Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 246 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Denizcilik ekonomisi, liman ve denizcilik ekonomisinden oluşmaktadır. Bu kitap, liman ekonomisine giriş niteliğindedir. Bir ders kitabı olarak faydalı olmasının ötesinde, denizcilik araştırmalarında, liman kullanıcısı ve hizmet sağlayıcı karar vericilerine ve liman meseleleriyle ilgilenen genel kamuoyunun yararına olması beklenmektedir.
Tükendi
"Yeter mi lan bu para?" "Yeter oğlum, hem de iki kilo alır." "Ne yapacaz lan iki kiloyu?" "Ben sırf bir kilo yerim." dedi Bülent. "Yok deve, nah yersin!" "İyi, tamam, bir kilo alalım." Okul bitince, görevimi yerine getirmek için eve gelip, annemden mangalı istedim. "Oğlum, baban kızar, alın hamsiyi getirin buraya, ben yaparım." "Olmaz anne, söz verdim, mutlaka mangalı götürmem lazım." Genç girişimci olarak, ekibi toplamışız, hamsinin ne kadar alınacağına karar vermişiz, bu konuda finansı sağlamışız
Gökkuşağının hangi rengiydin? Bilemedim. Hepsi öylesine güzeldi ki Hepsini sen zannettim...
Tükendi
Hayal etmek insanın önce kalbinde, yüreğinde, zihninde başlar... Hayal ettiğiniz şeyleri gerçeğe dönüştürmek için çaba göstermektir ilk adım. Biraz olsun içinizde cesaret varsa bunu yapmamak için bir neden yok; kimin ne düşündüğü kimin ne hissettiği veya kimin ne söylediğinin bir önemi olmadığı gibi. Aslında her insanın bir hayali vardır gerçekleştirmek istediği. Sadece biraz güvenmek gerekiyor içimizdeki sese... Şunu sakın unutmayın: Hayallerinin peşinden koşan insanlar cesareti olan insanlardır. Ne
Tükendi
Şair ve aynı zamanda akademisyen olan Doç. Dr. Özpınar, 26 Mart Sivas doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimini Sivas'ta tamamladı. Lisans eğitimini Cumhuriyet Üniversitesi HYO, yüksek lisans eğitimini Celal Bayar Üniversitesi Halk Sağlığı ABD ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Halk Sağlığı ABD'da tamamlayan Özpınar, halen MCBÜ- SBF'de öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Özpınar'ın yüze yakın uluslararası ve ulusal bilimsel dergilerde yayınlanmış bilimsel makaleleri bulunmaktadır. Aynı zamanda "Toplumsal C
Tükendi
Kara gözlerinde yaşam, Aklımın her köşesinde, Resimlerde olabilen, Ardında bir imzadır. Gençlik sevdası değil, Özel bir sevgidir bendeki. Zulme başkaldıran ben, Lüzumsuz sevmedim seni. Üzülmek pahasına verdim, Mecburmuşum gibi yüreğimi.
Tükendi
"Duruşu olmalı insanın hayatta, vazgeçilmezleri, doğruları, inancı ve inandıkları için savaşabilecek kocaman bir yüreği olmalı" Sevgili Ruhsar Uçar'ın kitabının 30. sayfasından aldığım bu sözleri, kitabın ana fikrini, ana temasını çok çok iyi anlatıyor. Kızı Elif'e yazılmış en insani en kutsal cümlelerle süslenen ve kitaba adını veren "Dinle Kızım Elif" makalesi ile başlayan 300 sayfalık kitapta insani olan, her şey ama her şey kitabın sorunsalını oluşturuyor. Eşi, sevgili Ali Fuat Uçar için yazılmış makal
Tükendi
Bir bir çürüyor kelimeler Yitirdi anlamını zaman Akrep kemiriyor odayı Yelkovan kan revan içinde Nasıl da vızır vızır çalışıyorlar
Tükendi
"O, çok zeki ama alabildiğine sakindir de... Çok düşünen buna karşın genelde az konuşan biri. Konuştuğunda ise bazı sözcükleri üstüne basa basa tekrarlaması hemen göze batar. Yemek yemeyi aşırı sever bir kere. Onun için bu iş bir zevktir adeta. Şeker hastası olduğundan tatlı yiyemez ancak her lokumcunun önünden geçerken "Sana lokum alayım mı?" diyerek yiyememesinin acısını bana yedirerek çıkarır bir şekilde. Dürüsttür hepsinden öte; dürüstlüğü ondan öğrendim ben. Zorluklara dayanmayı, kimseye gebe kalmama
Tükendi
Karışmadı mavinin 41 tonuna. Özgürlük bütün insanlığın içinde ukde kaldı. Kaldıkça kaldı öyle kalakaldı... Hiç olmayacak zamanlarda hiç olmayacak şekillerde, 50 şekli resmedildi belki. Hiç olmayacak tablolara inat olsun diye girdi belki de. Belki de kim bilir bir köşede yalnızlığına ağladı... Özgürlük hiç rakıda balık misali koyulmadı masamıza, Ya da şarap sarhoşluğuyla cevelan olmadı kanımızda. Biz onu pahalı vitrinlerde seyre durduk. Özgürlük... Hiç alınamadı, hiç ait olmadı birimizden birine Birbirimizde
Tükendi
Bu benim; ... Bu üç noktayı kendi ismiyle doldurabilecek birçok insan olduğuna eminim. Bazıları bunu kesinlikle hak ediyor olmalı. O zaman, hazır olman gereken sözler var: Yapamayacağını söyleyecekler. Yaparım, de. Arzulamadığını söyleyecekler. Arzuluyorum, de. Bu sen olamazsın, diyecekler. Bu benim, de. Bu benim...
Tükendi
Sarsılmak ile sarılmak arasındaki fark nedir biliyor musun Serva? Kocaman bir S harfi. Evet kocaman isminin baş harfi. Ya da senin olabilme ihtimallerin. Şimdi yoksun ya; sarsılıyorum durmadan, olsan sarılırdık saatlerce beraber. Günlerce bekledim seni, gelmedin. Sarsıldım adının baş harfinde bir rüyanın içinde, bir aşkın enkazında kalıverdi yüreğim oracıkta. Ne sesini duyan oldu ne de ona yetişen. Fakat ben bir gün senin geleceğine inanarak sarıldım işime ve daha pek çok şeye. Ve sarıldığım her şeyi bir
Tükendi
İnşaat temellerinden isimler silinmişti, betonarme duvarlardan el izleri... Ve üzerlerine yazılan yazılar, bir sloganın sessizliğine hapsolmuştular. Şimdi ne çocuklar biliyordu ne de Ali, Ayşe'yi seviyordu. O duvarlar teker teker yıkılmıştı.
Tükendi
Yaşamak, gayrettir... İnsan, yaşam yolunda karşısına çıkan problemlere bulduğu çözümlerle insanlaşmıştır. Aklıyla, yüreğiyle, ruhuyla... Gurur Göç, bu topraklarda o gayretin en büyük temsilcilerinden biri artık. Önünde beliren engellere boyun eğmeyip, tümüyle yüzleşerek ve onlara her seferinde üstün gelip, kendi hayatını yeniden kurarak, bu ülkede birçok insanın hikâyesine umut kattı. "Yaşam, vazgeçilmezdir" diyen Gurur Göç, şimdi yaşamdan alıp, yüreğinde süzdüğü duyguları, her biri birer ders, her biri bi
Tükendi
Gökhan Sarıbıyık bir Agonya çocuğu. Bu toprakların ardı ardına çıkardığı yazın adamlarından birisi. Attila İlhan gibi söylersek doğuştan tabiat-ı şairanesi var. Dağlarla, bayırlarla, kırlarla atışan bir halk ozanı gibi yazıyor şiirlerini. Secdayı yalnızca yalnızca kelebeğin kanadında aramıyor, halkın arasında da arıyor. Yolu açık olsun. Tahir Musa CEYLAN / Yazar, Şair Kaz Dağı'nın eteklerinde, sonbaharın ilk soluğunda yağmur yüklü bulutların karanlığına gömülen o kıyıda kalakalmış kasaba -ki ışığa gözünü
Tükendi
Anlatılan çoğu masallarda çocuklara büyükler tarafından hep şu mesaj verilmiştir: "İyilik, fedakârlıktır...". Peki, verilmek istenen mesaj ne kadar doğru? İyilik, gerçekten fedakârlık mıdır? Masalları yeniden yazıp onları yeniden hayata, okuyucu karşısına çıkaran yazarlar, kendilerine gelen tuhaf bir notla neye uğradıklarını şaşırırlar. Ve o anda bazı gerçeklerin farkına varırlar. Gerçek yazarlar tarafından devreye sokulan sihirli mühürlü kalem sadece masal kahramanlarının değil onların da hayatını değiştir
Tükendi
Naci Komiser, Polis Akademisi'nde okurken çıkmaya başladığı ve daha sonra ayrıldığı Belma'yı zamanla aklında bir saplantı haline getirir. Ona ulaşamamanın ezikliği ile her gün onun hayalini kurmaya ve hayal ile gerçek arasında gidip gelmeye başlar. Bu saplantı sonucunda bir süre akıl hastanesinde yatmak zorunda kalır. Aynanın içinde gördüğü ve kendisine bile tam olarak açıklayamadığı sanrıları, yaşadığı ruhsal trajedinin bir yansıması olarak karşımıza çıkar; "... Aynadaki yansımasından yatağındaki hasta ism
Tükendi
Yazarın ilk kitabı olan Umuda Yolculuk'ta; Köy yerinde yapacak iş bulamayan, umutlarını yeşertmek için gittikleri İstanbul'da yok olan bedenleri... Ağabey şiddetine maruz kalan çocuğun azimli yükselişini... Kendileri için yeni yaşam alanları oluşturmaya çalışırken diğer canlılara yaşam hakkı tanımayan kötü insanları... Sabah şiddet uygulayıp akşam olunca da hiçbir şey olmamış gibi sıcaklığı karısının bedeninde arayan acımasız insanları... Bozuk kaldırımlarda yol alamayıp bir sarhoşun arabasının altında kala
Tükendi
Bu kitapta; kuzuların henüz oynaşmaya başladığı 1960 yılının ilkbaharında, Toroslar'ın eteklerinden Niğde Ovası'na bakan bir Yörük yaylasında doğmuş, 8 yaşında sığır çobanlığı yaparak hayatı öğrenmeye başlamış ve geleceğe hep yalnız başına yürümüş bir çocuğun, hayatla mücadele yolculuğuna tanık olacaksınız.
Tükendi
Cafer Akkaya, düşünsel anlamda tartışılması çok zor bir alana girip, dinleri; dünleri ve bugünleriyle inceliyor; kaynaklarına, dayanaklarına iniyor; inanç dediğimiz katı dogmaları 'aklın mahkemesinde yargıladıktan' sonra da ekliyor; "eğer bir dine inanmak istiyorsanız, 'iyimserlik' dinine inanınız." İlk ve Son Tanrı Hz. Akıl, tek kelimeyle sarsıcı bir kitap... "Çok az insan, özellikle dinlerin temelinin atıldığı dönemlerde ya da daha önceki tarihlerde hakkını bu dünyada alabilmiştir. Ezilmiştir, horlanmışt
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 246 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3