Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 51 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Benim otantiklik idealini eleştirim, kendi kendine yetme kültürünün ürettiği şeylere karşı bütün tepkimi yansıtmaktadır. Bu kültür hakkında ilgimi en çok çeken şey, bu kültürün sözcülerinin nasıl hayatın bazı önemli boyutlarına ışık tutmada başarılı olup da bu boyutlar kadar önemli olan hayatın diğer yönlerini gizledikleri veya örtbas ettikleridir. Kendi kendine yetme görüşleriyle ilgili sorun, bunların yanlış olmaları değil, tek yanlı olmalarıdır. Problemlerinizin çözümleriymiş gibi bunlara yapışmanın, yal
Tükendi
Bu kitap, Osmanlı Devleti´nin son dönem iktisadi sorunlarını, tarihsel kökleri ve siyasal arka planlarıyla birlikte analiz eden bir çalışmanın ürünüdür. Osmanlı modernleşmesi, gelenek ve değişim çatışmasında kontrolü kaybetti. Denge ve değişim paradoksunu aşıp, yeni dinamik bir denge kurmak ise tarihsel derinlik ve geniş bir vizyon gerektirir. Birinci Dünya Savaşının meydana getirdiği depremde dinamiklerinin kontrolünü kaybeden Osmanlı, kırılmanın ötesinde dağılmaya uğradı. Berlin Duvarının yıkılması, S
Tükendi
Devlet-i Aliye´nin 33. padişahı, Sultan II. Abdülhamid bu güne kadar üzerinde farklı kanatlarda en çok tartışma yapılan tarihi şahsiyetlerden biridir. ´İmparatorluğun en uzun yüzyılı´nın son çeyreği ile 20. yüzyılın ilk çeyreği içinde 33 yıl saltanat süren Sultan Abdülhamid döneminde memleketin içinde ve dışında meydana gelen hadisler onun bu kadar aşırı uçlarda tartışılmasına sebep olmuştur. Süleyman Nazif, çeşitli sebebplerle çok kızgın olduğu itirafçıları itham için, Utarit mevmuasında "Abdülhamid´in ha
Tükendi
Yabancılaşma, bir yönüyle insanın yeryüzündeki tarihi kadar eski bir sorun olarak ele alınırken, diğer taraftan da modern sorunlardan biri ve hatta bir çok sorunun kaynağı kabul edilmektedir. Bu nedenle çağdaş düşüncenin farklı ekollerince bazen geleneksel çağrışımları ile birlikte, bazen de doğrudan modern bir problem olarak işlenmektedir. Bu kitapta, yabancılaşma kavramının felsefe, psikoloji ve sosyolojide genel olarak, hangi bağlamlarda kullanıldığı tespit edilmekte; klasik sosyolojide yabancılaşma mer
Tükendi
Murat Saraçlı'nın Avrupa Birliği ve Türkiye'de Azınlıklar başlıklı çalışması Türkiye'nin en temel problemi olan kürt sorununa akl-ı selimle yaklaşmak için başlangıç niteliğinde okunması gereken çalışmaların başında gelir.
Tükendi
Günümüzdeki bilim tarihi araştırmalarında genellikle Ortaçağ İslâm Dünyasına ilişkin bilimsel araştırmalar ihmal edilmektedir. Milattan sonra sekizinci ve on ikinci yüzyıllar arasındaki dönemde sadece Hıristiyan Ortaçağ Dünyasında yapılan (veya yapılamayan) çalışmalara bakılarak, tüm bilim tarihinde bu dönem Karanlık Çağ adıyla geçiştirilmektedir. Oysa bu dönemde Müslüman bilim adamları, Yunanca´dan Arapça´ya yaptıkları çeviriler yoluyla Eski Çağ bilimini Arapça´ya aktarabilmişler, aynı zamanda bu bilgiden
Tükendi
Merleau Pontynin eserlerinde işlenmiş olan ana problem, XIX. asrın sonu, XX. asrın başlarında büyük bir gelişme kaydetmiş bulunan (Psikoloji-Tarih-Sosyoloji gibi) insan bilimlerinin insanı anlamak bakımından saplandığı çıkmazlar, düştükleri çelişkilerdir. Bir taraftan klasik Batı Felsefesi geleneğinde son derece soyut bir biçimde işlenmiş olan insan fikrine bir somutluk kazandırılmaya çalışılmakta, öznelliği ayrı bir töz halinde görmek yerine, dış dünyaya yönelişi içerisinde belirlemeye gayret sarf edilm
Tükendi
"Totaliter rejimlere karşı, bugün hala eski bilgeliği anımsamakta yarar var; mutlak erk mutlak bir şekilde yozlaştırır; özgürlük herkesin kendi kendisinin efendisi olduğu ve salt kendisine danıştığı bir küre olmaksızın yürümez. Bunun ötesinde, siyasal ve toplumsal özgürlükler her şeyden önce ve yüksek değerleri gerçekleştirmek için zorunlu bir araç olarak görüneceklerdir
Tükendi
İngiltereden Amerikaya gelmiş olan siyasal kuramcı ve yazar Thomas Paine, Ocak 1776da Sağduyu adlı 50 sayfalık bir broşür yayımladı.. Üç ay içinde broşürden 100.000 adet satıldı. Paine, soydan geçen krallık anlayışına saldırıyor ve bir tek dürüst adamın bile toplum için gelmiş geçmiş tüm taçlı zorbalardan daha değerli olduğunu belirtiyordu.. Ona göre seçenekler ya zorba bir krala ve yıpranmış hükümete sürekli boyun eğmek ya da kendi kendisine yeterli ve bağımsız bir cumhuriyet olarak mutlu yaşamaktı. Tü
Tükendi
"Abdullah Cevdet çağdaş nesillerin hafızalarında ateist, din düşmanı, etnik milliyetçi (Kürtçü) gibi toplumda tepki çeken ve damızlık taraftarı gibi çirkin düşüncelere sahip olan biri olarak hatırlanmakla müştehirdir. Bu temayül 2005 Temmuzunda Ankaranın Çankaya semtindeki bir sokak adı değiştirilmesi esnasında da bariz olarak gündeme gelmiştir. Abdullah Cevdet gerçekten ateist birisi midir? Ebâ an ced Müslüman olan bu toprakların nesillerinde hakkıyla ateist yetişebilir mi? Çocukluğunda ve gençliğinde dind
Tükendi
Bu Cehennem ülkesinde Tanrı/Şeytan herkesin gözünü korkutmuş; parlak zırhına bakıp O´nu bir varlık sanıyorlar. Oysa zırhın altında yatan yalnızca kötü bir dil alışkanlığı... ´Değil´ sözcüğünü dilimizden atabilirsek, Tanrı´nın impara-torluğu sona ermiş demektir. Eğer din, insanın erdeme ulaşabilmesi için Tanrı´ya benzemeyi veya Tanrı´yla birleşmeyi ileri sürüyorsa; din insanın diğer insanlarla olan bağını önemsemiyor demektir. Burada insan Tanrı´ya bağlanarak önemsenmiş gibi gözükmesine rağmen, gerçekte benl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 51 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3