en mükemmel araçlardan biridir.
Eğer onu tanır, borsa hakkındaki önyargılarınızdan kurtulur ve
akıllıca kararlar almayı başarırsanız, hayal bile
ed
Hattililerin aşı derttedir ve yeryüzünde yaşayan küçük
dostlarımızdan yardım istemek zorunda kalırlar. Çağımızda
yaşayan bir arkeolog olan Tarık, Hattilerin gereçlerini ele
geçirmiş, dört bin yıl öncesine giderek orada kendisini
"Tanrı Tarok" olarak kabul ettirmiştir. Amacı kendisini o
dönemin efendisi ilan etmektir. Bu olay Hattilerin atalarını
tehdit etmektedir. Bu tehlike ortadan kaldırılmazsa
çağımızdaki Hattiler de yok olacaktır. Dostlarımız kolları
sıvar, ancak dört bin yıl öncesinin insanı, dostlarım
İftiranın kor demirleriyle dövülüp...
Nefretin soğuk suyunda yıkanmış...
Ve...
Adı kirletilmiş bir adam!
Rüzgârın savurduğu kum tanelerinde acımasız dillere düşen...
Öfkenin ruhu arsız sarmaşık gibi sardığı,
sahte sözlerin büyüttüğü...
korkunun ete sindiği...
Ve...
Yalanın gerçeği yendiği zamanlar!
Oysa...
Yağ gibidir hakikat!
Suyun içindedir de dağılmaz.
Bir gün her şey bilinir olur!
Kapının önüne varmıştım bile. Güvenlik kontrolünden geçerken uyarı sesinin gelmediğini fark ettim. Boynumdaki kolyeyi yokladım. Yerinde yoktu. Yüreğim çarpmaya, dizlerim titremeye başladı. Dışarı fırladım. Koşuyordum. Aklıma gelen şey... Saç diplerime dek ter içindeydim. O yoktu. Köşedeki çiğköfteciye soracaktım, tıkandım. Ben böyleydim işte. Sinirlenince ağlama krizine tutulanlardan. O madalyon yani kolye annemle babamın bana ve kardeşime aldıkları ilk armağandı. "Bunu bana yapmamalıydın çocuk! Bunu bana y
Borsa... Umudun ve düş kırıklığının kol kola gezdiği, o en tehlikeli mayın tarlası...Tüm hayallerini; saniyeler içinde değişen o ekrana kilitleyen ve "Bu defa olacak!" diyenlerin korku dolu rüyası...Bir ömür harcayıp kazandığı emekli ikramiyesini, bir çırpıda kurtlar sofrasında kaybedenlerin, evini, arabasını satıp"Biz sana dememiş miydik?" nasihatlerini duyduğunda boğazı düğümlenenlerin dünyası...
Borsa... Gözünüzün yaşına bakmayan ve hiç şakası olmayan bir kazanma ya da kaybetme sahası...
Bir savaştır bor
Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin...
Kimi mutasavvıf, kimi filozof, kimi kazasker diyor...
Kimi devrimci, kimi dini ve siyasi ayaklanmanın lideri diyor...
Kimi sosyalizmin ilk öncüsü, kimi direnişçi diyor.
"Zahidin efsanesin koy söyle aşkın halini / Aşığın sebine sığmaz zahidin efsanesi" diyor Nesimi... Bedreddin'i de bir efsaneye sığdırmak mümkün değil.
"İşte bu kitap, Bedreddin ile ilgili yazılmış kitapların en kapsamlı ve derin olanı. Sadece Bedreddin değil, onun şahsında tüm tasavvuf fikri, yol ve g
sabah erken uyandım
hüzünlü güne yağmurlar doğuyordu
eski fırından taze ekmek alıp
kahvaltı yapacaktım
seneler var ki masamız hazır olurdu
eve dönmelisin
yokluğun anne yokluğu
terliğini kapının önüne koydum
kanadı kırık topal bir kuştu gönlüm
susuz kedi gibi dolandım evde
yokluğun su yokluğu
Göbeklitepe
Başlangıçların Önceki ve Eski Zamanların Gerçek Öyküsü
"Tufan geçti, Kurtuluş dağındayız, diyordu Ninagal,
Ziusudra'ya. Su geçirmez kapağı açıp çıktı gemiden Ziusudra.
Gökyüzü açıktı, Güneş parlıyordu, hafif bir rüzgar esmekteydi.
Derhal seslendi karısına ve çocuklarına, dışarı çıksınlar
diye. Efendi Enki'ye hamd edelim, ona şükranlarımızı sunalım,
dedi Ziusudra onlara. Oğullarıyla birlikte taş topladı; bu taşlarla
bir sunak dikti, Ardından sunakta bir ateş yaktı, kokulu tütsülerle
yaktı ateşi .
Alevi Bektaşi inanç sistemi "El ele el Hakk'a" desturu gereğince Ocak merkezli bir yapılanmaya sahiptir. Abbas Ulusoy'un bu kitabında Sultan Hızır Samıt Ocağı ve ocağın Pir'i hakkında kapsamlı bilgiye sahip olacağınız gibi, Alevi Bektaşi inanç sistemi ve ocakların sürekleri ibadet biçimlerinin işleyişlerini de okuyacaksınız...
Gelecekte yaşanacak tüm olayların ağırlığı başkaları tarafından omuzlarına yüklenen Gümüş Saçlı Kız, bu yükü taşımayı reddederek kendi umuduna doğru yola koyuldu. Bu yolda hem ezeli düşmanını hem de ebedi aşkını bulurken, güvenebileceği tek şeyin "güvensizlik" olduğunu öğrendi. Attığı her adım bilmediği bir diyara doğru götürüyordu onu. Tüm yaşanacaklar yaşanıp bittiği anda, kanlı bir savaşın ve acıyla kabullenmek zorunda kaldığı ölümlerin tam ortasında can buldu.
Kehanet söylenmişti, kader yazılmıştı... D
Toplam 50 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.