Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Köpek geçti galiba, dedi şehir, Yoksa bana mı öyle geldi? O. İzlendiğinin farkındaydı. Sezilmek hoşuna gidiyordu. Zamanın ona göre ayarlanmış olmasından keyif alıyordu. Uzunluğun, uzaklığın referansı olmaktan keyif alıyordu. Bir köpek geçişi kadar şehir. Bir köpek geçişi uzunluğunda şehir. Nesin sen? Bir köpek geçişi kadar şehirsin. Şehrin içinden, şehri içine çeke çeke geçenlerin hikâyesi. İçinden geçildiğinin farkına varamayan yarı uykulu şehir. Şehir, sizin sandığınız yerde değil, burda, 139. sayfadan so
Tükendi
Leylâ Erbil, gorgolarla boğuşarak yaşamaya çabalayan insancıkları dert edindi yaşamı boyunca ve sessiz sedasız, zamanın kendisiyle birlikte bu dünyanın içinden akıp geçti. Biz artık onsuz bir dünyada yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Erbil edebiyatının dönüştürücü yönüne vurgu yapan anı, deneme ve inceleme yazılarından oluşan bu kitapta üç temel bölüm yer almaktadır. Kuşun Gölgesi bölümü kişisel tanıklıklar üzerinden Erbilin edebiyatçı kişiliğine odaklanmaktayken, Tuhafın Yazarı bölümünde Erbilin eserleri ü
Tükendi
Ben şiirsel yetileri olan bir filozof değil, felsefeyle hayat bulan bir şairdim der Pessoa. Felsefi Denemeler Pessoanın çoğu henüz hiç bilinmeyen İngilizce kaleme aldığı felsefi yazılarını en kapsamlı ve aslına sadık kalınarak bir araya getirmekle kalmıyor, felsefi tasarılarının ortaya koyduğu düşünce çizgisini de takip ediyor. Bu edisyonda Pessoa en çok Aquinolu Tommaso, Kant, Schopenhauer, Hegel, Platon, Leibniz, Herakleitos, Pascal üzerinden özgür irade, yanılgı, duyum ve özgürlük meselelerini sorguluyor
Tükendi
Dâhi bir yazarın, ilk gençliğinden olgunluk dönemine kadar kaleme aldığı ve Ulysses, Dublinliler, Finnegans Wake gibi eserlerinin kilometre taşları olarak görebileceğimiz deneme, makale ve eleştirilerle karşı karşıyayız. Edebiyattan resme, tiyatrodan heykele kadar James Joyceun düşünce ikliminde bir gezintiye davet ediyor sizi bu kitap. Yanı sıra büyük yazarın, dönemin İrlanda bağımsızlık hareketiyle ilgili birinci elden değerlendirmeleri ışığında, yüzyıl öncesi ile günümüz Türkiyesinin benzerliğine şaşkınl
Tükendi
Bir gün bir saka giriyor içeri. Nasıl çıkacağını bilemiyor kuş. Camlara vurup vurup duruyor. Dayanamayıp çıkıyor avluya. Bir kaç cam açıyor, açılabilenleri, ulaşabildiklerini. Kuş her keresinde kapalı olan cama gidip gagayı tosluyor. Kanat çırpınışları yankılanıyor boşlukta. Daha çok ürkmesin diye yazıhaneye geri dönüyor. Sonra bir bakıyor kuş gitmiş. O yazmaya daldığı bir anda açtığı camı buluvermiş. Şimdi o mu kurtardı kuşu yoksa kuş kendi mi kurtuldu bilmiyor. Kuş kalsaydı bir içbahçe olurdu bu avlu. İçb
Tükendi
Türkiye'de çeviriye ve çeviribilime olan ilgi son yıllarda büyük bir ivme kazanmıştır. Üniversitelerdeki çeviri bölümlerinin sayısının artmasıyla çeviri edimini kuramsal bir çerçeveyle betimlemeyi ve açıklamayı hedefleyen çalışmaların sayısı da artmıştır. Hal böyleyken çeviri eleştirisi ve bu eleştirinin nasıl yapılacağı da önemli bir araştırma alanı olmuştur. Ancak Türkiye'de çeviri eleştirisi üzerine yeterli kapsamda bir çalışmanın eksikliği duyulmaktadır. Bu anlamda Prof. Dr. Muharrem Tosun'un Çeviri El
Tükendi
Çiçeklerinin çoğunu kaybeden kiraz ağacı, uzun geçitin ucunda şaşırtıcı bir sıradanlıkla esniyordu. Genzine kaçan asitli üzüm suyunu güçlükle yuttu. Ağzındaki bayat, ekşi tat midesini bulandırdı. Defalarca öksürdü, yutkundu. Burnu toprakla dolmuş, gözleri kurumuştu. Sırtına batan pütürlü yüzeye aldırmaksızın oturup kaldı. Önünden havada taklalar atarak geçen çiçeklere baktı; sayısız kiraz çiçeği ışıklarını karanlığa serpiyor, yol kenarındaki dikitlerin arasına sapıyor, o zaman, kutsuz boşluk harelerini obur
Tükendi
Gyula Krúdy, modern edebiyatın mihenk taşları arasına girebilmiş büyüleyici eseri Günebakanda, bizleri Budapeşte sokaklarında, kırsallarında ve tavernalarında dolaştırır. Zarif bir yaşam sürdürme arzusunun insanı deliliğe ve tutkunun derinliklerine nasıl sürüklediğini anlatırken; genç Evelinein şehir yaşamını terk edip umutsuz aşkı Kálmándan uzaklaşmak için taşraya yerleşmesini, Evelinein aşkıyla yanıp tutuşan Hayalperest Álmosun melankolisini ve sıradışı bir kadın olan Bayan Maszkerádinin ziyaretlerini çar
Tükendi
Kolay değil bir yeri idare etmek. Toprak kan ister, doymaz yine ister.. Yılların getirdiği bir dil evriminin izlerini taşıyan Gökyüzü Defni, dinamizmini yitirmeden olgunlaşmış üslûbu, kullanılan anlatım tekniklerinin çeşitliliği ve kısa öykülerinin çarpıcılığının yanı sıra uzun öykülerdeki romansal kurgusu ile de dikkat çekiyor. Kitaba adını veren gelenek, dünyanın toprak yoksunu bölgelerinde başvurulan, hayvanların ve doğanın yardımıyla ölüleri uğurlama, geride bıraktıkları her türlü izi yeryüzünden silme
Tükendi
"Gezi Direnişi" kuşkusuz, bu topraklarda yaşanmış en önemli toplumsal hareketlerden birisidir. Mayıs ayının son günlerinde kıvılcımlanan, antidemokratik ve dayatmacı uygulamalarla felce uğratılmış bir toplumun üzerindeki ölü toprağını kaldıran direniş, siyasal ve toplumsal açıdan kimsenin tahmin edemeyeceği bir aşamaya ulaştı. Böyle bir sürece tarihsel olarak tanıklık edebilecek, yol gösterebilecek sanat yapıtlarının varlığı her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. 28 öykücünün kaleminden derlenen "Bağz
Tükendi
"Okunmayan, tekrar tekrar okunmayan, sevilmeyen, tekrar ve tekrar sevilmeyen bir kitap gerçekten iş görmüş sayılmaz. Bir askerin ihtiyacı olan silahı silah deposundan alması veya bir ev hanımının kendisine lazım olan baharatı dolabından alması gibi siz de kitapta ihtiyacınız olan şeylere başvurabilmelisiniz." (Susam'dan) "Saygı ve sevgiyle bağlanmanın sadece bağlandığımız şahsın sevgisinden şüphe etmeye devam ettiğimizde mümkün olduğunu düşünürüz ve sevildiğimizden tamamen emin olduğumuzda, bağlandığımız i
Tükendi
"Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuz açısından son çözümlemede önemli olan, bilincin ne ile doldurulmuş ve meşgul edilmiş olduğudur. Bu noktada, tümü bakımından her saf entelektüel uğraş, bu uğraşa yeteneği olan zihne, içinde başarının ve sarsıntılarıyla, eziyetleriyle başarısızlığın sürekli yer değiştirdiği gerçek yaşamdan daha çok yarar sağlayacaktır." Felsefenin en derin köşelerini, en anlaşılmaz denilen yanlarını kimse Schopenhauer kadar açık ve anlaşılır bir şekilde anlatmayı başaramamıştır. 20. yüzyılı etk
Tükendi
"O sıralarda neler okuduğumuzu hatırlamıyorum. İkimizinkinin de çoğu kez birbirine benzer kitaplar olduğunu söyleyebilirim ama. Roman, öykü, eleştiri, deneme, siyaset, tarih. Sonra o sıralarda hangi kitaplar ve yazarlar var, okunmaya değer, onları konuşmaya başladık. Yayıncılık dünyasında olup bitenleri, herkesin merak ettiği yazarları. Ümit Şenesen benim için artık Ümit Hoca olmuştu. İTÜ İşletme Mühendisliği Bölümü'nde istatistik hocasıydı. Ona hocaların hocası diyenler de varmış, sonradan öğrendim. Yaşını
Tükendi
Gelecek az sonra. Üstüne üstüne. Üstüne saldıracak. Az sonra. Az sonra bir et yığını, kokuşmuş soluğuyla ve ilkel hayvanların saldırısına benzer saldırısıyla, o yabanıl, o iğrenç elleriyle, şuracıkta, fark etmez, belki de başka bir köşede; yerde, kapının arkasında, odanın orta yerinde, ya da lavabonun önünde, hiç acımadan, duygusuzluk, bayağılık ve büyük bir bencillikle isteklerinde kullanacak seni. Gözleri dönmüş bir şekilde, bir tek şeyi, onu, o ânı yaşamak, yalnızca kendisi yaşamak için burada olacak.
Tükendi
Başlangıçta halkları, otonomiyi ve daha fazla haklartalep eden halkı yalnızca küçük görmüştü. Şimdi ise onlardan nefret ediyordu; işçilerden, kundakçılardan, seçim konuşmacılarından. Bölge Komiserine, göstericilerin herhangi bir rezolüsyon kaleme almaya kalkıştığı her türlü toplantıyı hemen dağıtması için talimat verdi. Son zamanlarda modern olan sözcüklerin içerisinde en fazla nefret ettiği sözcüktü rezolüsyon; belki de tek bir harf değişikliğiyle tüm kelimelerin içerisinde en reziline, revolüsyon kelimesi
Tükendi
Yarın babamın cenazesini kaldıracağım. Deli babam ölmüş çünkü. Üç kere ölmüş, dört kere ölmüş. Elimde, babamdan geri kalan değersiz eşyalar. Değersiz mi? Eve gitmek gelmiyor içimden. Komiserin anlattığı, babamın deliren aklını dolaştırdığı yerlere gidiyor adımlarım. Belki Ziya Amcaya da rastlarım bir yerlerde. Geçmişime yürüyorum. Benim bir babam varmış. Bir varmış, bir yokmuş. Fuat Sevimayın öyküleri içimizdeki bir el gibi geziniyor adeta. Kapılarını çaldığı hayatlar, kapılarından girdiğimiz, çıktığımız,
Tükendi
"Kadın tenselliği, erkek tinselliğinin tazelendiği ilk kaynaktır." "Yakınını, kendini sevdiğin gibi sev! Çünkü: Herkes en çok kendisine yakındır." "Şovenizmin sevimsiz yanı, yabancı uluslara duyulan antipatiden çok, kendi ulusuna duyulan sevgidir." "Dünya, hücre hapsinin yeğ tutulacağı bir hapishanedir." "Parlamentarizm, politik fuhuşun iskânıdır." "Dinin görevi: darağacına giden insanlığı teselli etmek; politikanın görevi: onu yaşamdan bezdirmek; insancıllığın görevi: onun son yemeğine zehir karıştırarak i
Tükendi
"Ben size iki aptal çocuğun, hiç bilgece davranmayıp en kıymetli şeylerini birbirleri için feda edişlerinin hikâyesini anlattım. Son söz olarak bugünün bilgelerine şunu söylemek isterim ki, hediye verenlerin içinde en bilge olan bu ikisidir. Hediye veren ve alanların içinde de en bilge olan onlardır." -O. Henry-
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 178 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9